Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/151 E. 2021/512 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/151 Esas
KARAR NO : 2021/512

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında 100.000,00 TL miktarlı genel kredi taahhütnamesi imzalandığını bu sözleşmeye istinaden borçluya takibe konu ticari artı para ürünü kullandırıldığını, iş bu sözlşmeye davalı olarak …’in bu sözleşmeye müteselsil kefil olduğunu, ödemelerin yapılmaması üzerine davalılara ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödememe yapılmaması üzerine İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, takibe davalının itiraz ettiğini belirterek kullandırılan ticari krediden kaynaklanan takip çıkışı 7.706,12 TL alacaklı olduğunun tespitine ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Genel Kredi Sözleşmesi, Kefalet, ihtarname,
-İzmir … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında kredi sözleşmesine dayalı alacağa istinaden 6.821,60 TL asıl alacak, 547,92 TL akdi faiz, 29,77 TL işlemiş temürrüt faizi, 28,89 TL bsmv, 277,94 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 7.706,12 TL alacak üzerinden davalı ile dava dışı … ve … aleyhinde takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 25/10/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edildiği, borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının, dava dışı … ile banka arasında imzalanan 100.000 TL tutarlı genel kedi sözleşmesine davalı …’in müşterek ve müteselsil kefil olduğu iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, mahkememizce davacı bankadan söz konusu genel kredi sözleşmesi ve eklerinin istenildiği, davacı bankanın 13/10/2020 tarihli cevabı yazısında sözleşmenin gönderildiği yine davacı vekili tarafından da 22/02/2021 tarihli dilekçe ekinde sözleşme ve eklerinin bir suretinin sunulduğu, mahkememizce sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, kredi sözleşmesinin asıl borçlunun …, olduğu, adı geçen şirkete 100.000,00 TL genel kredi kullandırıldığı, davalı … ile dava dışı …’un sözleşmede müşterek müteselsil kefil olarak isim ve imzalarının bulunduğu, sözleşmede davalı …’in kefil olarak sorumlu olacağı azami miktarın ve kefalet tarihinin belirtilmediği, 6098 sayılı TBK’nın 583/1.maddesine göre, “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır”. şeklinde düzenlemeye göre de somut olayda geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığından bahsedilemeyeceği bu sebeple davalının dava konusu alacaktan sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 131,61 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 72,31 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra isteği halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının mercine İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11,13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA