Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/145 E. 2022/706 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/145
KARAR NO : 2022/706

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulup dava şartının yerine getirildiğinin, davacı ile davalının … tarihli …/… numaralı sözleşmeyi imzaladıklarının, ilgili sözleşme gereğince davacı şirketin yükümlülüğünün davalı için KKYDP …/… sayılı tebliğ kapsamında hibe çıkartabilmek amacıyla proje hazırlamak olduğunun, davacı firmanın davalı şirket ile sözleşme imzalaması sonrasında proje hazırlamak için gerekli personeli hazır ettiğinin, davalı şirketle defalarca görüşmeler yapıldığının, gerek e-mail yoluyla gerekse telefon yoluyla sürekli iletişimde kalındığının, davacının üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğinin, davacı tarafından hazırlanan “Ham Deri İşleme Tesisinde Kapasitenin Arttırılarak Teknolojik Gelişim Sağlanması” adlı projenin başarılı kabul edilerek desteklenmesine karar verildiğini, hibe verilmesi için projenin başarılı bulunması sonrasında ilgili Bakanlık ile davalının sözleşme imzalaması gerektiğini, davalının ise bu aşamada hibe almaktan vazgeçtiğinin ve bu nedenle Bakanlık ile sözleşme imzalamadığını, davacı şirket tarafından hazırlanan ve hibeye hak kazanan projeye rağmen davalının ilgili Bakanlık ile sözleşme imzalamayarak hibe almaktan vazgeçtiğini, bu durumun da taraflarca sözleşmede kararlaştırıldığını, davalı yanın Başarı Bedeli dışında ayrıca 12.000.-TL cezai şart bedelini de davacıya ödemekle yükümlü olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının açılabilmesinin geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğunun, davacı tarafın icra takibini İzmir İcra Müdürlüğü’nde başlattığının, buna istinaden icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğinin, yetkili icra müdürlüğünün Çorlu İcra Müdürlüğü olduğunun belirtildiğinden takibin durduğunu, davacı tarafın ise işbu dava dilekçesinde yetki itirazının kaldırılmasını talep etmediğini, işbu sebeple de icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını, yetki itirazının kaldırılması da talep edilmediğine göre davacı tarafın itirazı kabul ettiğini, İzmir İcra Müdürlüğü yetkili olmadığından huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı tarafın sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeden alacak talebinde bulunduğunu, sözleşme bir bütün olarak incelendiğinde, davacının davalıya belli bir neticeyi meydana getirmeyi, bu netice meydana geldiğinde ücrete hak kazanılmasının düzenlendiğinin görüleceğini, ayrıca davacının vekalet hizmeti taahhüdünde de bulunduğunu, bu sebeple olaya vekalet ve istisna sözleşmelerinin kıyasen uygulanması durumunda, davacının hizmetin meydana getirilmesindeki en ufak kusurundan sorumlu olduğunu, ayrıca istisna akdinde taahhüt edilen sonucun meydana gelmemesi halinde davalının sözleşmeden bir fayda elde edemeyeceğinin açık olduğunun, davacı tarafın davalıya danışanlık hizmeti vererek davalının bir takım hibe ve kredilerden yararlanmasını taahhüt etmiş ise de, bu taahhüdünü yerine getirmediğini davacı tarafın 4 yıl sonra hukuki işlemlere girişerek davalıdan haksız çıkar elde etmeye çalışmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğinin, bu nedenle davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesinin talep edildiğinin, tüm bu sebeplerle davanın reddine, alacak iddiasının likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden tazminat talebinin reddine, davacının ortaya konulan kötü niyeti sebebiyle davacı hakkında %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
SMMM …’nün 01.11.2021 Tarihli Raporunda; Proje hazırlama ve teslim bedelinin 3.000.-TL olduğu, davacının başarı bedeli olarak 13.000.-TL alacağının yerinde olduğu, Davacının verdiği hizmete karşılık sözleşme hükümlerine göre davalıya herhangi bir fatura düzenlemediği tespit edilmiş olup KDV sini içeren talebinin yerinde olmadığı, – … tarihli …-…-E… sayılı T.C. Tekirdağ Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden Sayın mahkemenize gelen yazıda davalı … ’ nin kendilerine bildirilen süre zarfında herhangi bir başvuruda bulunmadıkları, hibe sözleşmesi imzalamadıklarının belirtildiği anlaşıldığından; davacının başarı bedeline ilave olarak 12.000,00.-TL cezai şart bedeli alacağının da yerinde olduğu tespit edilmiştir.
SMMM …’nün 05.04.2022 Tarihli Ek Raporunda; Davacının 27.000,00 TL asıl alacak ve buna işlemiş (%9 yasal faiz) 6.297,00 TL faiz olarak toplamda 33.297,00 TL tutarında davalıdan alacağının yerinde olduğu tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
İtirazın iptali davaları niteliği gereği, icra takibine bağlı, takibin devamına ya da iptaline yol açacak davalardır. İtirazın iptali davalarında takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye, takip dayanağı borcun sebebine bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. Davanın, icra takibine bağlı olmasının bir başka doğal sonucu ise davacının icra takibine konu edilen alacağın varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
İlamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.07.2021 tarihli ve 2017/19-3085 E., 2021/902 K. sayılı kararında da değinilmiştir. 2004 sayılı yasanın 67/1 maddesi, YHGK 27.11.2013 tarih 2013/11-360 esas 2013/1605 karar sayılı ilamı, Y7HD 22.01.2013 tarih 2012/6063 esas 2013/302 karar sayılı ilamları gereği, itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması zorunludur. İcra takibine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliği sağlanmadan 2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlaması mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte incelendiğinde; dava dosyasında bulunan resmi yazışmalar, sözleşmeler ve taraflarca sunulan diğer belgeler incelendiğinde, davacı tarafından davalı ile aralarındaki sözleşmeye uygun surette projenin hazırlandığı, hazırlanan bu projenin ilgili makamlara sunulduğu, projenin başarılı olduğuna dair davalıya resmi kurumca yazı gönderildiği, davacının bu durumda sözleşmede yer alan 13.000,00 TL tutarındaki sözleşme başarı bedelini almaya hak kazandığı, mahkememize … tarihinden T.C. Tekirdağ Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünca gönderilen yazıda davalının valilikçe belirtilen sürede kendisine başvurmadığı, süresinde hibe sözleşmesini imzalamadığının belirtildiği, bu durumda davalının sözleşmede yer aldığı şekliyle 12.000,00 TL cezai şart bedelini de ödemek durumunda olduğu, ayrıca kuruluş başarı bedelinin de zamanında ödenmemesi sebebiyle davalının ayrıca 2.000,00 TL cezai şart bedelini de ödemesi gerektiği, davalı hakkında herhangi bir fatura düzenlenmediğinden KDV bedelinden davalının sorumlu olmayacağı, bu alacaklar bakımından davacının davalıya herhangi bir ihtar göndermediği anlaşılmakla davalının takip tarihi itibarıyla yasal faizden sorumlu tutulması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-İzmir … İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyası ile yürütülen TAKİBİN 27.000 TL ASIL ALACAK VE TAKİP TARİHİNDEN İTİBAREN İŞLEYECEK YASAL FAİZİ İLE BİRLİKTE DEVAMINA,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gerekli toplam 1.844,37-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 481,45-TL nin mahsubu ile 1.362,92-TL harcın davalıdan tahsiliyle HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 535,85-TL toplam harç, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 119,50-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.155,35-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre (27.000,00/39.863,00=0.68) 785,63-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 13/2 ye göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır