Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/111 E. 2021/605 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/111 Esas
KARAR NO : 2021/605

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/04/2016 tarihinde açık satış sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme yürürlükte iken taahhütlerini yerine getirmeyip tüm uyarılara rağmen TAPDK satış belgesi yenileme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, TAPDK belgesi faal halde bulundurmadığından ve bu sebeple de müvekkili şirketten ürün alım ve satışı yapmadığı, sözleşmenin devamının imkansız hale getirerek sözleşmenin 9,10/b, 10/c, 19 ve 20 ve sair maddelerini ihlal ettiğini, sözleşmenin 20 maddesinde sözleşmenin feshine sebebiyet verilmesi halinde müvekkili şirkete sözleşme gereği her türlü mali yardım ve katkı ile birlikte 50.000,00 TL cezai şartın ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmaması üzerine takip başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete takipte geçen miktarda borcu bulunmadığını, müvekkilinin elinde olmayan nedenlerle fuar sürecinde mağdur olduğunu, davacı ile anlaşma sağladığı halde 2 yıldan sonra icra takibi yapıldığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satım sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasıyla cezai şart ve katkı payı alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Sözleşme, ihtarname,
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-İzmir …. İcra Dairesinin … sayılı dosya sureti,
-Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığının 01/02/2021tarihli yazısı,
-Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 28/04/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’nun 06/04/2021 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında ticari satım sözleşmesinin davalı tarafından ihlal edildiği iddiasıyla katkı payı ve cezai şart alacağına istinaden 50.000,00 TL cezai şart ve 59.000,00 TL yatırım tutarı olmak üzere toplam 109.000,00 TL alacak üzerinden 11/12/2018 tarihinde takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 03/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde 06/09/2019 tarihinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edildiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının, davalının satım sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiğini ve bu nedenle davalıya yapılan katkı bedeli ödemesinin iadesi ile cezai şart talep koşullarının oluştuğunu iddia ettiği, davalının ise sözleşmenin ihlalinin kendisinden kaynaklanmadığını, olağan dışı süreçler yaşandığını, kendisinin faaliyet gösterdiği alandan süresinden önce tahliye edildiğini ve davacıya borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında “Açık Satış Noktası Sözleşmesi” bulunduğu, bu sözleşmenin sonlandırıldığı ve davalıya sözleşme nedeniyle davacı tarafından 59.000,00 TL katkı bedeli ödendiği hususlarında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın sözleşmenin sona ermesinin davalının ihlalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda olduğu, her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmişse de taraflar arasındaki sözleşmede İzmir İcra ve Mahkemelerinin münhasıran yetkili kılındığı, 6100 sayılı HMK’nın 17 vd. maddeleri uyarınca yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, takibin yetkili yerde başlatıldığı, davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davalının 2016 yılı Mayıs-Ekim ayları arasında davacıdan toplam 5908,24 litre ürün alımı yaptığı, bu miktarın taahhüt edilen 50.000 litrenin altında kaldığı, davacı şirketin bayisi/distribütörü tarafından davalıya 59.000,00 TL’lik iki ayrı fatura ile toplam 118.000,00 TL katkı bedeli ödendiği, bu faturaların ve ödemelerin davalının defterinde kayıtlı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 2 ve 3 maddelerine göre davalının işyerinde davacının ürünlerinden 50.000 litre birayı düzenli ve süreklilik arz edecek şekilde satın almayı, bulundurmayı ve satmayı kabul ve taahhüt ettiği, taahhüt edilen miktar için süre sınırlaması konulmadığı ve taahhüt edilen miktarın satın alınması ile sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği, sözleşmenin 12. maddesinde davacı tarafından davalıya 50.000,00 TL+KDV tutarında katkı bedeli ödeneceği, sözleşmenin 9, 10-c, 19 ve 20. maddelerinde davalı işletmecinin ruhsat, izin, satış belgesi gibi yasal yükümlülüklerini yerine getirmek ve ürünün satışını sağlamakla yükümlü olduğu, sözleşme kapsamındaki taahhütlerden herhangi birinin kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi halinde ihtara gerek kalmaksızın davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedileceği, katkı bedelinin iade edileceği ve 50.000,00 TL cezai şartın ödeneceği ile sözleşmenin 01/04/2016 tarihinden itibaren geçerli olduğunun kararlaştırıldığı, davalının kabulünde olduğu üzere sözleşme yürürlükte iken davalının sözleşmede belirtilen adreste faaliyetini sona erdirdiği, sözleşmedeki miktar taahhüdünü yerine getirmediği, Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın 01/02/2021 tarihli cevabi yazısına göre davalının alkol satış belgesinin süre uzatım işlemlerini yapmadığı ve 2017 yılı itibariyle satış belgesinin geçersiz hale geldiği, davalının satış yetkisini kaybettiği, bu kapsamda davalının, kendi eylemi ile davacıya ait ürünleri bulundurma, satın alma ve satma taahhüdünü yerine getirmediği, her ne kadar davalı tarafından kendi kusuru bulunmaksızın işyerinin tahliye edildiği, olağan dışı durumların meydana geldiği ve sözleşme hükümlerinin bu nedenle yerine getirilmediği savunulmuşsa da taraflar arasındaki sözleşmenin süresiz olduğu ve ürün miktarı itibariyle sınırlandığı, savunulduğunun aksine tahliye öncesinde mal alımının durdurulduğu, sözleşmenin 8. maddesine göre davalının işyeri değişikliği yapma imkanına sahip olduğu, tacir olan davalının işyeri değişikliği veya beklenen turist sayısına ulaşılamaması gibi halleri öngörmesi ve basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğu dikkate alındığında söz konusu durumun kusursuz fiili imkansızlık olarak değerlendirilemeyeceği, davalının işyeri değişikliği yapmamak, satış ruhsatını yenilememek ve davacıya ait ürünleri bulundurmamak, satın almamak ve satmamak suretiyle taahhüdünü kusurlu olarak ihlal ettiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle davacının sözleşme uyarınca davalıya yapmış olduğu 50.000,00 TL ve %18’lik KDV’si olan 9.000,00 TL olmak üzere toplam 59.000,00 katkı bedeli ödemesinin iadesi ile 50.000,00 TL tutarındaki cezai şartı talep edebileceği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2-109.000,00 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 21.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 7.445,79 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 1.316,45 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.129,34 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.316,45 TL peşin harç, 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 59,80 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.330,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 14.305,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA