Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/102 Esas
KARAR NO : 2021/826
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; Müvekkilinin maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalılardan …’nin maliki, diğer davalı …’nin sürücüsü olduğu … plakalı araçlar arasında 12.08.2015 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigorta şirketine sigortalı olan … plakalı aracın kazada asli ve tam kusurlu olduğu, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın onarımı için 8.718,81 TL’lik fatura kesildiği, ayrıca aracın tamiri süresince araç kiralamak zorunda kalan müvekkilinin KDV dahil toplam 944,00 TL masraf yaptığından bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, aracın tamiri süresince kullanamayan ve araç kiralamak zorunda kalan müvekkilinin ödemek zorunda olduğu şimdilik 200,00 TL araç kiralama bedelinin davalı şahıslardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili sunmuş olduğu 10.08.2017 tarihli dilekçesi ile 8.718,00 TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, 600,00 TL ikame araç bedelinin diğer davalı şahıslardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : 1-Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil şirketten hasar miktarına ilişkin talepte bulunabilmesi için öncelikle sigortalı araç sürücülerinin kusurlarının tayin edilmesi gerektiği, kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davacının maddi zararı kanıtlaması gerektiği, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğu, bilirkişi incelemesi ile talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunun sübuta ereceği, bu nedenle dahi tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığı, öncelikle kusur durumunun Adli Tıp Kurumu’nca tespit edilmesi buna müteakip bilirkişi vasıtasıyla hasar miktarının tespiti yoluna gidilmesi gerektiği, haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep etmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında diğer davalılara usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen diğer davalılar tarafından esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İSTİNAF KARARINDAN ÖNCE MAHKEMENİN GEREKÇESİ : “İncelenen 12/08/2015 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının … ile … plakalı araçlar arasında meydana gelen kazaya ilişkin olarak araç sürücüleri … ile … arasında düzenlendiği belirlenmiştir. … plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlendiği belirlenmiştir.
Söke … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasının UYAP üzerinden celbedildiği, bu dosya üzerinden İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden 01/07/2016 tarihli rapor alındığı, raporda özetle; sanık sürücü …’nin kusursuz olduğu, müşteki sürücü …’in kusursuz olduğu, teknik arıza mahiyetinde olan teker fırlamasının (çıkmasının) olayın meydana gelmesinde asli derecede etken olduğu belirtilmiş, mahkememiz dava konusu olan kazayla ilgili taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan, katılan …, sanık …, suç tarihi 12/08/2015 olduğu, 06/12/2016 tarihinde sanık …’nin 5271 sayılı CMK 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar verildiği ve kararın 29/12/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kusuru durumu ve davaya konu talepler yönünden Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden 20/04/2018 tarihli rapor aldırılmış, raporda özetle; kamyonet sürücüsü …’nin kusursuz olduğu, otomobil sürücüsü …’in kusursuz olduğu, teknik arıza niteliğindeki teker fırlamasının oluş üzerine %100 oranında etkili olduğu belirtilmiştir.
KTK.’nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır. Dosyaya toplanan deliller alınan raporlar, Söke … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davaya konu edilen trafik kazasının oluşumunda davacı tarafa ait araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu nazara alındığında davalıların dava konusu taleplerden sorumluluklarının bulunmadığı belirlenerek subut bulmayan davanın reddine” ilişkin olarak … Esas, … Karar ve 20.05.2019 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF KARARI : Mahkememizce verilen kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar ve 25.12.2019 tarihli kararı ile “Dava, trafik kazası nedeniyle aracı hasara uğrayan araç malikinin kazaya sebebiyet veren karşı araç işleteni/sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından hasar bedeli ve ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; Kılıçoğlu Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir (Yargıtay 17. HD’nin 23.09.2019 t. 2016/19076 E. – 2019/8371 K.sayılı kararı).
Somut olayda, davacıya ait otomobilin karşı yönden gelen davalı …’ye ait ve onun oğlu olan davalı …’nin sevk ve idaresindeki kamyonetten fırlayan tekerleğin çarpmasıyla hasara uğradığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi, bu yön mahkemece toplanan delillerle de saptanmıştır. Uyuşmazlık, davalıların tekerleğin fırlamasıyla oluşan bu zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Aracın tekerleğinin fırlaması şüphesiz araçtaki teknik bir arızadır. Bilirkişi raporunda da bu husus tespit edilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlendiği gibi araç maliki, sürücüsünün kusurundan, aracın bakım onarım ve her zaman trafikte emniyetli bir şekilde bulundurulmasından kusursuz olarak sorumludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı işletenin sorumluluğunu karşılamakla yükümlüdür. Aracı sevk ve idare eden sürücü ise, nezaretindeki aracın kontrolünden ve bakımından sorumludur. Bu konularda gerekli dikkati, ilgiyi göstererek araçta oluşabilecek muhtemel arızaları araç sahibine bildirmekle yükümlüdür. Mahkemece, davalılar … ve …’ın baba oğul olmaları, aracın kamyonet niteliğinde bulunması nedeniyle, davalı sürücü …’ın bu aracı uzun süredir kullanıp kullanmadığı, araçtaki teknik arızayı bilebilecek durumda olup olmadığı, aracın periyodik bakım, arıza ve onarım işlerinin kim tarafından yaptırıldığı, aracın davalı sürücü tarafından geçici olarak kısa süreli emaneten alınıp alınmadığı, dolayısıyla davalı …’nin teknik arızanın ve kazanın oluşmasında kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılıp değerlendirilmesi ve bilirkişiye incelettirilmesi gereklidir (Yargıtay … HD’nin 16.05.2013 t.li, … E. – …. K. sayılı kararı). Bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmadan ve bu hususlar dikkate alınmadan araç sürücüsünün kusursuz olduğundan bahisle tüm davalılar hakkında davanın reddedilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece taraf delilleri uzman bilirkişiye incelettirilmeli, açıklanan konularda yeniden rapor alınmalı, sonrasında gerektiği taktirde hasar bedeli ve ikame araç bedeli konusunda makine mühendisi bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır (Yargıtay …. HD’nin 13.12.2004 t.li, …. E. – … K. sayılı kararı).
Bu durumda, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.” şeklindeki karar ile mahkememizin önceki kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DELİLLER:
1-Davalı sigorta şirketinden dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak hasar dosyalarının birer sureti getirtilerek dosyamız arasına eklenmiştir.
2-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacıya ait araca ilişkin evrakların birer suretleri getirtilerek dosyamız arasına konulmuştur.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış olup, düzenlenen 20.04.2018 tarihli raporda; kamyonet sürücüsü …’nin kusursuz, otomobil sürücüsü …’in kusursuz, teknik arıza nedeniyle tekerlek fırlamasının oluş üzerine %100 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından hasarla ilgili olarak rapor alınmış olup, düzenlenen 06.09.2018 tarihli raporda; araç hasarı ve ikame araç bedeli yönünden yapılan hesaplama neticesinde davacıya ait araçta dava konusu trafik kazası nedeniyle 8.718,81 TL hasar meydana geldiği, ikame araç bedelinin ise 944,00 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
4-Davalı tarafa ait … plakalı araca ilişkin olarak kaza tarihini kapsar şekilde trafik kaydı getirtilmiş olup, 21.09.2021 tarihli cevabi yazı dosyaya eklenmiştir.
5-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Söke … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilerek dosyamız arasına konulmuştur.
6-İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin ilgili kararından sonra mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin kararı ve tüm dosya kapsamı belgeler değerlendirilmek kaydıyla tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, makina mühendisi bilirkişi … ve sigortacı bilirkişi …. tarafından düzenlenen 28.07.2021 tarihli rapor sonuç olarak; Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalılara ait … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda hatalı etken davranış sergilemiş olduğu, davacı tarafa ait araç sürücüsünün ise kazanın oluşumunda herhangi bir hatalı davranışının bulunmadığı, davacı tarafa ait araçta meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olduğu, davaya konu araçta KDV dahil toplam 8.718,81 TL hasar meydana geldiği, hesap edilen maddi hasarın ZMMS poliçe teminat limitinde kaldığı, sigortalı aracın kamyonet vasfında olduğu, davacı aracının tamirde kaldığı 10 günlük süre içerisinde ikame araç bedelinin KDV dahil toplam 944,00 TL olduğu, ancak davacı talebinin 600,00 TL olduğunun sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLER- DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL:
Dava; trafik kazası nedeniyle davacı tarafa ait araçta oluştuğu iddia oluna hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden, ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın ise davalılar … ve …’den tahsili istemine ilişkindir.
Kaza tarihi olan 12.08.2015 tarihinde davacının sevk ve idaresinde olan … plakalı otomobil ile seyir halindeyken davalılardan …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin tekerinin yerinden çıkıp fırlaması ve fırlayan tekerin davacı idaresindeki araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde 19.05.2015-19.05.2016 tarihleri arasında ZMMS sigorta poliçesi ile kaza başına maddi 29.000,00 TL poliçe limiti ile sigortalanmış olduğu dosya kapsamı belgelerle sabittir.
Taraflar arasındaki ihtilaf davacıya ait araçta dava konusu trafik kazası nedeniyle hasar meydana gelip gelmediği ve yine davacı tarafın aracın tamirde kaldığı süre kapsamında talep etmiş olduğu ikame araç bedeline ve araçtaki hasar bedeline ilişkin maddi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı, davalı sigorta şirketinin ve yine kazaya karışan sigortalı aracın kaza anında sürücüsü ve maliki olan diğer davalıların kendilerinden talep edilen maddi tazminattan sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından makina mühendisi ve sigortacı bilirkişiden alınan raporda; “aracın sol ön tekerleğinin çıkmasının irdelenmesi” başlıklı bölümünde istenmeyen sonuçlara yol açabilecek durumla karşılaşmamak için araç kullanıcılarının tamir-bakım ve lastik patlaması sonrası araca takılan tekerleğin bijonlarının doğru takılarak iyi sıkıldığını kontrol etmesi/ettirmesi ve aynı zamanda kontrol edilmesi gerektiği, dava konusu trafik kazasının 12.08.2015 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonet ile orta ayırıcı refüj ile iki şerit gidiş-iki şerit geliş olarak bölünmüş devlet karayolu üzerinde Milas ilçesi istikametinden Söke ilçesine seyir halindeyken olay yerine geldiğinde sol ön tekerleğinin yerinden çıkarak karşı şeride geçip Söke ilçesi istikametinden Milas ilçesi istikametine seyir halinde olan sürücü davacı … idaresindeki … plakalı hususi otomobilin sol ön kapı kısımlarına çarpması üzerine dava konusu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, dava konusu trafik kazasının oluşumunda Milas istikametine doğru kendi şeridinde ve doğrultusunda seyir halinde olan davacı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sol ön kapı kısımlarına çarpmasıyla meydana gelen olayda … plakalı kamyonet sürücüsü …’nin dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketiyle kazanın oluşumunda hatalı etken davranış sergilemiş olduğu, … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan davacı …’in ise Söke istikametinden Milas istikametine seyirle geldiği olay anında davalıya ait … plakalı kamyonetin sol ön tekerinin araçtan koparak fırlayıp … plakalı aracın seyir şeridine geçmesi ve aracının sol ön kapı kısımlarına çarpmasıyla meydana gelen olayda kazanın oluşumunda herhangi bir hatalı davranışının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olup, bilirkişi raporu iş bu kusur değerlendirmesi açısından aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yine alınan bilirkişi raporunda dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta KDV dahil 8.718,81 TL hasar meydana geldiği ve davacıya ait araçtaki hasar dikkate alındığında makul tamir süresinin 10 gün olduğu, bu süre içerisinde davacının dosya içerisinde yer alan ve 10 gün x 80,00 TL’ye karşılık gelen 13.08.2015 tarihli KDV dahil 944,00 TL’lik araç kiralama faturasının kadri maruf olduğu belirtilmiş olup, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 06.09.2018 tarihli rapor ile de uyumlu olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporundaki bu görüş aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yine alınan bilirkişi raporunda KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nın, olay tarihinde yürürlükte olan 2918 Sayılı KTK’nın 91.maddesi gereği, işletenlerin KTK’nın 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve yine KTK kapsamında motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortası olduğu, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortaları bakımından sigortacının sorumluluğunun ise işletenin KTK’nın 85/1.maddesindeki sorumluluğu ile eşdeğer olduğu, KTK’nın 91 ve KZMSS’na ilişkin Genel Şartlar hükümlerine göre “bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamdadır, o nedenle zarar verilen şeyin eski haline getirilmesi için gereken onarım, yedek parça ve işçilik hasarı ile KDV ve araçta meydana gelen değer kaybının da sigorta kapsamında olacağının tartışmasız olduğu, esasen Trafik Sigortası Poliçe Genel Şartları ile de araçta meydana gelen maddi zararlar ile değer kayıplarının teminat kapsamında olduğunun belirtildiği, Trafik Sigortası Poliçe Genel Şartları’nın A5.maddesinin (a) bendine göre maddi zararlar teminatı : hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperi tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” şeklinde olduğu, yine Genel Şartların A6/k bendiyle dolaylı zararların ve bu bağlamda ikame araç bedelinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığı açıkça ifade edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında dava konusu uyuşmazlığın davalı tarafa ait araçtaki tekerleğin fırlamasıyla oluşan zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplandığı, aracın tekerleğinin fırlamasının şüphesiz ki araçtaki teknik bir arızadan meydana geldiği, KTK’nın 85.maddesinde düzenlendiği gibi araç malikinin sürücüsünün kusurundan aracın bakım, onarım ve her zaman trafikte emniyetli bir şekilde bulundurmasından kusursuz olarak sorumlu olduğu, aracı sevk ve idare eden sürücünün ise nezaretindeki aracın kontrolünden ve bakımından sorumlu olduğu, bu konularda gerekli dikkati, ilgiyi göstererek araçta oluşabilecek muhtemel arızaları araç sahibine bildirmekle yükümlü olduğu, bu kapsamda rapor içeriğinde açıklandığı üzere … plakalı kamyonet sürücüsü …’nin dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketiyle kazanın oluşumunda hatalı etken davranış sergilemiş olduğundan davalı sigortacının da davacı aracında meydana gelen KDV dahil 8.718,81 TL’den sorumlu olduğu, ancak ikame araç bedeline ilişkin talepten ise davalı sigorta şirketinin Poliçe Genel Şartlar’nın A/6.k.maddesi gereğince sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığından sorumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olup, bilirkişi raporunda belirtilen iş bu görüş aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
2918 Sayılı Yasanın 30/1 maddesine göre ”Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur.”
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ”Araçların Teknik Şartlara Uygunluğu Ve Muayeneleri” başlıklı 67. maddesine göre ise ”teknik şartlara uygun olmayan araçların trafiğe çıkarılması yasaktır.”
2918 Sayılı Yasanın 91/1 maddesine göre ”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesine göre ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde, dava konusu trafik kazasının oluşumunda davacı sürücü …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza sırasında davalılardan … adına kayıtlı olup, diğer davalılardan …’nin sevk ve idaresindeki sigortalı araç olan … plakalı kamyonetin sol ön tekerinin araçtan koparak davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir şeridine geçmesi ve aracın sol ön kapı kısımlarına çarpmasıyla meydana gelen olayda 2918 Sayılı KTK’nın “Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulmasının zorunlu” olduğuna dair 30.maddesi ve yine KTK’nın “Araçların Teknik Şartlara Uygunluğu ve Muayeneleri” başlıklı “teknik şartlara uygun durumda olmayan araçların trafiğe çıkartılması yasaktır.” şeklindeki 67.maddesine aykırı hareket etmiş olması nedeniyle dava konusu trafik kazasının oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta KDV dahil 8.718,81 TL hasar meydana geldiği tespit edilmiş olup, mahkememizce de bu tespit aynen benimsenmiştir. Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ve ıslah dilekçesiyle bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen hasar bedeli davalılardan sadece davalı sigorta şirketinden talep edilmiş olmakla alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davaya konu … plakalı araç kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından 19.05.2015-19.05.2016 tarihleri arasında ZMMS poliçesiyle sigorta kapsamına alındığından ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortaları bakımından sigortacının sorumluluğunun işletenin KTK’nın 85/1.maddesindeki sorumluluğu ile eşdeğer olduğundan Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve Karayolları Mali Mesuliyet Sigortalarına ilişkin Genel Şartlardaki hükümlere göre bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının sorumluluğu da o kapsamda olduğundan davalı sigorta şirketinin davacıya ait araçta hesaplanan bu hasar tutarından sorumlu olduğu sonucuna varılmakla 8.718,81 TL araçtaki hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
Yine davacı tarafça dava konusu aracın tamirde kaldığı süre göz önüne alınarak 600,00 TL ikame araç bedelinin davalı şahıslardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup, dava konusu trafik kazasının meydana geldiği tarihte davalılardan …’nin kusurlu bulunan … plakalı aracın malik ve işleteni olduğu, bu nedenle Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesi gereğince davalılardan …’nin talep edilen 600,00 TL’lik ikame araç bedelinden dolayı davacıya karşı sorumlu olduğu sonucuna varılmış olup 600,00 TL ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın davalılardan …’den haksız fiil hükümleri gereğince yerinde görülen davacı talebi gereğince kaza tarihi olan 12.08.2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
Yine kaza anında kusurlu bulunan … plakalı aracın sürücüsü olduğu anlaşılan …’den her ne kadar 600,00 TL’lik ikame araç bedeli talep edilmiş ise de bu şahsın kaza anında kusurlu aracın sürücüsü olduğu, sürücü davalı …’nin kusurlu sigortalı aracı, araçtaki teker kopmasına sebebiyet veren teknik arızayı giderilebilecek şekilde uzun süredir kullandığına dair bir delilin dosya içerisinde mevcut bulunmadığı, yine aracın periyodik bakımlarının bu davalı tarafından yaptırıldığına dair bir delilinde dosyaya sunulmadığı görülmekle bu davalı yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
a) 8.718,81 TL araçtaki hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
b) 600,00 TL ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın davalılardan …’den kaza tarihi olan 12.08.2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … hakkındaki davanın yerinde görülmediğinden reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 636,56 TL nispi karar ve ilam harcından mahkememiz veznesine yatırılan toplam 159,14 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 477,42 TL nispi karar ve ilam harcının (davalı … 47,74 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılar …Sigorta A.Ş ve …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 192,64 TL harç ile; tebligat ve posta gideri 743,09 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, ATK fatura ücreti 629,00 TL olmak üzere toplam 2.372,09 TL’nin davalılar …Sigorta A.Ş ile …’den (davalı … 142,32 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar …Sigorta A.Ş ile …’den (davalı … 244,80 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsiliyle davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır