Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/642 E. 2022/333 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/642
KARAR NO : 2022/333

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının12.12.2018 tarihinde … plaka sayılı motosikleti ile … Caddesi üzerinde seyir halinde iken no:… önünde park halinde olan davalı sigorta poliçeli … plaka sayılı aracın hareket etmesi sonucu kaza meydana geldiği, kazada davacının yaralandığı ve kusuru olmadığını, davacının uzun süre hastanede tedavi görmüş olup halen tam iyileşmediği bilirkişi incelenmesinde bu hususun tespit edileceğini, kazada davacıda oluşan daimi iş gücü kaybı tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi ve bakıcı giderlerinin kusurlu aracın sigortasında karşılanması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.00TL daimi işgücü kaybı tazminatı, 100.00TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50.00TL geçici bakıcı gideri, 50.00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için olmak üzere şimdilik toplam 300.00TL’nin temermüt tarihi itibari ile birlikte işleyecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının KYT 97m uyarınca kanunda belirtilen evraklar ile müracaat etmediğinin, davanın usulden reddi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan sigorta poliçesinde belirtili azami limitler ve sigortalısının kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu olduğunu, kusur durumu belirlenmesi için dosyanın ATK 3. Trafik İhtisas Dairesine, sürekli sakatlığının belirlenmesi için ATK’ya sevki yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri poliçe kapsamında olmadığını, bakıcı giderinin tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmemesi gerektiğini, dava haksız fiile dayalı tazminat talebi olduğundan avans faizi talep edilemeyeceğini, faiz yasal faiz olması, davacı temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir SGK’nun 09/01/2020, 05/02/2020, 21/01/2020, 28/02/2020 ve 26/05/2021tarihli
yazıları,
-Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün 08/01/2020 tarihli yazısı,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 06/01/2020 tarihli yazısı,
-İzmir CBS’nin …/… soruşturma nolu dosya sureti,
-Davacının tedavi evrakları,
-… Sigorta A.Ş nin 21/05/2020 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 16/11/2020 tarihli kusur raporu,
-İstanbul ATK’nun 23/08/2021 tarihli maluliyet raporu,
-Bilirkişi …’in 13/02/2022 tarihli aktüerya raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde;12.12.2018 tarihinde … plaka ve … plakalı araçların karıştığı çift taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davacının iş bu dava ile kaza nedeniyle yaralandığından bahisle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talep ettiği, mahkememizce öncelikle taraf sürücülerinin kusur durumlarının belirlenmesi için kusur raporu alındığı, alınan 16/11/2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda davacının % 25, davalı sigorta sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, kaza tarihi dikkate alınarak davacının maluliyetinin olup olmadığının belirlenmesi maksadıyla mahkememizce Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin belirlenmesi için dosyanın İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK’dan alınan 23/08/2021 tarihli maluliyet raporuna göre, davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, tüm vücut engellilik oranının % 0 ve 3 (üç) hafta geçici iş göremez olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacının talep ettiği tazminat kalemleri dikkate alınarak zararlarının hesaplanması için mahkememizce dosyanın doktor aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişinin13/02/2022 tarihli raporunda, davacının davalı sigorta sürücüsünün kusuru ile ATK maluliyet raporunda belirlenen geçici iş göremezlik süresine göre 1.088,49 TL geçici iş göremezlik zararının olduğu, ancak SGK tarafından davacıya 1.172,74 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, davacının karşılanmayan geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, davacının sürekli maluliyeti saptanmadığına göre sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmadığı, davacının yaralanmasının sağ el bileğinde ve derin kesiye bağlı olması nedeniyle sağ elini kullanmakta zorlanabileceği bu nedenle 10 gün boyunca bakım ihtiyacı ve aynı süreçte SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin (pansuman, ilaç v.b) olacağı, davacının bu süreçte bakım ihtiyacından kaynaklanan zararı 676,33 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri için 267,80 TL olmak üzere toplam 944,13 TL olduğu, davalı sigorta sürücüsünün kusur oranına göre talep edilebilecek zararın 708,09 TL olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacının sürücüsü olduğu araç ile davalı sigorta sürücüsünün sevk ve idaresindeki … plakalı araçların 12/12/2018 tarihinde çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, davacının iş bu dava ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerini kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle zmms sigortacısı olan davalıdan talep ettiği, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, soruşturma neticesinde müşteki olan davacı ile şüpheli olan davalı sigorta sürücüsünün uzlaşması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, her ne kadar davacı söz konusu olaya ilişkin olarak sürücü ile uzlaşmış ise de dosyamıza kazandırılan uzlaşma raporuna göre davacının davalı sigorta yönünden haklarını saklı tuttuğu, bu halde davacının iş bu davayı ikame edebileceğinin kabulü gerektiği, tarafların kusur durumuna ilişkin mahkememizce yapılan incelemede davalı sigorta sürücüsünün asli %75 kusurlu olduğunun belirlendiği, davalı sigorta tarafından mahkememize alınan kusur raporuna itiraz edilmiş ise de mahkememizce alınan kusur raporunun meydana gelen kazanın oluş biçimi, kaza tespit tutanağı ve olaya ilişkin olarak yürütülen adli soruşturmada alınan raporla uyumlu olduğu, yeniden kusur raporu alınmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı, bu nedenle davalının kusur raporuna ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, maluliyet yönünden ise yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda kaza tarihi olan 12/12/2018 tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik durumunun belirlendiği, davacı tarafından söz konusu rapora itiraz edilmiş ve ATK 2. Üst Kurulundan yeniden maluliyete ilişkin rapor alınması talep edilmiş ise de davacının son sağlık durumuna ilişkin olarak söz konusu rapor öncesinde ATK 2.İhtisas Kurulunun 30/04/2021 tarihli ön raporu doğrultusunda gerekli tetkiklerinin yapıldığı ve davacının kaza nedeniyle gördüğü tüm tedavilere ilişkin belgelerin dosyaya kazandırıldığı, bu kapsamda itiraza konu raporun düzenlendiği, ayrıca ATK 2. Üst Kurulunun sadece Adli tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmayan, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işler ile Adli tıp ihtisas kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri, Adli tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşler veya Adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri veyahut Adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyen ve kesin karara bağlayan Adli Tıp Kurumunun üst organı olduğu, somut uyuşmazlıkta ATK 2. Üst Kurulundan rapor alınmasını gerektirir herhangi bir nedenin bulunmadığı, davacının itirazlarının soyut beyanlara dayandığı bu nedenle mahkememizce davacının maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, mahkememizce alınan aktüer raporuna göre davacının karşılanmayan geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, sürekli maluliyet bulunmadığından sürekli iş göremezlik zararının hesaplanmadığı, geçici iş göremezlik süresine ilişkin bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin davalı sigorta sürücüsünün kusuruna denk gelen miktarının 708,09 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından belirlenen bu alacağa ilişkin olarak %20 müterafik kusur indirimi yapılarak 566,61 TL geçici bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talebinde bulunulduğu, her ne kadar davalı müterafik kusur savunmasında bulunmamış ise de mahkememizce TBK’nun 52. Maddesi uyarınca bu hususun resen dikkate alınması gerektiği, davacının el bileğinde meydana gelen yaralanmanın niteliğine göre davacının koruyucu kıyafet ve eldiven kullanması halinde meydana gelen zararı önleyebileceği veya azaltabileceği dikkate alındığında davacının somut olayda müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, buna göre yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alındığında belirlenen davacı zararından %20 oranında indirim yapılması gerektiği buna göre davacının 566,61 TL zararının bulunduğu, her ne kadar davalı sigorta tarafından SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile bakıcı giderlerinin zmms poliçe teminatı kapsamında olmadığı savunulmuş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları ile söz konusu zararların zmms sağlık teminatı kapsamında olduğunun kabul edildiği, bu nedenle mahkememizce davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği ve davalının söz konusu zararlardan sorumlu kabul edildiği, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 4 ve 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, kazaya sebebiyet veren ve mahkememizce alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde %75 kusurlu olan aracın 01/09/2018-01/09/2019 tarihleri arasındaki dönemde kaza tarihi itibari ile zmms sigortacısı olan davalı sigortanın poliçe teminat limiti kapsamında kalan davacının geçici bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinden sorumlu olduğu, davacı vekilinin belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği iş bu davada 07/03/2022 tarihli dilekçesiyle değer arttırım dilekçesi sunduğu, değer arttırım dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı tarafından davalı sigortaya dava öncesinde 01/02/2019 tarihinde müracaat edildiği ve davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 14/02/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, ayrıca meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, mahkememizce alınan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminat taleplerinin reddine, geçici bakım gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talebinin ise kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacının geçici bakım gideri ve tedavi gideri talebinin KABULÜ ile, 566,61 TL’nin 14/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç ve 2,00 TL ıslah harcı toplamı 46,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı, 2,00 TL ıslah harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 820,00 TL ATK maluliyet rapor ücreti ve 188,35 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.099,15 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (566,61/766,61=0,73) 1.551,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 566,61 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca davacı yönünden İstinaf yasa yolu açık, davalı yönünden ise miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA