Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/606 E. 2021/1146 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/606
KARAR NO : 2021/1146

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/12/2013 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç seyir halinde iken davacıların eş ve babaları olan müteveffa …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın karşı şeride tecavüz etmesi sonucu kaza meydana geldiğini, …’ın kazada vefat ettiğini, kazada …’ın kusursuz, …’nın asli ve tam kusurlu olarak kabul edildiğini, müteveffanın …/…/… doğumlu olup … olarak ailesini geçindirmekte iken ölümü ile eşi ve çocuklarının destekten yoksun kaldıklarını, karşı yan araç sürücüsünün kullanmış olduğu … plakalı aracın ZMMS poliçe şirketi … Sigorta A.Ş.’ye müracaat edilerek müvekkillerine 250.000,00 TL ödeme yapıldığını, söz konusu bedelin ailesine sağlayacağı imkanları karşılamaya yetmediğini, … plakalı müteveffanın kullandığı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen şirketten eksik kalan meblağın tahsilinin gerektiğini, aracın sigorta poliçesinini davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun destekten yoksun kalan 3.kişi sıfatıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası hasım gösterilerek dava açılabileceğine hükmettiğini bildirerek daavcıların herbiri için 3.000,00 TL olmak üzere 12.000,00 TL için işleyecek avans faizi ile davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 06/10/2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile … adına ölüm halinde kaza tarihi itibariyle şahıs başına 250.000,00 TL azami sorumluluk hadleri ile sigorta ettirilmediğini, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, tüm kusurun kazaya karışan diğer araç sürücüsüne ait olduğunun tespit edildiğini, davacıların zararının tümünden karşı araç … plakalı aracın sigortacısı ve maliki sorumlu olduğunu, … plakalı aracın trafik sigortacısının … Sigorta A.Ş.’nin poliçe limitinin tümünü davacılara ödediğini, bakiye zarar var ise bundan da söz konusu aracın malikinin sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve kusur oranında olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava trafik kazasından kaynaklanan … plakalı aracın trafik poliçesinin davalı sigorta şirketi nezdinde 06/10/2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlendiği, sigortalının … olduğu tespit edilmiştir.
Gediz Asliye Ceza Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında maktülün …, müştekinin (katılanın) … olduğu, … aleyhine taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle kamu davası açıldığı ve 23/06/2015 tarihinde sanık …’nın asli kusurlu olduğundan bahisle TCK 85/1, 62/1, 50/1-a/4, 52/1-2 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edildiği belirlenmiştir.
Gedliz Asliye Hukuk Mahkemesinin …/…sayılı dosyası ile …, …, …’a velayeten kendisine asaleten … tarafından … ve
… aleyhine 18/12/2013 tarihli trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davası açıldığı belirlenmiştir.
30/09/2015 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile sürücü … idaresindeki … plakalı araçların çarpışmasıyla kazanın meydana geldiğini, sürücü …’nın kazanın meydana gelmesinde %90, sürücü …’ın %10 oranında kusurlu olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın sigorta poliçesinin limitinin sakatlanma ve ölüm teminatının kişi başına 250.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, vefat edenin 657 sayılı kanun kapsamında emniyet müdürlüğü mensubu olduğunun tespit edildiğini, ölüm tarihi Aralık 2013 ayına ait bordrosunda net aylık kazancının 2.725,36 TL olduğunun tespit edildiğini, bordro bilgilerinden ölene ödenen AGİ miktarının evli, eşi çalışan, 3 çocuklu çalışana ödenen miktar olduğunu, olay tarihinde evli, eşi çalışan, 3 çocuklu çalışana ödenen net aylık asgari ücreti net 833,03 TL olduğunu, ölenin net kazancının bu ücrete oranlanması sonucu ölenin aynı dönemde geçerli olan net asgari ücretin 3,27 katı kazanç elde ettiğinin tespit edildiğini, davalı sigorta şirketinin teminat altına aldığı … plakalı araç sürücüsü ölen desteğin %10 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün %90 oranında kusurlu bulunduğunu, davacıların davalı sigorta şirketinden zarar gören 3.kişi sıfatıyla tazminat talep edebilecekleri kanaatine varıldığını, olayda iki işleten, iki sigorta şirketi ve iki poliçe bulunduğunu, dava dışı karşı araç olan … plakalı aracın sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin kendi teminat limiti olan 250.000,00 TL’nin tamamını 07/03/2014 tarihinde davacılara ödediğini, davacıların zarararının 1.poliçe limitini aştığını, bu durumda 2.poliçenin devreye gireceğini, teselsül kuralları çerçevesinde her bir sigortacının sorumluluğunun kendi sigortalılarının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava dışı … Sigorta tarafından ödenen miktar ve işlemiş faizi kadar her ne kadar yararlanma sağlamışlarsa da bu hususun ancak 1.poliçe bakımından iç ilişkide kusura isabet eden kısmından sorumlu olup ödemeyi yapan … plakalı aracın işleteni ve sigortacısına karşı ileri sürülebileceğini, bundan ödemeyi yapanan yararlanabileceğini, davalı sigorta şirketinin yararlanamayacağını, aksi halde sebepsiz zenginleşme sayılacağı kanaati ile davalı şirketin sorumluluğu belirlenirken kbu konuda indirim yapılmadığını, tüm davacıların hesaplanan tavan destekten yoksun kalma zararının 568.596,42 TL olduğunu, bu zararın %90 kusura isabet eden kısmı olan 511.736,78 TL’den dava dışı … plakalı aracın işleteni ve 250.000,00 TL poliçe limitine kadar işletenin sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğunu, dava dışı sigorta şirketinin kendi poliçe limitinin tamamını ödeyerek sorumluluğunu yerine getirdiğini, toplam destekten yoksun kalma zararından … plakalı araç sürücüsü olan ölen desteğin %10 kusuruna isabet eden 56.859,64 TL kısmından dava dışı işleten ve onun sorumluluğunu 250.000,00 TL poliçe limitine kadar davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, bu sorumluluk içinde davacı …’ın 37.534,61 TL, davacı …’ın 3.162,94 TL, davacı … 4.748,27 TL, davacı … 11.413,82 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceklerini bildirmiştir.
22/02/2021 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Kusur indirimi yapılmaksızın ve davacılara ödenen DYK tazminat tutarları güncellenerek indirildikten sonra davalı sigorta şirketinin poliçe limiti içinde; Davacı …’ın davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bakiye DYK tazminatı, 154.241,79 TL olarak hesaplandığı, davacı …’ın davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bakiye DYK tazminatı, 8.619,92 TL olarak hesaplandığı, davacı…’ın davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bakiye DYK tazminatı, 16.043,48 TL olarak hesaplandığı, davacı …’ın davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bakiye DYK tazminatı, 46.362,04 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına Thtar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız eylem, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için;
– Zarar verici bir fiil
– Bu fiilin hukuka aykırı olması
– Fiili İcra edenin kusurlu bulunması
– Fiil ve zarar arasında uygun illiyei bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
– Zorlayıcı neden
– Zarar görenin ağır kusuru
– Üçüncü kişinin ağır kusuru
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davalının sigortalısı araç sürücüsünün davacıların murisine karşı 2918 sayılı yasaya ihlal eden davranışıyla haksız fiil uyguladığı, davacılar murisinin vefatı sebebiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri, davalı sigorta şirketince daha önceden kısmi bir ödeme yapıldığı, bu ödemenin Yargıtay 17. Hukuk Dairesince verilen bozma kararı gereği güncellenerek ödenmesi gerekli tazminat miktarından mahsubuyla yeniden aktüer hesabı yapılmış ve destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin poliçe limitleri dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE,
-Davacı … için 154.241,79 TL, davacı … için 46.362,04 TL, davacı… için 16.043,48 TL, davacı … 8.619,92 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli toplam 15.388,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 41,00-TL nin mahsubu ile 15.347,00 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 41,00-TL peşin harç, 687,44 TL ıslah harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 229,00-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.579,64 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ÖDENMESİNE,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 24.218,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yargıtay yargı yolu açık olmak üzere 15 günlük kesin süre içerisinde verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır