Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/58 E. 2022/759 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/58 Esas
KARAR NO : 2022/759

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ….. ili …… ilçesi …mahallesinde bulunan … ada … nolu villalar ile…… ili … ilçesi … Mahallesi … ada ….. parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 adet villanın “ince imalat işlerinin” yapılması konusunda 08.05.2017 tarihinde anlaşma sağlandığını, müvekkili şirket tarafından anlaşmadan sonra işe başlandığını, yapılan anlaşma üzerine müvekkili şirket üzerine düşen edimleri basiretli bir tacir olarak yerine getirdiğini, aldığı malzemeleri davalıya bildirdiğini, ince imalat işini gereği gibi yerine getirdiğini, anlaştıkları şekilde geçici hak edişler düzenleyerek e-mail olarak davalıya gönderdiğini, davalı da başlangıçta bu hak edişlere ve gönderilen e-maillere itiraz etmeksizin ödemelerin bir kısmını yaptığını, ancak hak edişlere itiraz etmeyen davalı bir süre sonra müvekkilinin aldığı malzemelerin bedelini ve hak ettiği ince işçilik ücretlerini ödememeye başladığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak ödeme yapmasını beklediğini ancak davalı tarafından ödeme yapılmayınca Karşıyaka 2.Noterliğinin 21.03.2018 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yapılan işlerin toplam bedelinin 223 427,30 TL KDV olduğu 100.000 TL’nin ödendiği, ancak kalan 123.427,30 TL KDV olmak üzere toplam 163.644,21 TL’nin ödenmediği, bakiye borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, bu ihtara rağmen davalı tarafından müvekkilinin alacağının ödenmediğini, Urla Noterliği’nin 05.04.2018 tarih ve 04362 yevmiye nolu ihtarnamesi ile işlerin eksik yapıldığını iddia edilerek zarar talebinde bulunulduğunu, ihtarnameye karşılık cevap vermediğini ve ödeme de yapmadığını, bu ihtarnamenin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin gerekli özen gösterilerek tüm işler yaptığını, davalı tarafından da ödeme yapılırken işlerin eksik yapıldığı yönünde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, ödemelerin yapılamaması sebebi ile müvekkilinin işe devam edemediğini, müvekkili tarafından alınan 16 adet alçıpan ile alçıpan profilde inşaat alanında kaldığını, kalan malzemelerin bedelinin 23.500,00 TL olduğunu, bu bedelin de davalıdan alınıp müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile 163.644.21 TL kesin hak ediş bedeli, ve 23.500 TL malzeme bedeli olmak üzere toplam 187.144.21 TL’nin kesin hakediş tarihi olan 25.10.2017 tarihinden işleyecek ticari faiz ile davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır inşaat işleriyle uğraşan bir iş adamı olduğunu, davalı şirket yetkilisi ……. müvekkilinin …’deki şantiyesine ziyarete geldiği sırada …ve Güzelbahçedeki inşaatların ince imalat işlerine talip olduğunu, taraflar arasındaki görüşmeler sonucunda 2017 Mayıs ayından başlamak üzere bu işlerin davacı şirket tarafından yapılması konusunda sözlü olarak anlaştığı, bu doğrultuda davacı taşeron tarafından 31.05.2017 tarihinde “ince işler yapım sözleşmesi” ve “birim fiyat listesi” 21.07.2017 tarihinde ise “iş programı” mail kanalıyla müvekkili şirkete gönderildiğini, İş programına göre 2017 ağustos ayında tüm sıva işlerinin bitmesi, 2017 ekim ayı sonunda ise işlerin tamamının teslim edilmesi gerekirken Ekim ayı sonu itibariyle henüz karo ve alçı sıva işleri bile tamamlanmadığını, müvekkilinin Ekim ayı itibari ile tüm ince işlerin tamamlanacağını hedeflerken 20 Kasım itibariyle hatalı yapılan yerlerin tekrardan yaptırılmadığını ve eksiklerin tamamlattırılması için toplam 56.000,00 TL masraf yaparak yeni taşeron ile çalışmak zorunda kaldığını, müvekkilinin 2018 Ocak ayında almayı planladığı oturma raporunun ise tüm aksamalar sebebiyle ancak Haziran ayında alabildiğini, bu durum beraberinde mal sahibine olan sorumluluğunu doğurduğunu ve geciken her ay için daire başına 1500 $ kira bedeli olmak üzere 4 ayrı daire için 6 aylık gecikmenin bedeli olarak toplamda 36.000 $ ödemek durumu ile karşı karşıya kaldığını, davacı tarafından sunulan hakediş raporunda müvekkilinin onay ve imzasının da olmadığı açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin davacı tarafından gönderilen sözleşmenin 10.maddesi uyarınca haklı sebeple sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını belirterek haksız ve mesnetsiz açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli ve malzeme bedeli isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 18/04/2019 ve 12/08/2020 tarihli yazısı ve eki
-Urla Vergi Dairesinin 06/08/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi ……. ve ……’un 24/06/2021 tarihli raporu,
-… İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 24/12/2021 tarihli yazısı,
-İnşaat Mühendisi Bilirkişi …….nın 30/03/2022 tarihli bilirkişi raporu,
-Karşıyaka 2. Noterliğinin 12/09/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Tanık beyanları.
-Tanık … 22/12/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; ” davalı …’in kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile anlaşmış olduğu….. benim arkadaşımdı, bende mimarım ve müteahhitlik yapmaktayım, arsa sahibi olan arkadaşım İbrahim’in daveti üzerine dava konusu taşınmazları yerinde birden çok kez inceledim, ben davacı ve davalı arasındaki sözleşme ilişkisi hakkında bilgi sahibi değilim, davacı tarafından bir kısım vilların ince ve kaba sıvaları yapılmıştı, ancak kaç tane bağımsız bölümün bu işlerinin yapıldığını hatırlamıyorum, yapılan işler kötüydü, standartlara uygun değildi, hatırladığım kadarıyla davacı tarafından iç ve dış boyalar yapılmamıştı, yine aynı şekilde seramik işleri yapılmamıştı, alçıpan işlerinin yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum, tarafımca yapılan tespitleri taşınmaz sahibi olan İbrahim e bildirdim oda müteahhit olan davalı … e bildirdi, … in Bunun üzerine davacı ile olan ilişkisini sona erdirdiğini ve başka biriyle anlaştığını kalan işleri başkasına yaptırdığını biliyorum, olaya ilişkin bilgim bundan ibarettir, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
-Tanık … 22/12/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; ” Ben …’i müteahhit olması sebebiyle tanırım, ben alüminyum doğrama işleri yapmaktayım, davalı …’in birden fazla kez bu işlerini yaptım, dava konusu … ilçesinde bulunan 8 adet villanın doğrama işlerini yaptım, dava konusu uyuşmazlık hakkında bilgi sahibiyim, davalı … ile yapmış olduğumuz anlaşmaya göre ben hazırlamış olduğum doğramaları 2017 yılı Eylül Ekim ayında montajını yapacaktım ancak ince işlerde yaşanan gecikme nedeniyle ben montaj işlerini 2017 yılı Aralık ayında yaptım, … den duyduğum kadarıyla ince işlerinin yapımını üstlenen şirketin işi tamamlamadığı geciktirdiği ve başkasına yaptırdığını öğrendim, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve içeriği hakkında bilgi sahibi değilim, davacının taahhüt ettiği işi tamamlayıp tamamladığını işin ne kadarını yaptığını bilmiyorum, yine davalının davacıya ne kadar ödeme yaptığını da bilmiyorum davacının davalıya ait malzemeleri inşaat alanında bıraktığı ve bu malzemelerin zarara uğradığı hakkında bilgi sahibi değilim. Tüm bilgim bundan ibarettir, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
-Tanık … 22/12/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; ” Ben davalı …’in 2015-2020 yılları arasında çalışanı idim, davalı … müteahhitlik yapmaktadır, yüksek mimar olarak davalı …’in üstlenmiş olduğu inşaatlarda görev yaptım, bana sormuş olduğunuz İzmir ili … ilçesinde bulunan 8 adet villa yapımı işine ilişkin bilgi sahibiyim, ben şantiye şefi olarak bu işte görev yaptım, bu işle alakalı olarak çalıştığımız kişileri ben seçiyordum, davalı … de fiyat yönünden uygunluk değerlendirmesi yapıyordu, davacı şirket 8 adet villanın iç ve dış kara sıvaları, makinalı alçı sıva ve saten sıvalarını, alçıpan asma tavan, iç ve dış boya ve zemin ve duvar seramik işlerini malzemeli olarak yapacaktı, anlaşmamıza göre davacı bu işleri malzemeli olarak brim fiyat esasına göre yapacaktı, davacı tarafından sunulan imzasız ince işler yapım sözleşmesi ve brim fiyat sözleşmesi bu işe ilişkindir, anlaşmamız işçilik ve malzeme dahil olmak üzeredir, ancak davacı tarafından temin edilecek olan malzeme niteliğinden emin olamadığımız için malzemenin tarafımızdan temini taraflar arasında kararlaştırıldı, yine bu ilave anlaşmaya göre taraflar arasındaki brim fiyat esası geçerli olacaktı ancak tarafımızca temin edilen malzemelerin bedeli davacının yaptığı işin toplam miktarından mahsup edilecekti, davacı şirket ile yaptığımız anlaşmaya göre davacı bu işi 6 ay içerisinde tamamlayacaktı ancak tarafımızca gerekli malzemeler temin edildiği halde davacının gerekli ve yeterli personeli temin edilememesi sebebiyle iş gecikmeli olarak devam ediyordu ancak taahhüt edilen süre içerisinde yerine getirilemedi, davacı 8 adet villadan bir kısım iç ve dış kaba ve alçı sıvalarını yaptı bunun dışında kalan asma tavan, iç dış boyaları, zemin ve duvar seramiği işlerini yapmadı, ben buna ilişkin olarak yapmış olduğum tespitleri davalı …’e verdim davacının hakedişi bunun üzerinden hesaplandı ve ödendi, yaptığımız hesaplamaya göre biz borçlu değiliz, ayrıca gecikme nedeniyle davacı ile olan anlaşmayı ve sözleşmeyi sona erdirdik, başka biri ile anlaştık, kalan işi başkasına yaptırdık, davacının yaptığı imalatın önemli kısmı ayıplı idi bu nedenle daha sonra başkasına yaptırdığımız işin içerisinde ayıpların giderilmesi de vardı, ayrıca …de bulunan 1+1 şeklindeki bağımsız bölümlerin sıva çatlağı, seramik değişimi gibi ufak tadilat işlemlerini de davacı şirket yaptı, orada yapılan işlerin niteliği ve kapsamına ilişkin herhangi bir yazılı belge ve anlaşma ile tespit yoktur, hatırladığım kadarıyla davacının yarım bıraktığı işi başkasına yaptırdığımız için ilaveten 60.000,00 TL fazladan ödeme yaptık, davacı sıva işlerini tamamlamadığı halde inşaat alanına alçıpan getirdi, işler yapılmadığı için bu malzemeler inşaat alanında zarar gördü ben bu konuda davacı şirketi defalarca uyardım, uyarıya rağmen malzemeleri kullanmadılar ve almadılar, bu malzemeleri zarar gördüğü için atmak zorunda kaldık, davalı …’in temin ettiği bir adet kamyon dolusu çimento inşaat alanında davacının kullanımı için bekletildiği için zarar gördü, biz bu çimentoyu kullanamadığımız için attık, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
-Tanık … 22/12/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; “Ben davacı şirkette dava konusu işe ilişkin olarak görev aldım, davacı şirket dayımın şirketi olur, bu nedenle bilgi sahibiyim, davalı …’in müteahhiti olduğu İzmir ili … ilçesinde bulunan 8 adet villanın iç ve dış kara sıvaları, makinalı alçı sıva ve saten sıvalarını, alçıpan asma tavan, iç ve dış boya ve zemin ve duvar seramik işlerini davacı şirket yapacaktı, anlaşma metrakare brim fiyatı üzerine idi, malzemeler tarafımızca temin edilecekti, ancak alçı malzemelerini biz temin ettik ve inşaat alanına getirdik, bunun dışındaki malzemeleri davalı …’in almasını istedik, biz 8 adet villanın iç ve dış kara sıvalarını, iç alçı sıva ve saten sıvalarını yaptık, sadece bir villanın bodrumunun 2 adet odasını alçı işini yapamadık, bunun dışında kalan alçıpan asma tavan ve zemin ve duvar seramiği işlerini yapamadık, bir villanın ise dışını boyadık, diğer boya işlerini yapmadık, ayrıca dış cephe fuga işlerini de yaptık, ayrıca biz bizden önce çalışma yapan işçilerin ve yüklenicilerin yapmış olduğu ayıplı imalatlar ile inşaat alanında kalan atıkların temizliği için çalışma yaptık, buna ilişkin olarak ayrıca hakedişte yevmiye hesabı yapmıştık, inşaat alanında alçı ve alçıpanlarımız kalmıştı, bu malzemelerimiz davalı tarafından verilmedi, bu malzemeler yönünden zarara uğradık, ancak inşaat alanından niçin alınmadığını hatırlamıyorum, ayrıca …de bulunan 1+1 şeklindeki bağımsız bölümlerin hatırladığım kadarıyla hepsinin saten alçı ve boya işlemleri ile diğer tadilat işlerini yaptık, buna ilişkin hakedişlerini hazırladık, düzenlenen hakedişler ve metrajlara ilişkin tespitler tarafımca yapılmıştır, davalı ısrarlarımıza rağmen sözleşmeyi imzalamadı yine tarafımızca yapılan hakedişleri de imzalamadı bu hakedişlere ilişkin hesaplamalar davalıya mail yoluyla iletildi, ancak olumsuz bir geri dönüş olmadı, olaya ilişkin bilgim bundan ibarettir, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
-Tanık … 22/12/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; “Ben davacı şirkette 2005 yılından beri inşaat teknikeri olarak çalışırım, bu nedenle bilgi sahibiyim, davalı …’in müteahhiti olduğu İzmir ili … ilçesinde bulunan 8 adet villanın iç ve dış kara sıvaları, makinalı alçı sıva ve saten sıvalarını, alçıpan asma tavan, iç ve dış boya ve zemin ve duvar seramik işlerini davacı şirket yapacaktı, anlaşma metrakare brim fiyatı üzerine idi, malzemeler tarafımızca temin edilecekti, ancak alçı malzemelerini biz temin ettik ve inşaat alanına getirdik, hazır sıva (beton) malzemeleri davalı …’in almasını istedik, biz 8 adet villanın tuvalet ve banyolarına ilişkin ıslah alan iç sıvaları ile dış kaba ve ince sıvalarını, iç alçı sıva ve saten sıvalarını yaptık, hatırladığım kadarı ile 8 adet villanın toplamda 100 metre kareye yakın kısmının alçı ve sıva işlerinin eksiği kalmıştı, bunun dışında kalan alçıpan asma tavan ve zemin ve duvar seramiği işlerini yapamadık, hatırladığım kadarıyla bir villanın ise dış cephesinin bir kısmını boyadık, diğer boya işlerini yapmadık, ayrıca dış cephe fuga işlerini de yaptık, ayrıca biz bizden önce çalışma yapan işçilerin ve yüklenicilerin yapmış olduğu ayıplı imalatlar (duvarların sıvaya ve alçıya uygun hale getirilmesi ) ile inşaat alanında kalan atıkların temizliği için çalışma yaptık, buna ilişkin olarak ayrıca hakedişte yevmiye hesabı yapmıştık, inşaat alanında alçı ve alçıpanlarımız kalmıştı, davalının düzenli ödeme yapmaması üzerine işi bıraktık, işi bırakmamız sebebiyle bu malzemeleri alanda bıraktık, ayrıca …de bulunan 1+1 şeklindeki bağımsız bölümlerin hatırladığım kadarıyla bir kısmının saten alçı, asma tavan, iç ve dış boya işlemleri ile diğer tadilat işlerini yaptık, buna ilişkin hakedişlerini … ile birlikte hazırladık, düzenlenen hakedişler ve metrajlara ilişkin tespitler tarafımızca yapılmıştır, davalı ısrarlarımıza rağmen sözleşmeyi imzalamadı yine tarafımızca yapılan hakedişleri de imzalamadı bu hakedişlere ilişkin hesaplamalar davalıya mail yoluyla iletildi, ancak olumsuz bir geri dönüş olmadı, revize brim fiyat konusunda davalı ile anlaşmıştık, bu anlaşma üzerine işe başladık, olaya ilişkin bilgim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
-Tanık … 22/12/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; ” Ben yüksek mühendis ve mimar olarak çalışmaktayım, dava konusu uyuşmazlık döneminde davalı …’in başka bir inşaatında proje müdürü olarak görev yaptım, dava konusu uyuşmazlık hakkında bilgi sahibiyim, davacı şirket yetkilisi ile tanışıklığım vardır , bu nedenle tarafları anlaşması konusunda yardımcı oldum, ancak taraflarca dava konusu işin yapımına ilişkin olarak anlaşma yapıldığı halde bu anlaşma yazılı sözleşmeye dönüştürülemedi, buna rağmen davacı şirket taahhüdü doğrultusunda işi yapmaya başladı, taraflar arasındaki sözlü sözleşmenin kapsam ve niteliği hakkında bilgi sahibi değilim ancak ince işler konusunda tarafların uzlaştığını biliyorum, dava konusu şantiyeye şantiye şefi olan … ve işverenim olan …’i görmek üzere iki üç kez gittim, bu ziyaretlerimde 8 adet villanın dış sıvalarının bittiğini görmüştüm, bir kısım villaların iç ve alçı sıvaların yapıldığını görmüştüm, davacının taahhüt ettiği işin ne kadarını yaptığı bilmiyorum, yine davalı şantiye şefinden yapılan imalata ilişkin şikayetler duymuştum, Gülbahçede ki işe ilişkin olarak görgüye dayalı bilgim yoktur, olaya ilişkin bilgim bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir.
Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir.
Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
1-)Davacının, davalı ile aralarında eser sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davalıya ait 8 adet villanın ince imalat işlerinin yapılmaya başlandığı, edimlerin yerine getirildiği, geçici hak edişlerin düzenlenerek mail olarak davalıya gönderildiği, davalının bu hak edişlere itiraz etmeksizin bir kısım ödemeler yaptığı, işin devamı sırasında malzeme bedeli ve iş bedelini ödememeye başladığı, davalıya ihtarname gönderildiği halde davalının ödemeye yanaşmadığı, işlerin eksik yapıldığını savunduğu, bunun üzerine işe devam edilmediği, davalının bakiye iş bedeli ile inşaat alanında kalan malzeme bedelini ödemediğini ve bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, davalının davacı ile sözlü olarak anlaştıkları davacı tarafından ince işler yapım sözleşmesi, birim fiyat listesi ve iş programının mail yoluyla kendisine gönderildiği davacının iş programına uymadığı, yapılan işte gecikmeler yaşandığı, iş programında sırası gelmediği halde ısrarla sıva alçısı gibi malzemelerin istenildiği, bu malzemeler temin edildiği halde işlerin yapılmadığı, malzemelerin zarar görmesine sebebiyet verildiği, 2017 yılı Ekim ayı sonunda davacı tarafından yapılan ince işlerin metrajların tespit edildiği ve flaş bellekle kendilerine teslim edilerek işlerine son verildiği, inşaat alanında kalan malzemelerin alınması konusu defalarca uyarıldığı halde davacının malzemeleri teslim almadığı, masrafı kendisi tarafından karşılanarak atıl hale gelen inşaat malzemelerinin inşaat alanından atıldığı, davacının işçilerinin sürekli değişmesi ve az sayıda işçi getirmesi sebebiyle işin aksadığı, tüm uyarılara rağmen işin süresi içerisinde tamamlanmadığı, eksik ve ayıplı imalat yapıldığı, bu eksik ve ayıpların bir başka yükleniciye yaptırıldığını, gecikme nedeniyle üçüncü kişilere ödeme yapılmak zorunda kalındığı, inşaat malzemelerinin kendisi tarafından temin edildiği, davacı tarafından hazırlanan hak ediş raporu ile cari hesap dökümünde de malzemelerin davalı tarafından temin edildiğinin belirtildiği, hakediş raporlarında onay ve imza olmadığı, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunduğu, davanın reddi ile karşı davanın kabulünü talep ettiği, karşı dava yönünden davalının dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığı, mahkememizce karşı dava yönünden 15/01/2020 tarihinde ön inceleme duruşmasında tefrik kararı verildiği ve dosyanın ayrı bir esasa kaydedildiği, iş bu davada sadece davacının iş bedeli ve malzeme bedeline ilişkin talebinin incelendiği, taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve işin tamamlanmadan sözleşme ilişkisinin sona erdiği ihtilafsız olup, davacının sözleşme kapsamında bakiye iş bedeli ve malzeme bedeli alacağı olup olmadığı, alacağı var ise miktarının ne olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
2-)İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 18/04/2019 ve İzmir Vergi Dairesinin 06/08/2020 tarihli cevabı yazılarına göre davalının tacir olarak ticaret siciline kayıtlı olduğu ve bilanço esasına defter tuttuğu, tacir sayılan kişilerden olduğu, her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu tespit edilmiştir.
3-)Taraflar arasındaki ilişkinin ticari defter ve kayıtlara ne şekilde yansıdığı hususunda mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, bu kapsamda alınan 24/06/2021 tarihli raporda tarafların 2017-2018 yılına ait defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendileri lehine delil vasfına sahip olduğu, taraf defterlerinde dava konusu uyuşmazlığa ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir.
4-) Davaya konu işin 2017 yılı Mayıs ve Ekim aylarında yapıldığı, davalının devam eden imalatlarının olduğu, dava tarihi itibariyle davalının sözleşmeye konu inşaatları tamamladığı ve üçüncü kişilere teslim ettiği, bu nedenle sözleşmeye konu işin niteliği de dikkate alındığında keşif icra edilmesinde hukuki yarar bulunmadığı mahkememizce değerlendirilerek tarafların keşif talebinin reddine karar verilmiştir.
5-) Mahkememizce inşaat mühendisi bilirkişiden alınan 24/06/2021 tarihli raporda, taraflar arasında ince işler yapım sözleşmesi, birim fiyat listesi ve imalat iş programı düzenlendiği, sözleşmede tarafların imzasının bulunmadığı, bu belgelerin mail yoluyla davalıya iletildiği ve davalı tarafından da bu hususun kabul edildiği, sözleşmenin konusunun İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi ,… ada,….nolu parselde 1 bodrum, 1 zemin ve 1.kattan oluşan 8 adet villanın … Belediyesinden onaylı proje ve teknik şartname ile fenni ve teknik şartnamesine uygun olarak, dış kara sıvaları, iç kara sıvaları, makinalı alçı sıva ve saten sıvaları, alçıpan asma tavanları, iç ve dış boyaları, zemin ve duvar seramik işlerinin yapılması işi olduğu, her türlü malzeme ve zaiyat yatay ve düşey taşımalar ve yan malzemelerin davacı yüklenici tarafından temin edileceği, işin ifası için gerekli seramik, fayans malzemelerinin şantiye alanına getirilmesi ile şantiye elektriği ve suyunun temin edilmesinin ise davalı iş sahibinin yükümlülüğünde olduğu, ayrıca davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici için alınacak malzemelerin işveren tarafından davacı yüklenicinin hakedişinden düşüleceğinin taraflarca kararlaştırıldığı, iş programına göre davacı yüklenicinin imalatları 19 Temmuz ile 31 Ekim 2017 tarihleri arasında yapacağı, davacı yüklenicinin iş bedelinin ödenmediği gerekçesi ile işi bıraktığı, davalı iş sahibinin ise iş programına uyulmadığı ve gecikme yaşandığı gerekçesi ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde 2 adet kesin hakediş raporu sunulduğu, hakedişlerde onay ve imza olmadığı, hakedişlerin davacı tarafından davalıya mail yoluyla gönderildiği, dosya kapsamında taraflar arasındaki işin teslimine ilişkin tutanak ile sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle seviye tespit tutanağı düzenlenmediği, davacının işi tamamlayıp teslim ettiğini, davalının ise eksik ve kusurlu iş bulunduğunu, eksik ve kusurlu işleri dava dışı üçüncü kişiye yaptırdığını iddia ettiği, ayrıca sözleşmede yapılacak işin toplam miktarı ile toplam bedelinin belirlenmediği, sözleşmede iş kalemlerinin birim bedeli sabit birim fiyatla yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafından düzenlenen 20/04/2017-01/06/2017 ve 10/05/2017-25/10/2017 tarihli 2 adet kesin hakediş metrajı birleştirilerek ve 15 iş kalemine sözleşme eki birim fiyatları uygulanarak yeniden hesaplama yapıldığı, tablodaki son 1 kalem iş sözleşme dışı (SD) fazladan iş kapsamında olduğundan işin yapıldığı 2017 yılı yerel serbest piyasa rayiçleri esas alınarak hesaplama yapıldığı, buna göre imalat bedelinin 263.632,54 TL, malzeme bedelinin 23.500,00 TL olarak belirlendiği, davalının davacı adına aldığı malzeme bedelinin 159.994,00 TL eksik ve kusurlu iş bedelinin ise 36.839,48 TL olarak belirlendiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
6-)Tanık beyanları alındıktan sonra mahkememizce dava konusu işin yapıldığı taşınmazlara ait inşaat projeleri ve eklerinin ilgili kurumdan istenildiği, tanık ve gelen belgeler doğrultusunda rapor düzenlenmesi için doyanın başka bir bilirkişinin görevlendirildiği, bilirkişinin 30/03/2022 tarihli raporunda; taraflar arasında yapılan sözleşme konusu işlerle ilgili yapılmış bir tespit, metraj ve karşılıklı imzalı bir tutanağın olmadığı, bu nedenle alacak- borç ilişiklisinin değerlendirilmesi açısından, tanık ifadelerinin taktiri delil olduğu, bu konudaki taktirin Mahkemeye ait olduğu dikkate alınarak, davacı ve davalı tanıklarının ortak beyanlarına göre değerlendirme ve hesaplama yapıldığı, tanıkların ortak ifadelerine göre, sözleşme konusu işlerden, genel olarak, iç ve dış kara sıva, alçı sıvaların, kısmi boya işlerinin ve duvarların sıvaya hazır hale getirilmesi işlerinin davacı yüklenici tarafından yapıldığı (kesin metraj bilgisi olmamakla birlikte), yine davacı tarafından şantiyeye getirilen alçıpan ve alçıpan profillerin geri alınmadığı, davalı tarafından ise sözleşme konusu eksik ve kusurlu işlerin başkasına yaptırıldığı, bazı malzemelerin davacı tarafından temin edildiği, davacı tarafından sunulan 2 adet hakkediş sözleşme fiyatlarıyla yeniden hesaplanarak ve davalı tarafından dosyaya sunulan belgelere göre eksik iş bedeli ve alınan malzemelerin bedelinin terditli olarak hesaplandığı, 24/06/2021 tarihli rapor ile benzer şekilde hesaplama yapıldığı ve aynı sonuca ulaşıldığı anlaşılmıştır.
7-) Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
😎 Davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, sözleşmenin birim fiyatlı olduğu ve bu ilişki kapsamında davacı yüklenici tarafından işin kısmen yerine getirildiği(davacı ödeme yapılmaması sebebiyle işi bıraktığını iddia ettiğinden, davalı ise işin süresinde yerine getirilmediğini bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini savunduğundan) ve sözleşme ilişkisi kapsamında davalı tarafından dava tarihine kadar toplam 100.000,00 TL ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafından işin süresinde yerine getirilmediği gerekçesi ile haklı nedenle sözleşmenin feshedildiği savunulmuş ise davacının davaya konu talebinin bakiye iş bedeli ve malzeme bedeli olduğu dikkate alındığında sözleşme ilişkisinin davacı veya davalı tarafından sona erdirilmesinin uyuşmazlık yönünden bir etkisinin bulunmadığı, taraflar arasında yapılan iş miktarına ilişkin uyuşmazlık bulunmakta ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükünün, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düştüğü, bu kabulün, adi karine niteliğinde olduğu, nitekim Yargıtay 6 ve 15(Kapatılan) Hukuk Dairelerinin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığının kabul edildiği, ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karinenin üçüncü kişi yararına oluştuğu, elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanmasının mümkün olduğu, somut olayda davacının, sözleşme kapsamındaki işlerin bir kısmını bitirerek teslim ettiğini ve buna ilişkin metrajların tespit edilerek hakedişlerin düzenlendiğini iddia ettiği, davalının da cevap dilekçesinde davacı ile yapılan işlere ilişkin iş bırakmadan sonra metraj tespiti yapıldığını kabul ettiği, nitekim bu hususun mahkememizce dinlenen tanıklar … ve …’ın beyanları ile teyit edildiği, buna göre mahkememizce alınan 24/06/2021 ve 30/03/2022 tarihli raporlara göre davacı tarafından düzenlenen hakedişlerin taraflar arasındaki birim fiyat sözleşmesine göre toplam bedelinin 263.632,54 TL olduğu, ancak mahkememizce dinlenilen tanıkların müşterek beyanlarına göre söz konusu raporlarda tablo halinde gösterilen işlerden 4 nolu saten alçısı yapılmış boyaya hazır hale getirilmiş olan tavan ve duvarlara plastik boya yapılması (kdv hariç 9.745,50 TL bedelli), 5 nolu Tu-Tc profiller ile fx (beyaz alçıpan) asma tavan yapılması (kdv hariç 3.751,02 TL bedelli), yine 16 nolu boyaya hazır hale getirilmiş dış cephelere DYO Teknotex dış cephe boyası yapılması (kdv hariç 9.899,02 TL bedelli) ve 21 nolu dış cephelerde mantolama yapılması (çıkıntı oluşturulması)(kdv hariç 8.624,70 TL bedelli) işlerinin davacı tarafından yerine getirilmediği, yerine getirilmeyen bu işlerin bedelinin kdv dahil 37.783,88 TL olduğu, yine mahkememizce dinlenilen tanıkların müşterek beyanlarına göre her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede malzemelerin davacı yüklenici tarafından temin edileceği belirtilmiş ise de malzeme kalitesinin standartlara uygun olması için davalı tarafından alçı dışındaki malzemelerin temin edildiği, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap tablosunda da davalı tarafından alınan malzemelerin bedellerinin düşüleceğinin belirtildiği, davalı tarafından 06/12/2019 tarihli dilekçe ekinde davacı adına alındığı belirtilen malzemelere ilişkin hesap tablosu ve faturaların sunulduğu, söz konusu belgelerden Ek 3-1 de malzemelerin isimlerinin ve birimlerinin belirtildiği, ancak Ek 3-2 ve devamında yer alan faturalarda malzemelerin niteliği, miktarı ve birim bedeli belirtilmeksizin muhtelif inşaat malzemesi olarak gösterildiği, davalı iş sahibi tarafından anılan malzemenin miktarı, niteliği ve bedeline ilişkin taraflar arasında düzenlenmiş onaylı bir belge sunulmadığı, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı dikkate alınarak mahkememizce “taraflar arasındaki eser sözleşmesinin içeriği ile yapılan işin malzemeli olup olmadığı, malzemenin davalı tarafından sağlanıp sağlanmadığı, davalı tarafından sağlanan malzeme var ise bu malzemelerin ve bedelinin ne olduğu, malzeme bedellerinin yapılan hakedişten mahsup edilip edilmediği, inşaat alanında bırakılan ve teslim alınmayan malzeme olup olmadığı, bu malzemelerin kime ait ve nitelik ve sayılarının ne olduğu, şantiye dışına kimin tarafından taşındığı” hususlarında yemin deliline başvurup başvurmayacağını açıklamak üzere davalıya 2 haftalık kesin süre verildiği, davalının 18/05/2022 tarihli dilekçesi ile yemin deliline başvurmayacağını açıkladığı, mahkememizce tanıkların müşterek anlatımı ile alçı dışındaki malzemelerin davalı tarafından temin edildiği gözetilerek 06/12/2019 tarihli dilekçe ekinde yer alan … adına alınan malzemeler başlıklı belge içeriğine konu malzemelerden alçı ve alçıpan malzemeleri hariç diğer malzemelerin davalı tarafından temin edildiği ve dava konusu işte kullanıldığının kabul edildiği, bu listedeki malzemelerin toplam fiyatının 28.424,00 TL olduğu, alçı ve alçıpan malzemelerinin toplam bedelinin ise 11.036,00 TL olduğu, buna göre alçı dışındaki malzemelerin bedelinin 17.388,00 TL olduğu, aynı tarihli dilekçe ekinde yer alan muhtelif inşaat malzemesi içerikli faturaların ise dava konusu işe ilişkin olup olmadığı tespit edilemediğinden değerlendirmeye alınmadığı, bilirkişiler tarafından belirlenen toplam iş bedeli olan 263.632,54 TL’den yukarıda açıklanan ve yapılmadığı mahkememizce kabul edilen 4,5,16 ve 21 nolu işlerin kdv dahil bedeli olan 37.783,88 TL ile davalı tarafından sağlandığı kabul edilen malzemeye ilişkin 17.388,00 TL mahsup edildiğinde davacının yaptığı işin toplam bedelinin 208.460,66 TL olduğu, davalı tarafından dava öncesinde davacıya 100.000,00 TL ödeme yapıldığı tarafların kabulünde olduğuna göre davacının bakiye iş bedeli alacağının 108.460,66 TL olduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafından alçı ve alçıpan malzemelerinin inşaat alanında kaldığı ve davalı tarafından kendisine teslim edilmediği ve bu malzemenin bedelinin davalı tarafından kendisine ödenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu whatsapp yazışma içerikleri ile tanık …’nin beyanlarına göre davacının söz konusu malzemeleri kendisine imkan tanındığı halde inşaat alanından almadığı, malzemenin atıl haline gelmesi nedeniyle inşaat alanından çıkartıldığı, söz konusu duruma davacının kendi eylemi ile sebebiyet verdiği bu nedenle davacının malzeme bedeli talep edemeyeceği, bakiye iş bedeli yönünden davalının Karşıyaka 2. Noterliğinin 21/03/2018 tarih ve …… yevmiye ihtarnamesi ile kendisine tanınan 7 günün sonunda 03/04/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, tarafların sıfatı ve uyuşmazlığın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün avans faizi olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında hükme esas alındığı, iddianın ileri sürülüş biçimi, savunmanın kapsamı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin yürütülme şekli ve mahkememizce yapılan incelemenin niteliğine göre başka araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 108.460,66 TL’nin 03/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 7.408,94 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 3.195,96 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.212,98 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 3.195,96 TL peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 307,25 TL müzekkere-tebligat gideri yargılama giderinden oluşan toplam 6.547,61 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (108.460,66/187.144,21=0,57) 3.794,71 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 14.253,76 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 11.028,86 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …. sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA