Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/488 E. 2022/452 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/488
KARAR NO : 2022/452

A)MAHKEMEMİZİN 2019/488 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 26/05/2005

B)MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS …/… KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil, Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 26/05/2005 tarihli dilekçesinde; müvekkili kooperatif ortağı olan davalıların üyelikleri sürmekte iken kura sonucu adlarına isabet eden konutların tapularının davalılar adına oluşturulduğunu, sanki ferdi mülkiyete geçilmiş gibi davalıların yükümlüklerini unutarak ödemeleri durdurduklarından ödemeleri yapmaları konusunda yasal ihtarlar yapıldığını, ihtarlara rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle davalıların kooperatif ortaklıklarından ihraçlarına karar verildiğini, ihraç edilen davalıların yasal girişimde bulunmadıkları gibi, ihraçtan sonra da sorumluluklarını yerine getirmediklerini belirtmiş, davalılar adına kayıtlı olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili kooperatif adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ,Kooperatif ortağı …’ tan bedelini ödeyerek devir aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, taşınmazı tapudan satın aldığından sadece çevre düzenlemesi nedeniyle para talep edilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … , Kooperatifin arsa kooperatifi olduğunu, konut yapılması konusunda yetki verilmediğini, noksan ödemelere ilişkin usule uygun tebligatlar yapılmadan üyelikten çıkarıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili ,taşınmazlar Didim’ de bulunduğundan Didim Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin yetkili olduğunu öne sürerek yetkisizlik itirazında bulunmuş, esas yönünden ise kooperatif tarafından müvekkiline usule uygun ihtarnameler gönderilmediğinden ihraç işleminin usulsüz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili , Milli Gazete’ de ilan yapılarak müvekkilinin üyelikten çıkarıldığını, yapılan tebligatın usule ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına uygun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili , Kooperatifin arsa kooperatifi olarak kurulduğundan tapularının verildiğini, amacın gerçekleştiğini, bina yapılmasının müvekkili tarafından talep edilmediğini, yapılan tebligatların usulsüz olması nedeniyle ihraç işleminin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, ekonomik sıkıntı içerisinde olduğundan borcunu ödeyemediğini, ödeme yapmak istediğini, ancak kooperatif tarafından ödemenin kabul edilmediğini savunmuştur.
Davalı … , 14/05/2004 tarihli duruşmada, dava red edildiğinde borcunu ödeyeceğini beyan etmiştir.
Davalı … , fazla faiz istendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … , yetki itirazında bulunmuş ayrıca yapılan tebliğlerin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 30/12/2008 tarih …/… E. …/… K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 23.H.D.Bşk’ nın 06/12/2011 tarih …/… E. …/… K. sayılı ilamı ile ” Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Davalılar …, …, …, … ve …’ nin de diğer davalılar gibi, kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği, mahkemece, geçerli bir ihraç kararı bulunmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine karar verildiği ,davalılarla ilgili, ihtar ve ihraç kararları incelendiğinde, ilk ihtarın bila tebliğ dönmesi üzerine hiçbir adres araştırması yapılmaksızın gazete aracılığıyla ihtarın tebliğ edildiğinin görüldüğü ,Kooperatifler Kanunu’ nun 27. maddesi uyarınca yasal ihraç prosedürünün tam olarak yerine getirilmediğinin ileri sürülebileceği sonuç olarak davalılar hakkında alınmış bir ihraç kararı bulunduğu, Anasözleşmenin 14. maddesi ile tanınan yetkiye dayanılarak alınan ihraç kararlarının geçersiz oldukları savunuluyorsa, genel kurula itiraz ya da dava yoluna müracaatla iptallerinin sağlanabileceği, davalıların, ihraç kararlarına karşı yasal yollara başvurmadıkları, davalılar hakkında ki çıkarılma kararlarının 11.08.2004 ve 30.11.2004 tarihli gazetelerde yayımlandığı, eldeki dava süresince de davalılarca, ihraç kararının iptalinin istendiğinin savunulmadığı, ihraç edilen üyelerin, kooperatif üyeliği nedeniyle sağladıkları hak ve menfaatleri de iade etmeleri gerektiği, taşınmazların, davalılara kooperatif üyeliği nedeniyle tahsis edildiği, kooperatifin faaliyetini sürdürmekte olup henüz ferdileşmeye geçilmediği ve tasfiye yapılmadığı ,üyeliğin tespiti ile ihraç kararının iptali konusunda davalılarca açılmış bir dava bulunmamasına rağmen, 6100 sayılı HMK’ nun 26. ( HUMK’ nun 74. Md. ) maddesindeki emredici hükmün aşılmasının doğru görülmediği ,davalı …’ın temyizi istemi yönünden; Davalının, kooperatif üyesi olan …’ dan 01/10/1996 tarihinde, kooperatifçe tahsisi yapılan taşınmazı satın aldığı ,Kooperatif ortağından taşınmaz satın alan kişinin, kooperatif ortaklığını da devralmadıkça kural olarak kooperatife karşı borçlu olmayacağı, üyeden taşınmaz alınması ile birlikte üyeliğin de doğrudan geçmediği, üye olmayan bir kişinin de ihracı ve üyelikten bağımsız olarak edinilen taşınmazın tapu kaydının iptalinin mümkün olmadığı, davalının, üyelik hakkını da devralmış ve buna bağlı olarak taşınmazı edinmişse, hakkında tapu iptali ve tescili istenebileceği, mahkemece davacı kooperatifin davalıya 1999 – 2004 yıllarına ait aidat borçlarını ödemesi için ihtar çekilmiş olmasının yeterli görüldüğü, bu durumda mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatifin kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları incelenerek davalının üye olup olmadığının belirlenmesi, yukarıda açıklanan ilkelere göre tapu iptali ve tescili şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması gerekirken, yazılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı ,davalılar … ve …vekillerininin temyiz istemi ile ilgili dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, özellikle de ihraç kararlarının kesinleşmiş olması ve üyelik nedeniyle kazanılan hak ve menfaatlerin de iadesi gerektiğine göre, bu davalıların temyiz itirazların yerinde görülmediği ” gerekçesi ile kısmen bozularak gelmiş,bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna gidilmiş Yargıtay 23.H.D.Bşk’ nın 05/12/2013 tarih …/… E. …/… K. sayılı ilamı ile ” Davalı … vekilinin karar düzeltme itirazları bakımından; Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve Daire bozma kararının 1 nolu bendinde “davalılarca ihraç iptali davası açıldığı savunulmadığı, bu durumda ihraç kararının kesinleştiğinin kabulü gerektiği halde ihraç kararının kesinleşmediği sonucuna varılmasının doğru olmadığının” belirtilmesi gerekirken, “6100 sayılı HMK’nın 26. (HUMK’nın 74. mad.) maddesindeki emredici hükmün aşılması” ifadesinin yazılı olmasının doğru olmadığı bu yanlışlığın sonuca bir etkisinin bulunmamasına göre, davalı … vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme itirazlarının reddi gerektiği , davalı …’ın karar düzeltme itirazları bakımından; dosya kapsamından davalı …’ın adresinin dosya içerisindeki taahhütnameye göre, “… Sokak No:… …-İzmir” olduğu, dava dilekçesi tebliğ edilmediği gibi, yargılama sırasında da başkaca tebligat yapılmadığı, gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin “… Mah. … Sok. No:…/… Bayraklı/İzmir” adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davalı …’ın karar düzeltme dilekçesine eklediği temyiz dilekçesi, harç makbuzu ve Daireye hitaben mahkemece düzenlenen üst yazının ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davalı …’ın 05.10.2011 tarihli temyiz dilekçesinin yerel mahkeme hakimince havale edildiği, aynı gün temyiz harcının yatırıldığının anlaşıldığı, öte yandan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat parçası dosyada bulunmamakla birlikte, dava dilekçesindeki adresin, “… Mah. … Sok. …/… …/İzmir” olduğu görülmekle, bu adrese çıkarılmış olabileceği, bu adresin de davalı …’ın anılan taahhütnamedeki adresi olmadığının anlaşıldığı, dava dilekçesinin davalı …’a usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu duruma rağmen, anılan adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesindeki koşullar bulunmadığı gözetilmeksizin gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin anılan Yasa maddesine göre tebliğe çıkarılmasının usulsüz olduğu, tüm bunlara göre de, davalı …’ın 05.10.2011 tarihinde harcını yatırdığı, buna göre temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşıldığı ve davalılardan …’ın karar düzeltme itirazının kabulü ile temyiz itirazlarının incelenmesine geçildiği ,davanın, kooperatif ortaklığı nedeniyle davalılar adına tescil edilen taşınmaz tapu kaydının, ortaklığın sona ermesi nedeniyle iptali ile davacı kooperatif adına tescili istemine ilişkin olduğu , ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa’nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6, 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verildiği ,dava ve mahkeme karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 73. maddesinin “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez” yasal kuralını içerdiği ,temyiz inceleme tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği ,dava dilekçesinin tebliği ile davalının savunma hakkını kullanma olanağını kazandığı ve cevap süresinin işlemeye başlayacağı ,esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliğinin zorunlu olduğu, bu ilkeler doğrultusunda mahkemece, dava dilekçesi davalılardan …’a tebliğ edilerek, iddia edilen hususlar hakkında savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı …’ın yokluğunda dava görülerek hüküm tesisi, anılan düzenlemelerin öngördüğü adil yargılanma hakkının ihlâli ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, doğru görülmediği ” gerekçesi ile davalı … yararına bozularak gelmiş usül ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 20/09/2016 tarih …/… E, …/…K. sayılı ilamı ile davanın davalılar … ve … yönünden vaki feragate binaen reddine, davanın davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … yönünden kabulüne dair verilen ikinci karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının …/… Esas , …/… Karar sayılı ilamıyla ; Davacı vekili, müvekkili kooperatifin, ortağı olan davalıların üyelikleri sürmekte iken kur’a sonucu adlarına isabet eden konutların tapularının davalılar adına oluşturulduğunu, davalıların ferdi mülkiyete geçilmiş gibi ödemelerini durdurduklarını, yasal ihtarların tebliğine rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle davalıların kooperatif ortaklığından çıkarıldıklarını, ihraç edilen davalıların yasal girişimde bulunmadıkları gibi ihraçtan sonra da sorumluluklarını yerine getirmediklerini ileri sürerek davalılar adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, …, … vekilleri ile …, … ve …, davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, … yönünden davanın kabulüne; davalılar …, …, …, … ve … yönünden davanın reddine; … yönünden HUMK’nun 409.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına ve diğer davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine dair verilen davacı ve davalılar …, … ve … vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 06.12.2011 tarihli …/… Esas ,…/… Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, bu kez davalı … vekili ile davalı … karar düzeltme isteminde bulunması üzerine Dairemizin 05.12.2013 tarihli …/… Esas ,…/… Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, duruşmaların devamı esnasında davacı tarafın davalılar … ve … aleyhine açtıkları davadan feragat ettikleri gerekçesiyle, bu davalılara açılan davanın feragate binaen reddine, diğer davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … yönünden bu davalıların kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği davalılarca, ihraç kararının iptalinin istendiğinin savunulmadığı, bu durumda ihraç kararının kesinleştiğinin kabulüyle ihraç edilen üyelerin, kooperatif üyeliği nedeniyle sağladıkları hak ve menfaatleri de iade etmeleri gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar …, …, …, …, … vekilleri ve ilgili kişi … vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Tapu iptali tescil davalarında tapu kayıt malikinin davada taraf olarak bulunması şarttır. Mülkiyet hakkı anayasal bir hak olup malikin taraf olmadığı bir yargılama sonucunda mülkiyetin bir diğer kişiye geçirilmesi mümkün değildir.
Somut olayda 3. kişi sıfatıyla temyiz eden …’nun dava da davalı tarafı olarak bulunan …’den taşınmazını 11.03.2016 da satın aldığına ilişkin beyan ve belgeleri, temyiz eden davalı …’de taşınmazını 2009 da …’a devrettiğine ilişkin beyanı dikkate alındığında bu kişilerin davada taraf olmadığı görülmektedir. Kayıt maliki temyiz eden …’nun ve yine taşınmaz maliki, olduğu iddia edilen …’ın davaya dahil edilmeksizin yargılama yapılarak karar verilmesi doğru değildir.
Bu durumda mahkemece davacı vekiline …, …’a karşı da dava açılarak iş bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması için yeterli süre verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış, hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalılar …, …, …, …, … vekilleri ve ilgili Kişi … vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozularak gelmiş , usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
İlk bozma ilamından önce tapu kayıtları celp edilerek dosya içine alınmıştır.
İlk bozma ilamından önce bir kısım davalıların yapmış olduğu yetki itirazları red edilerek delillerin toplanması aşamasına geçilmiş, taraflarca ibraz edilen deliller dosya içerisine alındıktan sonra hukukçu ve kooperatif uzman bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınmıştır.
İlk bozma ilamı öncesinde alınan bilirkişi kurulu raporunda; …’ ın kooperatif ortağı olmadığı için bu davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davalılardan …, …, …, …, … hakkında ilanen yapılan tebligatların geçersiz olduğu, …, …, …, …, …, …, …, … yönünden davanın kabulü ile davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı kooperatif adına tescili gerektiği hususlarının tespit edildiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamı doğrultusunda davalılardan …’a usulüne uygun tebligat yapılmış yargılamaya devam olunmuştur.
İlk bozma ilamı doğrultusunda davalı …’ in üyeliğinin araştırılmasına yönelik olarak dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporunda dava dışı … ile davalı … arasında devir sözleşmesi imzalandığını gösteren her hangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, davalı …’ ın sahibi olduğu taşınmazı …’ dan satın almak suretiyle edindiğinin anlaşıldığı, davalı …’ ın ortaklık başvurusunda bulunduğu ve yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edildiğinin iddia ve ispat edilemediği, ibraz edilen belgelerin davalı …’ ın kooperatif ortaklığını kabullendiği ve ortaklığın resen tahsis edildiğinin kabulü için yeterli olmadığı, taraflar arasında ortaklık ilişkisinin kurulmadığı sonucuna varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamından sonra davacı kooperatif temsilcisi ve davacı vekili, 19/01/2016 tarihli celsede; davalılar … ve … yönünden açtıkları davadan alacağa ilişkin haklar baki kalmak kaydıyla feragat ettiklerini bildirmişler, bu beyanlarını imzaları ile tasdik etmişlerdir.
İlk bozma ilamından sonra davacı kooperatif temsilcisi ve davacı vekili, Mahkememizin 26/03/2016 tarihli celsesinde de; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda …’ ın üyeliğinin devam ettiğini kabul ettiklerini, …’ ın aidat borcu ve ferileri yönünden borçları saklı kalmak kaydıyla … ile ilgili tapu iptal davasından feragat ettiklerini beyan etmişler, bu beyanlarını imzaları ile tasdik etmişlerdir.
İlk bozma ilamından sonra davalı … vekili, 29/03/2016 tarihli celsede ; davacı tarafın kendileri yönünden yaptığı feragati üyelikten doğan tüm hakların kabulü ve vekalet ücreti ile masraf takdiri kabul edildiği takdirde kabul ettiklerini beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
İkinci bozma ilamından sonra davacı tarafça … ve … hakkında İzmir 6. ATM’nin …/… Esas sayılı dosyasında dava açılmış , açılan davada davacı vekili mahkemeye verdiği 21.07.2020 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin arsa dağıtım kooperatifi olduğunu, üyelerine arsa dağıtmış olmakla davalıların eski malikleri … ve … ‘e de tapu tevziatı yaptığını, bilahare kooperatifin aidatları zamanında ödemedikleri için … ve …’e kanuni ihtarat işlemleri yaparak kooperatiften ihraç ettiğini, ihraç ile birlikte kooperatif ana sözleşmesi genel kurul kararı ile birlikte aldıkları tapuları iade etmeyince bir kısım davalılar ile birlikte tapu iptal ve tescil davası açıldığını ve üzerine ihtiyati tedbir konduğunu , dosyanın çeşitli aşamalardan sonra Yargıtay’a intikal ettiğini ve bir kısım davalılar açısından bozulduğunu, bu arada davalılardan … ve …’ün mahkemeye müracaat ile ara kararları ile ihtiyati tedbirleri kaldırdıklarını, dava devam ederken davalı …’in tapusunu …’na, diğer davalı …’in de …’a sattığını ,…’ın da en son …’a sattığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda üçüncü kişi sıfatı ile temyiz eden …’nun davada davalı taraf olarak bulunan …’den taşınmazını 11.03.2016 tarihinde satın aldığına ilişkin beyan ve belgeleri temyiz eden davalı …’ten taşınmazını 2009’ da …’a devrettiğine ilişkin beyanı dikkate alındığında bu kişilerin davada taraf olmadığı görülmektedir. Kayıt maliki temyiz eden … ve yine taşınmaz maliki olduğu iddia edilen …’ın davaya dahil edilmeksizin yargılama yapılarak karar verilmesi doğru değildir.” şeklinde bozulduğunu , HMK 125. Md’sine göre dava devam ederken dava konusu temlik alan ve halen tapu maliki görünen iş bu davalılara karşı tapu iptal ve terdiden olmadığı takdirde rayiç bedelinin tazminat olarak hüküm altına alınmasının talebinin gerektiğini, Yargıtay bozma ilamında bahsedilen dosyanın halen İzmir 1. ATM’nin 2019/488 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu belirtmiş, HMK 107. Md gereğince dava değerini arttırma hakkı mahfuz olmak kaydı ile davalı … adına kayıtlı Didim … Köy … ada … parselin kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tesciline, olmadığı takdirde terdiden yasal faiz ile birlikte rayiç bedel olarak davacı adına hüküm altına alınmasına , davalı …’a ait Didim … Köy … ada … parselin kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tesciline, olmadığı takdirde terdiden yasal faiz ile birlikte rayiç bedel olarak davacı adına hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 6. ATM’since … hakkında açılan davanın tefrik edilerek Mahkemenin …/… Esas sayılı dosyasına kaydedildiği ve
…/… esas sayılı dosyada 24.07.2020 tarihinde davalı …’nun 15.10.2019 tarihinde vefaat ettiği, açılan tapu iptal tescil davasının 21.07.2020 tarihinde ölümünden sonra açıldığı ancak ölü şahıs adına dava açılamayacağından bahisle HMK’nın 114/1-d md uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir 6. ATM’since davalı … yönünden açılan davanın aradaki fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle dosyamız ile birleştirilmesine karar verilmiş, dosya Mahkememize gönderilerek Mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 01.12.2020 tarihli celsesinde davacı tarafa HMK 125. Md gereğince seçimlik haklar konusunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize verdiği 11.12.2020 tarihli dilekçesinde ; dava konusu … Ada … parselde bulunan taşınmazın … adına kayıtlı iken …’a devrolduğunu, …’ın iyi niyetli davranmayarak taşınmazı devrettiğini bu sebeple dava konusunun devri sonucu oluşan seçimlik hak olan HMK 125/1-b uyarınca davalı …’a karşı tazminat davası olarak davaya devam etmek istediklerini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması nedeniyle şimdilik belediye tarafından belirlenen rayiç bedel olan 36.000,00 TL üzerinden davayı sürdürmek istediklerini belirtmiştir.
Davacı vekili Mahkememizin 19.01.2021 tarihli celsesinde; … ada … nolu taşınmaz ile ilgili HMK 125. Md kapsamında beyanda bulunmak istediklerini beyan etmiş, davacı vekiline talebi doğrultusunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize verdiği 03.02.2021 tarihli dilekçesinde; … ada … nolu taşınmazın ilk olarak … adına kayıtlı olduğu için davanın …’e yöneltilerek açıldığını, Mahkemece ilk olarak davacı taraf lehine karar verildiğini, davalının kararı temyiz ettiğini, Yargıtay’ın temyiz itirazının reddine karar verdiğini, davalı tarafın karar düzeltme yoluna başvurmadığını, … yönünden kararın kesinleştiğini, ancak her nasıl olduysa taşınmaz yönündeki tedbirin Mahkeme tarafından kaldırıldığını bu sebeple davaya yeni malikleri dahil etme zarureti doğduğunu, … yönünden tapu iptal tescil davası davacı lehine kesinleştiği için seçimlik hakkın yeni maliklere karşı HMK md 125 uyarınca tapu iptal ve tescil davası olarak sürdürmek istediklerini, yeni malik vefat etmiş olduğu için mirasçılara karşı davayı devam ettirebilmek için veraset ilamı çıkartılması gerektiğini, bunun için yetki ve süre talep edildiğini, 208 ada 6 nolu taşınmazın ilk olarak … adına kayıtlı olduğu için davanın …’e yöneltilerek açıldığını, daha sonra Yargıtay ilamı uyarınca taşınmazın devralan …’a da dava açılarak eldeki dosya ile birleştirildiğini, …’ın taşınmazı …’a devrettiğini, …’a karşı açılan tazminat davasını atiye terk ettiklerini, HMK 125. Md gereğince seçimlik hakkı kullanılarak asıl davalı …’e karşı tazminat davası şeklinde devam etmek istediklerini belirtmiştir.
Davalı … Mahkememize verdiği 26.03.2021 tarihli dilekçesinde; HMK 123. Md uyarınca davanın geri alınmasına muvafakat ettiğini belirtmiştir.
Davacı tarafça … yönünden dava tazminat davasına dönüştürüldüğünden talep edilen tazminat miktarı konusunda beyanda bulunmak üzere Mahkememizin 06.04.2021 tarihli celsesinde davacı vekiline 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize verdiği 21.04.2021 tarihli dilekçesinde ; tazminat bedeli olarak rayiç bedel olan 40.000,00 TL’nin talep edildiğini belirtmiştir.
… mirasçıları yönünden davacı vekiline tüm delillerini bildirmek üzere Mahkememizin 07.09.2021 tarihli celsesinde 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize verdiği 21.09.2021 tarihli dilekçesinde; ilgili taşınmazın devrinin yargılama sırasında olduğunu, tedbir kaldırılmasının akabinde olmasının muvazaa ihtimalini akıllara getirdiğini, yeni malikin taşınmazı alırken tedbir kararını gördüğünü, taşınmaz yönünden derdest ihtilaf olabileceği en azından yeni tarihte bir ihtilaf olduğunun aşikar olduğunu, devralacak kişinin çaba gerektirmeyen kolay bir araştırma ile bunu öğrenebileceğini, yeterli araştırma yapmadan gerçekleştirilmiş hakların niyet kapsamında korunamayacağını, uyuşmazlık konusu olan ilgili taşınmazın …’in Kemalpaşa’da bulunan mobilya dükkanında çalışan işçisi …’na devrolunduğunu, işverenin işçisi üzerinde etki kurabileceğini ve kendi meselesi ile ilgili yönlendirilebileceğinin muhtemel olduğunu, bu kapsamda delillerinin işçi işveren ilişkisinin varlığı için SGK kayıtları, eğer kayıtlı çalıştırmama varsa bunun sonucunda ilk delilin elde edilememesine binaen zabıta araştırması, bu iki delilden sonuç alınanaması halinde sunulacak tanık listesi olduğunu belirtmiş, 23.09.2021 tarihli dilekçesinde de …’nun ölmeden önce çalıştığı Kemalpaşa’daki iş yerinin adının …İnş. Mobilya ve Day.Türk.Mal.San ve Tic Ltd Şti olduğunu belirtmiştir.
Aydın ili Didim İlçesi … Köyü … ada … parsel sayılı taşınmazın 29.05.2009 tarihi itibari ile … ada … parsel sayılı taşınmazın da 11.03.2016 tarihi itibari ile değerlerinin belirlenmesine yönelik olarak keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması için Aydın ATM’ye talimat yazılmış, talimat Mahkemesince alınan 22.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda ; davaya konu Aydın ili Didim İlçesi … Köy mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın 11.03.2016 tarihi itibari ile rayiç değerinin 350.000,00 TL , Aydın ili Didim İlçesi … Köy mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın 29.05.2009 tarihi itibariyle rayiç değerinin 200.000,00 TL olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
…İnş. Mobilya ve Day.Türk.Mal.San ve Tic Ltd Şti’nin kuruluşundan itibaren ortak ve temsilcilerini gösterir sicil dosyası ilgili ticaret sicil müdürlüğünden celb edilmiş, şirketin … … Mah. … cad. No:…/…-… …/İZMİR adresinde faal olduğu, şirketin ortaklarının … ve …, şirket müdürünün … olduğu, …’in baba adının … olduğu ve şirketin halen faal olduğu belirlenmiştir.
Miras bırakan …’nun hizmet döküm cetvelinin gönderilmesi için SGK’ya yazı yazılmış alınan yazı cevabında; miras bırakan …’nun …İnş. Mobilya ve Day.Türk.Mal.San ve Tic Ltd Şti’de dönem dönem işçi olarak çalıştığı belirlenmiştir.
Tapu iptal ve tescil talebi ile ilgili dava konusu edilen … ada … parsel yönünden eksik kalan harcın tamamlanması için davacı vekiline Mahkememizin 15.03.2022 tarihli celsesince süre verilmiş, davacı tarafça eksik harç 16.05.2022 tarihinde tamamlanmıştır.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davalıların kooperatif ortağı oldukları , üyelik sebebiyle taşınmazların davalılar adına tescil edildiği , davalıların kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği ve davalıların ortaklığının sona erdiğinden bahisle taşınmazların davalılar adına olan kayıtlarının iptali ile davacı kooperatif adına tesciline karar verilmesine yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açıldığı, davacı tarafça yargılama aşamasında … hakkında İzmir 6. ATM’nin …/… Esas sayılı dosyasında dava açıldığı , söz konusu dava dosyasının aradaki fiili ve hukuki irtibat sebebiyle dosyamız ile birleştirilmesine karar verildiği, her iki dosyanın yargılamasının ana dosya üzerinden sürdürüldüğü ,
Birleşen dosya yönünden davacı vekili Mahkememize verdiği 03.02.2021 tarihli dilekçesi ile davayı atiye terk ettiklerini belirttiği , birleşen dosya davalısı … ‘ ın Mahkememize verdiği 26.03.2021 tarihli dilekçesi ile HMK 123. Md uyarınca davanın geri alınmasına muvafakat ettiğini belirttiği , birleşen dosya yönünden dava geri alındığından ve davanın geri alınmasına davalı tarafça açıkça rıza gösterildiğinden birleşen dosya yönünden HMK 123. Maddesi doğrultusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerektiği ,
Ana dosya yönünden duruşmaların devamı esnasında davacı tarafın davalılar … ve … yönünden açtıkları davadan alacağa ilişkin haklar baki kalmak kaydıyla feragat ettikleri , feragatin davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, bu davalılar yönünden açılan tapu iptal ve tescil davasının feragate binaen reddine karar verilmesinin gerektiği,
Davalılar …, …, …, …, … ve …ile devreden davalı … yönünden , Mahkememizce verilen 30/12/2008 tarih …/… E. …/… K. sayılı davanın söz konusu davalılar yönünden kabulüne yönelik ilk kararın davalılar …, …, …, … ve … yönünden temyiz edilmediğinden …ile devreden davalı … yönünden davalıların temyiz istemi reddedildiğinden kesinleştiği ve davanın davalılar …, …, …, …, … ve …yönünden kabulüne karar verilmesinin gerektiği ,
Davalı … yönünden Mahkememizce verilen 20/09/2016 tarih …/… E, …/… K. sayılı davanın davalı yönünden kabulüne yönelik ikinci kararın davalı yönünden temyiz edilmediğinden kesinleştiği ve davanın davalı … yönünden de kabulüne karar verilmesinin gerektiği ,
Davalılar …, … ve … yönünden söz konusu davalıların kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği davalılarca, ihraç kararının iptalinin istendiğinin savunulmadığı, bu durumda ihraç kararının kesinleştiğinin kabulünün gerektiği , ihraç edilen üyelerin, kooperatif üyeliği nedeniyle sağladıkları hak ve menfaatleri de iade etmeleri gerektiği ,taşınmazların, davalılara kooperatif üyeliği nedeniyle tahsis edildiği ,bu gerekçeler ile söz konusu davalılar …, … ve … yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiği,
Davalı … ‘ in dava konusu … Ada … parsel sayılı taşınmazı , yargılamanın devamı esnasında 29.05.2009 tarihinde dava dışı …’ a devrettiği , davacı tarafça HMK 125. Maddesi kapsamında seçimlik hakkın eski malik … ‘ e karşı tazminat davası olarak kullanıldığı , davalının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile üyelikten çıkarılmasına karar verildiği davalı tarafça ihraç kararının iptalinin istendiğinin savunulmadığı, bu durumda ihraç kararının söz konusu davalı yönünden kesinleştiğinin kabulünün gerektiği , ihraç edilen üyelerin, kooperatif üyeliği nedeniyle sağladıkları hak ve menfaatleri de iade etmeleri gerektiği ,taşınmazın, davalıya kooperatif üyeliği nedeniyle tahsis edildiği bu husus göz önüne alındında taşınmazı devreden davalı … ‘ in devir tarihi itibariyle taşınmaz rayiç bedeli üzerinden tazminat ile sorumlu tutulabileceği, taşınmazın devir tarihi itibariyle değerinin 200.000,00 TL tutarında olduğu , davacı tarafça tazminat bedeli olarak 40.000,00 TL talep edildiği , HMK 26. Maddesi uyarınca talep ile bağlı kalınmasının gerektiği ve davanın davalı … yönünden de kabulüne karar verilmesinin gerektiği ,
Devralan davalı … ‘ nun dava konusu … Ada … parsel sayılı taşınmazı yargılamanın devamı esnasında davalı … ‘ den 11/03/2016 tarihinde satın aldığı , davacı tarafça HMK 125. Maddesi kapsamında seçimlik hakkın yeni malik … ‘ na karşı tapu iptal ve tescil davası olarak kullanıldığı , davacı tarafça taşınmazın devrinin yargılama sırasında olduğu, tedbir kaldırılmasının akabinde olmasının muvazaa ihtimalini akıllara getirdiği, yeni malikin taşınmazı alırken tedbir kararını gördüğü, taşınmaz yönünden derdest ihtilaf olabileceği en azından yeni tarihte bir ihtilaf olduğunun aşikar olduğu , devralacak kişinin çaba gerektirmeyen kolay bir araştırma ile bunu öğrenebileceği , yeterli araştırma yapmadan gerçekleştirilmiş hakların niyet kapsamında korunamayacağı, uyuşmazlık konusu olan ilgili taşınmazın …’in Kemalpaşa’da bulunan mobilya dükkanında çalışan işçisi …’na devrolunduğu , işverenin işçisi üzerinde etki kurabileceği ve kendi meselesi ile ilgili yönlendirilebileceğinin muhtemel olduğu gerekçeleriyle davalı …’nun kötüniyetli olduğunun ileri sürüldüğü , dava konusu … Ada … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili Mahkememizce konulmuş bulunan ihtiyati tedbir kararının 27/01/2015 tarihli ara kararı ile kaldırıldığı ve kararın 01/03/2016 tarihi itibariyle uygulandığı , taşınmazın devir tarihi olan 11/03/2016 tarihi itibariyle davacı iddiasının aksine taşınmaz üzerinde herhangi bir tedbir kararı bulunmadığı , devralan davalının taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyi niyetli iktisabının TMK 1023. Maddesi kapsamında korunması gerektiği , devralan davalının , devreden davalı … ‘ in oğlu olan … ‘ in ortağı ve temsilcisi olduğu …İnş. Mobilya ve Day.Türk.Mal.San ve Tic Ltd Şti’de dönem dönem işçi olarak çalışmasının devralan davalının taşınmazın davalı olduğunu bildiği ve taşınmazı kötü niyetli olarak satın aldığına ilişkin yeterli delil niteliğinde olmadığı , davacının devralan davalı … ‘ nun kötüniyetli olduğu hususunu kanıtlayamadığı ve devralan davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış ,birleşen davanın HMK 123. Maddesi doğrultusunda açılmamış sayılmasına , ana davanın davalılar … ve … yönünden vaki feragate binaen devralan davalı … yönünden esastan reddine, davalılar …, …, …, …, …, …, … , … , …, … ve … yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)MAHKEMEMİZİN 2019/488 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın davalılar … ve … yönünden vaki feragate binaen REDDİNE,
2-Davanın devralan davalı … yönünden REDDİNE,
3-Davanın davalılar …, …, …, …, …, …, … , … , … ve … yönünden KABULÜNE,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı …adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz,
Davalı … mirasçıları adına kayıtlı olan Aydın İli, Didim İlçesi … köyü … Mevkiinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmazların davalılar adına mevcut tapu kayıtlarının iptali ile davacı kooperatif adına tapuya kayıt ve tesciline,
İİK 28 .maddesi gereğince hüküm özetinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesine ,
4-Davanın davalı … yönünden KABULÜ ile 40.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 3.073,95 TL harçtan peşin alınan ve daha sonra tamamlanan 6.895,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.821,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf davayı vekille takip etmiş olduğundan 6.650,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, …, …, … , … , …, … ve … ‘ ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden her bir davalı için 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Devralan davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden 32.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak devralan davalı … ‘ na verilmesine,
9-Davacı tarafça davanın kabulüne karar verilen davalılar yönünden yapılan 115 davetiye bedeli 1.331,50 TL, bilirkişi inceleme gideri 2.850,00 TL olmak üzere 4.181,50 TL yargılama giderinin davalılar …, …, …, …, …, …, … , … , …, … ve … ‘ ten alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından diğer davalılar yönünden yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan 3.087,15 TL harç giderinin davalılar …, …, …, …, …, …, … , … , …, … ve … ‘ ten alınarak davacıya verilmesine,
B)MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS …/… KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın HMK 123. Maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 4,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine ,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına ,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar Davacı vekili Av. … ile Davalı … vekili … ile davalı asiller …, …ile Davalı … mirasçıları vekili Av. … ile Davalı … vekili Av. …’ın yüzlerine karşı diğerlerinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır