Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/466 E. 2021/637 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/466 Esas
KARAR NO : 2021/637

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin dava dilekçesine özetle ; Davacı tarafça davalıya gönderilen maden cevherinden dolayı davacı tarafça davalıya 26.01.2013 tarihli 75.517,05 TL, 28.01.2013 tarihli 86.402,96 TL, 30.01.2013 tarihli 43.494,56 TL, 31.01.2013 tarihli 43.730,68 TL, 04.02.2013 tarihli 20.965,65 TL bedelli olmak üzere toplam 5 adet faturanın düzenlendiği, bu faturalarla ilgili olarak kısmi ödeme yapıldığı, davalı tarafın ayıba ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, davaya konu … madenin tamamının 2013 yılı Ocak ayının sonuna kadar davalıya teslim edildiği, TTK’nın 23.maddesi gereğince tacirler arasındaki satışlarda ayıp ihbarının 2 ve 8 günlük süreler içerisinde yapılmasının gerektiği, 2013 yılı Ocak ayının sonuna kadar malların teslimi yapılan davalının bir yandan ödemede bulunurken malların teslimi üzerinden 5 ay geçtikten sonra yeterli vasıfları taşımadığı gerekçesiyle itirazda bulunmasının yerinde olmadığından bahisle davacının bakiye alacağının tazmini amacıyla İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek; İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun asgari % 20 inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin cevap dilekçesine özetle; müvekkilinin madencilik sektöründe maden tedarik işi ile iştigal etmekte olduğunu, florid madeni üreten ocak ve firmaları araştırmaya başladığını ve …’ta kain … ve … isimli şahıslarla tanıştığını ve bu şahısların verdiği taahhüde güvenen müvekkilinin, taahhüt edilen değerde cevherin gönderilmesini kabul ettiğini, … A.Ş’nin talebi üzerine gelen cevherin, yapılan analiz sonucu değerlerinin istenilen oranlardan katbekat düşük olduğunun … A.Ş tarafından müvekkiline bildirildiğini, müvekkili şirketin de durumu derhal davacı şirkete bildirdiği ve bu kapsamda cevher değerinin ölçümü için İzmir … ATM’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunduğu, gelinen her aşamanın davalı şirket ve taraflara aracılık yapan … tarafından derhal karşı tarafa bildirildiği ve davalı tarafından hazırlanan ve aracı … tarafından karşı tarafa gönderilen 16.02.2013 tarihli mailin ekinde yer alan dosya içerisindeki mevcut sözleşmede cevherin ayıplı olması nedeniyle tarafların ticari ilişkideki yeni durumlarının düzenlendiği, ayrıca 22.02.2013 tarihli mailin ekinde yer alan dosya içerisinde mevcut iade faturasının talebi ve 03.03.2013 tarihli mail ile de durumun tekrardan …’e iletildiği, durumun en son İzmir …. Noterliği’nin 07.03.2013 tarihli ihtarnamesi ile davacıya bildirildiği, davacı tarafın bu kapsamda ayıp nedeniyle ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğu, karşı tarafın gönderdiği cevherlerdeki ayıp gizli ayıp niteliğinde olmasının yanı sıra bilerek ve kötüniyetle düşük değerlerde cevher gönderilmesi nedeniyle karşı tarafın TTK 23.maddesine dayanamayacağından bahisle açılan davanın reddine, davacının % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMINDAN ÖNCEKİ HÜKMÜN GEREKÇESİ : “Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.67.maddesi gereği iptali istemine ilişkindir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının incelenmesinde ; alacaklı … tarafından borçlu … – … aleyhine 145.110,84-TL asıl alacak olmak üzere toplam 146.274,71-TL üzerinden (örnek no:1 ve 7) ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu’ya 03/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/05/2013 tarihindeki ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, eldeki davanın 20.05.2013 tarihinde yasal bir yıl içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın mahkememize İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine geldiği görülmüştür.
Madenlerin teslimi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, madenlerdeki … oranlarının ( kalsiyum florid ) davalının iddia ettiği oranlarda olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … değişik iş dosyasının incelenmesinde; davalı … tarafından madenler üzerinde delil tespiti yapıldığı, bilirkişinin sunmuş olduğu 10/06/2013 tarihli raporunda, … A.Ş’ye teslim edilen madenlerdeki … ( kalsiyum florid ) oranının %70 ‘in altında kaldığını belirlemiştir.
Davaya dayanak madenlerin alımı konusunda taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı, sözlü yapılan sözleşmeye … isimli bir şahısın aracılık yaptığı anlaşılmıştır.
… tarafından davalı tarafa 03/03/2015 tarihinde mail gönderildiği, mailde anlaşma çerçevesinde yaklaşık 875 ton florid madeni gönderildiği, mutabık kaldıkları fiyattan faturalandırıldığı ancak anlaşmaya uygun olmayan evsafta ürün yollandığını, bunun sonucunda nihai alıcı olan … Çimento Fabrikası ile ciddi sorunlar yaşandığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı …’in de 07/03/2013 tarihinde davalı tarafa çekmiş olduğu ihtarnamede yapmış oldukları sözlü anlaşma uyarınca göndereceğiniz cevherde … oranının minimum %70 , nem oranının ise maksimum %5 olacağının, ancak gönderilen madenlerde nihai alıcı … A.Ş ‘nin kendisine teslim edilen cevherlerde … oranının düşük olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Davacı taraf süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; davalı tarafından alınan madenlerin nihai alıcı … A.Ş ‘ye 18/01/2013 ila 18/02/2013 tarihlerinde 886,16 ton olarak teslim edildiği, … A.Ş tarafından yapılan analiz sonucunda kalsiyum florid ( …) oranının %70 ‘in altında olduğunun …’e bildirildiği , …’in ise maden alımına aracılık yapan gerek … gerekse vekili aracılığıyla davacı tarafa hemen ihbarda bulunulduğu, dolayısıyla ihbarın süresinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişinin sunmuş olduğu 18/05/2015 tarihli raporunda ; gerek stoktan gerekse … A.Ş tarafından teslim edilen numune cevherin cevherdeki tüm minarelilerin analiz edilmesi yöntemiyle … Üniversitesi Kimya Bölümünde yapılan analizler neticesinde 886,16 ton malzemeyi temsil eden … A.Ş’nin sevkiyatlara ilişkin aldıkları ve şahit tabir edilen numunelerin tamamında … oranlarının %70’in altında kaldığı, icra takibine konu cari hesap bakiyesinin dayanağı toplam 270.110,84-TL bedelli beş adet faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaların karşılığında davalının davacıya toplam 125.000,00-TL ödemede bulunduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 145.110,84-TL alacak bakiyesinin göründüğü, davalının 2013 yılının Ocak ve Şubat aylarında davacı taraftan 875 bin 880 kg toplam florid madeni aldığı ve bu madenleri dava dışı … A.Ş’ye sattığı, … A.Ş ‘nin davalıdan satın aldığı maden tutarının %62,11’lik kısmına tenör farkı iade faturası düzenleyerek 167.767,37-TL tutarında “gönderilen ürünlerin ayıplı olması nedeniyle reklamasyon bedelidir” açıklamasıyla takip tarihinden sonra davacı şirkete fatura düzenlendiği, bu faturadan sonra davalı kayıtlarında davacı şirketin davalıya 22.656,48-TL borçlu göründüğünün tespit edildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu denetime açık, karar vermeye yeterli ve elverişli mahiyettedir.
Maden alımına aracılık yaptığı tarafların kabulünde olan … …’da mahkememizce dinlenmiştir.
Davalı …’in … A.Ş ‘ye mal (maden) tedarik ettiği, … A.Ş ‘nin maden ihtiyacının tedarik etmek amacıyla … la birlikte davacıların … ta bulunan maden sahasına gittikleri, … ‘ın istediği madenlerin florid değerinin minimum %70 oranında olduğu, bu değerlerin taraflar arasında … a bulunan maden sahasında konuşulduğu, sözlü sözleşmenin buna göre yapıldığı ve maden sevkiyatının … an yapılarak … A.Ş ‘nin İzmirdeki adresine tesliminin yapıldığı, en son teslimin 18/02/2013 tarihinde toplam 875 ton florid madeni teslim edildiği, madenlerdeki florid oranının düşük olmasından dolayı dava dışı … A.Ş ‘nin davalıdan satın aldığı maden tutarının %62,11’lik kısmına tenör farkı iade faturası düzenleyerek 167.767,37-TL tutarında “gönderilen ürünlerin ayıplı olması nedeniyle reklamasyon bedelidir” açıklamasıyla takip tarihinden sonra davalıya fatura düzenlendiği, alınan madenlerine karşılık olarak davalının davacıya 125.000,00-TL ödemede bulunduğu, dolayısıyla nihai alıcı … A.Ş ‘nin davalının davacıdan satın almış olduğu madenleri 125.000,00-TL ‘nin altında bir bedelle davalıdan satın aldığı, davacının sözlü sözleşmeye aykırı hareket ederek düşük oranlı madeni davalıya teslim ettiği, bu haliyle davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Öte yandan ; borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için alacaklının takibinin haksız olması yeterli olmayıp, davacı alacaklının takibe geçmede ve itirazın iptali davasını açık yürütmekte kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir.Alacaklının kötüniyetli olduğu konusunda ispat yükü davalı borçludadır. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği yada bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olmalıdır.
Somut olayda, davacının davalıya maden sattığı, satılan madenleri florid oranını konusunda uyuşmazlık çıktığı, uyuşmazlığın ancak yargılama sonucunda belirlenebildiği, davacının faturalara dayalı olarak davalı aleyhine icra takibinin yaptığı, bu haliyle davacının haksız olduğunu bildiği yada bilmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir. Kaldı ki, davalı taraf da davacının kötüniyetini kanıtlayamamıştır. O halde, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddi cihetine gidilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle mahkememizce yapılan yargılama sırasında … Esas, … Karar ve 02.02.2016 tarihli karar ile davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.
YARGITAY BOZMA İLAMI: Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas , … Karar sayılı kararı ile: “Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Ayıp açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde hakkını korumak için durumu aynı süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Ayıbın, kullanma sonucu ortaya çıkan gizli bir ayıp olması halinde ise TBK’nun 223. maddesi uyarınca alıcı ayıbı öğrendiği tarih itibariyle hemen satıcıya bildirmelidir. Bu durumda, davalı tarafça yapılan ayıp ihbarının yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tespiti için öncelikle davalının, davaya konu mala ilişkin ayıbı hangi tarihte öğrendiğinin tespiti gerekir. Mahkemece, davalının malın ayıplı olduğunu öğrendiği tarih tespit edilerek, davacıya ayıpla ilgili süresinde ve usulüne uygun bir bildirim yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre anılan yasa maddeleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir” şeklindeki gerekçe ile bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığın şeklindeki karar ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili taraflar arasındaki maden cevheri alım satımına ilişkin sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya satılarak teslim edilen mallar karşılığında davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olduğu ve bu alacağın ödenmediğinden bahisle tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptaliyle, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; taraflar arasında dava dışı … A.Ş’nin davalıdan talep etmiş olduğu filorid ihtiyacı nedeniyle davacıyla yapılan görüşmeler neticesinde davacı şirketten dava dışı … A.Ş’nin talep ettiği kalite ve nitelikte maden alımı konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığı, hatta bu kapsamda düzenlenen sözleşmenin taraflara aracılık eden dava dışı … tarafından davacı şirket yetkilisi …’e 14.01.2013 tarihinde mail ile gönderildiği, ancak nihai alıcı … A.Ş’nin acil olarak madene ihtiyaç duyması ve mal tedariki konusunda çok kısa süre vermesi nedeniyle davacı tarafa gönderilen sözleşmenin imzalanması beklenilmeksizin güven esasına dayalı olarak davacıdan mal alımının gerçekleştirildiği, ayrıca hangi değere sahip maden cevherinin davacı tarafça davalıya teslim edileceği hususunun davacı tarafça davalıya 04.02.2013 tarihli mail ile bildirildiği, ancak madenlerin dava dışı … A.Ş’ye ait maden sahasına sevkinden sonra dava dışı firmanın yaptığı analiz neticesinde cevher değerinin istenilen oranda olmadığının 31.01.2013 tarihli mail ile davalı şirkete bildirildiği, davalı şirket tarafından da bu durumun derhal davacıya bildirildiği ve akabinde 25.02.2013 tarihinde İzmir …. ATM’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğu ve en son İzmir … Noterliği’nin 07.03.2013 tarihli ihtarnamesiyle davacı tarafa ayıp ihbarında bulunulduğundan bahisle davacının davalıdan bakiye bir alacağının bulunmadığı savunmasıyla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya gönderilen maden cevheri kapsamında davacı tarafça davalıya 26.01.2013 tarihli 75.517,05 TL, 28.01.2013 tarihli 86.402,90 TL, 30.01.2013 tarih 43.494,56 TL, 31.01.2013 tarih 43.730,68 TL, 04.02.2013 tarih 20.965,65 TL bedelli olmak üzere toplam 270.110,84 TL’lik faturanın düzenlendiği ve iş bu faturalar karşılığında davalı tarafça davacıya 25.01.2013 tarihinde 10.000,00 TL nakit , 29.01.2013 tarihinde 10.000,00 TL nakit, 18.02.2013 tarihinde 5.000,00 TL nakit, 16.02.2013 tarihinde verilen 26.03.2013 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek ile 09.04.2013 vadeli 50.000,00 TL’lik çek olmak üzere toplamda 125.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu, davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturaların ve davalı tarafça davacıya yapılan ödemelerin tamamının her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlarda aynen yer aldığı, ancak davalı tarafça davacı adına düzenlenen 16.09.2013 tarihli 167.767,32 TL’lik “Gönderilen Ürünlerin Ayıplı Olması Nedeniyle Reklamasyon Bedelidir” açıklamalı faturanın düzenlediği, iş bu faturanın İzmir ….Noterliği’nin 19.09.2013 tarihli ihtarnamesiyle davacı tarafa gönderildiği, davacı tarafında İzmir …. Noterliği’nin 03.10.2013 tarihli ihtarnamesiyle iş bu faturanın kabul edilmediğini davalıya bildirdiği dosya kapsamı belgelerden anlaşılmıştır.
Taraflar arasında maden alım- satımına ilişkin sözleşmenin bulunduğu sabit olup, taraflar arasındaki ihtilaf alım-satıma konu maden cevherinin hangi vasıflarda olacağına dair taraflar arasında yazılı bir sözleşme olup olmadığı, davacı tarafça davalıya satılıp teslim edilen maden cevherinde davalı tarafça iddia edildiği şekilde ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp mevcut ise süresi içerisinde davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından davalı defterleri ile dosya kapsamı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 08.05.2015 tarihli raporda davacı tarafça davalı adına düzenlenen 26.01.2013 tarihli 75.517,05 TL, 28.01.2013 tarihli 86.402,90 TL, 30.01.2013 tarih 43.494,56 TL, 31.01.2013 tarih 43.730,68 TL, 04.02.2013 tarih 20.965,65 TL bedelli olmak üzere toplam 270.110,84 TL’lik faturanın davalı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, yine bu kapsamda davalı tarafça davacıya toplamda 125.000,00 TL’lik ödemenin yapıldığı, bu ödemeler neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 145.110,84 TL alacaklı olduğunun davalı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, ancak takipten sonra davalı tarafça davacı adına “Gönderilen Ürünlerin Ayıplı Olması Nedeniyle Reklamasyon Bedelidir” açıklamalı 16.09.2013 tarihli 167.767,32 TL bedelli fark faturasının düzenlendiği ve iş bu faturanın davalı şirket defterlerine işlendiği, bunun neticesinde 31.12.2013 tarihi itibariyle davalının davacıdan 22.656,48 TL alacaklı konuma geçtiği tespit edilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporunda davacı tarafça davalı adına düzenlenen toplam 270.110,84 TL bedelli 5 adet fatura içeriğinin toplam 663.500 kg … madeni olduğu ve faturalarda birim fiyatının ton başına 345,00 TL olarak gösterildiği, davalı tarafça dava konusu … madenin davacı şirketten ve davacı şirket ile grup şirketi olduğu belirtilen dava dışı … Mad. Tic. Ve San. Ltd. Şti ile … Nak. Ve … Madeni İşletmesi olmak üzere 3 şirketten temin edildiğinin davalı tarafça beyan edildiği, davalının stok kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda 2013 yılı Ocak ve Şubat aylarında … madeninin davacı şirket ile dava dışı diğer 2 şirketten temin edildiği görülmüş olup, bu kapsamda davacı şirketten toplam 663,500 kg ve KDV dahil 292.767,32 TL’lik mal temin edildiği, dava dışı … ‘den toplam 106,340 kg ve KDV dahil 43.860,50 TL’lik, dava dışı … Madencilik Ltd. Şti.’den ise toplam 875,880 kg ve 66.812,42 TL’lik mal temin edildiği, bu kapsamda davalı şirketin her üç şirketten 2013 yılının Ocak ayı ile Şubat aylarında toplamda 875,880 kg ve 403.440,24 TL’lik … madeni temin ettiğinin görüldüğü, davalının her üç şirketten temin ettiği … madenlerini 2013 yılı Ocak ile Şubat aylarında toplam 886,160 kg ve 406.294,06 TL olmak üzere dava dışı … A.Ş’ye sattığı, davalının … A.Ş’ye sattığı 886,160 kg … miktarı ile satın aldığı toplam 875,880 kg … miktarı arasındaki 10,280 kg’lik farkın madenin üç farklı yerden alınıp, 3 farklı kantardan sevkinin yapılması ve nihayetinde alıcı firma olan … A.Ş firmasının kantarından geçerek teslim edildiğinden sonuçta %1’lik fark olduğu, bu farkın oluşmasının da olağan olduğu bildirilmiştir. Yine alınan raporda davalı tarafından dava dışı … A.Ş’ye satılan 886,160 ton ve 406.294,06 TL bedelli … madenin 153.942,59 TL’lik kısmının dava dışı firmadan tahsil edildiği, satın alınan tutarın %62,11 TL’lik kısmına karşılık gelen 252.351,42 TL’lik kısmının ise dava dışı … A.Ş tarafından yaptırılan analiz sonucuna göre … madenin talep edilen değerlerden daha düşük bir değerde olduğunun tespit edilmesi nedeniyle tenor farkı iadesi faturası düzenlenerek dava dışı … A.Ş tarafından davalının alacağından düşüldüğü, dava dışı … A.Ş’nin yaptığı işlemin 09.02.2015 tarihli cevabi yazı içeriğinin incelenmesinden mal iadesi değil ancak fiyat farkı niteliğinde bir fatura olduğu, bu kapsamda davalının davacı şirketten satın aldığı toplam 663,50 ton ve 270.110,84 TL bedelli … madeni karşılığında davacı şirkete toplam 125.000,00 TL ödeme yaptığı ve dava dışı … A.Ş’nin toplam tutar üzerinden %62,11 oranında davalıya yansıttığı tenor farkı iadesini aynı oranda (270.110,84 TL x 0,6211 =) 167.767,32 TL tutarında hesaplayarak davacı şirkete “Gönderilen Ürünlerin Ayıplı Olması Nedeniyle Reklamasyon Bedelidir” açıklamasıyla fatura düzenlediği ve bu faturanın davalı kayıtlarına alınması neticesinde davalı şirket kayıtlarına göre davacının davalı şirkete 22.656,48 TL borçlu gözüktüğünün tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporunda teknik inceleme bölümünde dosya içerisinde bulunan İzmir …. ATM’nin … D.İş dosyası içerisinde bulunan 18.04.2013 ve 10.06.2013 tarihli bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere gerek stoktan gerekse … A.Ş tarafından teslim edilen numune cevherin, cevherdeki tüm minerallerin analiz edilmesi yöntemiyle Ege Üniversitesi Kimya Bölümünde yaptırılan analizler neticesinde 886,160 ton malzemeyi temsil eden … A.Ş’nin sevkiyatlara ilişkin olarak aldıklarını beyan ettiği ve şahit tabir edilen numunelerin tamamında … (Kalsiyum …) oranlarının %70’in altında kaldığının bildirildiği görülmüştür.
TTK’nın 23/c.maddesi gereğince “bir malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelenmek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nın 223.maddesinin 2.fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
TBK 223.maddesinde ise “alıcı devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içerisinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte satın alınmış sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
TTK 18.maddesinin 3.fıkrasına göre “tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Her ne kadar davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçelerde davacı tarafça gönderilen maden cevherinin taraflar arasında düzenlenen sözleşme içeriğinde belirtilen nitelikte olmadığının dava dışı nihai alıcı … A.Ş tarafından davalı şirkete bildirildiği, taraflar arasındaki alım satıma konu maden cevherinin hangi nitelikte olacağına dair yazılı sözleşmenin taraflar arasındaki alım satıma aracılık eden … tarafından mail yoluyla davacı şirketin yetkilisi …’e 14.01.2013 tarihli mail ile gönderildiği belirtilerek cevap dilekçesi ekinde “Sözleşmedir” başlıklı sözleşmenin bir sureti sunulmuş ise de, iş bu sözleşme suretinin incelenmesinden her iki tarafa ait imzanın sözleşme suretinde bulunmadığı, davacı tarafça da mail ile gönderildiği iddia edilen sözleşmenin kabul edilmediği anlaşılmakla davalı tarafın taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme yapıldığı yönündeki savunması yerinde görülmemiştir. Yine davalı vekili tarafından her ne kadar cevap dilekçesi içeriği ile hangi nitelikte maden cevherinin davacı tarafça davalıya teslim edileceği hususunun davacı şirket tarafından davalıya gönderilen 04.02.2013 tarihli mail ile davalıya bildirildiği iddia edilmiş ise de dosyaya bir sureti sunulan 04.02.2013 tarihli mailin davacının kabulünde olmadığı gibi davaya konu faturaların 26.01.2013, 28.01.2013, 30.01.2013, 31.01.2013, 04.02.2013 tarihlerinde düzenlenmiş olması da dikkate alınarak dava konusu faturalardan sonraki dönemde davacı tarafça davalıya gönderildiği iddia olunan 04.02.2013 tarihli mail içeriğinin, davacı açısından bağlayıcı olduğu kabul edilse dahi bu tarihten sonra gönderilecek ürünler açısından bağlayıcı olabileceği düşünülmüştür.
Yine tüm dosya kapsamı belgeler ve Yargıtay bozma ilamından sonra davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı tarafça davalıya satılan ürünlerin davalı şirket tarafından dava dışı … A.Ş’ye satılarak teslim edildiği, … A.Ş tarafından teslim alınan ürünler üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde dosyaya dava dışı firmadan gelen 18.03.2014 tarihli cevabi yazı ekindeki davalı şirket ile dava dışı … A.Ş arasındaki maillerin incelenmesinden 31.01.2013 tarihli mail ile “sevkiyatını yapmakta olduğumuz floritin %48 olması gerekirken flor içeriği %15 olarak ölçülmüştür.” şeklinde dava dışı … A.Ş tarafından davalı şirkete bildirimde bulunulduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirket tarafından dava konusu 5 adet fatura içeriği 663,500 kg floritin davacı şirketten, 106,340 kg floritin dava dışı …’den, 106,040 kg floritinde dava dışı … Madencilik Ltd. Şti’den olmak üzere toplam 875.880 kg floritin davalı şirket tarafından dava dışı … A.Ş’ye satıldığı, satılan toplam 875.880 kg floritten sadece 663.500 kilogramının davacı şirketten satın alınan maden cevheri olduğu, ancak alınan bilirkişi raporunda teknik inceleme bölümünde dava dışı … A.Ş’nin almış olduğu toplam 886,160 kilogramlık malzemeyi temsil eden şahit tabir edilen numunelerin tamamında … (kalsiyum …) oranının %70’in altında kaldığının tespit edildiğinin bildirildiği, bu durumda davalı şirketin davacı tarafça teslim edilen maden cevherindeki ayıbı ilk olarak dava dışı nihai alıcı … A.Ş’nin davalı şirkete gönderdiği 31.01.2013 tarihli mail ile öğrendiği, ayıbın bu tarihte öğrenildiğinin davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 10.01.2020 tarihli dilekçe ile de davalının kabulünde olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı tarafın 31.01.2013 tarihinde dava konusu maden cevherindeki ayıbı öğrendiğinin kabulünün gerektiği, dosya kapsamı belgelerin incelenmesinden davalı tarafça davacıya ayıp ihbarında bulunulduğuna dair davacının kabulünde olan bir mailin dosya içerisinde bulunmadığı, dosya içerisinde bir sureti mevcut olan ve davalı cevap dilekçesi ekinde Ek-5 olarak sunulan 16.02.2013 tarihli mail içeriğinin “Cevher Tedariki Sözleşmesi” başlıklı belge olduğu ve iş bu sözleşmenin davacı tarafça imzalandığına ve kabul edildiğine dair dosya içeriğinde yazılı bir belge olmadığı gibi davacı tarafça kabul edilmediği, bu belgenin ayıp ihbarı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca davalı tarafça 25.02.2013 tarihinde ayıpla ilgili olarak İzmir … ATM’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğu ve yine davalı tarafça davacıya keşide edilen İzmir … Noterliği’nin 07.03.2013 tarihli ihtarnamesi ile satılan ürünlerin ayıplı olduğunun davacı tarafa bildirildiği, bu kapsamda üründeki ayıbın öğrenildiği 31.01.2013 tarihinden itibaren davalı tarafça davacıya ihtarnamenin keşide edildiği 07.03.2013 tarihine kadar TTK 18/3.maddesinde belirtilen usullerle keşide edilmiş bir ihtarnamenin dosya kapsamı belgeler arasında bulunmadığı, bu kapsamda davalı tarafça TTK 18/3.maddesinde belirtilen usulle ayıbın öğrenildiği 31.01.2013 tarihinden itibaren TTK 23 ve TBK 223.maddeleri gereğince davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığının kabulü gerekmiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davalı şirket tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı sonucuna varılmış olmakla her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlarda takip tarihi itibariyle davacı alacağı olarak kayıtlı olduğu ve davacıya ödenmediği anlaşılan 145.110,84 TL açısından davacının davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olmakla davanın kabulüne, davalı borçlunun İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 145.110,84 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, takipten önce davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair bir temerrüt ihtarnamesi dosya kapsamı belgeler arasında bulunmadığından davacı tarafın takip talepnamesindeki işlemiş faize ilişkin fazlaya ilişkin isteminin de yerinde görülmediğinden reddine ve likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
Ayrıca davaya konu icra dosyasının incelenmesinden toplam takip çıkış tutarının 146.274,75 TL olduğu, dava dilekçesin de ise harcın 145.110,84 TL üzerinden yatırıldığı, dava dilekçesinin sonuç kısmında ise borçlunun itirazının tamamen iptali talep edildiği anlaşılmakla, davacı vekiline iş bu davanın sadece asıl alacağa ilişkin olup olmadığı hususunu açıklayıp eksik harç varsa yatırarak dosyaya ibraz etmek üzere mahkememizce yapılan yargılama sırasında 25.05.2021 tarihli celse de 2 haftalık süre verilmiş olup, takip çıkış tutarı üzerinden işlemiş faize ilişkin davacı tarafça eksik harç yatırılarak makbuzu dosyaya ibraz edilmiştir.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 145.110,84 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 29.022,16 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 9.912,52 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 1.746,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.165,67 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 1.774,94 TL harç ile, tebligat ve posta gideri 390,50 TL, bilirkişi ücreti 1.300,00 TL olmak üzere toplam 1.690,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.673,59 davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.735,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 1.163,91 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/07/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır