Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/433 E. 2021/824 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/433 Esas
KARAR NO : 2021/824

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/08/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; 12.10.2014 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklet ile dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin çarpışması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, müvekkilinin iş bu kaza sebebiyle uzun süre tedavi gördüğü, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen davalı tarafça başvuruya hiçbir şekilde cevap verilmediğinden bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL daimi iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 100,00 TL tedaviye bağlı giderler olmak üzere toplam 400,00 TL’nin 28.03.2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA DEĞERİNİN ARTTIRILMASI : Davacı vekili sunmuş olduğu 06.09.2021 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla geçici iş göremezlik tutarını 629,63 TL arttırdıklarını ve toplam 729,63 TL geçici iş görmezlik talep ettiklerini, ayrıca toplam 1.260,00 TL tedavi giderinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın 06.03.2014-06.03.2015 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikli olarak kusur oranlarının tespit edilmesinin gerektiği, ayrıca meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafça yapılmış olan masraflardan müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Davalıdan dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak hasar dosyalarının birer sureti getirtilerek dosyamız arasına eklenmiştir.
2-Mahkememizde yapılan yargılama sırasında kusur oranının tespiti açısından İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 20/12/2019 tarihli raporda; Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu, davacının ise %40 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında kusur raporuna karşı yapılan itirazların değerlendirilmesi açısından Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 26.03.2020 tarihli raporda; Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu, davacının ise %40 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
4-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının maluliyet durumunun tespiti açısından İstanbul ATK … İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 10.09.2020 tarihli raporda;
Davacı …’ın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
5-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı iptal kararı kapsamında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının maluliyet durumunun tespiti açısından yeniden İstanbul ATK … İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 21.01.2021 tarihli raporda; Davacı …’ın Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle değiştirilecek bir husus bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
6-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, aktüer bilirkişi …’den alınan 15.08.2021 tarihli raporda; Davacı …’ın geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.216,05 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 729,63 TL olarak tespit edildiği, sürekli maluliyetten kaynaklı bir alacağının bulunmadığı, SGK sorumluluğunda olmayan diş tedavisinden kaynaklı giderinin ise 2.100,00 TL olduğu ve kusur indirimi sonrası 1.260,00 TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLER- DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL:
Dava; trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle geçici ve daimi işgöremezlik ile tedavi giderinden oluşan maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu olay tarihinde davalı sigortalı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıya çarpması neticesinde 12.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının yaralandığı, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde 06.03.2014-06.03.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kişi başına sağlık giderleri teminatı 268.000,00 TL, sakatlanma ve ölüm halinde kişi başı teminatı 268.000,00 TL ile sigortalanmış olduğu dosya kapsamı belgelerden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafça talep edilen tazminat isteminin yerinde olup olmadığı, davalı sigorta şirketinin davacı tarafça talep edilen daimi ve geçici iş göremezlik ile tedavi giderinden oluşan maddi tazminattan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 09.09.2021 tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, iş bu davanın HMK 107.maddesi gereğince 20.08.2019 tarihinde belirsiz alacak davası olarak açıldığı, dava konusu trafik kazasının da 12.10.2014 tarihinde meydana geldiği, bu kapsamda iş bu davada 2918 Sayılı Yasa’nın 109/2.maddesi gereğince ceza zamanaşımının uygulanmasının gerektiği ve bu kapsamda davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı sunmuş olduğu zamanaşımı def’inin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu trafik kazası nedeniyle tarafların kusur oranlarının tespiti açısından İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi ve Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden ayrı ayrı rapor alınmış olup, her iki raporda da dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %60, davacının ise %40 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olmakla her iki rapor birbirini doğruladığından mahkememizce aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının maluliyetinin tespiti açısından İstanbul ATK … İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış olup, kaza tarihi olan 12.10.2014 tarihinde geçerli olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde davalının sürekli maluliyetine mahal olmadığı ve geçici iş göremezlik süresininde olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği yönündeki İstanbul ATK … İhtisas Dairesi’nin 21.08.2020 tarihli rapor ve bu rapordaki görüşün aynen muhafaza edildiğini bildiren 20.01.2021 tarihli aynı ihtisas dairesi tarafından düzenlenmiş rapor dikkate alınarak dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının daimi maluliyetinin oluşmadığı, geçici maluliyetinin ise kaza tarihinden itibaren 1,5 ay olduğu mahkememizce kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından aktüer bilirkişiden rapor alınmış olup, alınan raporda davacı …’ın geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.216,05 TL olduğu, dava konusu trafik kazasının oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu dikkate alınarak kusur indirimi sonrası davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 729,63 TL olarak tespit edildiği, sürekli maluliyetten kaynaklı bir alacağının bulunmadığı, SGK sorumluluğunda olmayan diş tedavisinden kaynaklı giderin ise 2.100,00 TL olduğu ve davalı sigortalı araç sürücüsünün %60 oranındaki kusuru dikkate alındığında davacının talep edebileceği tutarın 1.260,00 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesinde dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı cismani zarardan kaynaklı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 100,00 TL geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatta talep edilmiş ise de, davacının 01.03.2001 doğumlu olması nedeniyle kaza tarihi olan 12.10.2014 tarihinde henüz 13 yaşında olduğu, davacının kaza tarihi itibariyle gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilmediği, bu nedenle tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı bir zararı bulunmadığından bu yöndeki talebin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur. ( Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2019/6181 Esas, 2020/2146 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.)
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında aktüer bilirkişiden alınan raporda dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının kalıcı maluliyeti bulunmadığından bu yönde bir hesaplama yapılmasına yer olmadığına, ayrıca tedavi giderleri ile ilgili olarak ise dosyadaki belgelere göre diş hekimi tarafından dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının diş kırığı yönünden köprü uygulaması yapıldığı sabit olduğundan davacının 2.100,00 TL tedavi gideri harcamasının bulunduğu, bu kapsamda davalı sigortalı araç sürücüsünün %60 kusuru dikkate alındığında davacının talep edebileceği tedavi giderinin 1.260,00 TL olduğu belirtilmiş olmakla, aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunan iş bu rapor kapsamında davacının tedavi giderlerine ilişkin dava değerinin arttırılmasına ilişkin 06.09.2021 tarihli dilekçesindeki talebinin kabulüne, diğer taleplerinin ise yerinde görülmediğinden reddi gerekmiş olup, sonuç olarak davanın kısmen kabulüne, 1.260,00 TL tedavi giderine ilişkin maddi tazminatın 28.03.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dosya kapsamına nazaran fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, 1.260,00 TL tedavi giderine ilişkin maddi tazminatın 28.03.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 86,07 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve dava değerinin arttırılması aşamasında yatırılan toplam 51,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,67 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta ve dava değerinin arttırılması aşamasında yatırılan toplam 102,20 TL harç ile, tebligat gideri ve posta ücreti 269,10 TL, Adli Tıp ücreti toplam 2.153,00 TL ve bilirkişi ücreti 450,00 TL olmak üzere toplam 2.872,10 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma tekabül eden 1.637,09 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 1.260,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince 929,43 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır