Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/424 E. 2021/1132 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/424 Esas
KARAR NO : 2021/1132 Karar

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının, … ilinde Orta ve Doğu Karadeniz illerini de kapsayan ürünlerinin toptan dağıtım işi ile iştigal eden bayisi olduğunu, müvekkilinin avans olarak gönderdiği … Bankası … Şubesi üzerine keşideli … nolu 04.01.2016 ödeme günlü 84.000 TL tutarlı ve … nolu 20.01.2016 ödeme günlü 136.000 TL tutarlı çekler karşılığı malların müvekkiline gönderilmediği halde işbu çeklerden bankasına kredi karşılığı ciro etmek sureti ile karşılıksız olarak faydalanıldığını, bu sebeple müvekkilinin karşılığını almadığı işbu çeklerini gününde ödeyememiş ve davalının çekleri ciro ettiği … Bankası A.Ş. tarafından hakkında icra takibi başlatılmış ve tüm mal varlığına hacizler konulduğunu, müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararlar olduğunu beyan ederek işbu davayı açtığını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı sebebiyle de usulden reddi gerektiği, davaya konu edilen karşılıksız yararlanma eylemi söz konusu iddialara katılmamakla birlikte 84.000,000 TL ve 136.000,000 TL lik çekler sebebiyle alacaklı tarafından 18.02.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, haksız eylem nedeniyle tazminat isteme veya tazminat davası açma hakkı, zarar görenin, zararı ve haksız eylemi işleyen ile tazminat sorumlularını öğrendiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı, davanın esasına girilmeden usulden reddi gerektiği, davacının … Bankası … Şubesi … nolu 84.000,000 TL tutarlı ve … nolu 136.000,000 TL tutarlı çeklerden dolayı icra takibine maruz kaldığını işbu sebepten ötürü zarara uğradığını iddia ettiğini, davacı maruz kaldığı icra takiplerini,malvarlığına uygulanan hacizleri,ticari hayatının yok olmasını tarafımıza bağlasa da davacının tarafımızdan kaynaklı herhangi bir mağduriyeti söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, … ve … nolu çeklerin karşılıksız kaldığı iddiasına dayalı menfi ve müsbet zarar tazmini ve manevi tazminat davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının davalıya çek verdiği ancak bu çekten dolayı davalı tarafın kendisine malları iade etmediği, bundan dolayı zarara uğradığı, davalının çekleri ciro ettiği, bundan dolayı davacının ciro edilen çeklere dair icra takipleriyle karşı karşıya kaldığı, borcunu ödeyemediği, borcunu ödeyememesinden ötürü dava dışı alacaklı olan bankalarında durumdan haberdar olması üzerine davacı aleyhine takip başlatığı başlatılan bu takiplerden ötürü davacının maddi ve manevi zarara uğradı, zarara uğradığının iddia edildiği, uyuşmazlık konusunun davacının aleyhine başlatılan haksız icra takiplerinden dolayı uğradığı maddi manevi ve müspet zararların istemine ilişkin olduğu, bu haliyle haksız fiil sorumluluğuna dair hükümlerin uygulama alanı bulabileceği, davacının davalıya verdiğini iddia ettiği çek konusunda da davacı tarafın herhangi bir talebinin bulunmadığı, bu haliyle 6102 sayılı yasadan kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte davanın mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, dava konusunun haksız icra takibinden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine dayalı olduğu, her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu haliyle de nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı yasanın 2.maddesi gereğince mal varlığına ilişkin uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olmasından bahisle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNA,
2-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde istinaf yargı yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır