Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/370 E. 2023/520 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/370 Esas
KARAR NO : 2023/520
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/08/2017 tarihinde Konya ili Hüyük ilçesinde, … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halinde iken yolun mıcırlı olması ancak uyarı levhası bulunmaması sebebiyle trafik kazası meydana geldiğini, kazada sürücü …’ın vefat ettiğini, …’ın mirasçıları eşi …, kızı …, oğulları … ve … olduğunu, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, trafik kazasının gerçekleştiği yol üzerinde yolun çakıl, mıcır vb. Gevşek malzemeli olduğuna ilişkin uyarıcı levha konulmadığından dolayı davalı idarenin asli kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, … lehine 1.000,00 TL, … lehine 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı Konya Büyükşehir Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazlarının olduğu, başvuru şartının yerine getirilmeksizin dava açıldığı, görev ve husumet itirazlarlarının olduğu, dava konusu trafik kazasının İmrenler Yayla Yolu olarak bilinen yolda gerçekleştiğini, bu yolun yol ağları içinde bulunmadığını, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosya ile aynı kazaya dayanılarak açılan davada Karayolları Genel Müdürlüğünün söz konusu yolun Hüyük İlçe Belediyesine ait olduğunun belirlendiği, müteveffa sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; delillerin taraflarına tebliğ edilmediği, sürücünün alkollü veya ehliyetsiz olup olmadığının tespiti gerektiği, müteveffanın, davaya konu aracın sürücüsü/işleteni olduğundan müteveffanın mirasçılarının taleplerinin Trafik Kanunu ve Genel Şartlar gereğince teminat dışı olduğunu, hiçbir hukuk kuralının kişinin kendi kusurlu sebep olduğu zarardan faydalanma durumunu düzenlemediği, ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (destekten yoksun kalma, araç hasar bedeli) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-ATK Trafik İhtisas Dairesinin 09/03/2020, 09/03/2020 tarihli kusur raporu,
-İzmir SGK’nın 17/08/2020, 12/01/2021, 23/01/2021 tarihli yazısı ve eki,
– … Sigorta A.Ş nin 18/08/2020, 19/01/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Manisa İl Emniyet Müdürlüğünün 06/08/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Beyşehir CBS’nin … soruşturma sayılı dosya sureti,
-Mahallinde Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yaptırılan keşif ve bilirkişi
…’un 18/03/2021 tarihli kök raporu, 18/03/2022 tarihli ek raporu,
-Konya Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığının 02/07/2021,20/07/2022 tarihli
yazısı ve eki,
-Hüyük Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 28/06/2021, 27/02/2022 tarihli
yazısı ve eki,
-Karayolları 3 Bölge Müdürlüğünün 08/07/2021, 06/07/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Trafik kusur bilirkişileri …, …,…’nin 21/10/2021 tarihli kusur raporu,
-Trafik kusur bilirkişileri …, … ve …’ın 05/06/2022 tarihli kusur raporu,
-Aktüer bilirkişi …’ın 27/02/2023 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacıların, davacı …’in eşi, diğer davacılar …, … ve …’in babaları olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 07/08/2017 tarihinde tek taraflı, ölümlü trafik kazası karıştığı, kaza neticesinde … ile araçta yolcu olarak bulunan … ve …’ın vefat ettiği, …’nın ağır şekilde yaralandığı, kazanın yol kusurundan kaynaklandığı, davalı sigortanın söz konusu aracın zmms sigortacısı olduğu, davalı idarenin yolun bakımından sorumlu kuruluş olduğu, davacı … ve …’in müteveffa …’nin desteğinden yoksun kaldıkları, ayrıca tüm davacıların müteveffanın ölümü nedeniyle manevi zarara uğradığı iddiası ile eldeki maddi ve manevi tazminat davasını ikame ettiği, davalı belediyenin yargı yolu itirazında bulunduğu, kazanın meydana geldiği yolun sorumlulukları kapsamında olmadığı, davanın husumet yönünden reddi gerektiği, aksi görüş halinde mahkemece kusur ve tazminat hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunduğu, davalı sigortanın ise davacıların dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediği, işletenin kusuruna denk gelen zararların kendilerinden talep edilemeyeceği, müteveffa sürücü kusurlu olduğundan alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği, davacıların üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği, aksi kanaat halinde mahkemece kusur ve tazminat hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini savunduğu, taraflar arasında davacının dava öncesi davalı sigorta şirketine müracaat şartını yerine getirip getirmediği, davalı belediye yönünden adli yargının yetkili olup olmadığı, davalı belediyenin kazanın meydana geldiği yolun bakım ve işletmesinden sorumlu olup olmadığı, davacıların maddi ve manevi zararlarının bulunup bulunmadığı, zararları var ise miktarının ne olduğu ve davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları hususlarında ihtilaf bulunduğu görülmüştür.
Davalı idare tarafından adli yargının görevli olmadığı yargı yolu yönünden davanın usulden reddi gerektiği savunulmuş ise de, yerleşik Uyuşmazlık Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay kararlarına göre hizmet kusuruna dayanılıp dayanılmasının yargı yolu bakımından sonuca etkili olmadığı, 2918 sayılı KTK’nun 110 maddesi uyarınca bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu anlaşılmakla davalının usule ilişkin bu itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacılar ile davalı sigorta arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmaması, sorumluluk sigortalarının TTK’da düzenlenmesi, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması ve usul ekonomisi ilkesi ile olası hüküm uyuşmazlıklarının bertaraf edilmesi için davaların birlikte yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta tarafından davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediği savunulmuş ise de, davacı ve davalı sigorta tarafından dava dosyasına sunulan belgelere göre davacıların dava öncesinde davalı sigortaya müracaat ettiği, davalı sigorta tarafından hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zmms teminatı dışında olduğu gerekçesi ile davacıların tazminat taleplerinin reddedildiği, mahkemeye erişim hakkının gereği olarak başvuru şeklinin belli bir usule bağlanmadığı somut uyuşmazlık bakımından davacıların dava öncesi başvuru şartını yerine getirdiği mahkememizce kabul edilmiş ve davalının bu yöndeki usule ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce dava konusu kazada davacılar murisi, davalılar ve dava dışı üçüncü kişilerin kusurunun belirlenmesine yönelik olarak kusurun belirlenmesi yoluna başvurulduğu, bu kapsamda davaya konu kazanın meydana geldiği mahalde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılması için mahal mahkemesine talimat yazıldığı, mahal mahkemesince talimatımız doğrultusunda 15/03/2021 tarihinde keşif icra edildiği, mahkemece yapılan incelemede kazanın meydana geldiği yerin …. yolu üzerinde bulunduğu, toprak yolun mevcut olduğu, “… Piknik Alanı, …, …” tabelalarına yaklaşık 90 – 100 metre mesafede bulunduğu gözlemlendiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 18/03/2021 tarihli kök raporda, 07.08.2017 günü saat 14.30 sıralarında sürücü müteveffa …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile Ilgın ilçesi … istikametinden … Yolunu takiben seyredip Başlamış Mahaltesi kavşağını geçer geçmez yolun sola virajlı kısmında aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağ tarafına şarampole yuvarlanıp burada bulunan taşa çarptıktan sonra aracın takla atması sonucu ölümlü, yaralanmalıve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meskun mahal sınırları dışında, 7 metre genişliğindeki iki yönlü, eğimsiz, sola virajlı, zemini kuru, stabilize toprak kaplamalı yolda, gündüz saatlerinde meydana geldiği, havanın açık olduğu, azami hız limitinin 90 km/s. olduğu, kazanın meydana geldiği yolun toprak stabilize yol olup yol kenarlarında zamanla birikmiş mucurların mevcut olduğu, yolun kaplamasının tamamı bu şekilde toprak kaplı olduğundan sürücünün bunun bilincinde olduğu, yolun herhangi bir kısmında farklı kaplama olmadığından yolda herhangi bir arızalı kısım bulunmadığı, kazanın meydana gelmiş olduğu yolun mahalleri birbirine bağlayan yol olup trafik yoğunluğunun çok az olması sebebiyle trafik uyarı levhası bulunmadığı, kazanın meydana geldiği yerde sola tehlikeli viraj bulunmakla birlikte sürekli tehlikeli bir viraj olmadığı, kazanın meydana gelmiş olduğu yerde görüşün açık olduğu, kaza gündüz vakti meydana geldiğinden sürücünün hızını yol durumuna göre ayarlaması gerektiği, mütevefa sürücü …’ın hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, mevcut hızı ile viraja girmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, yolun tamamının kaplaması aynı olduğu, bu kaplama üzerinde herhangi bir aksaklık ya da bozukluk olmadığı, kazanın meydana geldiği yolun genelinde trafik uyarı levhası olmadığı ve kazanın meydana gelmiş olduğu yerde görüş açısının net olduğu, bu sebeple yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruluşun kural ihlali bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Taraflarca 18/03/2021 tarihli kusur bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosyanın Karayolları Trafik Fen Heyetinden emekli bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verildiği, dosyanın talimat mahkemesince gönderildiği ,talimat mahkemesince dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 21/10/2021 tarihli raporda, 07.08.2017 günü, saat 14:30 sıralarında, Konya İli, Hüyük İlçesi sınırları içinde, … Yolunu takiben … istikametinden Hüyük İlçesi istikametine seyir halinde olan …’ın yönetimindeki, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobilin, sağa virajlı olay mahalline geldiğinde, viraj çıkışında sağdan kaplama dışına çıkarak devrilmesi sonucu birden fazla kişinin ölümü ve yaralanma ve maddi hasarla neticelenen dava konusu trafik kazası meydana geldiği, dava konusu trafik kazasının, Konya İli, Hüyük İlçesi sınırları içinde, … Yolu üzerinde meydana geldiği, … Yolunu takiben … istikametinden Hüyük İlçesi istikametine seyir halinde olan … plakalı otomobilin, sağa virajlı yol kesiminde, 31,20 metre lastik izini takiben sağdan kaplama dışına çıktıktan sonra takla atıp 52,60 metre ileride durduğu, araç dışına düşen üç kişi bulunduğu (Polis memuru … tarafından düzenlene olay yeri basit Krokinde bu kişilerin araç sürücüsü … ile yolculardan … ile … olduğu belirtilmiştir), olay yerinde yolun 5,80 metre genişliğinde, iki yönlü trafiğe haiz, yatayda tehlikeli virajlı, düşeyde eğimsiz, stabilize kaplı ve kuru satıhlı olduğu, yolda işaretleme bulunmadığı, olay anında vaktin gündüz, havanın açık olduğu, olay yerinin yerleşim yeri dışı ve azami hızın 90 km/h olduğu, araç sürücüsünün yeterli sürücü belgesine sahip bulunduğu, …’ın yönetimindeki aracının hızını aracının yük ve teknik özeliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gereklerine göre ayarlamadığı, stabilize kaplı karayolunda oldukça yüksek hızla seyrettiği, hava ve görüşün açık olduğu gündüz koşullarında olay yerindeki virajı fark edip tedbir almakla birlikte hızının yüksek olmasına bağlı olarak 31,20 metre lastik izine rağmen aracını kaplama üzerinde durdurmayı başaramadığı, kaplama dışına çıkan aracın takla attıktan sonra 52,60 metre ileride durmasına neden olduğu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. maddesi (a) ve (b) bendi hükümlerini ihlal ettiği, meydana gelen tek taraflı kazada birinci derecede ve yüksek bir oranda kusurlu bulunduğu, müteveffa sürücü …’ın olayda %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, yolun yapım bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun trafiğe açık olan bir yolu, yolun niteliği de dikkate alındığında asfaltlamaya mecbur değilse dahi trafik güvenliği yönünden gerekli tedbirleri almakla sorumlu bulunduğu, dava konusu trafik kazasında aracın seyrine göre sağa viraj çıkışında meydana geldiği dikkate alındığında, bu kesimde olması gereken viraj levhasının araç sürücüsünün virajı daha kolaylıkla fark etmesini sağlayacağı, bu bakımdan, yolun yapım, bakım ve işletilmesinden sorumlu kurumun 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 10. Maddesi (b) bendi ile 13. Maddesi hükümlerine aykırı davranmakla, meydana gelen olayda ikinci derecede %20 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Taraflarca 21/10/2021 tarihli kusur raporuna itiraz edilmesi ve bu rapor ile mahkememizce daha önce alınan 18/03/2021 tarihli kusur raporu arasında çelişki oluşması üzerine mahkememizce dosyanın İstanbul nöbetçi asliye ticaret mahkemesine gönderildiği, İTÜ öğretim görevlilerinden oluşan heyete tevdinin talep edildiği, İTÜ öğretim üyeleri …, … ve …’ın 05/06/2022 tarihli kusur raporunda, yolun durumu ve kazanın oluş şekli dikkate alındığında kazanın oluşunda, kaza yerinde yolun sathındaki kısmen gevşemiş mıcırin etkili olduğu görüşü oluştuğu, gerçekten mevcut yol sathi fotoğraflarından da görüleceği şekilde yol üzerinde araçların oluşturduğu iki teker izi dışında, ortada ve kenarlarda gevşek mıcırlar olduğu ve her hangi bir aracın iki teker izinin dışına çıkması durumunda sağ veya sol tekerlerin bu mıcır birikintisinin içine gireceği ve muhtemelen (eğer hız da yüksek ise) aracın hakimiyetinde zorlanacağının anlaşıldığı, bu bakımdan kazanın oluşunda sürücü …’ın aracını taşıt özelliklerin ve yol durumunun gerektirdiğinin üstünde bir hızla sürmüş olmasının büyük rolü olduğu, müteveffa sürücünün yolun sürekli gevşek micir tabakası ile kaplı olduğunu değerlendirerek aracını minimum hızda kullanması gerekirken bunu yapmadığı, genelde yol üzerinde beliren ani değişiklikler (ani ıslaklık. don. çamur. yerel olarak biriken micir vb )bazen kazaya yol açabildiği, burada ise yol sathı üzerindeki mıcır birikimin yerel değil. uzunca bir yol kısmı içinde sürekli olduğu, bu bakımdan sürücün bu durumu görünce hemen hızını gerekirse çok düşük seviyelere düşürerek gerekli emniyetli sürüş şartını oluşturması gerekirken bunu yapmamasının kazaya etken olduğu, aracın yoldan çıktıktan sonra ancak 50 metre kadar gittikten sonra takla atarak durmasından da bu durumun anlaşıldığı, müteveffa sürücü …’ın kazanın oluşmasında %80 kusurlu olduğu, mıcır kaplı yol yapımının nispeten daha hızlı ve ucuz gerçekleştirildiği için yükü yüksek olmayan yol kısımlarında tercih edilebildiği, ancak bu tür yapımda, yapım sırasında asfalta tam yapışmayan mıcırların mutlaka daha sonra dikkatle süpürülerek temizlenmesi ve bu işlemin kullanım sırasında gevşeyen mıcırlar için de zaman zaman yapılması gerektiği, bunun da sorumluluğunun yolun yapımından ve bakımından sorumlu olan kuruluşlarda olduğu, belediye sınırları içinde bu kurulusların ilgili belediyeler olduğu, yol bakımından sorumlu kuruluşun kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dava konusu yolun statüsünün(ilçe ile köy veya ilçeler arası bağlantı yolu yada yayla yolu olup olmadığı v.s) belirlenmesi amacıyla dosyanın 18/03/2021 tarihli kök raporu hazırlayan bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiden ek rapor istenildiği, bilirkişinin 18/07/2022 tarihli ek raporunda, 07.08.2017 tarihinde Konya ili, Hüyük ilçesi, … Yolu ile Başlamış Mahallesi Yolu kavşağında (X- EO 31.69958, Y-N 37.97097 kordinatlı) meydana gelen kazada, kazanın meydana gelmiş olduğu yolun köy ile köyü (öncesinde köy iken mahalle statüsü kazanan) birbirine bağlayan yayla yolu olduğu, ilçeler arası yolların fiziki şartları, zemini asfalt kaplama yollar olup kazanın meydana geldiği yolun fiziki şartları esas alındığında stabilize toprak yoldur ve iki ilçeyi birbirine bağlayan yol statüsünde olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 27/02/2023 tarihli raporda, müteveffa …’ın ölümü nedeniyle yaşı küçük oğlu … ile eşi …’ın desteğinden yoksun kaldığı, TRH 2010 Yaşam Tablosu Progresif Rant Yöntemine göre müteveffanın emekli olması sebebiyle aylık gelirinin asgari ücret olarak esas alındığı, kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limitinin 330.000,00 TL olduğu, davacı Melek’in rapor tarihinde 48 yaşında olduğu, evlenme olasılığının %2 olduğu, 18 yaşından küçük bir çocuğu bulunduğundan %5 indirim yapıldığında evlenme olasılığı kalmadığı, SGK ve davalı sigorta tarafından yapılan herhangi bir ödeme olmadığı için mahsup işlemi yapılmadığı, müteveffanın %80 kusurlu olması sebebiyle hesaplanan tazminattan bu oranda indirim yapıldığı, buna göre … için 208.764,22 TL, … için ise 30.769,94 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;07/08/2017 tarihinde davacı Melek’in eşi, diğer davacıların ise babası olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Konya ili Höyük ilçesi … yolunda tek taraflı trafik kazasına karıştığı, kaza neticesinde sürücü müteveffa … ile araçta yolcu olarak bulunan … ve …’ın vefat ettiği, …’ın ise yaralandığı, mahkememizce Karayolları Trafik Fen Heyetinden emekli öğretim üyeleri ile İTÜ öğretim üyelerinden alınan 21/10/2021 ve 05/06/2022 tarihli kusur raporlarına göre müteveffa sürücü …’ın hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, görüşün açık olduğu tehlikeli virajda direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen kazada asli % 80 kusurlu olduğu, yolun bakımından sorumlu kuruluşun ise Karayolları Trafik Kanununun 10 ve 13.maddesine aykırı davrandığı, yolun kaplama cinsine, genişliğine göre yolun bakımını yapması ve gerekli uyarı levhalarını yerleştirmesi gerektiği, kazanın meydana gelmesinde %20 kusurlu olduğu, mahkememizce alınan 27/02/2023 tarihli aktüerya raporuna göre %20 kusur durumuna göre davacı …’ın 208.764,22 TL, …’ın ise 30.769,94 TL destekten yoksun kalma zararı bulunduğu, her ne kadar davalı sigorta hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zmms teminatı kapsamı dışında olduğunu ve kendisinin sorumlu olmadığını savunmuş ise de bu savunmanın sadece işleten ve eyleminden sorumlu olduğu sürücünün yani somut olayda müteveffa …’ın kusuruna denk gelen kısım yönünden diğer anlatımla %80 kusur yönünden yerinde olduğu, diğer % 20 kusur yönünden yapılan değerlendirmede ise davalı sigortanın yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre kazaya sebebiyet veren yolun bakımından sorumlu kuruluş ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunduğundan sorumlu olduğu, bu sebeple davacı Melek ve Ömer’in yolun bakımından sorumlu kuruluşun %20 kusurlu bulunması sebebiyle … plakalı aracın 06/10/2016-06/10/2017 tarihleri arasındaki dönemde zmms sigortacısı olan davalı sigortadan talepte bulunabileceği, davacıların davalı sigortaya 11/12/2017 tarihinde müracaat ettiği, davalı sigortanın 22/12/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacıların sıfatı, dava konusu uyuşmazlığın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, davacıların 09/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırdığı, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı sigortanın kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limitinin 330.000,00 TL olduğu, meydana gelen zararın poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, mahkememizce alınan 21/10/2021 ve 05/06/2022 tarihli kusur raporları ile 27/02/2023 tarihli aktüerya raporunun oluşa, usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun gerekçeli, denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın davalı sigorta yönünden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir
Davacılar tarafından davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya konu kazanın meydana geldiği yolun bakım ve işletilmesinden sorumlu kuruluş olduğu ve kazanın meydana gelmesinde bu kurumun kusur ve sorumluluğunun bulunduğu iddiası ile bu davalıya husumet yöneltilmiş ve bu davalıdan maddi ve manevi tazminat talep edilmiş ise de, mahkememizce alınan 18/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davaya konu kazanın meydana geldiği yolun köy ile köyü birbirine bağlayan yayla yolu olduğu, 6360 sayılı yasa ile Konya ilinin il sınırlarının büyükşehir belediye sınırları olarak belirlenmesi ile köylerin tüzel kişiliğini kaybettiği, mahalle statüsü kazandığı, yine mahkememizce Karayolları 3. Bölge Müdürlüğü, Hüyük Belediye Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığına yazılan müzekkerelere göre dava konusu yolun Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olmadığı, her ne kadar cevabı yazılarda Hüyük Belediyesi söz konusu yolun bakım ve işletmesinden Konya Büyükşehir Belediyesinin, Konya Büyükşehir Belediyesi ise Hüyük Belediye Başkanlığının sorumlu olduğunu bildirmiş ise de mahkememizce alınan 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre söz konusu yol köyleri birbirine bağlayan yayla yolu olduğuna göre 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunun 7/1-g maddesi uyarınca söz konusu yolun davalı Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda kalmadığı, Hüyük Belediyesinin sorumluluk alanında olduğu, nitekim davalı Konya Büyükşehir Belediye vekili tarafından dava dosyasına sunulan 10/06/2022 tarihli dilekçe ekindeki Konya Büyükşehir Belediye Meclisinin 12/12/2014 tarih 952 karar sayılı kararının da bu yönde olduğu, bu sebeple davacılar tarafından davalı idareye husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla davacıların davalı idare yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 208.764,22 TL’nin 22/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 30.769,94 TL’nin 22/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacıların davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığına yönelik maddi ve manevi istemlerinin ayrı ayrı pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
4-Alınması gerekli 16.362,57 TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından yatırılan 211,77 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 16.150,80 TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
5-Davacılar tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 211,77 TL peşin harç, 419,90 TL keşif harcı, 100,00 TL keşif araç ücreti, 5.500,00 TL bilirkişi ücreti, 758,90 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 7.034,97 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (239.534,16/299.534,16=0,79) 5.625,78 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili davacılara ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 32.226,99 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
8-Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 13/1-4. maddesi uyarınca davacı Melek’in reddedilen maddi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ÖDENMESİNE,
9-Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 13/1-4. maddesi uyarınca davacı Ömer’in reddedilen maddi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ÖDENMESİNE,
10-Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 10/1-4. maddesi uyarınca davacı Melek’in reddedilen manevi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ÖDENMESİNE,
11-Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 10/1-4. maddesi uyarınca davacı Ömer’in reddedilen manevi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ÖDENMESİNE,
12-Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 10/1-4. maddesi uyarınca davacı Elif’in reddedilen manevi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ÖDENMESİNE,
13-Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7 ve 13/1-4. maddesi uyarınca davacı Hüseyin’in reddedilen manevi tazminat talebi yönündentakdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ÖDENMESİNE,
14-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
15-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2019/3073 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
16- Davacılar tarafından mükerrer yatırıldığı anlaşılan 384,90 TL keşif harcının talep halinde davacılara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı