Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/353 E. 2021/703 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/353
KARAR NO : 2021/703

DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ: 16/07/2019
KARAR TARİHİ: 15/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı ) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı araç ile … plakalı araçların 17/03/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, davalı … nezdinde zmms ve imss poliçesinin bulunduğunu, davalı … tarafından kısmi ödeme yapılmakla birlikte gerçek zararın karşılanmadığını belirterek 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde zmss ve imss poliçelerinin olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve zararın varlığın ispatı halinde teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının başvurusu üzerine aracın hasar kayıtları dikkate alınarak piyasa değerinin 130.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, ayrıca sovtaj bedelinin 86.189,00 TL olarak belirlendiği, davacının gerçek zararının 43.811,00 TL olarak hesaplandığı ve davacıya ödendiği, dava konusu aracın pert olarak kabulü gerektiğini, buna rağmen davacının onarım istemesinin haksız olduğunu, ilaveten davacının temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminatın( bakiye hasar bedeli) zmms ve imms sigortacısı olan davalı tarafından tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 19/11/2019 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi … …’ün 06/01/2020 tarihli kök raporu ile 29/04/2021 tarihli ek rapor,
-Ankara İl Emniyet müdürlüğünün 26/03/2020 tarihli yazısı,
-… Sigorta A.Ş nin 05/02/2021 tarihli yazısı,
-… sigorta A.Ş nin 04/03/2021 tarihli yazısı,
-… Sigortanın 15/03/2021 tarihli yazısı,
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 12/01/2021 ve 20/04/2021 tarihli yazısı,
– … sigorta A.Ş nin 19/08/2019 tarihli yazısı ve eki poliçe ve hasar dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’da gider avansı ve delil avansı ayrı ayrı düzenlenmiştir. Kanun’un 120. maddesi, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” hükmünü içermektedir. Bu maddede öngörülen gider avansı, HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartları arasında yer almaktadır. Dava şartlarının eksik olması ve tamamlanmaması durumunda ise aynı Kanunun 115. maddesi uyarınca usulden red kararı verilmesi öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 324. maddesinin başlığı ise “Delil İkamesi İçin Avans” olup, taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda oldukları belirtilerek, tarafların birlikte aynı delilin ikamesini talep etmiş olmaları halinde gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri ve taraflardan birisinin avans yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde diğer tarafın bu avansı yatırabileceği ve aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir.
Görüldüğü üzere HMK’nın 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansı, HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendinde belirtilen gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olup, dava şartı niteliğinde değildir.
Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin, gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı, HMK’nın 324. maddesi düzenlemesi karşısında yoktur.
HMK’nın 324. maddesi gereğince bu avansın hiç yatırılmamasının veya eksik yatırılmasının hukuki sonucu, delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılmasıdır.
Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
Ayrıca; davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK. nun 90. (1086 sayılı HUMK.nun 159.) maddesinde açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, 6100 sayılı HMK. nun 94. (1086 sayılı HUMK.nun 163.) maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir.Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğacagı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere düzenlenen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkca anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hakim tarafından hemen yerine getirilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı …’ın kendisine ait 3… plakalı araç ile davalı … nezdinde sigortalı olan … plakalı araçların 17/03/2019 tarihinde maddi hasarlı kazaya karıştığı, kaza neticesinde aracının hasar gördüğü, … plakalı aracın davalı nezdinde imms ve zmms poliçesinin olduğu, davalı … tarafından yapılan hasar ödemesinin eksik olduğu bakiye alacağının bulunduğu iddiasıyla işbu davayı ikame ettiği, yargılama aşamasında davacının iş bu davaya konu alacağını temlik ettiği, 6100 sayılı HMK’nun 125 maddesi uyarınca alacağı temlik alan …’in davacı sıfatı kazandığı, mahkememizce dosyanın makine mühendisi bilirkişi … …’e tevdi edildiği, adı geçen bilirkişinin 06/01/2020 tarihli raporu düzenleyerek mahkememize sunduğu, davacının bu rapor doğrultusunda dava değerini ıslah ettiği, mahkememizce davalı sigortanın aracın pert sayılması ve buna göre zararın belirlenmesi gerektiğine dair savunmasının kök raporda değerlendirilmediği, ayrıca mahkememizce dosyaya kazandırılan geçmiş hasar kayıtlarının sehven davalı … aracına ait olduğunun tespit edilmesi üzerine davacıya ait aracın iş bu davaya konu trafik kazası öncesindeki geçmiş hasar kayıtları dosyaya kazandırılarak dosyanın kak rapor hazırlayan bilirkişiye yeniden tevdi edildiği, bilirkişi tarafından hasar kayıtları değerlendirilmekle birlikte kök rapordaki tespitlerin aynen tekrar edildiği, bilirkişi tarafından kök raporda davacıya ait araç hasarsız kabul edilerek aracın rayiç değeri kaza tarihi itibariyle 173.750,00 TL olarak belirlendiği, ek raporda davacıya ait aracın geçmiş 3 hasar kaydı bulunduğu, bu hasar kayıtlarından birinin 85.000,00 TL, diğerinin ise 27.500,00 TL olduğu tespit edildiği halde bu hasar kayıtlarının aracın iş bu davaya konu trafik kaza tarihi itibariyle değerine yönelik etkisinin gerekçeleriyle birlikte ortaya konulmadığı, zararın kaza tarihi itibariyle meydana geldiği ve bu tarih itibariyle davacının zararının hesaplanması gerektiğinin göz ardı edilerek aracın sonraki yıllardaki (2020-2021) değerlerine vurgu yapılarak rapor tanzim edildiği, ayrıca geçmiş hasar kayıtlarına rağmen eski hasarlara ilişkin ekspertiz raporlarına atıf yapılmak suretiyle belirlenen değerin uyumlu olduğunun belirtildiği, böylece davalının savunmaları kök ve ek raporda karşılanmadığı gibi mahkememizin denetimi ile hükme esas almaya elverişli bir rapordan da söz edilemeyeceği, bu nedenle mahkememizce 21/05/2021 tarihli celsede bir başka bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına ilişkin ara karar kurulduğu, bilirkişi için 500,00 TL ücret takdir edildiği ve bilirkişi delil avansını yatırmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği, iki haftalık kesin süre içerisinde bilirkişi delil avansının mahkememiz veznesine depo edilmemesi halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut dosya kapsamına göre değerlendirme yapılacağının huzurda bulunan davacı vekiline tefhim ve ihtar edildiği, davacı vekilince bilirkişi ücretlerinin kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle mahkememizce yeni bir bilirkişi incelemesi yapılamadığı, mahkememizce davacı vekiline 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi uyarınca verilen ve kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, kendisine tanınan kesin süre içerisinde bilirkişi delil avansını mahkememiz veznesine depo etmeyen davacının 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi uyarınca bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiği, davacının talebi ve dosya kapsamı dikkate alındığında davacının gerekçeli, objektif, denetim ve hükme esas almaya elverişli bilirkişi raporu ile belirlenebilecek olan kusur ve zarar miktarını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 147,00 TL ıslah harcı ve 178,00 TL peşin harç toplamı olan 325,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 265,70 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA