Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/322 E. 2022/67 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/322 Esas
KARAR NO : 2022/67

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu arasında alım satımdan kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinden mal alımı yaptığı müvekkilinin ödenmemiş faturalardan kaynaklanan 14.233,59 TL alacağı bulunduğu, bu alacağa istinaden İzmir … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasından ilamsız takiplerde ödeme emri yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun takip konusu borca, faize, yetkiye itirazı üzerine takibin durduğu, davalı borçluya teslim edilen bu fatura konusu mallara karşılık davalı borçlu bugüne kadar iade faturası ve ödeme olarak toplam 24.494,22 TL ödeme yaptığı, kalan 14.233,59 TL.sini ödemediğini belirterek davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hiçbir alacak iddiasını kabul etmemekle bırlıkte kendi talepleri arasında çelişki olduğu, davacı şirketin satış elemanları müvekkili ziyaret ettiklerinde bizzat elden aldıkları paralar mevcut olduğu, elden teslim edilen paralara ilişkin şu aşamada müvekkili şirketin bilgisayar sisteminin çökmesi sebebi ile temin edemediklerini, müvekkili şirketin ayrıca davacı şirkete eft yolu ile birçok kez ödeme yaptığı, şu an için 03.07.2018 tarihli 1200,00 TL ödemeye ilişkin makbuzu sundukları, defterleri incelemesinden ve sunduğu delillerin sonucunda müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığı anlaşılacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
– İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
-Tarafların ticari defter ve kayıtları, Cari Hesap,
-Mersin Vergi Dairesinin 06/2/2019 tarihli yazı ve ekleri,
-Takip dayanağı fatura asılları,
-Bilirkişi …’nun 24/2/2021 tarihli raporu,
-Bilirkişi …’un 21/06/2021 tarihli kök raporu ile 27/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında cari hesap alacağına ilişkin 14.233,59 TL asıl alacak ve 891,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.124,80 TL üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 01/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 05/10/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının takibe konu asıl alacak üzerinden iptalinin talep edildiği, her ne kadar davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de davalının yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünü göstermediği, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığından İzmir icra müdürlüğünün yetkili hale geldiği, davacının, 2016 yılından itibaren davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkiye istinaden davalı adına takip tarihine kadar 12 adet fatura düzenlendiği, bu faturaların toplam bedelinin 38.727,81 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerle düzenlenen iade faturalarının toplamının 24.494,22 TL olduğu buna göre davalının takip tarihi itibariyle 14.233,59 TL borçlu olduğunu iddia ettiği, davalının ise davacıya eft yoluyla ve elden ödeme yapıldığı, davacı tarafından talep edilen alacak miktarının takipte ve cari hesap mutabakat mektubunda farklı gösterildiği, kendisinin borçlu olmadığını savunduğu, her ne kadar davacı dava dilekçesinde taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, bu ilişki kapsamında 12 adet fatura düzenlendiği ve kendilerinin cari hesap nedeniyle bakiye alacaklarının olduğunu ileri sürmüş ise de itirazın iptali davalarının niteliği itibariyle takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle 2016 yılında düzenlenen 3, 2017 yılında düzenlenen 1 ve 2018 yılında düzenlenen 6 adet fatura olmak üzere toplam 10 adet fatura dayanak olarak gösterilmek suretiyle başlatılan ve itiraza uğrayan takipte davacının faturalar sebebiyle alacaklı olup olmadığının incelenmesi gerektiği, takibe dayanak faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ödeme yapılan miktarın ne olduğu ve davacının söz konusu faturalardan kaynaklı olarak alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunduğundan mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, davalı defterleri üzerinde talimat yoluyla yapılan incelemede davalının 2016 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, 2017-2018 yıllarına ait defterler yönünden yapılan incelemede ise 2017 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, diğer dönemlere ait tasdik işlemlerinin yapıldığı, takibe konu edilen 10 adet faturadan 03/07/2018 tarihli 1.200,00 TL tutarlı faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, 2016 yılına ait 3 adet faturanın ise bu yıla ait defter ve kayıtların sunulmaması nedeniyle deftere kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediği, takip ve dava tarihi itibariyle davalının defterlerinde kayıtlı olan takibe dayanak 6 adet fatura nedeniyle davacıya 6.724,00 TL borçlu göründüğü, davalı defterlerindeki 31/12/2017 ve 31/01/2018 tarihli ödeme kayıtlarına ilişkin herhangi bir ödeme dekontu ve makbuzunun bulunmadığı, bu ödemelerin yapıldığının ispat edilmemesi halinde davacının davalıdan takip tutarı olan 14.233,59 TL yi talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise bilirkişi kök ve ek raporuna göre davacının 2016 yılına ait defterlerini inceleme için sunmadığı, 2017 yılına ait defterlerinden yevmiye defterinin açılış ve kapanış onayının yapılmadığı, 2017 yılının defterlerinin davacı lehine delil vasfına sahip olmadığı, 2018 yılına ait defterlerin ise açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, 2017 ve 2018 yılı defterlerine göre takip dayanağı olan ve 2017 ile 2018 yıllarında düzenlenmiş toplam 7 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 2017 ve 2018 yılı defterlerine göre davacının davalıdan 11.877,80 TL alacaklı olduğu, taraf defterleri arasında ödeme tutarları konusunda da uyumsuzluk bulunduğu, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 03/07/2018 tarihli 1.200,00 TL tutarlı fatura ile 2016 yılına ait 3 adet faturaya konu mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde davacının 11.877,80 TL alacaklı olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesine göre ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamasının şart olduğu, ayrıca bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerin sahibi veya halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunların aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerler ile ispatlanmamış olması gerektiği, diğer tarafın anılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı, açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtları birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtların sahibi aleyhine delil olacağı, bu kapsamda yapılan incelemede takip dayanağı faturaların 2016-2017-2018 yıllarına ait olduğu, bu nedenle mahkememizce taraflara 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere kesin süre verildiği, yasal sonuçlarının ihtar edildiği, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verildiği, davacı ve davalının 2016 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını inceleme için sunmadığı, bu nedenle tarafların 2016 yılına ait defter ve kayıtlar yönünden ticari defterlere delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığının kabulü gerektiği, davacı ve davalının 2017 yılına ait defter ve kayıtlarının ise usulüne uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının yapılmadığı, her iki tarafın sadece 2018 yılına ait defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu, davalının 2018 yılı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya 6.724,00 TL borçlu olduğu, davacının defterlerinde ise 2018 yılında takip tarihi itibariyle davalıdan 11.877,80 TL alacaklı olduğu, her iki tarafın uyuşmazlığa ilişkin döneme ait defter ve kayıtlarının tamamını sunmadığı ve 2017 yılına ait defterlerinin de usulüne uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının yapılmadığı ve davacının faturalardan kaynaklı olarak bakiye alacak talebinde bulunduğu dikkate alındığında taraf defterlerinin kendileri lehine delil vasfına sahip olduğundan bahsedilemeyeceği, hal böyle iken borçlu olmadığını savunan davalı yönünden HMK’nun 222/4 maddesi uyarınca defterinde bulunan 6.724,00 TL şeklindeki borç kaydının aleyhinde delil olarak kabul edilmesi gerektiği, buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.724,00 TL alacak talebinde bulunabileceği, fazlaya ilişkin kısım yönünden davacının faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğini ve bedelinin ödenmediğini sevk irsaliyeleri veya benzeri ispat gücüne sahip belgelerle ispatlayamadığı, her ne kadar davacı takip dayanağı faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin BA formları ile sabit olduğunu ileri sürmüş ise de dosyaya kazandırılan BA formlarına göre davalının 2017 yılı şubat ayında 10.250,00 TL 2017 yılı Aralık ayında 8.250,00 TL ve 2018 yılı Nisan ayında 6.400,00 TL olmak üzere toplam 24.900,00 TL tutarında davacıdan mal alımı yaptığını bildirdiği, 2016 yılına ilişkin takibe dayanak faturaların tutarının yasal sınırın altında olması sebebiyle bildirime konu olamayacağı, davacının dava dilekçesi ile kabulünde olduğu üzere davalı tarafından davacıya 24.494,22 TL ödeme yapıldığı, takip dayanağı olan 2016 yılına ilişkin faturalar ile 03/07/2018 tarihli 1.200,00 TL bedelli faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediğinin davacı tarafından ispat edilemediği, bu nedenle BA formlarının başlı başına takibe dayanak tüm faturalardan kaynaklanan bakiye alacak miktarını göstermeye yeterli olmadığı, davacının iddiasının ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre yapılması gereken başka bir araştırma bulunmadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı faturalara ve davalı defter ve kayıtlarına dayandığından alacağın likit olduğu, davacının icra inkar tazminatı talebinin hüküm altına alınan alacak miktarı yönünden yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacı, davalının kötüniyetli olduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek 6100 sayılı HMK nun 329.maddesi uyarınca kendisi ile davacı asil arasında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilmesini talep etmiş ise de, davalının takibe itiraz etmesinin başlı başına kötüniyet teşkil etmediği, yasal hakkın kullanılması mahiyetinde olduğu, takibe haksız yere itiraz edilmesi ve takibin sürüncemede bırakılmasının yasal yaptırımının icra inkar tazminatı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.724,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihininden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-6.724,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.344,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 459,31 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 167,46 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 291,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 167,46 TL peşin harç, 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 142,60 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.254,46 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (6.724,00/14.233,59=0,47) 589,59 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
9-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair 6100 sayılı HMK’nun 341. Vd. Maddeleri uyarınca davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA