Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/296 E. 2021/462 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/296 Esas
KARAR NO : 2021/462

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 20/11/2015 tarihli dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ilişkiye binaen çeşitli miktar ve meblağlarda mal alış verişinde bulunulduğunu, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin davalıya teslim edildiğini, faturalara süresinde itiraz edilmediği için faturaların mündereceatının davalı tarafça kabul edildiğini, mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu müvekkilinin alacaklı olduğunun belirleneceğini, davalının cari hesap bakiyesi olan 13.263,20-TL’ yi müvekkilinin tüm ihtarlarına rağmen ödemediğini, bunun üzerine davalı hakkında İzmir … İcra Müd’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin daha sonra yenilendiğini, … E. numarasını aldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın ödemenin geciktirilmesine yönelik olduğunu belirtmiş, cari hesap alacağı olan 13.263,20-TL’ nin temerrüt tarihi olan 10/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Mahkememize verdiği 15/12/2015 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin adresinin … Avcılar İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, icra takibine de yetki itirazında bulunduklarını, yetki itirazı sonucu her hangi bir karar verilmediğini, yetki itirazı ile ilgili karar verilmeden dava açılamayacağını, icra dosyasında alacak sebebi olarak gösterilen varlığı şüpheli ticari ilişkinin üzerinden 10 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, bu sebeple zaman aşımınında dolduğunu, icra takip dosyasında gösterilen alacağa müvekkilinin kayıtlarında rastlanılmadığını, müvekkilinin 2008 yılında temerrüte düşürüldüğünün iddia edildiğini ancak 2008 yılında müvekkiline her hangi bir tebligat gönderilmediğini, müvekkilinden ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın reddine dair verilen karar Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının … Esas … Karar sayılı ilamı ile ” Davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkiye binaen çeşitli miktar ve meblağlarda mal alış verişinde bulunulduğunu, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin davalıya teslim edildiğini, faturalara süresinde itiraz edilmediğini, davalının cari hesap bakiyesi tutarını davacının ihtarlarına rağmen ödememesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek cari hesap alacağı miktarın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğu, icra takibine de yetki itirazında bulunduklarını ancak her hangi bir karar verilmediği, icra dosyasında alacak sebebi olarak gösterilen varlığı şüpheli ticari ilişkide zamanaşımının geçtiği, icra takip dosyasında gösterilen alacağa davalının kayıtlarında rastlanılmadığı, 2008 yılında temerrüde düşürüldüğü iddia edilen davalıya herhangi bir tebligat gönderilmediği savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı savunmalarında akdî ilişkinin inkâr edildiği, taraflar arasında akdî ilişkinin çekişmeli bulunması sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10. maddesinde düzenlenen sözleşmeden doğan yetki kuralının uygulanma imkânının olmadığı HMK’nın 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralının gözetilmesinin gerektiği, genel yetkili mahkemenin de davalının ikâmetgahı mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacının, davalı hakkındaki icra takibini yetkisiz icra dairesinde yaptığı, usûlüne uygun ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, faturadan kaynaklı alacağın tahsiline yönelik bir alacak davasıdır. Mahkemece, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunup bulunmadığı hususunda tarafların delilleri toplanıp davalının icra müdürlüğü ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazı bir hadise (ön sorun) şeklinde incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde herhangi bir inceleme yapılmaksızın yetersiz inceleme ile yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmeyip kararın bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozularak gelmiş usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
İzmir … İcra Müd.’ nün … E. sayılı dosyasının incelemesinde ; alacaklının …., borçlunun … …, borç miktarının 13.263,20-TL asıl alacak, 14.540,10-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.803,30-TL olduğu, ödeme emrinin borçluya 25/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 26/03/2014 tarihli dilekçesi ile yetki ve esas yönünden borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Dava ve takip konusu edilen alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için Mahkememizce ara karar kurulmuş ara karar doğrultusunda öncelikle davalı defterlerinin incelenmesi için İstanbul Anadolu ATM ‘ye talimat yazılmış, alınan 27/04/2020 tarihli SMMM bilirkişi raporunda dava dosyası ve davalı taraf ile yapılan yazışmalar sonucunda davalı tarafın defter ibraz etmemesi sonucunda davalı taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Davacı taraf ticari defterleri üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 26/10/2020 tarihli SMMM bilirkişi raporuda; davacının 2004 yılı ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda geçmiş yıllardan gelen borç bakiyesi ile birlikte toplam borç tutarının 26.190.455.506 TL (26.190,00 TL) toplam ödeme tutarının ise 12.927.252.400 TL (12.927,00 TL ) olduğu, dolayısıyla davalı … – … firmasının davacı firma olan … firmasına 15/10/2004 tarihi itibariyle 13.263.203.106 TL ( 13.263,00 TL ) bakiye borcu bulunduğu tespit ve sonucuna varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Davacı vekiline dava konusu edilen alacakla ilgili fatura ve dayanaklarını sunmak üzere 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekili tarafından fatura ve ilgili sevk ve irsaliyeleri fotokopileri sunulmuş , sevk irsaliyelerinde adı geçen teslim alan isimlerinin davalı şirketin yetkilisi veya çalışanı olup olmadığının belirlenebilmesi için davalının 2004 yılına ilişkin çalışanlarının isim listesinin gönderilmesi için İstanbul SGK İl Müdürlüğüne yazı yazılmış, alınan yazı cevabında davalı iş yerinin 01/09/1993 tarihinde kanun kapsamına alındığı 31/10/1996 tarihinde ise kanun kapsamından çıktığı, bu bilgiler doğrultusunda iş yerinin 2004 yılında faaliyette olmadığından talep edilen bilgilere ulaşılamadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda yalnızca 2004 yılına ait ticari defterler incelendiğinden 2003 ve önceki yıllara ait ticari defterlerde incelenerek ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 26/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı vekilinin beyanı gereğince davacıya ait 2003 yılı kayıtlarının imhası nedeniyle teslim edilemediğinden defterler üzerinde inceleme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, davalıdan cari hesaba dayalı alacak bulunduğundan bahisle bu alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının takibe yetki ve esas yönünden itiraz ettiği, itiraz üzerine eldeki alacak davasının açıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının belirlenmesi için Mahkememizce taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara karar oluşturulduğu, bu hususta öncelikle davalı defterlerinin incelenmesi için İstanbul ATM ye talimat yazıldığı, talimat Mahkemesince davalı tarafa usulüne uygun defter ibraz davetiyesi çıkartıldığı , davalı tarafça belirtilen inceleme gününde defterlerinin ibraz edilmediği gibi bulunduğu yer konusunda da herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davalının defter ibrazından kaçınmış sayılmasının gerektiği, davacının usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz 2004 yılı ticari defterlerine göre 15/10/2004 tarihi itibariyle davacının davalıdan 13.263,00 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafça söz konusu alacak miktarına 10/11/2008 tarihinden itibaren ticari avans faizinin uygulanmasının talep edildiği , HMK 26. Maddesi gereğince talep ile bağlı kalınmasının gerektiği , davalı tarafça Mahkememize yetki ilk itirazında bulunulduğu , taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı belirlendiğinden ve dava konusu edilen alacak sözleşmeden kaynaklanan para alacağı niteliğinde olduğundan TBK 89/1 ve HMK nın 10. Maddesi gereğince davalının Mahkememize yapmış olduğu yetki itirazının reddinin gerektiği , davalı tarafça zaman aşımı definin ileri sürüldüğü , dava konusu edilen alacağın alım satım sözleşmesinden kaynaklanan bir alacak niteliğinde olup BK 125 ( TBK 146 ) maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabii olduğu , alacak yönünden zaman aşımı süresinin 2004 tarihi itibariyle başladığı ve 05/11/2008 takip tarihi itibariyle söz konusu sürenin dolmadığı , 05/11/2008 tarihi itibariyle kesilen zaman aşımı süresinin TBK 156. Maddesi gereğince ayni tarih itibariyle yeniden başladığı ve 09/11/2015 dava tarihi itibariyle de zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı ve davalının zamanaşımı definin de reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle ;
1-Davanın KABÜLÜ ile, 13.263,20 TL nin 10/11/2008 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
2-Alınması gereken 906.01 -TL harçtan peşin alınan 226,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 679,50 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ ye göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 10 davetiye bedeli 100,00-TL, bilirkişi inceleme ücreti 800,00-TL olmak üzere toplam 900,00-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yapılan 258,31 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili Av. … ‘in yüzüne karşı yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır