Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/287 E. 2022/78 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO : 2022/78

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkilinin mukavva üreticisi olarak faaliyet gösterdiği, davalının müvekkilinden bu kapsamda 08.11.2018 tarihinde mal satın aldığı, iş bu mallara karşılık … ve … nolu faturaların düzenlendiği, davalı şirketin almış olduğu mal karşılığında borç ilişkisinden doğan sorumluluğunu yerine getirmediği, müvekkili, alacağının tahsili amacıyla İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası ile takip başlattığı, davalının tüm borca ve fer’ilerine itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
1-Takip ve davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosya takip dosyası getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 07.05.2019 tarihinde 16.960,52 TL asıl alacak, 772,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.733,22 TL üzerinden 08.11.2018 tarih ve … seri nolu toplam 17.279,70 TL’lik faturaya istinaden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 20.03.2020 tarihli raporda ; Davacıya ait 2018-2019 yıllarına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde, 2018 yılının yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, 2019 yılı yevmiye defterinin kapanış süresinin 2020/Haziran tarihinde olduğu ve sürenin henüz dolmadığı, davacı yasal defterlerinin incelenmesinden taraflar arasında 28.09.2018 tarihinde müşteri pozisyonunda davalının avans mahiyetinde 16.600 TL tutarında çek vermesi ile başlayıp, 13.09.2019 tarihinde sona eren mal alım satımına dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafından 07.05.2019 takip tarihine kadar takip dayanağı yapılan 17.279,70 TL tutarlı faturanın da dahil olduğu 4 adet fatura düzenlendiği, bu faturaların davacının 2018 yılı defterlerinde işli olduğu, ilk 2 fatura bedelinin avans alınan miktardan mahsup edildiği, takip dayanağı yapılan 08.11.2018 tarihli 17.279,70 TL tutarlı fatura ile 03.12.2018 tarihli 262,31 TL tutarlı 2 adet fatura bedeli için davalı tarafından yapılmış bir ödemenin bulunmadığı, 2019 yılına 16.960,52 TL bakiye alacak miktarı ile devir yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takip tutarı olan 16.960,52 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden yaklaşık 2 ay sonra 19.07.2019 tarihinde davalı tarafından 2.000 TL’lik ödeme yapıldığı, davacı tarafından davalıya kesin faturalar ve davalı tarafından yapılan ödemelerden sonra davacı alacağının 20.573,57 TL’ye ulaştığı, takip dayanağı yapılan 08.11.2018 tarihli … nolu 17.279,70 TL tutarlı faturada teslim alan bölümünde … adı ve imzası, 03.12.2018 tarihli … nolu 262,31 TL tutarlı faturanın teslim alan kısmında … adı ve imzasının bulunduğu, davacının davalıya mal satışlarına esas Bs formları kapsamında cari hesap dökümünde yer alan mal faturalarının 2018 Ekim ve Kasım aylarında beyan edildiği, 2018 Aralık ayına ait faturanın 2018 yılındaki 5.000 TL limitinin altında kaldığından Bs formlarında yer almadığının tespit edildiği, taraflar arasında faize ve vade farkına dair bir anlaşma bulunmadığı, davalının ihtar çekilerek temerrüde düşürülmediği, temerrüdünün 07.05.2019 takip tarihi ile doğduğu, bu nedenle davacının takip tarihine kadar 202,19 TL işlemiş faiz alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 01.02.2021 tarihli ek raporda bilirkişi kök rapordaki görüşlerini muhafaza etmiştir.
4-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yine aynı bilirkişiden 2.kez ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 26.05.2021 tarihli 2.ek raporda sonuç olarak ;
Vergi Dairesi’nin 14.08.2020 tarihli yazısı ekinde sadece davalının 2019 yılındaki mal ve hizmet satın alınan kişilere ilişkin Ba ile mal ve hizmet satışı yapılan kişilere ilişkin Bs formları ve 2018 yılı satışlarına ilişkin Bs formu bulunmakta olduğu, takibe konu 08.11.2018 tarihli … nolu 17.279,70 TL tutarlı faturanın dahil olması gereken davalının 2018 yılı alışlarına ilişkin Ba formunun mevcut olmadığı, taraflarınca da 2018 Ekim-Kasım ayları Ba formlarının temin edilmesine çalışıldığı, ancak şirket muhasebecisinin telefonlara cevap vermediği, Ba formlarını temin etmenin mümkün olmadığı, bu nedenle bu yönde bir tespit yapılamadığı, davacı defterlerine göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalının davacıya 2018-Eylül ayında avans olarak verdiği 16.600 TL tutarındaki çek ile başladığı, davacı tarafından 2018-Ekim ayında 11.602,80 TL ve 4.415,71 TL tutarında faturalar kesildiği ve bu çek tutarında mahsup edildiği, davalının avansından 581,49 TL kaldığı, 2018-Kasım ayında davacının takibe dayanak yaptığı 17.279,70 TL tutarlı faturayı kestiği ve avanstan kalan 581,49 TL tutarda bu fatura bedelinden mahsup edildiği, davacının 16.698,21 Tl alacaklı hale geldiği, 2018-Aralık ayında davacının 03.12.2018 tarihli 262,31 TL tutarlı 1 adet fatura daha düzenlediği, davacı alacağının takip tutarı olan 16.960,52 TL’ye ulaştığı, 2018 yılında davalının 16.960,52 TL borcu ile kapatıldıktan sonra takip ve dava tarihine kadar taraflar arasında başkaca bir işlem yapılmadığı, dava tarihinden yaklaşık 2 ay sonra 19.07.2019 tarihinde davalı tarafından yapılan ödemeler ve davacı tarafından davalıya kesilen 3 adet fatura ile davacı alacağının 20.573,57 TL olduğu, davalının 2019 yılı Ba formunda davacıdan 1 adet fatura karşılığında KDV hariç 5.979,00 TL (KDV dahil 7.055,63 TL) tutarında mal aldığının beyan edildiği, davacı defterlerinde bulunup davalının beyan etmediği 3.528,20 TL ve 5.029,22 TL tutarlı faturalar hariç tutulduğunda takipte talep edilen 16.960,52 TL miktardan sonra davalının 12.000 TL tutarında ödeme yapmış olduğu, 7.055,63 TL tutarındaki faturadan sonra davalının borcunun tekrar 12.016,15 TL olacağı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KABUL :
Dava ; İİK 67.maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, davacı tarafça davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığında … ve … nolu faturaların düzenlendiği, ancak davalı tarafça düzenlenen bu faturalardan dolayı takibe konu edilen tutar kadar bakiye alacağın ödenmediğinden bahisle bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde davalının davacıya takibe konu edilen tutar kadar bir borcunun bulunmadığından bahisle asıl alacak, faiz ve fer’ilerinin tamamına itiraz edildiği bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle takibe konu edilen faturadan dolayı davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinde davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, ibraz edilen davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 20.03.2020 tarihli kök ve ek rapora göre ; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 28.09.2018 tarihinde müşteri pozisyonundaki davalının avans mahiyetinde verdiği 16.600 TL’lik çekin davalı cari hesabına alacak kaydedilmesi ile başladığı, 2018 yılı içerisinde davacı tarafça davalı adına düzenlenen 05.10.2018 tarih 11.602,80 TL, 09.10.2018 tarih 4.415,71 TL, 08.11.2018 tarih 17.279,70 TL ve 03.12.2018 tarih 262,31 TL’lik faturaların davalı hesabına borç olarak kaydedildiği, bu şekilde 2018 yılının kapanış fişinde davacının davalıdan 16.960,52 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu ve bu alacak bakiyesinin 2019 yılına aynı tutarda devrettiği ve 07.05.2019 takip ve 21.05.2019 dava tarihine kadar taraflar arasında başkaca bir işlem yapılmadığı, 21.05.2019 dava tarihinden yaklaşık 2 ay sonra 19.07.2019 tarihinde davalı tarafça 2.000 TL’lik ödeme yapıldığı, yine davalı tarafça 26.07.2019 tarihinde 1.000 TL, 22.08.2019 tarihinde 4.000 TL, 11.09.2019 tarihinde 5.000 TL’lik ödemelerin davalı hesabına alacak olarak kaydedildiği ve 2019 yılı içerisinde davacı tarafça davalı adına düzenlenen 22.07.2019 tarih 3.528,20 TL, 30.07.2019 tarih 5.029,22 TL ve 13.09.2019 tarih 7.055,63 TL’lik faturaların davalı hesabına borç olarak kaydedildiği ve bu şekilde davadan ve takipten sonra 2019 yılı içerisinde davacı tarafça düzenlenen faturalar ve davalı tarafça yapılan ödemeler neticesinde davacı alacağının 20.573,57 TL tutara ulaştığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında takibe konu faturanın 08.11.2018 tarihli olması nedeniyle 2018 yılına ilişkin davalı şirketin Ba formları ilgili vergi dairesinden getirtilmiş olup, incelenmesinden 2018 yılı içerisinde takip ve davaya konu 1 adet faturanın KDV’siz olarak 14.643,00 TL olarak vergi dairesine bildirilmiş olduğu, bu şekilde takip ve davaya konu 1 adet faturanın davalı şirket kayıtlarına alındığının ve bu kapsamda takip ve davaya konu fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişkinin 28.09.2018 tarihinde davalı tarafça davacıya avans olarak verildiği belirtilen 16.600,00 TL’lik çekle ödeme ile başladığı, bu tutarın davacı şirket kayıtlarında davalı lehine alacak olarak kaydedildiği ve 2018 yılında aralarında takip ve davaya konu KDV dahil 17.279,70 TL’lik faturanında bulunduğu 4 adet faturanın davacı tarafça davalı adına düzenlendiği ve davalı hesabına borç olarak kaydedildiği ve davalı tarafça avans olarak yapılan 16.600 TL’nin bu fatura bedellerinden mahsup edilmesi neticesinde 2018 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 16.960,52 TL alacaklı olduğunun davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket ticari defterlerine göre takip ve dava tarihine kadar başkaca bir cari hesap hareketinin de bulunmadığı, ancak takip ve davadan sonra davacı tarafça davalı adına 4 adet faturanın düzenlendiği ve davalı tarafça da 4 ayrı tarihte toplamda 12.000 TL’lik ödemenin davalı hesabına alacak olarak kaydedildiği, bu şekilde takip ve davadan sonra taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği görülmüştür.
Kısmi ifaya ilişkin hükümlerin, takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 100 ve devamındaki maddelerde düzenlendiği, TBK’nun 101/1.maddesi gereğince birden fazla borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına haiz olduğu, aynı yasanın 102/1.maddesine göre de kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı, veya makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde ödemenin muaccel olan borçtan mahsup edilmesinin gerektiği, birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceği, takip yapılmamış ise ödemenin vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış sayılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafça yapılan ödemelerin hangi faturalara istinaden yapıldığı hususunu açıklamak üzere taraf vekillerine süre verilmiş olup, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 04.03.2021 tarihli dilekçede iş bu ödemelerin cari hesaba mahsuben yapıldığı belirtilerek dilekçe ekinde ödemelere ilişkin dekontların bir suretinin sunulduğu, sunulan banka dekontlarında ödemelerin hangi faturaya istinaden yapıldığına dair bir kaydın bulunmadığı, bu şekilde ödemelerin cari hesaba mahsuben yapıldığının kabulünün gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun aşağıda belirtilen ilgili kararında da belirtildiği üzere takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 102/1.maddesi gereğince davalı tarafça yapılan ve davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olan ödemelerin iş bu davanın itirazın iptali davası olup, takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan takibe konu edilen ilk muaccel faturadan mahsup edilmesinin gerektiği, incelenen davacı şirket defterlerine göre 2018 yılında davalı tarafça yapılan avans ödemesinden sonra aralarında takibe konu faturanında bulunduğu 4 adet faturanın davacı tarafça davalı adına düzenlendiği ve ticari defterlerine kaydedildiği, ancak bu faturalardan sadece 08.11.2018 tarihli KDV dahil 17.279,70 TL bedelli faturanın takibe konu edildiği, iş bu davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğu, bu nedenle mahkememizce sadece takibe konu edilen fatura yönünden taraflar arasındaki ticari ilişkinin incelenebileceği, takip ve davaya konu iş bu faturanın KDV hariç 14.643,00 TL olarak davalı şirket tarafından vergi dairesine bildirilmiş olduğu, bu şekilde iş bu faturanın davalı şirket defterlerine kaydedildiği ve iş bu fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, bu şekilde davacı tarafça davalıya yapıldığı davacı şirket defterlerinde kayıtlı olan tüm ödemeler ilk olarak takibe konu edilen bu faturadan mahsup edildiğinde takibe konu faturadan dolayı davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla yerinde görülmeyen davanın reddine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-919 Esas, 2019/886 Karar ve 17.09.2019 tarihli kararı ve bu karar içeriğinde belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.05.2006 tarih ve 2006/19-260 Esas, 2006/251 Karar, 09.06.2010 tarih 2010/19-262 Esas, 2010/304 Karar, 27.01.2016 tarih, 2015/15-1830 Esas, 2016/98 Karar, 25.04.2018 tarih, 2017/19-903 Esas, 2018/974 Karar sayılı kararları ve yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/15512 Esas, 2018/313 Karar ve 01.02.2018 tarihli, 2016/4521 Esas, 2017/7823 Karar ve 07.12.2017 tarihli, 2018/3125 Esas, 2018/6553 Karar ve 12.12.2018 tarihli kararları da bu yöndedir.)
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 213,93 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 133,23 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/01/2022

Katip …

Hakim …