Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/266 E. 2021/248 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/266 Esas
KARAR NO : 2021/248

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/06/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; Müvekkili tarafından davalıya dava konusu malların ve faturaların teslim edildiği, mallar ve faturaların eksiksiz olarak teslim edilmesine rağmen davalı tarafından müvekkiline ödeme yapılmadığı, bunun üzerine müvekkili tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiği ve takibin durduğu, bu nedenle davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesiyle; Davacı ile müvekkili arasında 2015 yılından itibaren devam eden bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacı tarafın kötüniyetli davranarak bugüne kadar yapılan ödemeleri senet ve çekleri göz ardı ederek icra takibi başlattığı, müvekkili tarafından borç kaynağının sorulması üzerine kur farkı cevabının alındığı, müvekkili ticari ilişkinin devam ettiği süreçte kimi zaman karşı tarafa mal iadesi yoluna da gittiği, müvekkili tarafından toplam 313.967,26 TL’lik malın iade edildiği, müvekkili tarafından davacıya da bir takım senetler verildiği, bu nedenle açılan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER 1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 13.05.2019 tarihinde 229.840,91 TL’lik asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 12.08.2020 tarihli raporda sonuç olarak; Davacı şirketin 2017,2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz 2017,2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerine göre davalı şirketten 229.840,91 TL alacaklı olduğu, davacının 13.05.2019 tarihinde ticari defterlerinde kayıtlı 8 faturadan dolayı alacağına istinaden davalı aleyhinde 229.840,91 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davacının davalıdan 2018 yılında toplamda aldığı 674.800,00 TL ödemenin ticari defterlere kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan 2018 ve 2019 yıllarında 5 adet iade faturası aldığının kayıtlı olduğu, ancak yapılan incelemede davacı şirketin 04.04.2018 tarih 26.460,00 TL tutarındaki iade faturasını ticari defterlerine sehven 2.640,00 TL olarak kaydedildiği, davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu bütün faturalar için BS bildiriminde bulunduğu, davalı şirketten alınan 5 adet faturadan 4 adedinin BA bildiriminde bulunulduğu, 1 adetinin ise ticari defterlere hatalı olarak işlendiği, bu nedenle davacının davalıdan 206.020,91 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 11.11.2020 tarihli raporda sonuç olarak; Taraflar arasında cari hesap çalışmasının olduğu, ticari ilişkinin 2015 yılından başladığı ve devam ettiği, 2018 yılında muhtelif tarih ve bakiye faturalarla davalının polyester kumaş satın alındığı ve 2018 yılı sonu itibariyle davacıya 441.212,03 TL bakiye borcun kaldığı ve sonraki yıla devrettiği, 2019 yılında taraflar arasında cari hesap çalışmasının devam ettiği ve 2019 yılı sonu itibariyle davalının davacıya 229.840,91 TL bakiye borcunun kaldığı, ve borcun Ortaklar Cari Hesabı/… hesabına virman yapılmak suretiyle kapatıldığının tespit edildiği, davalının 2018 ve 2019 yılına ilişkin ibraz ettiği cari hesap ekstrelerinin incelendiği, davalının cari hesap ekstresine göre 2018 yılında davacıya 441.212,03 TL borcunun kaldığı ve bu borcun bir sonraki yıla devrettiği, 2019 yılında davacıya yapılan ödemeler ve iadeler toplamının 211.371,12 TL olduğu ve kalan borcun 229.840,91 TL olduğu ve 2020 yılına devrettiği, taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalının davacıya 229.840,91 TL borcunun olduğu, davalıya ihtar çekilmediği için temerrüte düşmediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL/
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili taraflar arasında ticari ilişki kapsamında davacı tarafça davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığında davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edildiğinde takip ve davaya konu bakiye alacağın davalı tarafça ödenmediği iddiasıyla bu alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptaliyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça düzenlenen faturalara karşılık davalı tarafça 05.01.2018, 25.03.2018, 12.11.2018, 27.03.2019 ve 04.04.2018 tarihli olmak üzere toplam 313.967,26 TL’lik iade faturasının düzenlenerek davacıya gönderildiği, ayrıca davacıya cevap dilekçesi içeriğinde dökümü yapılan çek ve senetler ile ödemelerin yapıldığı, bu kapsamda davalının davacıya herhangi bir borcunun kalmadığından bahisle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen miktar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında öncelikli olarak davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, talimat ile alınan raporda davacının incelenen 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 229.840,91 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde davacının davalıdan 2018 yılında davalının cevap dilekçesinde belirttiği şekilde toplam 674.800,00 TL ödeme aldığı, davacı defterlerinde kayıtlı olan 5 adet davalı iade faturaları ile davalı tarafın cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu iade faturalarının toplam tutarlarının uyuşmadığı, davacı defterlerine göre davalıdan alınan iade faturalarının 05.01.2018 tarih 23.098,72 TL, 23.02.2018 tarih 32.832,00 TL, 04.04.2018 tarih 2.640,00 TL, 12.11.2018 tarih 20.205,45 TL, 27.03.2019 tarih 211.371,12 TL olmak üzere toplam 290.147,29 TL olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde 5 adet iade faturalarının toplam tutarının 313.967,26 TL olarak gösterdiği, aradaki farkın davacı şirketin 04.04.2018 tarih ve 26889 nolu 26.460,00 TL’lik iade faturasının ticari defterlerine sehven 2.640,00 TL olarak kaydetmesinden kaynaklandığı, davacı şirketin muhasebe sorumlusu ile yapılan görüşmede ilgili 26.460,00 TL’lik iade faturasının sehven 2.640,00 TL olarak yazıldığının bildirildiği, bu kapsamda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 26.460,00 TL’lik iade faturasını 2.640,00 TL olarak sehven yazılmış olması nedeniyle (26.460,00 TL-2.640,00 TL=) 23.820,00 TL ve bu tutarında takip tarihi itibariyle tespit edilen 229.840,91 TL’den mahsubu ile (229.840,91 TL-23.820,00 TL=) 206.020,91 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan rapora göre de davalının incelenen 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde 2019 yılında taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve davacının davalıdan 229.840,91 TL bakiye alacağının kayıtlı olduğu, bu borcun Ortaklar Cari Hesabı/… hesabına virman yapılmak suretiyle kapatıldığının davalı defter ve kayıtlarından tespit edildiği, ayrıca davalı tarafın 2018 ve 2019 yılına ilişkin cari hesap hareketlerinin incelenmesi neticesinde 2018 yılından davacıya 441.212,03 TL borcun kaldığı ve 2019 yılına devrettiği ve bu yıl içinde yapılan ödeme ve iadeler toplamı olan 211.371,12 TL düşüldüğünde kalan borcun 229.840,91 TL olduğu, bu kapsamda taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalının davacıya 229.840,91 TL borcunun bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan raporların birlikte değerlendirilmesi neticesinde, her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlara göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar olan 229.840,91 TL bakiye alacağının bulunduğunun taraf kayıtlarında tespit edilmiş ise de, talimat ile alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafın cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu 05.01.2018, 25.03.2018, 12.11.2018, 27.03.2019 ve 04.04.2018 tarihli olmak üzere toplam 313.967,26 TL’lik iade faturalarının tamamının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak 5 adet iade faturası toplamının davacı şirket ticari defterlerinde 211.371,12 TL olarak kayıtlı olduğu, aradaki farkın farkın davalı tarafça davacıya düzenlenen 04.04.2018 tarihli 26.460,00 TL’lik iade faturasının davacı şirket defterlerine sehven 2.640,00 TL olarak yazılmış olmasından kaynaklandığının tespit edildiğinin bildirildiği, ayrıca mahkememizce yapılan yargılama sırasında da davacı vekilince sunulan 16.02.2021 tarihli dilekçede de 04.04.2018 tarihli ve 26.460,00 TL’lik davalı iade faturasının davacı şirket kayıtlarına sehven 2.640,00 TL olarak kaydedilmiş olduğunun bildirilmiş olması karşısında davacı şirket defterlerine sehven 2.640,00 TL olarak yazılan davalı iade faturası 26.460,00 TL olarak kabul edilmek suretiyle bizzat davacı defterlerinde davacının davalıdan kalan bakiye alacağının takip tarihi itibariyle 206.020,91 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde ayrıntısı tek tek belirtilen çek ve senetlerle yapılan ödemeler ve yine toplamda 313.967,26 TL’lik iade faturaları kapsamında davalının davacıya herhangi bir borcunun kalmadığı savunulmuş ise de talimat ile alınan bilirkişi raporunda davalı vekili tarafından cevap dilekçesi içeriğinde belirtilen çek ve senetlere ilişkin tüm ödeme kayıtlarının davacı şirket defterlerinde aynen yer aldığı, bu kapsamda davalının davacıya 2018 yılında toplamda 674.800,00 TL ödeme yapmış olduğunun tespit edildiği ve bu ödemelerinde davacı alacağından mahsup edildiğinin tespit edildiğinin bildirilmiş olması karşısında davalı tarafın ödemelerle borcun kapatıldığı yönündeki savunması yerinde görülmemiştir. Yine cevap dilekçesi içeriğinde belirtilen 05.01.2018, 23.02.2018, 04.04.2018 12.11.2018, 23.03.2019 tarihli olmak üzere toplam 313.967,26 TL’lik iade faturalarından sadece 04.04.2018 tarihli 26.460,00 TL’lik faturanın davacı şirket defterlerine sehven 2.640,00 TL olarak kaydedilmesi dışında tüm iade faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve alacaktan mahsup edildiği talimatla alınan bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup, sehven 2.640,00 TL olarak yazıldığı bildirilen iade faturası da mahkememizce 26.460,00 TL olarak kabul edilmek suretiyle tüm iade faturaları davacı alacağından mahsup edilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 206.020,91 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 41.204,18 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 206.020,91 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 41.204,18 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 14.073,28 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 2.775,91 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.297,37 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 2.826,21 TL harç ile, tebligat ve posta gideri 139,70 TL, bilirkişi ücreti 1.100,00 TL olmak üzere toplam 1.239,70 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.103,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 22.871,46 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır