Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/237 E. 2022/596 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2019/237
KARAR NO : 2022/596

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2019
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, adresi belirtilen işyerinde kurulmak ve kullanılmak üzere 2011 yılının değişik zamanlarında davalı şirketten Mitsubishi marka 8 adet klima satın aldığını, davalı şirket tarafından düzenlenmiş faturalara göre davacı tarafından satın alınan klimaların toplam 7 adet 60.000 BTU özelliğinde 1 adet 48.000 BTU kanallı tip klima olduğunu, davacıya ait işyerine getirildiğini ve montajının yapıldığını, davacının satın almış olduğu ve işyerine montajı yapılmış olan klimalar kullanılırken klimalarda arıza meydana geldiğini, klimaları inceleyen yetkili servis çalışanınca arızanın türü ve nedenlerinin tespit edildiğini, buna ilişkin teknik rapor düzenlendiğini, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, itirazın kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı arasında 2011 yılında yapılan alışveriş sonucunda davacı tarafından talep edilen 60.000 BTU ve 48.000 BTU klimaların satışının yapıldığını ve yetkili servis tarafından evsafına uygun olarak montajı ve tesliminin sağlandığını, aradan geçen uzun bir zaman sonunda davacı tarafından klimaların esvafına uygun olmadığından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İŞ sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, ayrıca davacı tarafından icra takibine girişildiğini, itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacının davalı şirket hakkında başlattığı icra takibinin haksız mesnetsiz olup davacının kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… D.İŞ sayılı dosyası dosyamız arasın alınarak incelenmiştir.
İzmir …İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
28.01.2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda; dava konusu klimaların toplam KDV dahil 10.974 TL değerinde eksik montaj yapıldığı, dolayısıyla davalı … Klima Havalandırma Sistemleri İnş.Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davacı … Gıda Yem ve Çevre Sağlığı Analiz ve Laboratuar Hiz. Araştırma Gel. Dan. Hiz. San.veTic. Ltd. Şti.’ne 10.974 TL borçlu bulunduğunu tespit edilmiştir.
SMMM …’ın 18/04/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; İcra takip talebinde talep edilen faturalarda yazılı klimalar ile alacaklıya teslim edilen klimaların aynı BTU olmamasından mütevellit fark bedelleri ve bu fark bedellerine ilişkin KDV ve bu fatura bedellerinin ödenmesi tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca T.C Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı 10.974,00 TL için yıllık faiz hesabında işlemiş faizin 10.349,02 TL olarak hesaplanmış olup, takip talebindeki işlemiş faiz tutarının 10.323,43 TL olarak talep edildiği, Takip talebinde işlemiş faiz talebinin 30.06.2011 tarihli olduğu görülmüş olup, dosyada ödemenin 30.06.2011 tarihinde yapıldığına dair bir belge mevcut olmadığı, bu nedenle 6102 sayılı TTK’nın 1530/4-a,b,c,d bentlerindeki yasal düzenlemeden hareketle davalının temerrüde düştüğü tarih belirlenerek takip tarihine kadar işlemiş faiz 9.966,23 TL olarak hesaplanmıştır.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında klima satış sözleşmesine dayalı olarak bir ilişkinin bulunduğu, davalının davacıya klima satıp teslim ettiği, ancak daha sonra davalı tarafından satılan klimaların tarafların arasındaki mevcut satış sözleşmesinde yer alan btu değerlerinden daha alt değerdeki klimalar olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı yasanın 112. Maddesine göre, “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür(aliud ifa). Ayrıca 6098 sayılı yasanın 112. Maddesi gereği borçlunun sorumluluğuna ilişkin zamanaşımı süresi yine 6098 sayılı yasanın zamanaşımına ilişkin hükümleri gereği 10 yıl olarak uygulanmalıdır. Somut olayda davalı tarafın klima teslim borcunun ifa ettiği ancak, ifanın aradaki sözleşmenin gereklerine uygun olmadığı, hal böyle iken ayıplı ifadan bahsedilemeyeği, uyuşmazlıkta aliud ifa yani borcun gereği gibi ifa edilmemesi, borçlanılan edim yerine başka edimin ifa edilmesi halinin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda davalı taraf kusurlu olmadığına dair hiçbir ispat vasıtası ileri sürememiştir. Ayıplı ifa söz konusu olmadığından somut uyuşmazlıkta 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiği anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımına ilişkin defilerinin reddiyle, aliud ifa gereği davacı tarafın sorumlu olduğunun tespitiyle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE,
2-İzmir …İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-Takip konusu yapılan alacak olan 21.297,43 TL’nin %20 si 4.259,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-363,71 TL peşin karar ilam harcı, 44,40 TL başvurma harcı, 419,90 TL keşif harcı, 2419 TL tebligat ve bilirkişi ücreti, olmak üzere toplamda 3.247,01 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gerekli 1454,83 TL karar ve ilam harcından 363,71 TL peşin alınan karar ve ilam harcının mahsubu ile 1.091,12 TL bakiye karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-1320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Karar kesinleştiğinden artan gider avansının talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır