Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/213 E. 2022/184 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR.

ESAS NO : 2019/213 Esas
KARAR NO : 2022/184

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle ; Müvekkilinin 05.12.2018 tarihinde İş Bankası Şirinyer/İzmir Şubesi nezdindeki … iban numaralı hesabından Yapı Kredi Bankası Üçkuyular/İzmir şubesinde bulunan …. iban numaralı hesabına para aktarmak istediği, ancak kendi hesabına aktaracağı 60.000,00 TL miktarındaki meblağı sehven Yapı Kredi Bankası A.Ş Üçkuyular/İzmir Şubesi nezdindeki … iban numaralı …. San. Tic. Ltd. Şti hesabına gönderdiği, sehven yollanan paranın sahibi davalı şirket ile müvekkili arasında 2 sene öncesine dayanan alım satıma dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, ancak davalı ile müvekkili arasında bu süreçte 60.000,00 TL havale işlemi olduğu tarihte herhangi bir alacak ilişkisinin söz konusu olmadığı, müvekkili şirket tarafından bankaya çektiği ihtarnameye rağmen banka tarafından cevap verilmediği, sehven yapılan havale işlemi neeniyle müvekkilinin malvarlığında 60.000,00 TL’lik eksilme meydana geldiğinden bahisle davanın kabulüne, dava konusu 60.000,00 TL’nin müvekkilinin hesabından davalının hesabına sehven aktarıldığının tespitine ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince müvekkiline talep tarihi olan 07.12.2018 tarihinden itibaren faiziyle iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : 1- Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalıya usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulamamıştır.
2-Feri müdahil Yapı Kredi Bankası A.Ş vekili sunmuş olduğu yazılı beyan dilekçesiyle; davacının kendi hesapları arasında havale yapmak suretiyle hareket ederken sehven davalıya havale ettiği toplam 60.000,00 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde taraflarına iadesini talep ettiği, davacı tarafın beyanlarında açıkça belirttiği üzere kendi talimatı üzerine 3.kişi müvekkili banka tarafından kanunda açıkça belirtildiği üzere havale ödeyicisi sıfatıyla havale işlemi gerçekleştirdiği, söz konusu talimatın davacı tarafından sehven/hatalı iban numarası belirterek yapılmış olmasının müvekkili bankanın sorumluluğunda bulunmadığı, havale işlemlerinde müşterinin onayının alındığını, davacı tarafından müvekkili bankaya çekilen ihtarnameye de cevap verildiği, alıcı hesabının üzerinde de haciz blokeleri bulunmakta olduğu, müvekkili bankanın ayrıca hesaba haciz koyan kurumlardan haciz fek yazısı ve ziyade bir mahkeme kararı olmadıkça bu hesap üzerinde kendi alacakları haricinde işlem yapma yetkisinin bulunmadığından müvekkili bankanın bir sorumluluğunun bulunmadığını bildirmiştir.
DELİLLER:
1-Mahkemece yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … ve bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 20.07.2020 tarihli raporda; davacının incelenen 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinde davalı şirkete ait cari kayıtların olmaması nedeniyle bu yıllarda davacının davalı şirket ile arasında ticari münasebetinin olmadığı, davalı şirketin aynı yıllara ait ticari defter ve kayıtlarında davacının ticari defter kayıtlarına aykırı olmadığının tespitinde davacının ticari defterlerinin kendisi lehine delil olacağı ve bu durumda davalı hesabına gönderilen 60.000,00 TL’nin davalının malvarlığının sebepsiz artışına neden olduğu, 3.kişi konumundaki Yapı Kredi Bankası A.Ş’nin konu ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı bildirilmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait Ba/Bs kayıtları getirtilerek dosyaya delil olarak eklenmiştir.
3-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu havale işlemi ile ilgili olarak Türkiye İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası’na ayrı ayrı müzekkereler yazılarak gelen cevabi yazılar dosyaya delil olarak eklenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KABUL :
Dava ; Davacının banka hesabından yine davacıya ait başka bir banka hesabına havale edilmek istenen tutarın yanlışlıkla davalı şirket hesabına havale edildiği iddiasıyla sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davaya konu meblağın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait İş Bankası Şirinyer/İzmir Şubesi nezdindeki “….” iban numaralı kendi hesabından yine davacının Yapı Kredi Bankası Üçkuyular/İzmir Şubesi’nde bulunan “……” iban numaralı kendi hesabına 05.12.2018 tarihinde para aktarmak istediği, ancak kendi hesabına aktaracağı 60.000,00 TL’lik miktarı sehven Yapı Kredi Bankası Üçkuyular/İzmir Şubesi nezdindeki davalı şirkete ait “……” iban numaralı hesabına gönderdiği, davalı şirket ile davacı arasında 2 sene öncesine dayanan alım satıma dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, ancak havale işleminin sehven yapıldığı tarih itibariyle davalı şirketle aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davaya konu olan ve sehven davalının hesabına gönderilen tutarın iadesi için İzmir ….Noterliği’nin 07.12.2018 tarihli ihtarnamesi ile Yapı Kredi Bankası’na ihtarname keşide edildiği, ancak bir netice alınamadığından bahisle davalı şirketin hesabına sehven havale edilen 60.000,00 TL’lik tutarın 07.12.2018 tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap sunulmamıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya konu olan ve davacının dava dilekçesinde belirtilen hesabından davalı şirketin hesabına 05.12.2018 tarihinde sehven havale edildiği bildirilen tutarın davalı şirket açısından sebepsiz zenginleşme oluşturup oluşturmadığı, bu kapsamda davacının davalı şirketin dava dilekçesinde belirtilen banka hesabına sehven gönderildiği bildirilen davaya konu 60.000,00 TL’lik tutarın faizi ile birlikte davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında havale işleminin yapıldığı tarih itibariyle davacı ile davalı şirket arasında bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, davaya konu havalenin davacı tarafça iddia edildiği şekilde sehven davalı şirketin banka hesabına gönderilip gönderilmediğinin tespiti açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde ve yine dosya kapsamı belgeler ve gerektiğinde banka kayıtları HMK 278/4.maddesi gereğince yerinde incelenmek suretiyle rapor düzenlenmek üzere mali müşavir bilirkişi ve bankacı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, mahkememizce oluşturulan inceleme gün ve saatinde 2017 ve 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi için davalı şirkete meşruhatlı davetiye çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, bu nedenle bilirkişi incelemesinin sunulan davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar ile dosya kapsamı belgeler ve banka kayıtları üzerinde yapıldığı görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20.07.2020 tarihli raporun incelenmesinden, davacının 2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, incelenen ticari defterlere göre davacı ile davalı şirket arasında 2016 yılında bir ticari ilişkinin bulunduğu, ticari ilişkiye istinaden davalı şirketin 23.06.2016 tarihinde davacıya 568791 nolu 11.877,60 TL tutarında satış faturası düzenlediği, davalı şirketin düzenlediği ilgili faturanın peşin ödemeli satış olduğu, bu itibarla kapalı fatura düzenlendiği, davacının ilgili fatura bedelini peşin ödediği ve ödeme kaydına da 2016 yılı ticari defterlerinde 23.06.2016 tarihinde 2243 nolu yevmiye maddesi ile kayıt altına aldığı, davacının davalı şirkete göndermiş olduğu davaya konu 60.000,00 TL EFT’nin davacıya ait ticari defterlerde kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Yine alınan bilirkişi raporunda davacının 05.12.2018 tarihinde İş Bankası Şirinyer/İzmir Şubesi nezdindeki “……” iban nolu kendi hesabından İş Cep İnternet Bankacılığı vasıtasıyla davalı şirketin Yapı Kredi Bankası Eşrefpaşa/İzmir Şubesi nezdindeki “………” iban nolu hesabına 60.000,00 TL EFT yaptığı, Yapı Kredi Bankası tarafından dosyaya gönderilen 10.10.2019 tarihli cevabi yazının incelenmesinden 05.12.2018 tarihinde davacı adına kayıtlı hesaptan yine davacı adına İş Bankası nezdinde kayıtlı “…” nolu hesaba 60.000,00 TL tutarda EFT yapıldığı, aynı tarihte davalı şirket adına kayıtlı …… TL numaralı hesaba, davacı adına İş Bankası nezdinde kayıtlı hesaptan 60.000,00 TL EFT yapıldığı, davacı tarafından yapılan 60.000,00 TL EFT işleminden sonra hesapta bulunan blokeden dolayı herhangi bir çıkışın görülmediğinin bildirildiği, yazı cevabı ekinde gönderilen davalı şirkete ait hesap ekstrelerinin incelenmesinden 05.12.2018 tarihinde gelen “EFT-…-Virman” açıklamasıyla 60.000,00 TL’nin hesaba kaydedildiği ve hesaptaki 316,44 TL bakiye ile 10.10.2019 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin 60.316,44 TL olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporunda davaya konu somut olayda havalenin davacı tarafından Cep Şube İnternet Bankacılığı kullanılarak yine kendisinin belirlediği iban numarasına yapılmış olduğundan tüm sorumluluğun davacıya ait olduğu, 3.kişi konumundaki bankanın havale tutarının hesaba geçmesi üzerine, hesap üzerinde hacizlerin bulunması nedeniyle havale tutarının iadesini ancak davalı firmanın talimatı ve ilgili icra dairelerinin iznine bağlı olduğu, bu nedenle 3.kişi konumundaki Yapı Kredi Bankası A.Ş’nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından davacının banka hesabından yine davacının başka bir banka hesabına gönderilmek istenirken dava konusu 60.000,00 TL’lik tutarın davalı şirketin hesabına sehven gönderildiğini iddia etmiştir. Dava konusu tutarın davalı şirketin hesabına sehven gönderildiği yönündeki iddianın davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığından davalının davayı inkar ettiği kabul edilmiştir. Bu kapsamda mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu tutarın sehven gönderildiği yönündeki davacı iddiasının yerinde olup olmadığının değerlendirilebilmesi açısından davacı ile davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Sunulan davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişisi incelemesi neticesinde davalı ile davacı arasında 2016 yılında ticari ilişkinin bulunduğu, havale işleminin yapıldığı tarih itibariyle herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı ve yine dava konusu tutarın davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ise de, davaya konu havale edilen tutarın davacı defterlerinde kayıtlı olmaması ve yine havale işleminin yapıldığı tarih itibariyle sunulan davacı tarafa ait ticari defterlerde bir ticari ilişkiye rastlanmamış olmasının tek başına dava konusu tutarın sehven gönderildiği yönündeki iddiayı kanıtlamaya yeter nitelikte olmadığı, yine taraflar arasında daha önceki dönemde 2016 yılında bir ticari ilişkinin davacı defterlerinde kayıtlı olmasının da dava konusu tutarın sehven gönderildiği yönündeki iddiayı kanıtlamak açısından mahkememizce yeterli görülmediği, bu kapsamda dosya kapsamı belgeler ile davacının dava konusu havalenin davalı şirket hesabına sehven gönderildiği yönündeki iddiasını kanıtlayamadığı düşünülmüştür. Davacı tarafça delilleri arasında da açıkça yemin deliline dayanılmadığından kanıtlanamayan davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 1.024,65 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 943,95 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza