Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 E. 2021/847 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/670 Esas
KARAR NO : 2021/868

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle ; Müvekkili şirketin tıbbi malzeme ve ilaç satım işi ile iştigal ettiği, davalı tarafın müvekkili şirketten satın aldığı tıbbi malzeme veürünleri zamanında ödemediği, bu nedenle müvekkili tarafından İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, iş bu takibe itiraz edildiğinden bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüş ise de, davalı vekili tarafından icra takip dosyasına sunulan 21.05.2018 tarihli itiraz dilekçesi ile davalı borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde alacaklı şirketin cari hesap ve faturalardan kaynaklı alacağını bildirmiş ise de davalının alacaklı şirkete böyle bir borcu bulunmayıp, hesap mutabakatının da sağlanmadığı, bu sebeple borca ve fer’ilerine itiraz edildiği bildirilmiştir.
DELİLLER :
1-Mahkememizce davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 15.03.2018 tarihlinde cari hesaptan 2016-2017 yıllarında düzenlenen faturalardan dolayı 21.412,65 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi için talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 26.04.2019 tarihli raporda; Davacı şirketin 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin TTK’nın ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu, incelenen davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlara göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.412,65 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davacının davalıya yapmış olduğu tüm satışlarında fatura muhteviyatı mal/ürünleri ambar teslimi ile davalıya gönderdiği ve davalının faturalara TTK’nın 21.maddesinde belirtilen 8 günlük süre içerisinde itiraz etmediği veya ettiğine dair dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek ve davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde alınan bilirkişi raporu ile karşılaştırılmak suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 23.11.2020 tarihli raporda; davalının mükellefiyeti bulunan vergi dairesinden istenen Ba ve Bs beyanlarının dosyadaki davacının sunduğu, davalıya ait cari hesap hareketlerindeki 5.000 TL ve üstü faturaların aylık toplamlarının KDV hariç tutarlarının 2016 yılında örtüştüğü, 2017 yılında da örtüştüğü, ancak bilirkişi raporunda açıklanan nedenlerden olabileceği düşünülen 659,33 TL’lik bir fark olduğu, 2016 ve 2017 yılında davacının düzenlediği faturaların davalı tarafından Ba beyanı ile beyan edilmesi nedeniyle iş bu faturaların ticari defterlerinde de kayıtlı olması gerektiği, yapılan tüm değerlendirmeler ve talimatla alınan bilirkişi raporunda da beyan edilen davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 21.412,65 TL alacağının kayıtlı olduğu ifadesi sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL :
Dava; İİK 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davası olup, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafça davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığında davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturalar nedeniyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar bakiye alacağının bulunduğundan bahisle bu alacağın tahsili amacıyla davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış ise de, icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar bir alacağının bulunmadığı, taraflar arasında hesap mutabakatının yapılmadığı, bu nedenle takibe konu asıl alacak, faiz ve fer’ilerine itiraz edildiği bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi için öncelikli olarak davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan raporda; davacı şirketin incelenen 2016 ve 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre 2016 yılında davacı tarafça davalı adına toplam 204.381,52 TL’lik 14 adet faturanın düzenlendiği ve davalı ödemeleri düşüldüğünde 31.12.2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 32.854,70 TL alacaklı bulunduğu ve bu alacağın 2017 yılına devrettiği, 2017 yılı içerisinde de davacı tarafça toplam 16.557,97 TL tutarlı 2 adet faturanın kayıtlara alındığı ve bu şekilde davalı tarafça 2017 yılı içerisinde çek ve senet ile yapılan 28.000 TL’lik ödeme mahsup edildiğinde davacının davalıdan takibe konu tutar olan 21.412,65 TL alacaklı olduğunun davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine talimat ile alınan bilirkişi raporunda belirtilen davacı şirket kayıtları ile davalı şirket kayıtlarının karşılaştırılabilmesi açısından mahkememizce yapılan yargılama sırasında mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, davalı vekiline çıkartılan meşruhatlı davetiyeye rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, bu nedenle mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete ait 2016, 2017 ve 2018 yılına ilişkin Ba’lar getirtilerek her iki tarafa ait kayıtların karşılaştırılması açısından mali müşavir bilirkişiden rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 23.11.2020 tarihli raporda, dosyada bulunan ve davacı tarafın sunduğu davalıya ait 2016, 2017- 2018 yılı cari hesap ekstreleri incelendiğinde davalının 2016 yılı sonunda 34.854,70 TL, 2017 yılı sonunda 21.412,65 TL ve 2018 yılında 21.412,65 TL borçlu olduğunun gözüktüğü, 2017 yılı cari hesap ekstresi incelendiğinde davalının borcunun 06.03.2017 tarihinde davacıya verdiği 31.05.2017 vadeli 25.000 TL ve 11.06.2017 vadeli 24.412,64 TL tutarındaki 2 adet senet ile sıfırlandığının görüldüğü, 06.03.2017 tarihinde alınan 2 adet senetten biri olan 24.412,64 TL tutarlı 11.06.2017 vadeli senedin yine 06.03.2017 tarihinde bu kez “ödenmeyen senet” açıklaması ile vade tarihi bu kez 04.06.2017 olarak belirtilerek cari hesaba borç olarak kaydedildiği, davalının 26.09.2017 tarihinde banka kanalı ile gönderdiği 3.000 TL’lik ödeme ile 2017 yılını 21.412,65 TL davalı borcu ile kapattığı ve 2018 yılında aynı bakiye ile açıldığı ve bu yıl içerisinde cari hesap ekstresinde başkacada bir hesap hareketinin bulunmadığı, cari hesap ekstresi incelendiğinde 21.412,65 TL’lik borcun 16.12.2016 tarihli 5.529,60 TL tutarlı faturanın ödenmeyen 4.854,69 TL’lik kısmı, 13.01.2017 tarih 16.304,15 TL tutarlı fatura ve 17.01.2017 tarih 253,80 TL tutarlı fatura olduğunun tespit edildiği, davalıya ait vergi dairesinden gelen Ba/Bs’lerin incelenmesi neticesinde davalı tarafça 2015 yılında toplam 433.919 TL tutarlı 33 adet fatura, 2016 yılında toplam 170.631 TL tutarlı 23 adet fatura, 2017 yılında toplam 15.331 TL tutarlı 2 adet faturanın beyan edildiği, 2018 yılında ise herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davacı şirkete ait cari hesap hareketleri incelendiğinde aylık toplamı KDV hariç 5.000 TL ve üstü faturalar nedeniyle 2016 yılında toplam 171.290,33 TL tutarlı 23 adet belge, 2017 yılında ise 15.331 TL tutarlı 2 adet belgenin vergi dairesine bildirildiği, bu kapsamda 2016 ve 2017 yılında davacı tarafça ve davalı tarafça vergi dairesine bildirilen belge adetlerinin birbiri ile uyuştuğu, bu nedenle 2016 ve 2017 yılında davacı tarafça düzenlenen faturaların davalıya ait 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerde kayıtlı olmasının gerektiği, bu kapsamda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.412,65 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan her iki rapor gereğince 2016 ve 2017 yılında davacı tarafça düzenlenen faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı tarafça 2016 yılında 23 adet faturanın ve 2017 yılında 2 adet faturanın vergi dairesine Ba olarak bildiriminin yapıldığı, bu şekilde davacı tarafça 2016 ve 2017 yılında düzenlenen faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunun kabulünün gerektiği, yine mali müşavir … tarafından alınan raporda davacı tarafça sunulan cari hesap hareketlerinin incelenmesi neticesinde dava konusu 21.412,65 TL’lik bakiye borcun 16.12.2016 tarih ve 5.529,60 TL tutarlı ödenmeyen 4.854,69 TL’lik kısmı 13.01.2017 tarihli 16.304,15 TL tutarlı ve 17.01.2017 tarih 253,80 TL tutarlı faturadan kaynaklandığının tespit edildiği, yine alınan her iki bilirkişi raporuna göre de davacı tarafça düzenlenen fatura tutarlarından davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.412,65 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi …’ndan alınan 23.11.2020 tarihli raporda; davacı vekili tarafından sunulan davacı şirkete ait cari hesap hareketlerinin incelenmesinden 17.01.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 49.412,65 TL alacaklı iken 06.03.2017 tarihi itibariyle davacı şirket kayıtlarına davalı tarafça verilen 25.000 TL’lik ve 24.412,64 TL’lik 2 adet çek alacak olarak girilmek suretiyle davacı alacağının sıfırlandığı ve ardından aynı tarih itibariyle “ödenmeyen senet” açıklaması ile 24.412,64 TL’lik senedin tekrardan davalı hesabına borç kaydedilmesi neticesinde 06.03.2017 tarihi itibariyle davacının bakiye alacağının 24.412,65 TL olarak kayıtlı olduğu ve ardından 26.09.2017 tarihli davalı tarafça yapılan 3.000 TL’lik ödemenin mahsubu ile davacının bakiye alacağının 21.412,65 TL olduğunun kayıtlı olması karşısında mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirket cari hesabına öncelikli olarak alacak ve ödenmemesi nedeniyle de tekrardan borç kaydedilen 24.412,64 TL’lik senedin halen davacı elinde ise mahkememize sunulması istenilmiştir. Davacı vekili tarafından ara kararında belirtilen senedin tüm aramalara rağmen bulunamadığı, bu senetle ilgili olarak davalı hakkında başlatılmış herhangi bir takibin bulunmadığı, ayrıca senetteki vade tarihinin 11.06.2017 olması nedeniyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu, bu senetle ilgili olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm kurulması talep edilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında ilgili senedin protesto edilmesi nedeniyle … Bankası … İstanbul … Şubesi’ne yazılan yazıya verilen 16.06.2021 tarihli cevabi yazı ekinde senedin bir suretinin gönderildiği görülmüştür. Davalı vekili tarafından da davacı şirket kayıtlarına davalı için öncelikle alacak kaydedilip ardından karşılıksız olduğu belirtilerek tekrardan borç kaydedilen bu senedin ödendiği yönünde herhangi bir delil sunulmadığı gibi bu yönde bir savunmanın da ileri sürülmediği, bu nedenle iş bu senedin davalı tarafça davacıya ödenmediği kabul edilmiş ve davacı elindeyken kaybolduğu davacı tarafça bildirilen keşidecesinin … – …, lehtarının davacı …. Ltd. Şti olduğu, 03.03.2017 düzenleme, 11.06.2017 vade ve 24.412,64 TL’lik senetle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm kurulmuştur.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle Keşidecesinin … – …, lehtarının davacı …. Ltd. Şti olduğu, 03.03.2017 düzenleme, 11.06.2017 vade ve 24.412,64 TL’lik senetle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ; davanın kabulüne, davalı borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki davalının itirazının iptaliyle, 21.412,65 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takip talepnamesindeki diğer koşullarla takibin devamına, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.282,53 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
Keşidecesinin … – …, lehtarının davacı …. Ltd. Şti olduğu, 03.03.2017 düzenleme, 11.06.2017 vade ve 24.412,64 TL’lik senetle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ;
Davanın KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki davalının itirazının iptaliyle, 21.412,65 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takip talepnamesindeki diğer koşullarla takibin devamına,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.282,53 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.462,69 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan toplam 258,62 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.204,07 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 299,72 TL peşin harç, 205,79 TL tebligat ve posta gideri, 950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.455,51 TL’nin yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır