Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2021/1046 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/139 Esas
KARAR NO : 2021/1046 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …. A.Ş. ile …. Ltd. Şti. arasında gerçekleşen ve tutarı 8.850,00TL olan satış sonrası … Merkezi tarafından yapılan testte, satın alınan malın talep edilen niteliklere uygun olmadığı tespit edildiği, satışa ilişkin cari hesap dökümü icra dosyada da mevcut olduğu, Davacı …. A.Ş hammaddenin ücretinin iade edilmesi İçin 07/01/2019 tarihinde genel haciz yoluyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, borcun kapatılması için 08/01/2019 tarihinde ödeme emri ve dayanak belge suretleri borçluya tebliğ edilmiş ancak buna rağmen borç kapatılmadığı, 08/01/2019 tarihinde davalı itiraz dilekçesiyle borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz ettiği ve bu itiraz ile takip durduğu, davalı borçlu taraf icra takibine borcu olmadığı bahsi ile haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari iş ilişkisi mevcut olduğu, davacı taraf İzmir … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 8.850,00-TL’sı kadar alacaklı olduğundan bahisle icra takibi başlatmış ve bu takipte yapılan itiraz sonucu durduğunu, Davalı müvekkil şirket hesaplarını incelediğinde hiçbir borcu olmadığını tespit edileceği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde bu durum açıkça ortaya çıkacağı, davalı şirketin davacı tarafa 12.02.2018 tarih, … nolu fatura ile malzeme sattığını, satılan malzeme siparişte belirtilen özelliklerde tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, bu husus davacının 05.06.2018 tarih, … yev. nolu ihtarnamesinde de açıkça kabul edildiğini, malzemelerin 12.02.2018 tarihinde teslim edildiği tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortada olduğunu, davacı taraf 21.02.2018 tarihinde malzemeyi test ettirdiğini ve istenilen özellikte olmadığını beyan ettiğini, davalı şirket tarafından satılan malzemenin ayıplı olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacı yanca ayıbın somut olarak 21.02.2018 tarihinde ortaya çıktığı beyan edildiğini, buradan davacı yanın ayıbı öğrendiği bu tarihten itibaren 8 gün içinde taraflarına ayıp ihbarı yapmadığı sonucu doğacağını, bu tespitten hareketle davacının ayıbı öğrenme tarihi net olarak belli olduğunu, ortada bir ayıp var ise ayıp artık gizli ayıp olmaktan çıkmıştır ve davacı ayıbı öğrendiği halde süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, İzmir … icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
İzmir … icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
22.07.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; Davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde, davalıya düzenlenen iade faturasından kaynaklı olarak, davacının davalıdan 8.850,00 TL alacaklı olduğu, teknik yönden ise davalının davacıya sattığı çeliğin, … Çelik özelliklerine sahip olmadığı, farklı bir tür kimyasal kompozisyonda çelik olduğunun anlaşıldığını, farklı olan çelik … çeliği yerine kimyasal kompozisyonunun (%) farklı olmasından dolayı kullanılamayacağı tespit edilmiştir.
03.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalının ticari defterleri incelendiğinde; 07.01.2019 takip tarihi itibariyle davacıya borcunun olmadığı, davacının ticari defterlerini inceleyen 22.07.2020 havale tarihli SMMM … ile Metalürji ve Mlz. Yüksek Mühendisi Öğr. Gör. … oluşan bilirkişi heyeti raporuna göre, takip tarihi itibariyle 8.850.-TL davalıdan alacağının olduğu ve teknik yönden; davalının davacıya sattığı çeliğin, … Çelik özelliklerine sahip olmadığı, farklı bir tür kimyasal kompozisyonda çelik olduğu anlaşıldığı, farklı olan çelik … çeliği yerine kimyasal kompozisyonunun (%) olarak farklı olmasından dolayı kullanılamaz- “yazılı olduğu, Davacı ile daValının ticari defterleri karşılaştırıldığında; davacının davalıya düzenlediği 05.03.2018 tarihli … nolu 8.850,00-TL tutarlı iade faturasının davalının ticari defterlerinde mevcut olmadığı, davacının 21.02.2018 tarihinde malzemeyi test ettirdiği 13.03.2018 tarihinde davalı şirkete 05.03.2018 tarihli … sayılı iade faturası ile … sayılı sevk irsaliyesi ile dava konusu hammaddenin de iade edilmek için gönderildiği, davalı yetkilisi tarafından kabul edilmediği, malzeme tesliminden ve test sonuçlarından yaklaşık 4 ay sonra da Bakırköy … Noterliğinden 05.06.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile davacının davalıya hammaddeyi 10 gün içerisinde iade almaları, 08.02.2018 tarihinde ödenen 8.850,00-TL tutarının da ticari faiz ile birlikte iade edilmesinin ihtaren bildirildiği tespit edilmiştir.
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı ile davalının aralarında, davalının davacıya satmış olduğu çeliğin davacının kullanımına yarar nitelikte kimyasal kompozisyona sahip çelik olup olmadığı ve davalının sattığı çeliğin ayıplı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunduğu, davacının uygun nitelikte çeliğin kendisine teslim edilmeyerek ayıplı ifadan ötürü, ayıp sebebiyle malı kabul etmesinin mümkün olmadığını iddia ederek ödediği bedelin iadesi amacıyla davalıya karşı icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, davacı tarafından itirazın iptali istemiyle mahkememize dava açıldığı, öncelikle taraflar arasında ayıplı ifa edildiğine ilişkin uyuşmazlık konusu çeliğe dair bilirkişi incelemesi yapıldığı, alınan bilirkişi raporu ile davalının sattığı çeliğin davacının kabul edeceği nitelikte ve davacının hammadde olarak uygun surette kullanabileceği bir çelik olmadığının tespitinin yapıldığı, muhasebeci bilirkişi tarafından ise alacağın varlığının davacının defterlerinden varlığının tespit edildiği, bu haliyle davalının davacıya kabule zorlayamayacağı nitelikte ayıplı olarak edimini ifa etmek suretiyle çelik sattığının sabit olduğu, davacının alacağının varlığını ve miktarını ispat ettiği, davalı şirketin sattığı çeliğin niteliğini bilmemesinin düşünülemeyeceği, ilgili satıştan dolayı ifanın ayıplı olması dolayısıyla kusurlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE;
-İzmir … icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE,
2-Davalı tarafın takip konusu edilen 8.850 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli toplam 604,54-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 151,14-TL nin mahsubu ile 453,40-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 151,14-TL peşin harç, 1.750,00-TL bilirkişi ücreti, 178,20-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.123,74-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde istinaf yargı yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır