Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/116 E. 2021/1024 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/116 Esas
KARAR NO : 2021/1024

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 22/04/2019 tarihli dava dilekçesinde; davalının davacı şirketin ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirket ana sözleşmesinde ” Ortaklar şirket sırlarını korumakla yükümlüdürler, ortaklar şirketin çıkarlarını zedeleyecek davranışlarda bulunamazlar, özellikle kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar, şirket ortakları genel kuruldan muvafakat almadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ne de başkası hesabına iş göremeyecektir ” şeklinde haksız rekabete ilişkin düzenleme olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının kanundan kaynaklandığını, TTK’nun 396. Maddesinde yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının düzenlendiğini, düzenlemenin aynı zamanda ortakların sadakat yükümlülüğünü de kapsadığını, davalının aynı iş kolunda faaliyet gösteren ve davacı şirketin rakibi konumundaki … Kuaförde işe girdiğini, çalışması yani rekabet yükümlülüğüne aykırı davranışının halen devam ettiğini, … Kuaförün de bu durumu bilerek davalıyı çalıştırmaya devam ettiğini, bu hususun şirket ortaklarından … tarafından öğrenilince davalıya ve rakip firmaya durumun ihtarname ile bildirildiğini, rakip firma olan aynı iş kolunda faaliyet gösteren diğer davalının davalı …’nin yönetim kurulu üyesi ve fiilen iş yerinde çalışıp müşterileri olduğunu bilerek onu ayarttığı ve haksız kazanç sağlamak amacıyla onu bünyesine alarak ihtarnameye rağmen çalıştırmaya devam ettiğini, bu şekilde meydana gelen zarardan diğer davalının da sorumlu olduğunu, davalının yönetim kurulu üyesi ve ortağı olarak müvekkili şirkette fiilen iş yaptığı tüm müşterileri iyi bildiğini, bu şekilde rakip firmaya geçince çalıştığı yeni firmayı müşterilere vererek bir kısım müşterileri yeni geçtiği şirkete aktardığını, bu şekilde davacının iş ve gelir kaybına sebebiyet verdiğini, davacıya ait defterler, davalının çalıştığı diğer davalı rakip firmanın defter ve kayıtları incelendiğinde davalının rakip firmada çalışmasından dolayı uğradığı iş kaybının ortaya çıkacağını, zararın tespitinin şu aşamada belirlenebilmesinin mümkün olmadığını belirtmiş, 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 09/06/2019 cevap dilekçesinde; davanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevine girdiğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, TTK’nun 396. Maddesinin 3. Fıkrasına göre taleplerin şirket ortağının rekabet yasağına aykırı davranıldığının öğrenildiği tarihten 3 ay içinde talep edilmesinin gerektiğini, davacının bu süreyi geçirdiğini, davacının delil listesinde bulunan ihtarnamelerin 24/12/2018, 25/12/2018, davacının arabuluculuk sürecine başvuru tarihinin 27/03/2019, arabuluculuk sürecinin sonlandığı tarihin 12/04/2019, dava tarihinin de 22/04/2019 olduğunu, davacının taleplerinin dayandığı olayları 24/12/2018 tarihinde öğrendiği kabul edilecek olsa bile arabuluculuk sürecine başvurduğu anda ve her halükarda davanın açıldığı tarihte 3 aylık zamanaşımı süresinin sona erdiğini, TTK’nun 396. Maddesindeki hakkın kullanılabilmesi için usulüne uygun olarak alınabilmiş bir yönetim kurulu kararının olmasının zorunlu olduğunu , davacı tarafça böyle bir karardan bahsedilmediğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının dava konusu taleplerden davalı …’u da sorumlu tuttuğunu ancak davacının taleplerinin neye dayandığı, ya da davalının hangi yükümlülüğünü ihlal ettiğinin anlaşılamadığını , aynı alanda faaliyet gösteren farklı tüzel kişiler arasında rekabet yasağının ön görülmediğini, bir şirketin müşteri potansiyeli olan işinde başarılı bir personel istihdam etmesinin ticari faaliyetleri için zaruri olduğunu, bu nedenlere dayanarak rekabet yasağı ihlali gerekçesi ile zarar tazmini talep edilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının davasını dayandırdığı TTK’nun 396. Maddesinin açıkça yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağını düzenlediğini ve yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerinden bahsettiğini, davacı firma ile herhangi bir bağı bulunmayan davalının söz konusu taleplerin muhatabı olmadığını, ortada verilmiş bir söz yada yükümlülük altına girilmiş bir edim bulunmadığını, davalının ticari faaliyetleri kapsamında işinde başarılı olduğunu düşündüğü bir personeli istihdam ettiğini, bu noktada davalının diğer davalının bir şirket ortağı olup olmaması konusunda araştırma yapmak zorunluluğu bulunmadığını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 02/07/2019 tarihli cevap dilekçesinde ; Anayasanın 167. Maddesi uyarınca Türk ekonomisinin serbest rekabet ilkesi üzerine kurulduğunu, anonim şirketlerde ortakların müşterek bir amacı ve bu amaca ulaşmak için çaba sarf etme iradeleri bulunduğunu, bu açıdan tüm ortakların şirket ilişkilerinde ortakların müşterek amacının gerçekleşmesine engel olacak ve şirkete zarar verecek faaliyetlerden kaçınmakla yükümlü olduğunu, bununla birlikte sadakat yükümlülüğünün varlığının rekabet yasağının kabulü için her şartta yeterli olmadığını, davalının davacı şirket yönetim kurulu başkanı …’ün ortak olduğu bir başka şirkette 2009 yılında çalışmaya başladığı ve 2017 yılına kadar çalışmasını sürdürdüğünü, davalının 2017 yılında dosyada davacı sıfatına haiz şirkete %20 payla ortak olduğunu, 1 yıla aşkın bir sürede şirkette çalışmaya devam ettiğini ancak bu çalışmasında ortak gibi değil önceki çalışmasında olduğu gibi işçi olarak emek verdiğini, yönetim kurulu başkanının hesapları kontrol ederek kasaya el koyduğunu, mobing uyguladığını, hiçbir zaman yönetim kurulu toplantısı yapmadığını, gelir gider tablosu konusunda ortakları bilgilendirmediğini, son olarak davalıyı iş yerinden kovduğunu, işten çıkarılan davalının emeğini satarak başka bir iş yerinde maaş karşılığı çalışması eyleminde haksız rekabet oluştuğu kanaatine varmanın TTK’nun 396. Maddesinin yapılış amacına uygun düşmeyeceğini, işten kovulan davalının davacı şirket hakkında İzmir … İş Mahkemesinin … sayılı dosyasında işçilik alacaklarına yönelik dava açtığını, eldeki davanın iş mahkemesindeki davayı öne almak ya da davalıyı baskı altında tutup davalardan feragat etmesini sağlamaya yönelik dava olduğunu, tarafların defter ve kayıtları incelendiğinde davacı şirketin oluşan eylemlerden dolayı zararının oluşmadığını, maddi ve manevi kaybının olmadığının anlaşılacağını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Kuaför Güzellik Hizmetleri Tic AŞ’nin sicil dosyası celb edilmiş, şirketin ortaklarının …, …, …, … ve … olduğu, 25/07/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı sonucu …, …, …, … ve …’ün 25/07/2020 tarihine kadar yönetim kurulu üyeliğine seçildiği belirlenmiştir.
Dinlenen davacı tanıklarından … , 2015 yılı Haziran ayından 2020 yılı başına kadar davacı şirkette işçi olarak çalıştığını, işten kendi isteği ile ayrıldığını, davacı ile arasında herhangi bir dava bulunmadığını, davalı … ‘ın davacı şirketin ortağı konumunda olduğunu ayrıca iş yerinde fiilen kuaför olarak da çalıştığını, davalının erkek bölümünde kendisini ise bayan bölümünde çalıştığını, davalının iş yerinden işten ayrıldığını ancak tarihini tam olarak hatırlamadığını, bildiği kadarıyla işten kendi isteği ile ayrıldığını, duyduğu kadarıyla … ‘ın davacı şirkette işten ayrıldıktan sonra … kuaförde çalışmaya başladığını, kendisinin bu konuda görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığını, kendisinin davalı …’nin davacı şirkette hangi şartlarda çalıştığı konusunda bilgiye sahip olmadığını, ayrıca davalının … Kuaförde hangi şartlarda çalıştığı konusunda bilgi sahibi olmadığını ancak iş yerinde personel arasındaki konuşmalardan davalı …’nin davacı şirketin müşterilerinden bir bölümünü ayartarak … Kuaför e yönlendirdiğini duyduğunu ancak kendisinin görgüye dayalı bilgisinin olmadığını beyan etmiş , tanık … , 2008 yılından bu yana davacı şirkette işçi olarak çalıştığını, davalı … ‘ın bildiği kadarıyla şirket ortağı olduğunu, ayrıca onun yönetim kurulunda olduğunu da bildiğini bunun dışında kendisinin başkaca herhangi bir bilgisinin olmadığını, davalı … ‘ın davacı iş yerinde kuaför olarak fiilen de çalıştığını, bildiği kadarıyla yaklaşık bir bir buçuk yıl önce davalı … ‘ın davacı şirket ortaklığından ayrıldığını, ortaklıktan ayrıldıktan sonra da … Kuaförde çalışmaya başladığını duyduğunu, kendisinin davalı …’nin … Kuaförde hangi şartlarda çalıştığını bilmediğini beyan etmiştir.
Dinlenen davalı … tanıklarından … , 4, 4 buçuk yıldır … isimli kuaförde çalıştığını, davalı … ile çalıştığı iş yerinde tanıştığını, davalı … ‘ın bir bir buçuk yıl kadar önce … Kuaförde işçi olarak çalışmaya başladığını, kendisinin davalı …’nin hangi şartlarda çalıştığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, … ile iş yerinde işe başlamasından sonra tanıştığını, kendisini daha önceden tanımadığını, bu sebeple … Kuaförden önce ne iş yaptığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, davalı …’nin daha önce bir kuaförde çalışıp bu kuaför müşterilerini …’a taşıdığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip olmadığını ayrıca çalıştığı iş yerinin müşteri potansiyelinin gayet iyi olduğunu beyan etmiş , tanık …, 1, 1 buçuk yıldır davalı … Kuaförde işçi olarak çalıştığını, işe başladığında davalı … ‘ın kuaförde işçi olarak çalıştığını, … ile işe başlayınca tanıştığını, daha öncesinde kendisini tanımadığını, davalı …’nin davalı kuaförde hangi şartlarda çalıştığı konusunda bilgisinin olmadığını, …’ın daha önce çalıştığı iş yerinden … Kuaföre müşteri aktardığı konusunda böyle bir olaya tanıklık yapmadığını ayrıca kendisinin çalıştığı iş yerinin müşteri potansiyelinin gayet iyi olduğunu ayrıca …’ın işe başlamasından sonra davalı … Kuaförün müşteri potansiyeli ve kazancında …’dan kaynaklanan bir değişim olmadığını düşündüğünü beyan etmiştir.
Dinlenen davalı … tanığı … , davalı … ‘ ın kendisinin 20 yıla yakın dostu olduğunu , davalı …’ ın davacı yanında uzun bir süre işçi olarak çalıştığını sonrasında ortak olarak çalışmasına devam ettiğini, ortak oldukları dönemde …’dan davacı şirket büyük ortağı … ‘ün ortaklığı bitirmek istediğine dair beyanda bulunduğunu duyduğunu , davalı …’ ın bildiği kadarıyla herhangi bir işçilik hakkı almadan işten çıkarıldığını ,daha sonra iş aramaya başladığını ve diğer davalı …’un yanında çalışmaya başladığını, bildiği kadarıyla davalının daha önce çalıştığı davacı şirketteki müşterilerini diğer davalı …’un iş yerine götürmediğini zaten bunun imkan dahilinde olmadığını ve aynı zamanda etik olmadığını , davalının ortak olduğu dönemin başında bildiği kadarıyla davalı … ‘ ın davacı şirkete isim hakkı karşılığı bir miktar para verdiğini ancak ne kadar ödeme yaptığını bilmediğini , ortaklıktan sonra davalının kardan hisse almaya başladığını ancak bu hissenin miktarını da bilmediğini beyan etmiştir.
Davalıların rekabet yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunup bulunmadığı ile haksız rekabetin söz konusu olup olmadığı, rekabet yükümlülüğüne aykırı ve haksız rekabet teşkil edebilecek bir eylem var ise davacı şirketin bu eylemlerden zarar görüp görmediği, görmüş ise bunun miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve davacı şirket kayıt ve belgeleri ile davalı … ‘un kayıt ve belgeleri üzerinde SMMM ve Sektör Uzmanı bilirkişiden oluşturulan 2 kişilik bilirkişi kurulu vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 31/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; TTK 396. Maddede rakebet yasağı düzenlenmiş iken TTK 54 vd. Maddelerinde haksız rekabetin düzenlendiği, rekabet yasağının etkisinden kurtulan kişinin rekabet yasağı kapsamındaki faaliyetlerinin eğer diğer koşulları varsa haksız rekabete ilişkin TTK 54 vd. Maddelerinde yer alan genel hükümler ile engellenebileceği, davacı şirketin ortaklarından olan davalı …’ın 25/07/2017 tarihli genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyesi olduğu aynı tarihli genel kurul kararı ile ortaklar için de rekabet yasağının ön görüldüğü ve bu yönde şirket ana sözleşmesinde değişiklik yapıldığı, diğer davalı … ‘un davacı şirketin ortağı ve/veya yönetim kurulu üyesi olmadığı, bu nedenlerle davalı … yönünden hem rekabet yasağı hem haksız rekabet açısından davalı … yönünden ise haksız rekabet açısından inceleme ve değerlendirme yapılmasının gerekeceği, mali müşavir bilirkişi tarafından taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı firmanın tecavüzlü dönemde satışlarının arttığı, giderlerinin azaldığı ve net satışlarının davalı firmadan daha fazla oranda olacak şekilde arttığı, bu nedenlerle ticari defter ve belgelere göre davacının zarara uğradığının tespit edilemediği, rekabet yasağı yönünden davacı şirketin davalı … ‘a gönderdiği 25/12/2018 tarihli ihtarnamesinde diğer davalı … ‘ın … ‘un yanında çalışmaya başladığını, 24/12/2018 tarihinde … ‘un iş yerine gönderilen bir başka ihtarnamenin … ‘a tebliğ edilmesi ile öğrendiğini beyan ettiği, taraf tanıklarının Şubat 2020 ve Mart 2020 tarihli ifadelerinde davalı … ‘ın diğer davalı yanında yaklaşık 1, 1 buçuk yıldır çalıştığını beyan ettikleri, davacı tarafından eldeki davanın 22/04/2020 tarihinde ikame edilmiş olduğu, bu tespitler ışığında TTK madde 396 daki 3 aylık ve 1 yıllık zamanaşımına ilişkin hukuki nitelemenin mahkemeye ait olacağı, davalı … ‘ın kuaförlük işi ile iştigal eden davacı şirket yönetim kurulu üyesi iken genel kuruldan izin almaksızın aynı işle iştigal eden ve aynı ilde yer alan diğer davalıya ait iş yerinde kuaför olarak hizmet akti ile çalışmaya başladığı, davalı … ‘un davacı şirket yönetim kurulu başkanının kendisini işten kovduğuna ve bu nedenle çalışma özgürlüğünün kısıtlayamayacağına dair iddiasına ilişkin takdirin mahkemeye ait olacağı, davalı … ‘ın rekabet yasağına ilişkin davranışı ile davacı şirketin zarara uğradığı ispatlamadığından mahkemece … aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilecek ise TBK 50/2 maddesi hükümlerine göre takdirin Mahkemeye ait olduğu, haksız rekabet yönünden dosya içerisinde davalı … tarafından davacı şirketin müşterilerinin diğer davalı … ‘un iş yerine yönlendirildiğine veya ayartıldığına, müşteri listesinin aktarıldığına veya kullanıldığına, müşteri listesinden yararlanıldığına ve davalı …’un çalışanı olan diğer davalı … ‘ı davacı şirketin müşterilerini ele geçirmeye yöneltici davranışlarda bulunduğuna, ayarttığına, yönelttiğine ve davacı şirketin müşterilerini kullandığına, müşteri çevresinin transfer edildiğine dair herhangi bir somut bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davacının zarara uğradığının tespit edilemediği, bu nedenlerle aldatıcı hareket ve dürüstlük kurallarına aykırı diğer şekillerde ekonomik rekabeti kötüye kullanıma dair haksız rekabet teşkil eden herhangi bir eylemin söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı ayrıntılı ve grekçeli olarak belirtilmiştir.
Taraflarca rapora itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmiş alınan 06/04/2021 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda; tazminata esas dönemin takdirinin mahkemeye ait olarak 25/12/2018 – 22/04/2019 tarihleri arasında ve davacının ek rapor talebi doğrultusunda 25/07/2017 – 24/12/2018 tarihleri arasında olacak şekilde seçenekli hesaplama sonucunda davalı … ‘a noter kanalı ile yapılan … yevmiye numaralı ihtarnamenin tarihi olan 25/12/2018 ile dava tarihi olan 22/04/2019 tarihi arasından davacının yoksun kaldığı karının 5.155,36 TL olabileceği, davalı … ‘ın yönetim kuruluna girdiği tarih olan 25/07/2017 ile davalıya noter kanalı ile yapılan … yevmiye numaralı ihtarnamenin tarihi olan 25/12/2018 tarihi arasında davacının yoksun kaldığı karının 2.588,59 TL olabileceği, davacının ve işçi sayısının belirlenmesine yönelik talebin uzmanlık alanında olmayıp bu hususun SGK kayıtları ile belirlenebileceği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Davacı tarafça 28/02/2019 tarihli 1 nolu yönetim kurulu kararı sunulmuş, yönetim kurulu kararında şirket ortakları ve aynı zamanda yönetim kurulu üyeleri … ve … ‘ın şirket ile aynı faaliyet konusunda başka bir işte çalıştığı, şirketin bu konuda muvafakatının bulunmadığı, eylemlerinin devam ettiği, şirketin bu eylemden zarar etmiş olması nedeniyle şirket adına yönetim kurulu üyeleri … ve … ile bunları çalıştıran şirket ve şahıslar aleyhine şirket lehine haksız rekabet veya tazminat davası açma hususunda yönetim kurulu başkanına dava açmaya, ihtarname keşide etmeye ve diğer yasal işlemleri takip etme hususunda yetki verildiği belirlenmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça şirket yönetim kurulu üyesi davalı …’ın rekabet yükümlülüğüne aykırı davranışı bulunduğu, davalı … ‘un da haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğundan bahisle oluşan şirket zararının giderilmesine yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açıldığı, davacı şirketin 25/07/2017 tarihinde yapılan 2014 – 2015 -2016 yılları olağan genel kurul toplantısında …, …, davalı …, … ve …’in 3 yıl süre ile şirket yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği, söz konusu toplantının 7. Maddesi ile şirket ana sözleşmesine haksız rekabet maddesinin ilave edilmesine ilişkin karar verildiği, söz konusu 16. Maddede Haksız Rekabetin ” Ortaklar şirket sırlarını korumakla yükümlüdür, ortaklar şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışta bulunamazlar, özellikle kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar, şirket ortakları genel kuruldan muvafakat almadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ne de başkası hesabına iş göremeyeceklerdir ” şeklinde düzenlendiği , davacı şirket yönetim kurulunun 25/07/2017 tarihli 2017/4 sayılı kararı ile … ‘ün yönetim kurulu başkanlığına, …’ün de yönetim kurulu vekilliğine seçilmesine ve şirketi temsil ve ilzam edici her hususta yönetim kurulu başkanı … ve başkan vekili … ‘ün şirket ünvanı adı altına atacakları münferid imzaları ile şirketi tam yetki ile temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği, şirket yönetim kurulunun 28/02/2019 tarih 1nolu kararı ile şirket ortakları ve aynı zamanda yönetim kurulu üyeleri … ve … ‘ın şirket ile aynı faaliyet konusunda başka bir işte çalıştığı, şirketin bu konuda muvafakatının bulunmadığı, eylemlerinin devam ettiği, şirketin bu eylemden zarar etmiş olması nedeniyle şirket adına yönetim kurulu üyeleri … ve … ile bunları çalıştıran şirket ve şahıslar aleyhine şirket lehine haksız rekabet veya tazminat davası açma hususunda yönetim kurulu başkanına dava açmaya, ihtarname keşide etmeye ve diğer yasal işlemleri takip etme hususunda yetki verildiği ve eldeki davanın söz konusu yetkiye istinaden açılmış olduğu, TTK’nun 396. Maddesinde ” (1)Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.
(2) Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir.
(3) Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar.
(4) Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır. “düzenlemesinin bulunduğu, davalı tarafça TTK 396/3 gereğince zaman aşımı definin ileri sürüldüğü, davalı … yönünden davalının … ‘un iş yerindeki çalışmasının dava tarihine kadar devam ettiği, davalının rekabet yasağına aykırı eylemin devam etmiş olması sebebiyle zamanaşımı süresinin dolmayacağı ve davalının zamanaşımı definin reddinin gerektiği, davalı … ‘ın kuaförlük işi ile iştigal eden davacı şirket yönetim kurulu üyesi iken genel kuruldan izin almaksızın aynı işle iştigal eden ve aynı ilde yer alan diğer davalıya ait iş yerinde kuaför olarak hizmet akti ile çalışmaya başladığı ve TTK 396 ve davacı şirket ana sözleşmesi 16. Maddesi gereğince rekabet yasağına aykırı davrandığı , davacı tarafça TTK 396 maddesinde belirtilen yönetim kurulu kararı alınarak dava açıldığı , davalı … ‘ eylemi nedeniyle davacı şirketin 7.743,95 TL tutarında zarara uğradığı , söz konusu zararın davalı … ‘ tan tahsilinin gerektiği ,
Davacı tarafın haksız rekabet talebi yönünden , TTK nun 54. maddesindeki ” (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
TTK nun 55/1 maddesindeki ” (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: ”
TTK nun 55/b maddesindeki “b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,” düzenlemeleri göz önüne alındığında davalı … tarafından davacı şirketin müşterilerinin diğer davalı … ‘un iş yerine yönlendirildiğine veya ayartıldığına, müşteri listesinin aktarıldığına veya kullanıldığına, müşteri listesinden yararlanıldığına ve davalı …’un çalışanı olan diğer davalı … ‘ı davacı şirketin müşterilerini ele geçirmeye yöneltici davranışlarda bulunduğuna, ayarttığına, yönelttiğine ve davacı şirketin müşterilerini kullandığına, müşteri çevresinin transfer edildiğine dair herhangi bir somut bilgi ve belgenin bulunmadığı , davalı … ‘ un aldatıcı hareket ve dürüstlük kurallarına aykırı diğer şekillerde ekonomik rekabeti kötüye kullanıma dair haksız rekabet teşkil eden herhangi bir eylemin söz konusu olmadığı ve davacının zarara uğradığının tespit edilemediği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış , davanın davalı … yönünden reddine, davalı … yönünden ise kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın davalı … yönünden REDDİNE,
2- Davanın davalı … yönünden KISMEN KABULÜ ile 7.743,95 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine ,
Bu davalı yönünden fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 528,99 TL harçtan peşin alınan 170,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 358,51 TL harcın davalı … tarafından tamamlanmasına,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından davalı … yönünden yapılan 16 davetiye gideri 171,10-TL, bilirkişi inceleme ücreti 1.000,00-TL , tanık ücreti 80,00 TL olmak üzere toplam 1.251,10-TL yargılama giderinin red ve kabule göre 960,00 TL lik bölümünün davalı … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine , kalan bölümünün davacı üzerinde bırakılmasına ,
Davalı … tarafından yapılan 40,00 TL tanık ücretinin red ve kabule göre davalı … üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça davalı … yönünden yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
Davacı tarafça yapılan 221,58 TL harç giderinin davalı … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan 7 davetiye gideri 72,20 TL , tanık ücreti 80,00 TL olmak üzere toplam 152,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … ‘ a verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … ve davalı … vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 18/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …