Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/111 E. 2022/1193 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/111 Esas
KARAR NO : 2022/1193
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02.01.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirket tarafından davalı şirketten damar izi kimlik doğrulama sistemi siparişi verildiğini ve davalı şirkete 26.02.2015 tarihinde ürün bedeli olan 5.096,21-TL ödemenin banka yolu ile yapıldığını, yapılan ödemeye istinaden davalı şirket tarafından 26.02.2015 tarih, … seri nolu 5.096,21-TL.tutarlı fatura düzenlendiğini, ancak ürünün müvekkili şirkete teslim edilmediğini, ödeme yapıldıktan 40 gün sonra dahi cihazın halen teslim edilmediğinden sözleşmeyi feshederek Menderes 2.Noterliği’nin 07.04.2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile teslim edilmeyen ancak ödenmiş olan ürün bedelinin iadesini talep ettiklerini, ihtarnamenin davalıya 10.04.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı şirketin ihtarnameye hiçbir şekilde cevap verilmediği gibi ürün bedelini de iade etmediğini, ihtarname gereğini yerine getirilmeyen davalı şirket aleyhine İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunundan bahisle davalı tarafça haksız olarak yapılan bu icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının gerçeklere aykırı olduğunu, davacının cihazı teslim almak istememiş olmasına karşın bu durumu gizleyerek müvekkili şirkete kusur izafe etmeye çalıştığını, davacının müvekkili şirkete ödemesinin üzerinden 40 gün geçmeden gönderdiği 31.03.2015 tarihli mailinde cihazın bedelinin iadesini istediğini, ancak müvekkili şirketçe cihaz bedelinin iade edilmeyerek cihazın teslim edilmek istenmesi nedeniyle cihazı teslim almak istemediğini ve “cihaz teslim edilmedi” şeklinde gerçek dışı beyan ile icra takibini başlattığını, müvekkili şirket tarafından yerine getirilmeyen bir edimden söz edilmesine imkan bulunmadığını, davacının TMK.nun 2.maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarına aykırı hareket ettiğini, tacir olan davacının 4077 sayılı kanuna tabi olmayan sözleşmeden cayma hakkının olmadığını, bu nedenle davacının iş bu davaya konu talebinin mesnetsiz olduğunundan bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF İLAMINDAN ÖNCEKİ HÜKMÜN GEREKÇESİ : “Uyuşmazlığın tespiti ; icra takibine konu faturanın içeriğindeki Damar İzi Kimlik Doğrulama Sisteminin davalı tarafından davacıya haksız yere teslim edilip edilmediği ve sistem bedelinin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dava, ödeme dekontuna dayalı alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.67.maddesi gereği iptali istemine ilişkindir.
İzmir 15.İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasının incelenmesinde ; alacaklı … Özel Eğitim ve Danışmanlık Turizm Proje İnsan Kaynakları Ticaret Ltd Şti tarafından borçlu … güvenlik Sistemleri A:Ş aleyhine 5.096,21 -TL asıl alacak olmak üzere 5.121,90 TL üzerinden (örnek no:1 ve 7) ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu’ya 15/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 18/05/2015 tarihindeki ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, eldeki davanın 14.07.2015 tarihinde yasal bir yıl içinde açıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLER ; İcra dosyası, ödeme dekontu, 01.04.2015 tarihli mail, tanık beyanları ve dosya kapsamı.
Karar duruşmasında davacı vekili 01.04.2015 tarihli mailin şirket yetkilisi tarafından davalıya gönderildiğini beyan ettiği görülmüştür.
01.04.2015 tarihli mailin incelenmesinde: Davacı tarafından davalıya hitaben ” Danıştay 8. Ceza Dairesi kararı ve akabinde MEB açıklaması nedeniyle şiketiniz hesabına 26.02.2015 günü yatırdığınız 5.096,21 TL’nin aynı ıban numarası …. hesabına gönderilmesini rica ederim ” şeklinde yazıldığı, bu beyanın cayma olduğu sonucu ulaşılmıştır.
Sözleşmede cayan verdiğini bırakmakla yükümlüdür. Somut olayda da davacının sözleşmeden caydığı, dolayısıyla davalıya ödemiş olduğu ve dava konusu ettiği 5.096,21 TL’yi davalıdan isteyemeyeceği sonuç ve kaanetine ulaşıldığından” bahisle mahkemece yapılan yargılama neticesinde … Esas, … Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İZMİR BAM 17. HUKUK DAİRESİ KARARI : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin … Esas, … Karar ve 13.12.2019 tarihli kararı ile ;
“Dava, TTK’nun 23.maddesi yollamasıyla BK’nun 207 vd.madde hükümlerine göre açılmış, menkul mal satım sözleşmesinin satıcı tarafından ifa edilmemesi nedenine dayalı olarak sözleşmeden cayma ve ödenen semenin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında TBK hükümlerine göre taşınır alım satımı konusunda geçerli bir şifahi sözleşme kurulmuştur. Davacı taraf kurulan sözleşme kapsamında davalı tarafa 5.096,21-TL. ödemiştir. Kural olarak sözleşmeden cayma halinde taraflar bıraktıkları şeyi geri alırlar. Davacının ödediği bedeli iade alması gerekmektedir. Ancak davacının sözleşmenin feshi ve caymasında davalı tarafın kusuru bulunup bulunmadığının da belirlenmesi ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekir.
Davalı taraf, sözleşmenin feshi yönünden kusurları bulunmadığını, davacının Danıştay kararı nedeni ile cihaza ihtiyacı kalmadığı gizli saiki nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmede malın teslimi için bir süre öngörülmediğini ancak davacının gerekli alt yapıyı sağladıktan sonra kendilerine bildirim ile cihazı kuracaklarını, ancak davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, alt yapıyı kurduğunu kendilerine bildirmediğini, cihazın kurulumuna imkan sağlamadığını, Danıştay kararını beklediğini, cihazın davacı için üretildiğini, müvekkil şirketin anılan yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle satış yapamadığını, yaptığı yatırımdan dolayı zarara uğradığını ileri sürmüştür.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı taraf, edimini yerine getirmesinin davacının buna ilişkin alt yapıyı hazırlaması ile kendilerine bu yönde bildirim yapmasına bağlı olduğunu ileri sürmüş, alt yapının hazırlanması gerektiğine dair 09/01/2015 tarihli Özel Eğitim Genel Kurumları Müdürlüğü yazısını da cevap dilekçesine eklemiştir. Davacı bu yönde hazırlık yaptığına ilişkin bir beyanda bulunmamış, bir delil sunmamıştır. Davalı tarafın geç ifası nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini ileri sürmektedir ancak davalı tarafın sistem için alt yapı hazırlanması gerektiğine ilişkin savunmasına da cevap vermemiştir. Yine davalının ‘Yönetmelik gereği parmak izi doğrulama sisteminin uygulanmasına ilişkin işlemin Danıştay tarafından yürürlüğünün durdurulması nedeniyle ürünün alınmasından vazgeçildiği’ yönündeki savunmasına ve davadan önce bu yöndeki ihtarına da yanıt vermemiştir. Davalı taraf davacı şirket yetkilisi ile yapılan görüşmeye dair ekran görüntüsünü dosyaya sunmuştur. İncelenmesinde davacı şirket yetkilisinin “mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına istinaden kurulum istemediğini” ifade ettiği görülmektedir.
Davalı tarafça davacıya 08.04.2015 tarihli mail gönderilmiş ve altyapı hazırlıklarını tamamlaması, tamamlanmış olması halinde cihazı teslim alması, kuruluma imkan verilmesi ihtar edilmiştir. (10.10.2016 tarihli dilekçe ekinde EK-2 olarak sunulmuştur.) Bildirimde özetle, “MEB’nın yazıları uyarınca, davacı tarafından altyapı hazırlıkları tamamlanarak en geç 01.04.2015 tarihine kadar cihazın kullanıma hazır hale gelmiş olması gerektiği, davacı tarafından bu tarihe kadar altyapı hazırlıklarını tamamladığına ilişkin bildirimde bulunulmadığı, cihazın montajı için teknik alt yapı hazırlıklarının en kısa sürede tamamlanarak tamamlandığının şirkete yazılı olarak bildirilmesini müteakip en kısa sürede montajının gerçekleştirileceği, cihazın montajına imkan verilmemesi, cihazı teslim alınmaması halinde doğabilecek her türlü zarardan davacının sorumlu olacağı” şeklinde ihtarda bulunmuştur. Cihaz davalı tarafça temin edilmiş ancak davacı ihtara rağmen cihazı teslim almamıştır.
Uyuşmazlığın çözümünde en önemli husus davacı alıcının sözleşmede yazılı edimlerini yerine getirip getirmediği ve sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığının tespitinde toplanmaktadır. Sözleşmenin davacı tarafça feshedilmesinin haklı fesih olup olmadığı saptanıp, feshin haklı olmadığı sonucuna varılması durumunda davalının uğradığını belirttiği zararlar yönünden delillerini ibraz olanağı sağlanarak, zarar miktarı saptanıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Zira doktrinde ve Yüksek Mahkeme içtihatlarında sözleşmenin geçerli olmasında ve ifa edilmesindeki menfaat, müspet sözleşme menfaati, böyle bir böyle bir sözleşmeyi kurma girişiminde hiç bulunmamış olmasındaki menfaati menfi sözleşme menfaati olarak belirtilmiştir. Sözleşmenin feshinde istenebilecek zarar menfi zarardır. Buradaki menfi zarar, alacaklının sözleşmeyi yaptığı için uğradığı, sözleşmeyi yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır. Menfi zarar ile yoksun kalınan kârdan oluşur. Bu kavrama şunların gireceği kabul edilmektedir. Sözleşmenin kurulması için yapılan giderler, sözleşmenin geçerliliğine güvenilerek başkası ile sözleşme yapma fırsatını kaçırması yüzünden uğradığı zarar, sözleşmeden doğan borçların yerine getirilmesi için yapılan giderler.
Bu nedenle mahkemece davacının sözleşmeden cayma yönünden haklı olup olmadığı, davalının ürünü teslim etmemekte kusuru bulunup bulunmadığı, kusuru yok ise sözleşmenin yerine getirilmemesi, ürünü teslim etmemiş olması nedeniyle davalının uğradığı zarar ve varsa elde ettiği yarar belirlenerek, davalının zararının ödenen bedelden düşülmesi ve kalan miktarın sözleşmeden cayma nedeniyle davacıya iadesi gerekmektedir. Buna göre HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına gerektiği kanaatine varıldığı yönündeki” gerekçeyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu cihazın davalı tarafça hazırlanmış olmasına rağmen davacı tarafından teslim alınmak istenmediği savunulduğundan iş bu cihazın davalı tarafça üretiminin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise halen cihazın davalı uhdesinde bulunup bulunmadığı konusunda beyanda bulunmak üzere davalı vekiline verilen süre kapsamında davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 03.12.2019 tarihli dilekçe ile dava konusu cihazın …tarafından bu projeye özel olarak, projenin ön gördüğü amaca uygun olarak müvekkili şirket için üretildiği, sadece bu amaçla kullanılabilir nitelikte olduğu, dolayısıyla başka bir kişi veya kuruluşlara satılmasının mümkün olmadığı, bu itibarla da davacının teslim almaktan imtina ettiği davacı kurumun siparişi olan cihazın o tarihten bu yana müvekkili şirketin deposunda bulunduğu ve istendiği an davacıya tesliminin yapılabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekili de 23.06.2020 tarihli duruşmada her ne kadar davalı tarafça sunulan 03.12.2019 tarihli dilekçede davaya konu ürünün davalı uhdesinde bulunduğu ve davacıya teslime hazır olduğu bildirilse de, dava konusu ürünün davacı tarafça bu aşamadan sonra teslim alınmasının mümkün olmadığından bahisle dava konusu cihazla ilgili olarak davalı tarafa ödenen bedelin davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir BAM 17.Hukuk Dairesi’nce kesin olarak verilen … Esas ve … Karar sayılı kararın son paragrafı gereğince davalı vekiline dava konusu cihazın üretimi nedeniyle davalı tarafça yapılan masraflara ilişkin tüm belge ve bilgileri sunmak üzere süre verilmiş olup, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 14.07.2020 tarihli dilekçe ile dava konusu cihazın birim satış fiyatının aynı konuda başka bir özel eğitim kurumunca Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esasına kayden açılan davada mahkemece araştırıldığı, ilgili …tarafından bu projeye özel olarak üretilen avuç içi kimlik doğrulama sistemine ilişkin cihazların birim fiyatının 3.565,82 TL olarak mahkemeye bildirildiği belirtilerek dilekçe ekinde dava dışı …tarafından Batman 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına yazılan 24.04.2017 tarihli yazı ile 28.04.2015 tarihi itibariyle cihaz birim fiyatının 3.565,82 TL olduğunun bildirildiğine dair yazının bir örneğinin eklendiği görülmüştür. Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı vekili tarafından sunulan iş bu dilekçe kapsamında dava dışı … Ltd. Şti.’ye müzekkere yazılarak dava konusu cihazın davalıya hangi birim fiyatı üzerinden satıldığı ve buna ilişkin belge ve bilgilerin tamamının mahkememize gönderilmesi talep edilmiş ise de, yazılan yazının bila tebliğ iade edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı belgelerin incelenmesinden davacı tarafça davalıdan satın alınan dava konusu cihaz nedeniyle davalı tarafça 26.02.2015 tarih ve 5.096,21 TL’lik faturanın düzenlendiği, iş bu fatura bedelinin aynı gün davacı tarafça davalı şirket hesabına ödendiği dosya kapsamı belgelerle sabittir.
Yine dosyada mevcut bulunan ve davalı cevap dilekçesi ekinde sunulan davacı şirket adına … tarafından davalı şirkete gönderilen 31.03.2015 tarihli mailin incelenmesinden davacı tarafça Danıştay 8.Dairesi’nin kararı ve akabinde MEB açıklaması nedeniyle davalı şirket hesabına 26.02.2015 tarihinde gönderilen 5.096,21 TL’nin davacı şirketin bildirilen IBAN hesabına iadesinin talep edildiği görülmüştür. Yine dosyada dava dilekçesi ekinde bir sureti sunulan ve davacı tarafça davalıya keşide edilen Menderes 2.Noterliği’nin 07.04.2015 tarihli ihtarnamesi ile davacı tarafça davalıya ödenen 26.02.2015 tarihli fatura kapsamında ihtarname tarihine kadar teslimi yapılmayan cihazı kullanamayacaklarından davalı tarafa ödenen bedelin iadesinin talep edildiği ve paranın gönderilmesi halinde iade faturası kesileceğinin bildirildiği, iş bu ihtarnamenin davalı şirkete 10.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Yine davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 10.10.2016 tarihli dilekçe ekindeki 30.03.2015 tarihli dava dışı …tarafından davalı şirkete hitaben düzenlenen yazı ile T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen “Avuç İçi Kimlik Doğrulama Projesi” kapsamında … Güvenlik Sistemleri A.Ş’nin 06.02.2015 tarihinde göndermiş olduğu sipariş formuna istinaden avuç içi kimlik doğrulama cihazından 100 adet sipariş edildiği, bu sipariş formu çerçevesinde davalı şirkete 100 adet cihazın satışı yapılarak ilgili cihazların tesliminin gerçekleştirildiğinin” bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu ürünün satış tarihi itibariyle birim fiyatının belirlenmesi ve yine davalı elinde kalması nedeniyle davalıya sağladığı bir yarar bulunup bulunmadığı, hurda değerinin olup olmadığı konusunda makina mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, makina mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 20.11.2022 tarihli raporda; davaya konu cihazın üreticisi …. Ltd. Şti tarafından 28.04.2015 satış tarihi itibariyle cihazın birim fiyatının 3.565,82 TL olduğunun bildirildiği, söz konusu cihazın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hizmet alan vatandaşların kimliklerinin doğrulanması amacıyla tasarlanmış, sistematik birleşenleri arasında SGK için özel olarak tasarlanmış güvenli işletim sistemi ve biyometrik kimlik doğrulama bulunmakta olup, davalının elinde kalması nedeniyle davalıya sağladığı bir yararının bulunmadığı ve söz konusu cihazın hurda değerinin de bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde dava konusu olan 1 adet damar okuma cihazının davacı tarafça davalıdan satın alındığı, bu kapsamda davalı tarafça davacı adına 26.02.2015 tarih ve 5.096,21 TL’Lik faturanın düzenlendiği ve iş bu fatura tutarının davacı tarafça aynı gün davalıya ödendiği, ancak davacı tarafça davalıya gönderilen 31.03.2015 tarihli mail ile Danıştay 8.Dairesi’nin kararı ve akabinde MEB açıklaması nedeniyle davalı şirket hesabına yatırılan fatura bedelinin iadesinin istendiği ve ardından davacı tarafça davalıya keşide edilen Menderes 2.Noterliği’nin 07.04.2015 tarihli ihtarnamesi ile ihtarname tarihine kadar teslimi gerçekleştirilmeyen cihazı kullanamayacaklarından ödenen bedelin iadesinin istendiği görülmüştür. Davalı tarafça da davacıya gönderilen 08.04.2015 tarihli mail ile dava konusu damar okuma cihazı ile ilgili olarak montajının gerçekleştirilmesi açısından gerekli hazırlıkların yapılmasının davacı tarafa bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar davacı tarafça davaya konu cihazın ödemesinin gerçekleştirildiği tarihten 40 gün sonra cihazın halen teslim edilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin davacı tarafça feshedilerek ürün bedelinin davalı taraftan iadesinin istenildiği, ancak buna rağmen davalı tarafça sözleşmeye konu ürün bedelinin iade edilmediğinden bahisle sözleşme bedelinin davalıdan tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de, dava dilekçesi ekinde bir sureti sunulan ve davacı tarafça davalıya keşide edilen Menderes 2.Noterliği’nin 07.04.2015 tarihli ihtarnamesi içeriğinin incelenmesinden ihtarname tarihine kadar teslim edilmediği bildirilen cihaz bedelinin iadesinin talep edildiği, bu ihtarnameden önce dava konusu cihazın talep edilmesine rağmen davalı tarafça teslim edilmediği ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğine dair yazılı bir ihtarnamenin dosya kapsamı belgeler arasında bulunmadığı gibi davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan ve davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderildiği belirtilen 31.03.2015 tarihli mail içeriğinde ise taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı tarafça davalıya 26.02.2015 tarihinde gönderildiği sabit olan ürün bedeline ilişkin 5.096,21 TL’nin Danıştay 8.Dairesi’nin kararı ve akabinde MEB açıklaması nedeniyle bu tutarın iadesinin talep edildiği, bu kapsamda davalının sözleşmenin feshinde kusurlu olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafın dava konusu ürünü davacıya teslim etmeye hazır olduğunu bildirdiği, ancak davacının ürünü teslim almak istemediğini bildirmiş olması karşısında alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu ürünün satış tarihi itibariyle birim fiyatının 3.565,82 TL olduğu ve dava konusu ürünün davalı elinde kalması nedeniyle davalıya sağladığı bir yarar bulunmadığı gibi söz konusu cihazın hurda değerinin de bulunmadığı bildirilmiş olduğundan davalının bu ürünün satın alma bedeli kadar zarara uğradığı düşünülmekle satış bedelinden bu tutar düşülmek suretiyle (5.096,21 TL – 3.565,82 TL=) 1.530,39 TL’nin davalı tarafça davacıya iadesinin gerektiği düşünülmekle 1.530,39 TL asıl alacak üzerinden davanın kabulü ile davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun İzmir 15.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki davalının itirazının kısmen iptaliyle 1.530,39 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 306,07 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir 15.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki davalının itirazının kısmen iptaliyle 1.530,39 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 306,07 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 104,54 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 61,43 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 43,11 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 93,23 TL harcın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 292,50 TL tebligat ve posta gideri, bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 792,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 237,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 1.530,39 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 1.530,39 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava değeri itibariyle kesin olarak karar verildi.27/12/2022

Katip

Hakim