Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/999 E. 2022/114 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/710
KARAR NO : 2022/83

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile … Mad. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Arasında akdedilen 24.05.2019 tarihli temlikname gereği bahis konusu şirketin, davalıdan alacaklı olduğu 320.000,- TL yi tahsil etme hakkını müvekkiline temlik ettiğini, Ayrıca alacağın güvencesini oluşturan teminatlar ve bu teminatların bahşettiği tüm hakların da, temlikname uyarınca müvekkile geçmiş olduğunu, davacının temellük ettiği alacağın davalı … Belediyesi Çevre Koruma ve Orman Müdürlüğünce ödenmediğinden davalıya karşı İzmir 13. İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Davalının 20.09.2019 tarihinde yaptığı haksız itiraz neticesinde 21.09.2019 tarihinde takibin durduğunu, taraflar arasında 01.12.2020 tarihinde gerçekleştirilen …/… no.lu arabuluculuk görüşmelerinin ise sonuçsuz kaldığını, davalının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Alacağın temlikinin alacaklının bir borç ilişkisinden doğan alacağını borçlunun muvafakatine gerek olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak üçüncü bir kişiye devretmesi olduğunu, alacağın devrinde, alacakla birlikte alacak hakkının sağladığı talep ve diğer yetkilerinde, devredenin şahsına bağlı olanlar hariç, öncelikle hakları ile bağlı haklar da alacağı devralana intikal edeceğini, Mevcut olayda da alacağın temlikiyle birlikte de borçludan talep yetkisinin davacıya geçtiğini, ancak buna rağmen davalı belediyeye böyle bir talepte bulunulmadığını, davacının dayandığı kanun metninde” …. Faturan/n veya eş değer ödeme talebinin borç/u tarafından alınmasını…. ” ifadesinden anlaşılabileceği üzere, burada da müvekkili davalıya davacı tarafından fatura veya eş değer bir ödeme talebi gönderilmediğini, Sadece temlik sözleşmesi gönderildiğini, bunun da bu borca ilişkin gelecekte yapılacak ödemelerin davacıya yapılmasını bildiren, temlik eden ile temlik alan arasında imzalanan bir sözleşmeden ibaret olduğunu, ayrıca davacının temlik sözleşmesinin tebliğinden sonra iki kere ödeme yapılmasını da davalı Belediyenin temerrüde düştüğünün kanıtı niteliğinde olduğunun iddia edildiğini, fakat bu iddianın da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Herhangi bir borç ilişkisinde ifa da bulunmak için borcun muaccelliyetinin şart olmadığını, Borç müeccelken de tarafların borcu tamamen veya kısmen ifa edebileceklerini, Davaya konu olayda davacı tarafından davalı Belediyeye ödemeye ilişkin herhangi ihtar gönderilmemiş olsa da davalı Belediyenin iyi niyet çerçevesinde herhangi bir zorunluluğu olmadığı halde borcunu kısmi olarak ifa ettiğini, Sırf bu sebeple, kısmi ödeme yapmış olduğundan bahisle davalı müvekkilinin temerrüde düştüğü iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, İzmir 13.İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasına faiz yönünden yapılan itirazın iptali davasıdır.
İzmir 13.İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Bilirkişi …’ın 21.10.2021 Tarihli Raporunda; Temlik eden/davadışı … Mad. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. ile temellük eden/davacı … Tic. A.Ş. arasında; Didim … Noterliğinden 24.05.2019 tarih … yevmiye numarası ile onaylı “temlikname” düzenlendiği, Sıhhat ve geçerliliği konusunda herhangi bir çekişme olmayan işbu Temliknamenin konusu; … Belediyesi Başkanlığınca yapılan …/… ve …/… numaralı alım ihaleleri kapsamında; davadışı … Mad. Paz. San. Tic. Ltd. Şti.nin davalı Belediyenin Aşevine temin ettiği çeşitli gıda maddeleri ve kırmızı et ürünleri nedeniyle doğmuş olan 320.000,00 TL alacağın davacı … Tic. A.Ş.ye doğacak bütün hakları ile birlikte devir temliki olduğunu, Borçlu/davalı Belediye vekili, İzmir 13. İcra Müdürlüğüne verdiği 20.09.2019 tarihli itiraz dilekçesinde, takibe konu 24.05.2019 tarihli temliknameye konu toplam 320.000,00 TL alacağın 30.000,00 TL sının 01.07.2019 tarihinde, 60.000,00 TL sının ise 16.07.2019 tarihinde, 50.000,00 TL sının ise icra ödeme emri tebliğ olunmadan evvel 12.09.2019 tarihinde alacaklı şirkete ödendiğini, buna göre 13.09.2019 tarihinde [davacı] alacaklı şirkete 180.000,00 TL borç kaldığını, bu nedenle asıl alacağın 50.000,00 TL lık kısmına itiraz ettiklerini, davalı /borçlunun takip sonrası 1 2.09.201 9 tarihinde yatırdığı 50.000,00 TL.nın takibe konulan 230.000,00 TL asıl alacak miktarından evvel emirde mahsubu yerinden olmayıp, bu meyanda davalı yanın 12.09.2019 tarihinde yaptığı 50.000,00 TL lık ödeme bakımından yaptığı kısmi itirazın yerinde olmadığı, Anılan temliknamede, temlik edilen alacağın hangi tarihte ödeneceğine dair herhangi bir vade belirlenmediği gibi, davacı yanca iddiasını destekler nitelikte bir ihale sözleşmesi yada satın alma şartnamesi sunulmamıştır. Keza dosya içersinde davalı borçlunun icra takibi öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair somut bir bulguda ihtarat olmadığı, Bu sebeple davacının 24.05.2019 temlik tarihinden 11.09.2019 icra takip tarihine kadar geçen dönem bakımında hesap ve istemde bulunduğu 15.824,38 TL işlemiş faiz için yasal koşulların oluşmadığı tespit edilmiştir.
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının davaya konu ettiği alacağı dava dışı üçüncü kişiden temlik aldığı, aldığı temlikname gereğince alacaklı olduğu iddiası ile icra takibine giriştiği, takip talebinde asıl alacak ile birlikte davalı tarafa temliknamenin gönderildiği tarih itibariyle faiz işletmek suretiyle faiz alacağını da takibe dahil ettiği, ancak davacı tarafça gönderilen temlikname de borcun ödeneceğine dair herhangi bir vadenin belirlenmediği, davacı yanın ödeme de temmerrüde dair ihale sözleşmesi satış şartnamesi gibi bir belge sunmadığı, bundan dolayı borçlunun temerrüdü için ayrıca alacaklı tarafından ihtarname gönderilmesi gerektiği, dosya içerisinde, alacaklı tarafça borçluya gönderilmiş bir ihtarnamenin de olmadığı, hal böyle iken faiz yönünden yapılan itirazın yerinde olduğu anlaşılmakla davanın reddine, takibin işlemiş faiz yönünden iptaline, asıl alacak yönünden takibin devamına kötüniyeti olmadığından bahisle icra inkar tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-İzmir 13.İcra müdürlüğü …/… Esas sayıl dosyasına faiz yönünden yapılan İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİNİN REDDİ İLE TAKİBİN KALAN KISIM İÇİN DEVAMINA
3-Yasal şartı oluşmayan icra inkar tazminatı istemlerin REDDİNE,
4-Alınması gerekli toplam 80,70 TL karar ve ilam harcından davacıdan peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile 26,30 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır