Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/908 E. 2022/1059 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/908
KARAR NO : 2022/1059

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, dava dışı … ile 20.04.2017’de İzmir 16. Noterliği’nin … Yev nolu belgesi ile İzmir İli, Buca İlçesi, …Mahallesinde kain ve tapuda …Ada, … parselde kayıtlı taşınmaz için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı, davacının dava dışı …’e sözleşmede kararlaştırılan özelliklere sahip eseri meydana getirme edimini üstlendiği, Davalı taraf ile 11.06.2018 tarihinde sözleşme yapılmasına rağmen davalı taraf halen işe başlamadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkilin inşaatı bir an önce bitirip dava dışı arsa sahibine teslim etme borcu olduğu, davalı taraf mermer işlerini yapmadığından başka biri vasıtasıyla işlerin derhal bitirilmesi gerektiği, bu sebeple müvekkil 23.07.2018’de dava dışı … ile 12.500 TL’ye anlaşmak zorunda kaldığını, davanın kabulüne karar verilerek, davalı taraf ile yapılan sözleşmede, işin yapılmaması halinde 10.000 TL cezai şart öngörüldüğünden, cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davası” niteliğinde olduğunu, davanın niteliği gereği, davalı olarak çekte lehtar olan … gösterilmesi gerekirken müvekkil …’ın davalı olarak gösterilmesi usulen hatalı olduğu, bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, Müvekkili …’ın davacı taraf ile birden fazla iş ilişkisi olmuş ve davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde bahsi geçen inşaatın pencere mermerlerini ve sürgülü kapılarınıı müvekkilinin yaptığı, davacı sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinden ve fesih bildirimde bulunmadığıdından dolayı davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın sözleşmeyi haksız şekilde feshetmesi sebebiyle tazminat haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacının davalıya kambiyo senedinden kaynaklanan borcunun olup olmadığına ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.
…’ın 21/10/2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Yazıların aynı elin mahsülü olduğu ve belge üzerindeki yazılardan “… adin kesilmiştir, ibaresinin sonradan eklendiği, belge üzerindeki diğer yazıların, presyon, mürekkep renk tonu ve kalem ucu kalibresi yönünden farklılık göstermediği ve muhtemel aynı zamanda yazıldığı tespit edilmiştir.
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 17/09/2019 Tarihli yazısında, …’ın GİBİNTRANET kayıtlarında yapılan sorgulama neticesinde, adı geçen kişinin aktif mükellefiyet kaydının bulunmadığı, Şirinyer Vergi Dairesi Müdürlüğünde … vergi kimlik numarası ile potansiyel mükellefiyet kaydı oluğu, 17/09/2019 tarihi itibariyle herhangi bir şirket ortak veya yöneticiliğinin de mevcut olmadığı tespit edildiği bildirilmiştir.
İzmir Şirinyer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 24/09/2019 Tarihli yazısında, …’in tarh dosyasının ve bilgisayar kayıtlarının tetkikinde, 06.01.2016 tarihinde bina inşaatı faaliyetine başladığı, bilgisayar kayıtlarında terk ettiğine dair bir bildirimde bulunmadığı, 2018-2019 yıllarında işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2018 yılı Gelir Vergisi Beyannamesinde sıfır matrah beyan ettiği, 2019/4-6 dönemi Gelir Geçici Vergisi Beyannamesinde sıfır matrah beyan ettiği bildirilmiştir.
6102 sayılı yasanın çek ile ilgili hükümleri gereğince davaya konu edilen senedin kambiyo senetlerinden çek vasfında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesi
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkını ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, menfi tespit davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu hüküm gereğince de menfi tespit davalarında da ispat yükünün taraf sıfatıyla bir ilgisi yoktur. Yani, ispat yükü davacıya düşebileceği gibi davalıya da düşebilir. Menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği nedenlerin niteliğine göre değişebilir. Kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç karşılaştırılmak suretiyle, ispat yükünün kimin üzerine düştüğü belirlenir. Menfi tespit davasında, davacı/borçlunun borcun hiç doğmadığını, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını iddia ederse, bu durumda ispat yükü davalı/alacaklıya düşer. Buna karşılık, davacı/borçlunun hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekle beraber, bunun başka bir nedenle geçersiz olduğunu ya da sona erdiğini ileri sürmesi halinde ise ispat yükü davacı/borçludadır. Çünkü doğumunu kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiği, bunu iddia eden davacı/borçlu tarafında 4721 sayılı yasanın 6. maddesi gereği ispat edilmelidir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde dava konusu uyuşmazlığın davacı ile davalı arasındaki eser sözleşmesinden ötürü davalının eseri yapıp yapmadığı, teslim edip etmediği, davacının davalıya aradaki sözleşme gereği verdiği iddia olunan çekten dolayı davalıya borçlu olup olmadığı tespiti noktalarında toplanmaktadır. Eser sözleşmesinin yazılı yapılmasının zorunlu olmaması sözleşmesinin ifasına ilişkin ispat külfetinin tanık dahil her türlü delille ispat edilmesi bir arada değerlendirildiğinde, davalının davacı ile aralarındaki eser sözleşmesindeki merdiven, yer döşemeleri ve mutfak banyoları işini yapmadığının ve davacının bundan dolayı ilgili işleri başkalarına yaptırdığının tanık beyanları ile sabit olduğu, davalının sözleşmedeki edimini ifa etmemesinden kaynaklı olarak davanın sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta hak kazandığı, cezai şartın miktarının fahiş derecede olmadığı, davacının dava konusu ettiği çeki davalı lehine keşide etmediği, çekin iptalinin ve iadesi isteminin yasal koşullarının oluşmadığı, çek iptalinin ayrı bir dava konusu olabileceği ve davanın açılması şartlarının ayrıca yasa tarafından belirlendiği, iadeye ilişkin ise davacının lehine çek keşide ettiği kişinin davanın tarafı olmadığı, anlaşılmakla ilgili çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığına, davalının sözleşmedeki edimini ifa etmemesinden kaynaklı olarak cezai şarta ve yasal koşulları oluşmayana iade ve iptal istemine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-)Davacı …’in … A.Ş. Buca şubesi … seri numaralı 20.10.2018 keşide tarihli 5.000 TL bedelli çekten dolayı davalı …a BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
3-)Davaya konu edilen çek ile ilgili iade ve iptal isteminin REDDİNE,
4-)10.000 TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-)Kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
6-)Alınması gerekli 341,55 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 85,39 TL ve 170,78 tamamlama harcı olmak üzere toplamda 256,17 TL’nin mahsubu ile bakiye 85,38 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-)Davacı tarafından yatırılan 85,39 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 170,78 TL Tamamlama harcı ve 179,50 TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplamda 471,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-)Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı asilin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır