Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/879 E. 2022/344 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/879
KARAR NO : 2022/344

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu hakkında İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı şirketin iş makineleri servisi olarak tamir, bakım ve yedek parça satım faaliyetini yürüttüğü, davalının maliki olduğu Bobcat marka S770 model ve … seri nolu iş makinesinin davacıya ait iş yerine çekiciyle getirildiğini, tamir ve bakımının burada yapıldığını, yapılan bakım ve onarıma ilişkin ayrıntının davalıya bildirildiğini, davalının onay vermesi üzerine, iş makinesinin tamir edilerek davalıya çalışır vaziyette teslim edildiğini, iş makinesinin tamirinin, işçilik ve malzeme dahil olmak üzere toplam 2.144,77-TL tuttuğunu, buna ilişkin fatura düzenlendiğini, bunun yanı sıra yine davalının maliki olduğu 2012-S770 model, … seri nolu iş makinesinin arızalandığını, tamir bakımının yapılması için davacıya haber verildiğini, tamir ve onarım sebebiyle faturaların davalıya gönderildiğini beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ve ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 07/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İzmir 21. Müdürlüğünce davalı aleyhine icra takibine girişilmiş bulunan dosyada faturaya itirazda bulunduklarını, husumet itirazında bulunduklarını, fatura içeriğine ve tutarına itiraz ettikleri gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tebliğ yasal koşulları bulunmayan faturaya dayalı davalı şirketin bir borcu bulunmadığını, fatura tarihi 18.06.2018 olup konu edilen … Şase nolu iş makinası 09.03.2018 tarihinde İzmir … Noter aracılığıyla satıldığını, satış yapılan makinanın çıkış faturası da düzenlendiğini, davalı ile bir ilgisi kalmadığını, davalı şirketin icra takibine konu faturalarla hiçbir alakası bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava itirazın iptali davasıdır.
… ve … plakalı iş makinelerine ait noter satış sözleşmeleri dosyamız arasına alınmıştır.
İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
İzmir Vergi Dairesi’nden davacı …’ya ait 2017 ve 2018 yıllarına ait gelir vergisi beyannameleri dosyamız arasına alınmıştır.
Mali Müşavir … ve Makine Mühendisi …’in 24.09.2019 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda; Davacı …’nın 2018 yılında usulüne uygun tutulan işletme defteri kayıtlarına göre 28.06.2018 takip tarihi itibariyle, davalı … … Ltd. Şti.adına düzenlediği faturalarının KDV dahil toplam tutarının 14.897,03-TL olduğu, bu tutarın aynı zamanda ödeme emriyle davalıdan talep edilen asıl alacak tutarına eşit olduğu tespit edilmiştir.
Mali Müşavir …’ün 25.11.2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davalı … Teknik Ltd. Şti.’nin 2018 yılında usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre, 28.06.2018 takip tarihi itibariyle davacı …’ya herhangi bir borcunun bulunmadığı, oysa ödeme emri ile davalıdan talep edilen asıl alacak tutarının 14.897,03-TL olduğu, tarafların ticari hesap bakiyeleri arasındaki 14.897,03-TL tutarındaki farkın, davacı … tarafından davalı şirket adına düzenlenen; 18.06.2018 tarih, … sıra numaralı 7.103,60-TL, 18.06.2018 tarih, … sıra numaralı 2.144,77-TL, dava dosyasına sunulan takip ve dava konusu hizmet faturaları ile eklerinde yer alan … antetli Yetkili Servis Fiyat Listeleri incelendiğinde; … Şasi nolu iş makinesinin bakım ve onarımı için düzenlenen faturaların toplam tutarının 12.752,26-TL, … Şasi nolu iş makinesinin bakım ve onarımı için düzenlenen faturanın tutarı ise 2.144,77-TL olduğu, davalı vekilinin davaya cevap ve sonraki beyan dilekçelerinde, “Fatura tarihinin 18.06.2018 olduğu, konu edilen … Şase nolu iş makinesinin 09.03.2018 tarihinde İzmir … Noteri aracılığıyla satıldığı, satış yapılan makinenin çıkış faturasının düzenlendiği ve müvekkili ile bir ilgisi kalmadığı” belirtildiği ancak … Şasi nolu diğer iş makinesinin bakım ve onarımına karşılık düzenlendiği anlaşılan (7.103,60 + 5.648,66) 12.752,26.-Tl. toplam tutarındaki iki adet faturaya yönelik herhangi bir beyan veya itirazda bulunmadığı tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının davalıya verdiği servis hizmetinin karşılığı olarak faturalar tanzim ettiği ve bu faturalara müstenid icra takibinde bulunduğu, davalının borcu bulunmadığınından bahisle takibe itiraz ettiği, davalı vekilinin davaya cevap ve sonraki beyan dilekçelerinde, “Fatura tarihinin 18.06.2018 olduğu, konu edilen … Şase nolu iş makinesinin 09.03.2018 tarihinde İzmir … Noteri aracılığıyla satıldığı, satış yapılan makinenin çıkış faturasının düzenlendiği ve müvekkili ile bir ilgisi kalmadığı” belirtilmiş ancak … Şasi nolu diğer iş makinesinin bakım ve onarımına karşılık düzenlendiği anlaşılan (7.103,60 + 5.648,66) 12.752,26.-Tl. toplam tutarındaki iki adet faturaya yönelik herhangi bir beyan veya itirazda bulunmadığı, tüm tanık anlatımları bir arada değerlendirildiğinde davalının, davacıdan servis hizmeti aldığının sabit olduğu davalı tanıklarının hizmete karşılık ödeme yapılıp yapılmadığına dair bilgilerinin olmadığı, davacı tarafça düzenlenen faturalar yasaya aykırı da olsa bu durumun davalının davacıdan servis hizmeti aldığının aksini ispat etmediği, davalı tarafın borcun ödendiğine yahut başkaca bir nedenle sona erdiğine dair ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ İLE;
2-İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-Dava konusu edilen alacak olan 14.897,03-TL nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli toplam 1.017,62-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 254,41-TL nin mahsubu ile 763,21-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 290,31-TL toplam harç, 1.100-TL bilirkişi ücreti, 187,35-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.577,66-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekili ve davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır