Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/780 E. 2021/952 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/780 Esas
KARAR NO : 2021/952

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/05/2011 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak … idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken … idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığını ve bu kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, kazanın ardından müvekkilinin … Bölge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı ve burada yapılan muayenesinde kendisinde radius kırığı ve sternum korpus kırığı saptandığı, kaza nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma … karar sayılı savcılık dosyasında şikayet yokluğu sebebi ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verildiğini, kazanın meydana gelmesinde, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç asli kusurlu, …plakalı araç tali kusurlu bulunduğunu, … plakalı aracın … sigorta şirketinden, … plakalı aracın … şirketinde ZMMS poliçesinin mevcut olduğunu, işbu tazminat davasının araçların ZMMS poliçe sahipleri … ve … Anonim Şirketlerine açıldığını, kaza sebebiyle müvekkili adına poliçe sorumlusu … Sigorta Anonim Şirketi’ne (10/04/2018 tarihinde), … Anonim Şirketi’ne (17/04/2018 tarihinde) başvuru yapıldığı ancak ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça başvuru şartının yerine getirildiğinin kabulü için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olmasının gerektiği, davacı tarafça gerekli evrakların ibraz edilmediğinden müvekkili şirketin gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesi ve ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, evrakların eksik olduğunu, müvekkili şirketin sorumluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyetinin ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, davacının kaza anında hatır için taşındığından davacı lehine hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının gerekli belgeleri müvekkili şirkete sunmadığını, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, kazanın meydana gelmesinde asli kusurun diğer araç sürücüsünde olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, kusur ve maluliyet oranlarının tespiti için ATK dan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat(sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait tedavi belgeleri,
-SGK nun 07/08/2018 tarihli yazısı ve eki,
-… Bölge Devlet Hastanesinin cevabı yazısı ve tedavi evrakları,
-… A.Ş nin 17/09/2018 tarihli yazısı ve eki hasar dosyası ve poliçe,
-Bilirkişi …’in 10/03/2019 tarihli bilirkişi raporu,
-ATK Trafik İhtisas Dairesinin 31/07/2019 tarihli raporu,
-… İl Emniyet Müdürlüğünün 16/10/2020 tarihli yazısı ve eki,
-ATK 2. İhtisas Kurulunun 24/02/2021 tarihli maluliyet raporu,
-Bilirkişi …’nın 14/09/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacının 21/05/2011 tarihinde yolcusu olduğu …plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı çift taraflı, yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralandığı, geçici ve sürekli iş göremez hale geldiği iddiası ile kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalı…(…) Sigorta ile …plakalı aracın zmms sigortacısı olan …’dan sürücülerinin kusurları oranında iş bu dava ile tazminat talebinde bulunduğu, davalı… (…) Sigorta A.Ş tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalı sigortanın İzmir ilinde bölge müdürlüğünün bulunduğu, KTK’nun 110.maddesi uyarınca mahkememizin somut uyuşmazlıkta yetkili olduğu, yine davalı… (…) Sigorta A.Ş tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de davaya konu kazada davacının yaralandığı, kazaya ilişkin olarak soruşturma yürütüldüğü, somut olayda ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, dava tarihi itibariyle TCK’nun 66 ve 89 maddeleri uyarınca 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, mahkememizce alınan 10/03/2019 tarihli kusur bilirkişi raporunda, … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında asli, …plakalı araç sürücüsünün ise %25 oranında tali kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce kusur yönünden dosyanın ayrıca ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 31/07/2019 tarihli raporunda da … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında asli, …plakalı araç sürücüsünün ise %25 oranında tali kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, kusur raporunun kaza tespit tutanağı ile diğer dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu, kaza tarihi dikkate alınarak davacının maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi için mahkememizce dosyanın İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK’dan alınan 24/02/2021 tarihli maluliyet raporunda davacının %7.1 oranında sürekli iş göremez olduğu ve 4(dört)ay geçici iş göremez olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davalı sigorta vekili tarafından anılan maluliyet raporuna itiraz edilmiş ise de yapılan itirazın soyut beyanlara dayandığı, ATK’nun ön raporları doğrultusunda davacının yargılama sırasında iyileşip iyileşmediği ve şikayetlerinin devam edip etmediği yönünde mahkememizce gerekli incelemenin yapıldığı ve ATK maluliyet raporunun davacının son sağlık durumuna ilişkin kayıtlar gözetilerek düzenlendiği, bu nedenle maluliyet raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu, davalı sigorta vekilinin yeniden maluliyet raporu alınması talebinin dosyaya katkı sağlamayacağının mahkememizce değerlendirilerek açıklanan nedenlerle talebin reddedildiği, mahkemizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişinin 14/09/2021 tarihli raporunda TRH 2010 Yaşam tablosu esas alınarak progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada davacının geçici iş göremezlik zararının 2.377,18 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 90.859,91 TL olmak üzere toplam 93.237,09 TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin sürücülerinin kusurlarına göre davalı … A.Ş’nin 69.927,82 TL’sinden, davalı … A.Ş’nin ise 23.309,27 TL’sinden sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar davalı sigortalar tarafından Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamının geçmişe etkili olmadığı savunulmuş ve tazminat hesabına ilişkin hesaplamanın genel şartlara göre yapılması istenilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle davalıların aktüer bilirkişi raporuna ilişkin itirazların yerinde olmadığı, mahkememizce davalıların ek aktüer raporu alınması taleplerinin belirtilen nedenlerle reddedildiği, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere davalıların geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak sorumlu olduğu, davalı … A.Ş tarafından davacının kaza anında hatır için taşındığı, emniyet kemeri kullanmadığı, istiap haddinin aşıldığı ileri sürülmüş ve bu nedenlerle tazminatta indirim yapılması talep edilmiş ise de, davacının eşine ait araçta yolcu olarak bulunduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre yakın akrabalar ve ahlaki ödev kapsamında yapılan taşımalarda karşılıksız menfaat şartı gerçekleşmediğinden hatır taşıması indiriminin yapılmasının mümkün olmadığı, davacının emniyet kemeri kullanıp kullanmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, davalının bu yöndeki savunmasını ispatlayamadığı, mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporlarına göre kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmadığı, davalının indirim yapılmasına ilişkin taleplerinin bu nedenle yerinde olmadığı, mahkememizce alınan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu (Kaza tespit tutanağındaki maddi vakıalar ile ceza soruşturma dosyası kapsamının dikkate alındığı, maluliyet ve hesaplama yönünden Yargıtay’ın 2021 yılında vermiş olduğu yerleşik kararlara göre, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik uyarınca maluliyetin belirlendiği, yine yerleşik yakın tarihli Yargıtay kararlarına göre yapılacak hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alındığı, ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre kaza tarihine göre teknik faizin hesaplamada kullanılamadığı, progresif rant yöntemine göre aktüer hesabının yapıldığı, davalı sigorta şirketlerinin sürücülerinin kusurlarının gözetildiği v.s), davacı vekilinin belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği iş bu davada 21/09/2021 tarihli dilekçesiyle değer artırım dilekçesi sunduğu ve talebini toplam 93.237,09 TL olarak bildirdiği, değer artırım dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalıların dava ile temerrüde düştüğü ve belirsiz alacak davası olan iş bu davada dava konusu edilen tazminat alacağının tamamı için temerrüt tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu anlaşılmakla davacının geçici ve sürekli iş göremezlik taleplerinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 93.237,09 TL’nin 69.927,82 TL’sinin davalı … A.Ş’ den, 23.309,27 TL’sinin ise davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 03/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 6.369,02 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 318,00 TL ıslah harcı toplamı 353,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.015,12 TL karar ve ilam harcından 1.503,77 TL’sinin davalı … A.Ş’ den, bakiye 4.511,34 TL’sinin ise davalı … A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 318,00 TL ıslah harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 318,00 TL ATK raporu ücreti, 820,00 TL ATK maluliyet rapor ücreti ve 532,39 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.960,19 TL yargılama giderinin 740,04 TL’sinin davalı … A.Ş’ den, bakiye 2.220,14 TL’sinin ise davalı … A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 12.807,52 TL vekalet ücretinin 4.080,00 TL’sinin davalı … A.Ş’ den, bakiye 8.727,52 TL’sinin ise davalı … A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021

Katip …
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)