Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/77 E. 2022/149 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/77
KARAR NO : 2022/149

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/12/2015
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle ; … Bankası Manisa Şubesine ait 31/05/2014 tarih ve 25.000,00 TL bedelli çek üzerinde keşideci davacı şirket, lehtar … Gıda, hamilinin ise … Baharat şirketinin gözüktüğünü, anılan çekin hamili tarafından … Bankası İzmir Ticaret Şubesine ibraz edildiği, ancak karşılıksız kaşesinin vurulduğunu, davacının bu çekten kaynaklı bir borcunun bulunmadığını, zira çekte bulunan imzanın sahte olduğunundan bahisle davaya konu 31.05.2014 keşide tarihli ve 25.000,00 TL’lik çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : 1-Davalı … Baharat San. Ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikli olarak İİK 72.maddesi gereğince menfi tespit davalarının icra takibinin yapıldığı yerde açılmasının gerektiği ve yine davalının ikametgahı mahkemesinde açılmasının gerektiği, bu nedenle iş bu davada yetkili mahkemelerin İzmir Mahkemeleri olduğu, müvekkili şirketin dava konusu çeki bizzat davacı şirketten almadığını, diğer davalı … Gıda Tarım Ürünleri Ltd. Şti.’den müşteri çeki olarak ve alacağına mahsuben almış olduğunu, dava konusu çekle ilgili bugüne kadar herhangi bir kayıp, çalıntı başvurusunun yapılmadığını, çeke ödeme yasağı koydurulmadığını, çekin sahteliği konusunda bir iddianın olmadığını, çekin üzerindeki imza ile şirket yetkilisinin imzası arasında çok büyük farklar olmadığından sahtelik iddiasının yerinde olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Yapılan yargılama sırasında davalı … Gıda Tarım Ürünleri İç ve Dış Tic. San. Paz. Ltd. Şti.’ye usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
YETKİSİZLİK KARARI : Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sırasında …/… Esas, …/… Karar ve 08.09.2015 tarihli karar ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın mahkememize intikali üzerine mahkememiz esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
İSTİNAF İLAMINDAN ÖNCEKİ HÜKMÜN GEREKÇESİ : “Davaya konu çek ile ilgili İzmir 2. İcra Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu; ayrıntılı, denetime açık, karar vermeye yeterli ve elverişli mahiyette olduğundan ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmeyerek yargılamanın sonuçlandırılması cihetine gidilmiştir.
Dava, Keşidecisi … Süt ve Süt Ürünleri Ltd.Şti., lehtarı … Gıda Ltd.Şti, keşide tarihi 31.05.2014, …-… çek numaralı ve 25.000,00 TL bedelli çekten dolayı dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine yöneliktir.
Davaya konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı bilirkişi raporuyla sabit olması, rapora karşı davalı tarafın aynı kuvvette kanıt sunamaması nedenlerinden dolayı davacının davaya konu çekten dolayı olmadığı sonucuna ulaşıldığından, davanın kabulüne” ilişkin olarak yapılan yargılama neticesinde …/… Esas , …/… Karar ve 07.02.2017 tarihli karar ile davaya konu 31.05.2014 keşide tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İZMİR BAM 17. HUKUK DAİRESİ’NİN …/… ESAS, …/… KARAR SAYILI İLAMI : “Dava, çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı ve çek sebebiyle davalılara borçlu olunmadığı iddiasıyla icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı-keşidecinin çekteki ciro imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek açmış olduğu menfi tespit davasında bu imzanın davacı eli ürünü olduğunu ispatla yükümlü olan davalı-ciro yolu ile hamil … Baharat..Ltd. Şti.’dir.
Davalı … Baharat..Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde delil olarak davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarına, davacı şirketin ortak ve yetkililer ile müdürlerinin bilgileri ile bu kişilerin imza ve yazı örneklerine, dava konusu çek üzerinde imza ve yazı yönünden imza incelemesi yaptırılmasına, davacı ve diğer davalının ticari defter ve kayıtlarına, ilgili çek koçanı, bilirkişi incelemesine, çekle ilgili savcılık soruşturma dosyası bulunup bulunmadığı araştırmasına dayanmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde aynı çeke istinaden alınan grafoloji raporuna istinaden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olduğundan, istihkak ve ihalenin feshi davaları dışında bu mahkemelerce verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu durumda, İcra Hukuk Mahkemesince alınan grafoloji raporu delil olarak kabul edilemez. Nitekim Yargıtay 19. HD’nin yerleşik içtihatları da bu yöndedir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığının ve kaldırılması gerektiğinin tespitinden sonra çözülmesi gereken diğer bir sorun, istinaf incelemesini yapan Dairemizce, ilk derece mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra nasıl bir karar verileceği noktasında toplanmaktadır. HMK’nın 341. vd. maddelerinde bir kanun yolu olarak düzenlenen istinafın amacı, ilk derece mahkemesince verilen kararın denetlenmesi ve kararın yerinde görülmemesi halinde yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasıdır. Burada, temyizden farklı olarak ilk derece mahkemesi kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden değil maddi yönden de denetlenmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yerinde değilse kural olarak istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırması ve ilk derece mahkemesi yerine gerekirse yeniden yargılama da yaparak karar vermesi gerekir. Ancak, HMK’nın 353/1-a. maddesinde düzenlenen yargılamaya ilişkin bazı temel usul hatalarının bulunması halinde ise istinaf incelemesi sonunda yeniden karar verilmesi söz konusu olmayıp, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hali de düzenlenmiştir. Gerçekten de ilk derece mahkemesince, taraflarca gösterilen delillerin hiç değerlendirilmeden karar verilmesi ve delillerin ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi halinde taraflar, maddi vakıa denetimi yönünden iki dereceli incelemeden mahrum kalacak ve adil yargılanma hakkının unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilecektir.
Somut olaya bu açıdan bakıldığında; İlk Derece Mahkemesince davacı borçlunun çek keşide tarihinden öncesine ait imza asıllarının bulunduğu mukayese belgeler getirtilip, yargılamada davacının istiktab tutanakları alınarak HMK’nın 211. maddesi gereği usulüne uygun olarak grafoloji konusunda uzman bir bilirkişiye imza incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı …Ltd. Şti.nin dayandığı deliller toplanmaksızın İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde alınan ve delil vasfı bulunmayan grafoloji raporuna itibar edilerek davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple anılan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. md. gereği kaldırılarak iadesine” şeklindeki gerekçeyle mahkememiz kararının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dava : davaya konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Torbalı Ticaret Sicil’den gelen yazı cevabının incelenmesinden davalılardan … Gıda … Ltd. Şti.’nin 01.09.2015 tarihinde terkin edildiğinin bildirilmiş olması karşısında davacı vekiline bu davalı şirketle ilgili olarak ihya davası açmak üzere süre verilmiş olup, mahkememizce oluşturulan bu ara kararı üzerine davacı şirket tarafından İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davalı şirketin ihyasına ilişkin dava neticesinde İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından …/… Esas, …/… Karar ve 29.09.2021 tarihli karar ile davalı şirketin ihyasına karar verildiği, davalı şirketin mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasındaki yargılamayla sınırlı olmak kaydıyla davalı şirketin ihyasına karar verildiği ve ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi içinde şirketin son yetkilisi olan …’nın tasfiye memuru olarak atandığı, iş bu kararın 10.11.2021 tarihinde kesinleştiği, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından mahkememize bildirilmiş olmakla tasfiye memuru …’ya tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanarak mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Davaya konu çekin incelenmesinden … Manisa Şubesi’ne ait davacı … Süt ve Et Ürünleri … Ltd. Şti tarafından davalılardan … Gıda … Ltd. Şti lehine keşide edilmiş, 31.05.2014 keşide tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çek olduğu, çekin lehtar ve ilk ciranta … Gıda … Ltd. Şti tarafından diğer davalı … Baharat … Ltd. Şti.’ye ciro edildiği ve çekin bu şirket tarafından 02.06.2014 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız kaşesinin çek arkasına vurulmuş olduğu dosya içerisinde sureti bulunan çekin incelenmesinden anlaşılmıştır.
İzmir 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinden İzmir 1.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davacı … Süt ve Et Ürünleri Gıda … Ltd. Şti tarafından davalı … Baharat San. Tic. Ltd. Şti aleyhinde davaya konu icra takip dosyasındaki çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle imzaya ve borca itiraz edildiği, yapılan yargılama sırasında grafolog bilirkişi … tarafından alınan 25.05.2016 tarihli rapora göre, İzmir 1.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyasına konu 31.05.2014 keşide tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olup, mahkemece yapılan yargılama neticesinde de …/… Esas, …/… Karar ve 06.12.2016 tarihli karar ile itirazın kabulü ile davacı borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına, tazminata ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararından sonra dava konusu çekle ilgili olarak yürütülen soruşturma ile ilgili olarak Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/…Esas sayılı dosyanın bir sureti getirtilerek mahkememizce yapılan yargılama sırasında 22.05.2018 tarihli celsede Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/…Esas sayılı dosyasının neticesinin beklenilmesine karar verilmiştir.
Neticesinin beklenmesine karar verilen Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/…Esas sayılı dosyasına konu iddianamenin incelenmesinden müştekisinin … Baharat San. Tic. Ltd. Şti olduğu, şüphelilerin … ve davacı şirket yetkilisi … olduğu, belirtilen şüpheliler hakkında tacir veya şirket yöneticileriyle kooperatif yöneticilerinin dolandırılıcılığı, resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı dava konusu çeki de kapsar şekilde kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde mahkemece yapılan yargılama neticesinde …/…Esas, …/… Karar ve 20.11.2018 tarihli kararın gerekçesinde “Davacı şirket yetkilisi olan …’a atılı bankaya aracı kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçu yönünden; suçlamaya konu çekin ciro edildiği katılan … Baharat San.Tic.Ltd.Şti.’nin çekin karşılıksız çıkması üzerine İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında takibe geçmesi üzerine;… Süt ve Et Ürünleri Gıda Nakliyat Turizm İnş. Paz. İmalat San. Ltd. Şti yetkilisi olan sanık …’ın İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde imza ve borca itirazı nedeniyle yapılan bilirkişi incelemesinde çekteki imzanın sanık …’a ait olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edildiği üzere sanık … zaten tedavüle çıkan bu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını bildiği bir durum söz konusudur.
Olay tarihinde sanık …’in yetkisi olmamasına rağmen düzenlemiş olduğu çekin sanık …’ın zımmi rızası gereğince düzenlenerek dolaşıma çıktığı ve ortada hukuken geçerli ve tam bir çek bulunduğu sabittir. Bu nedenle hukuken geçerli olan çek açısından sanık …’ın resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturan herhangi bir eylemi bulunmasa da; kendisine ait olmayan imza ile dolaşıma çıkan çekin ödeme amacıyla kullanıldığını da bilmesine rağmen sonradan ödeme yasağı, zayii ya da iptale yönelik bir girişimle çeki dolaşımdan çıkarmadığı, çekin ciro yoluyla teslim edildiği katılan tarafından, keşidecisi olması nedeni ile kendisine borç yöneltildiğinde; sanık …’ın kendi kusurundan kaynaklı asılsız imza dolayısıyla borca itiraz ettiği anlaşıldığından, çek bedeli olan borcu katılan … Baharat San. Tic. Ltd. Şti’ ye ödememeye yönelik sübut bulan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu eylemine uyan TCK’nın 158/1-f-son maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, kastın yoğunluğu dikkate alınarak 6456 sayılı yasadan önceki yasa hükümlerinin sanık lehine olduğu değerlendirilerek takdiren 3 yıl hapis ve elde edilen zarar miktarı(25.000,00 TL)’ den az olamayacağı da dikkate alınarak 2500 gün adli para cezası ile cezalandırılması, sanığa verilecek cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi nazara alınarak cezasından TCK.62 md gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 2 yıl 6 ay hapis ve 2083 gün adli para cezası ile cezalandırılması cihetine gidilerek; sanığa verilen 2083 gün adli para cezasının TCK.’nın 52. maddesi gereğince 1 günü 20,00 TL’den hesaplanarak sanığın 41.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılması, TCK’nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksit halinde tahsili ve TCK madde 53/1 tatbiki ile neticeten 2 yıl 6 ay hapis ve 41.660,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davacı şirket yetkilisi sanık …’ın mahkumiyetine karar verildiği ve sanık … yönünden mahkumiyet kararının ise 01.10.2019 tarihinde kesinleştiği Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce mahkememize gönderilen 13.03.2020 tarihli cevabi yazı ekindeki kesinleşme şerhinden anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına celp edilen İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası içerisinde grafolog bilirkişiden alınan raporda her ne kadar davaya konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı yönünde rapor düzenlenmiş ve mahkememizce İzmir BAM 17.Hukuk Dairesi’nin ilgili kararından önce iş bu rapor esas alınmak suretiyle dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı kabul edilerek dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığı yönünde hüküm kurulmuş ve İzmir BAM 17.Hukuk Dairesi’nin ilgili kararında ise İcra Hukuk Mahkemesi’ndeki raporla yetinilerek karar verilmiş olması nedeniyle mahkeme dosyası üzerinden yeniden imza incelemesine ilişkin rapor alınmak suretiyle değerlendirme yapılması yönünden mahkememizin önceki kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, mahkememizce İzmir BAM 17.Hukuk Dairesi’nin ilgili kararından sonra beklenmesine karar verilen Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/…Esas sayılı dosyasından davacı şirket yetkilisi … hakkında verilen mahkumiyet kararı kapsamında mahkememiz dosyası üzerinden dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünde yeniden imza incelemesine ilişkin olarak rapor alınmasının yargılamaya yarar sağlamayacağı düşünülmüştür.
Mahkememizce beklenmesine karar verilen Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/…Esas ve …/… Karar sayılı dava dosyasından verilen kararın gerekçesinin incelenmesinden ; her ne kadar davacı şirket tarafından İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan imzaya itiraz davası sırasında alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’a ait olmadığı tespit edilmiş ise de, davacı şirket yetkilisi olan sanık …’ın zaten tedavüle çıkan bu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını bildiği, olay tarihinde diğer sanık …’in yetkisi olmamasına rağmen bu kişinin düzenlemiş olduğu çekin sanık …’ın zımni rızası gereğince düzenlenerek dolaşıma çıkartıldığı ve bu nedenle ortada hukuken geçerli ve tam bir çekin bulunduğu, bu şekilde sanık …’ın kendisine ait olmayan imza ile dolaşıma çıkan çekin ödeme amacıyla kullanıldığını bilmesine rağmen sonradan ödeme yasağı, zayi veya iptale yönelik bir girişimle çeki dolaşımdan çıkarmadığı, çekin ciro yoluyla teslim edildiği, katılan … Baharat San. … Ltd. Şti tarafından keşidecisi olması nedeniyle kendisine borç yöneltildiğinde sanık …’ın kendi kusurundan kaynaklı asılsız imza dolayısıyla borca itiraz ettiği ve bu şekilde çek bedeli olan borcu katılan … Baharat San … Ltd. Şti.’ye ödememeye yönelik subut bulunan banka veya kredi kurumlarının aracı olarak kullanılarak dolandırıcılık suçu işlediğinden bahisle davacı şirket yetkilisi …’a mahkumiyet kararı verildiği ve iş bu mahkumiyet kararınında kesinleşmiş olduğu, bu şekilde ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararı içeriğine göre “Davacı şirket yetkilisi …’ın tedavüle çıkan dava konusu çekteki imzanın zaten kendisine ait olmadığını bildiği, bu şekilde ceza dosyasında diğer sanık olan … tarafından yetkisi olmamasına rağmen düzenlenmiş olan dava konusu çekin davacı şirket yetkilisi olan …’ın zımni rızası gereğince düzenlenerek dolaşıma çıkartıldığı ve ortada hukuken geçerli ve tam bir çekin bulunduğu” şeklindeki ceza mahkemesi kararındaki maddi vakanın hukuk hakimini bağlayacağı düşünülmekle, dava konusu çekin, dava konusu çekte keşideci durumunda bulunan davacı şirket yetkilisinin zımni muvafakatıyla piyasa çıkartıldığı, bu şekilde dava konusu çekten dolayı davacı şirketin keşideci sıfatıyla sorumlu olduğu, bu nedenle çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki davacı iddiasının dinlenemeyeceği düşünülmekle kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı içeriği gereğince yerinde görülmeyen davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta peşin olarak yatırılan 426,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 346,25-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Baharat San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Baharat vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)