Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/697 E. 2022/242 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/697
KARAR NO : 2022/242

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile … arasında, 04.06.2015 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince borçlu lehine kredi kullandırıldığı, işbu davada davalı borçlu …, 04.06.2015 tarihinde, aynı sözleşmeyi müşterek müteselsil kefil olarak imzalamış ve kefil olduğu, imzalanan bu sözleşme gereğince, faiz hükümlerini düzenleyen maddelerinde davacı bankanın uygulanacak faiz oranlarını günün koşullarına göre belirleme yetkisine sahip olduğu, gerek cari faiz oranlarında gerekse gecikme ve temerrüt faiz oranlarında ortaya çıkan artışların müşteriye aynen yansıtılacağı açıkça ifade edilmiş, ayrıca müşteri ve kefil kullanılan krediye ilişkin masraf, istihbarat ücreti ve diğer ücretleri ödeyeceğini, kabul ve taahhüt ettiğini, kullandırım şekillerine ilişkin hükümleri düzenleyen maddelerde de müşteri anapara tutarı ile birlikte vade tarihinde tahakkuk edecek faiz, BSMV, komisyon, masraf ve diğer fer’ileri ile birlikte vade/taksit tarihinde ödemeyi, bu miktarları ödemediği takdirde bankaca borcuna muacceliyet verileceğini kabul ve taahhüt ettiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, İzmir 2.İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
İzmir 2.İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Mali Müşavir …’un 18.12.2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda; 20.000TL lik kredinin onaylanmasından sonra aynı gün ve tarihte kredi arttırma talebi ile kredinin 275.00-TL olarak kabulü, 04/06/2015 tarihli sözleşmeye ek davalının da müteselsil kefil olarak imzaladığı müşteri bilgilendirme formlarında kullanılacak azami kredi miktarını gösteren herhangi bir yazının olmayışı, sözleşmeyi hazırlayan banka görevlisinin ve davalı eski eşi tarafından verilen ifadelerde, davalının 20.000 TL lik krediye müteselsil kefil olduğu, bu kredinin ödendiği, davalı …’nun kredi müteselsil kefaletinden dolayı borçlu olmadığı tespit edilmiştir.
Bağımsız Denetçi Mali Müvaşir … 02/12/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davalı …’nun borcunun 82.242,84-TL olduğu tespit edilmiştir.
Bağımsız Denetçi Mali Müvaşir … 19/02/2021 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; …’un hesabının genel açık kredi olmasından dolayı, günlük faizin işlediği, kredi aynı gün kullanılıp tekrar aynı gün yatırılmış ise faizin işlemediği bir hesap olduğundan ancak yasal takibe başlandığı tarihteki toplam çekilen tutar ve ödenilen tutar indirildikten sonraki kalan tutar … ve müteselsil kefil sıfatıyla …’nun ödemesi gereken tutar olduğu, genel açık kredinin 230.491,84-TL olduğu, bu kredi borcu için farklı tarihlerde ve aynı gün yatırılan açık kredi için yapılan ödeme tutarının 148.249-TL olduğu kalan borcun …’un ödemesi gereken ve …’nun müteselsil kefil olduğu borç tutarının 82.242,84-TL olduğu tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
İtirazın iptali davaları niteliği gereği, icra takibine bağlı, takibin devamına ya da iptaline yol açacak davalardır. İtirazın iptali davalarında takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye, takip dayanağı borcun sebebine bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. Davanın, icra takibine bağlı olmasının bir başka doğal sonucu ise davacının icra takibine konu edilen alacağın varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
İlamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.07.2021 tarihli ve 2017/19-3085 E., 2021/902 K. sayılı kararında da değinilmiştir. 2004 sayılı yasanın 67/1 maddesi, YHGK 27.11.2013 tarih 2013/11-360 esas 2013/1605 karar sayılı ilamı, Y7HD 22.01.2013 tarih 2012/6063 esas 2013/302 karar sayılı ilamları gereği, itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması zorunludur. İcra takibine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliği sağlanmadan 2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlaması mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile davalılar arasında genel kredi sözleşmesine dayalı bir ilişkinin bulunduğu, davacı bankanın aradaki genel kredi sözleşmesi gereği davalılardan …’u kredi kullandırdığı diğer davalının ilgili kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olduğu, bankanın sunduğu kredi sözleşme evrakları ve diğer belgeler ile davalılar ile aralarındaki hukuki ilişkiyi ve borcun varlığını ispat ettiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçmeden açıldığı, davalıların borçlu olmadıklarına dair herhangi bir ispata yarar delil sunamadıkları, teknik incelemeyi gerektirmesinden ötürü davacı bankanın dosyadaki mevcut belgeler ışığında alacaklı olduğu miktarın tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, raporların birbirini teyit eder mahiyette ve aradaki sözleşmeye uygun surette tespitler içerdiği, icra inkar tazminatına ilişkin yasa maddesi ve alacağın likit olduğu da anlaşılmakla anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2-İzmir 2.İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE TAKİBİN 82.242,84 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA,
3-Hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli toplam 5.618,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.154,91-TL nin mahsubu ile 4.463,09-TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.190,81-TL toplam harç, 450,00 TL bilirkişi ücreti, 248,00-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.888,81-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 11.491,57-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na VERİLMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne (davalı …’un yokluğunda) karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip…
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır