Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/621 E. 2021/307 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/621 Esas
KARAR NO : 2021/307

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalıların sözleşmede belirtilen tarihlerde ödeyeceği bedel karşılığında müvekkil şirket Ayvalıkta 16 daire konut inşaatında sözleşmede belirtili işleri üstlendiği, müvekkil üstlendiği edimini tam olarak yerine getirmesine rağmen davalının 24/11/2014 tarihli 142.000 TL tutarındaki faturanın 111.000 TL lik kısmını ödemesine karşı 31.000 TL kısmına ilişkin ödeme yapmadığı, 07/04/2015 tarihli cari hesap mutabakat yazısı ile borcunu kabul ettiği, işin yapılmasına uzun bir süre geçmesine rağmen davalı tarafın her hangi bir ayıp ihbarında bulunmaması sözleşmenin uygun bir şekilde ediminin yerine getirildiğinin davalı tarafça kabul edildiğinin ortaya koyulduğu halde yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılacak işler ve ödenecek tutarlar sözleşmede kararlaştırıldığı ve kararlaştırılan 142.000 TL lik tutarın 111.000 TL lik kısmının davacı şirkete ödendiği, davacı şirketin eksik ve yanlış imalatları nedeniyle bakiye kalan 31.000 TL kısmının ödenmediğini, davacı taraf işi bitirdiğini belirtip müvekkillerine teslim etmesinden sonra söz konusu imalatlarla ilgili incelemeler yapıldığını, eksiklikler tespit edildiğini, davacı şirkete eksiklikleri yapması defalarca söylenmiş olmasına rağmen,. Müvekkilin sürekli oyalandığını, eksik ve hatalı işlerden sonra bunların kendilerine bildirmesine rağmen düzeltmek yerine kalan ödemelerin istenilmesi kötü niyeti gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DAVA:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası sureti,
-Sözleşme, Mutabakat mektubu,
-Bilirkişi …’in 19/08/2016 tarihli raporu,
-Mahkememizin … esas, … sayılı gerekçeli kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … sayılı kaldırma kararı
-Bilirkişi … ve …’nun 30/07/2019 tarihli bilirkişi kök raporu ve01/12/2020 tarihli ek raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağa istinaden 31.000,00 TL alacak üzerinden 19/06/2015 tarihinde takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 22/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlularının yasal süresi içerisinde 24/06/2015 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edildiği, davalı borçluların itirazının iptalinin talep edildiği, mahkememizce 26/04/2017 tarih ve … esas, … karar sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiği, davalılarca istinaf yasa yoluna başvurulduğu, İstinaf incelemesini yapan İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 16/04/2018 tarih … esas, … karar sayılı ilamı ile ,davacı yüklenicinin, sözleşme kapsamında yapımını üstlendiği işi, eksik ve ayıpsız imal edildiğinin, yüklenici davacı tarafın ispatlaması gerektiği gözetilerek, konusunda uzman bilirkişi/bilirkişi kurulu katılımı ile mahallinde keşif yapılarak, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olduğu gözetilerek, davacı yüklenicinin hakettiği imalât bedeli, fiziki oran yöntemi ile, başka bir ifadeyle sözleşme kapsamında gerçekleştirilen imalâtın eksik ve ayıplar da dikkate alınarak işin tamamına göre fiziki oranı (% kaçının yapıldığı) tespit edilerek bulunacak bu oran, götürü iş bedeline uygulanarak saptanmalı ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler (111.000,00 TL) düşülmek suretiyle, davacı yüklenicinin, takibe ve davaya konu yaptığı alacağının bulunup bulunmadığının, istinaf ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğinden bahisle mahkememizin anılan ilamının kaldırılmasına karar verildiği, mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda talimat mahkemesine dosyanın gönderildiği, talimat mahkemesince resen tayin edilen bilirkişilerden rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişilerce 30/07/2019 tarihli kök rapor ile 01/12/2020 tarihli ek raporun düzenlendiği, bu rapora göre davacı ile davalılar arasında pvc kapı ve pencereye ilişkin imalat, montaj ve nakliye işlerini içeren eser sözleşmesi bulunduğu, davacının sözleşme kapsamında taahhüt ettiği edimlerini yerine getirdiği, yapılan imalatın seviyesinin %99 olduğu, %1 seviyesinde hiç yapılmayan iş bulunduğu, ayrıca doğramaların birleşim noktalarında bitirme işlemlerinin tam anlamıyla tamamlanmadığı, mastik işleri ile kapı, pencere ve panjur sistemlerinin ayarlarının yapılmadığı, blok giriş kapılarında ısı cam kullanılmadığı, ayıplı ve eksik işler dikkate alındığında işin bitirilme oranının %94 olduğu, bu orana göre davacının talep edebileceği bakiye alacağının 22.480,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından blok dış kapılarında ısıcam kullanılmadığından bahisle davacı tarafından yapılan imalatta %2 oranında eksiklik saptanmış ise de, taraflar arasındaki sözleşmede bina giriş kapılarında ısı cam kullanılacağına ilişkin herhangi anlaşma olmadığı, bu sebeple davacı tarafından bu hususta yapılan imalatın eksik olduğundan bahsedilemeyeceği, mahkememizin bu kabulüne göre davacı tarafından yapılan imalatın eksik ve ayıpları gözetilerek %96 seviyesinde gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, iş bedelinin götürü olarak ve 142.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, davacının yaptığı imalata göre davalıdan talep edebileceği alacağın 136.320,00TL (142.000,00 TL X 0.96) olduğu, davalı tarafından davacıya 111.000,00 TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında davacının bakiye 25.320,00TL alacağının bulunduğu, dosya kapsamı itibariyle davacının taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve eseri davalıya teslim etme borcunu yerine getirdiğini ve bakiye alacağının bulunduğunu ispat ettiği, bu halde davalının eser bedelini ödeme yükümlülüğünü tamamen yerine getirdiğini ispatlaması gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir delil sunmadığı, davalının takibe itirazının 25.320,00 TL yönünden yerinde olmadığı ve itirazında kısmen haksız olduğu, mahkememizce alınan 30/07/2019 tarihli bilirkişi kök ile 01/12/2020 tarihli ek raporunun yapılan açıklamalar kapsamında usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olmadığından ve uyuşmazlığın niteliği yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 25.320,00TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatının REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.729,60 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 529,41 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.200,19 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 529,41 TL peşin harç, 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 520,30 TL keşif harcı, 300,00 TL keşif araç ücreti harcı ve 37,53 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.564,94 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (25.320,00/31.000,00=0,81) 2.077,60TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar tarafından yapılan 500,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (5.680,00/31.000,00=0,19) 95,09 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davalılar üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalılar dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
9-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının merciine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA