Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/612 E. 2022/351 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/612
KARAR NO : 2022/351

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/05/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06/05/2015 tarihinde yolcusu olduğu … plakalı araç ile yabancı plakalı … plakalı araçların İzmir ili Bergama ilçesinde karıştığı çift taraflı yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası sonucunda sakat kaldığı, kazanın meydana gelmesinde davacının yolcusu olduğu aracın sürücüsünün asli kusurlu olduğu, söz konusu aracın davalı sigorta nezdinde zmms poliçesinin bulunduğu, davalı sigortaya yapılan başvuruya rağmen zararın karşılanmadığını belirterek 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun başvurusunun bulunmadığı, eksik belgelerle başvuruda bulunduğu, dava tarihi itibariyle dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının meydana gelen kazada davalı sigorta sürücüsünün kusuru ile zararını ispatlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Ankara Emniyet Müdürlüğünün 13/06/2018 tarihli yazısı ve eki,
-… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma merkezinin 11/06/2018 tarihli
yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 28/06/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Bergama … Devlet Hastanesinin 21/06/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Bergama … Şube müdürlüğünün 25/07/2018 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 06/06/2019 tarihli kusur raporu,
-Davacıya ait nüfus kayıtları,
-Bergama … Devlet Hastanesinin 26/03/2021 tarihli yazısı ve eki,
-ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar sayılı
maluliyet raporu,
-Aktüer bilirkişi …’in 19/11/2021 tarihli raporu,
-Davacı tarafından davalı sigortaya yapılan başvuruya ilişkin bilgi ve belgeler,
-… Bürosunun 15/03/2022 tarihli yazısı,
-… Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünün 03/03/2022 tarihli yazısı,
-… Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 26/03/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… sayılı talimat ve ekleri.
-Bergama 3. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya sureti,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 06/05/2015 tarihinde davacının yolcusu olduğu … plakalı araç ile yabancı plakalı … plakalı araçların İzmir ili Bergama ilçesinde çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, davacının kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu ve davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın zmss sigortacısı olarak sorumlu olduğu iddiasıyla işbu davayı ikame ettiği, davalı sigorta tarafından davacının usulüne uygun başvuru yapmadığı savunulmuş ise de davacının sunduğu bilgi ve belgelere göre dava öncesinde davalı sigortaya müracaat ettiği, davacı tarafından eksik belge ile başvuru yapılmış olmasına rağmen dava şartı olan müracaatın yerine getirildiğinin kabulü gerektiği, mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bildirilen tüm delillerin toplandığı, öncelikle trafik bilirkişinden kusur raporu alındığı, alınan 06/06/2019 tarihli raporda davacının yolcusu olduğu … plakalı araç sürücüsünün %75, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün ise %25 kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce davacının maluliyet oranının belirlenmesi için dosyanın İstanbul ATK’ya maluliyet tespiti için gönderildiği, İstanbul ATK tarafından 10/07/2019 tarihli ön raporun düzenlendiği, ön rapor doğrultusunda mahkememizce davacının bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazıldığı, ön raporda istenilen belgelerin dosyaya kazandırıldığı, dosyanın yeniden İstanbul ATK’ya sevk edildiği, kaza tarihi olan 06/05/2015 tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının maluliyetinin belirlenmesinin istenildiği, İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar sayılı raporuna göre, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmeliğin yetersiz kaldığı hallerde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, ayrıca geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar davacı tarafından söz konusu rapora itiraz edilmiş ise de Yargıtay 4 ve 17(kapatılan) Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan 06/05/2015 tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiği, ayrıca davacının İstanbul ATK ön raporu doğrultusunda mahkememizce hastaneye sevk edildiği ve son sağlık durumunun tespit edildiği ve maluliyete ilişkin raporun düzenlenmesinde bu durumun da dikkate alındığı bir arada değerlendirildiğinde davacının yaralanmasının ağır nitelikte olduğuna ilişkin soyut beyanına itibar edilemeyeceği, davacıda meydana gelen yaralanmanın araz bırakmadan iyileştiği, bu halde davacının sürekli iş göremezlik zararı doğmadığından talepte bulunamayacağı, ayrıca ATK maluliyet raporunda davacının 3 ay geçici iş göremez olduğu bildirilmiş ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre kamu görevlisinin geçici iş göremezlik tazminatı talep edilebilmesi için bu dönemde maaşından kesinti yapılması gerektiği, aksi halde çalışamadığı geçici iş göremezlik döneminde maaşını almaya devam edeceğinden zararının oluşmayacağı, bu nedenle kaza tarihi itibariyle kamu kurumunda teknisyen olarak çalışan davacının maaşında kesinti yapılıp yapılmadığına dair mahkememizce araştırma yapıldığı, yapılan araştırmaya göre davacının maaşında herhangi bir yasal kesinti yapılmadığı, davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde doğan herhangi bir ekonomik zararının da bulunmadığı ve geçici iş göremezlik tazminatı talep koşullarının oluşmadığı, davacının iddiasının ileri sürülüş biçimi ile mahkememizce yapılan incelemenin kapsam ve mahiyetine göre başkaca araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı, mahkememizce alınan 06/06/2019 tarihli kusur raporu ve İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarihli maluliyet raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 4 H.D’nin 30/12/2021 tarih ve 2021/5396 esas, 2021/11441 karar; Yargıtay 4 H.D’nin 06/10/2021 tarih ve 2021/4568 esas, 2021/6255 karar sayılı ilamları).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 maddesi uyarınca 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA