Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/55 E. 2021/1139 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/55 Esas
KARAR NO : 2021/1139 Karar

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirket tarafından davacı şirkete ait araç ve araçta bulunan aletlere verilen zararın giderilmesi amacıyla işbu davanın açıldığı ve açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından tüm çalışma ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmasına rağmen; kazaya davacı şirket yetkilisinin dikkatsiz ve tedbirsiz davranışının sebebiyet verdiği ortadadır. Kaldı ki davacı tarafından da alınan tek taraflı hatalı raporların tararafımızca kabulü mümkün olmayıp araç üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması ve araç, hasar, onarım ve değer kaybı iddialarına ilişkin rayiç değer araştırılması yapılarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; her iki tarafın tüzel kişi olduğu, davacının iş makinesi olarak nitelendirilebilen aracın davalının inşaat çalışmaları sırasında yaptığı patlatmalardan ötürü kaya isabet ettiği, dava konusunun bu haliyle haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu, gerçek kişiler yahut tüzel kişiler arasındaki haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine ilişkin mal varlığına ilişkin davalar içerisinde değerlendirildiği, haksız fiil sorumluluğunun ticari işletmeyi ilgilendiren bir husus olmadığı, ticari işletmeden kaynaklanmasının mümkün olmadığı her ne kadar haksız fiil sonrası zarara uğrayan taraf ticari kazanç kaybına uğramış olsa da 6102 sayılı yasamızın görevi tanımlarken ticari iş yahut ticari kazanç tanımından hareket etmediği ticari işletmeyi ve uyuşmazlığın ticari işletmeden kaynaklanmasını gerekli gördüğü taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının icra ettiği haksız fiilden kaynaklandığı, bu haliyle mutlak yahut nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla 6100 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca görevli mahkemenin mal varlığına ilişkin uyuşmazlıklarda görevli olarak kabul edilen Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNA,
2-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren istinaf yargı yolu açık olmak üzere iki haftalık kesin süre içerisinde verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır