Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/471 E. 2021/998 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/471 Esas
KARAR NO : 2021/998 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile 26.02.2018 tarihinde davalı/borçlu şirket aleyhine 3.356,19.-TL tutarında ilamsız takip yoluyla icra işlemleri başlatıldığının, davalı/borçlu vekilinin 06.03.2018 tarihinde borca ve tüm ferilere itiraz edildiğinin, davacının açmış olduğu icra takibine itiraz edildiğinden işbu İtirazın iptali davasının açıldığının, davacının ofis ve kırtasiye malzemeleri ile büro makineleri satan bir ticari işletme olduğunun, davalı şirketin muhtelif tarihlerde … e-posta adresinden davacıya e- posta atarak kaşe ve benzeri kırtasiye siparişlerinde bulunduğunun, davacı tarafından ürünlerin teslimatının davacının çalışanları tarafından davalının adresine yapıldığının, bu teslimatlara istinaden davacının 30.11.2017 tanzim tarihli … sıra numaralı 2.225,84.-TL bedelli, 29.12.2017 tanzim tarihli … sıra numaralı 428,75.-TL bedelli, 31.01.2018 tanzim tarihli … sıra numaralı 701,60.-TL bedelli irsaliyeli faturaları davalıya teslim ettiğinin, toplamı 3.356,19.-TL olan alacağa istinaden davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığının, tüm bu sebeplerle de açılan icra takibine haksız yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya bırakılmasının talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava İzmir ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
İzmir ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
29.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının ticari defter ve belgelerinin yerini bildirmediği, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde de davacının icra takibine konu ettiği davalıya düzenlediği irsaliyeli faturaların hiçbirinin davalının ticari defterlerinde kaydının olmadığı tespit edilmiştir. Tüm bu sebeplerle de; davacının 26.02.2018 tarihli İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlattığı icra takip tutarı olan 3.356,19.-TL alacağı konusunda herhangi bir kanıya varılamadığı tespit edilmiştir.
12.11.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacının, malı teslim alanın ad soyad ve imzasının olduğu 30.11.2017 tarihli A-… numaralı 2.225,84.-TL tutarlı irsaliyeli fatura için davalıdan alacaklı olduğu kanısına varıldığı, davacının, malı teslim alanın ad soyad ve imzasının olmadığı 29.12.2017 tarihli A-… numaralı 428,75.-TL tutarlı ve 31.01.2018 tarihli A-… numaralı 701,60.-TL tutarlı irsaliyeli faturalar için davalıya fatura içeriği ürünleri teslim ettiğini kanıtlayacak başkaca deliller sunması halinde bu tutarlar için alacaklı olup olmadıkları konusunda kesin bir kanıya varılabilinecektir. Aksi takdirde davacının davalıdan 2.225,84.-TL tutarında alacaklı olacağı hesaplanacağı tespit edilmiştir.
18.02.2021 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda; Davacının, malı teslim alanın ad soyad ve imzasının olduğu 30.11.2017 tarihli A-… numaralı 2.225,84.-TL tutarlı irsaliyeli fatura için davalıdan alacaklı olduğu kanısına varıldığı, davacının, malı teslim alanın ad soyad ve imzasının olmadığı 29.12.2017 tarihli A- … numaralı 428,75.-TL tutarlı ve 31.01.2018 tarihli A-… numaralı 701,60.-TL tutarlı irsaliyeli faturalar için davalıya fatura içeriği ürünleri teslim ettiğini kanıtlayacak başkaca deliller sunması halinde bu tutarlar için alacaklı olup olmadıkları konusunda kesin bir kanıya varılabilinecektir. Aksi takdirde davacının davalıdan 2.225,84.-TL tutarında alacaklı olacağı hesaplanacaktır.” denildiği, davacı dava dilekçesinde tanık deliline de dayandığından, 01.12.2020 tarihli duruşmada dinlenen davacı tanıklarının yeminli beyanları da göz önünde bulundurularak; davacı ile davalının arasındaki işbu davada malı teslim alanın ad soyad ve imzasının olmadığı 29.12.2017 tarihli A-… numaralı 428,75.-TL tutarlı ve 31.01.2018 tarihli A-… numaralı 701,60.-TL tutarlı irsaliyeli faturalar muhteviyatı ürünlerin de davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği kanısına varıldığı, davacının davalıya sattığı ürünlere karşılık düzenlediği 30.11.2017 tanzim tarihli A- … sıra numaralı 2.225,84.-TL bedelli, 29.12.2017 tanzim tarihli A-… sıra numaralı 428,75.-TL bedelli, 31.01.2018 tanzim tarihli A-… sıra numaralı 701,60.-TL bedelli irsaliyeli faturaların toplamı olan 3.356,19.-TL tutarında alacağının olduğu, davacının 26.02.2018 tarihli İzmir …. İcra Müdürlügü’nün … sayılı dosyası ile başlattığı icra takip tutarı olan 3.356,19.-TL tutarında alacağının verinde olduğu kanısına varılmıştır.
Mahkememizin 01/12/2020 tarihli duruşmasında davacı tanığı …’ın ifadesinde; ”ben 17 senedir …şirketinde sigortalı olarak çalışmaktayım, 2017 yılında başlayarak davalı şirket ile çalışmaya başladık, bizim muhasebeciler ile çalışmamızda, her yıl hesabı kapatırız, yıl içerisinde verdiğimiz ürünlerin bedelini ortalama bir ay sonra bize öderler, ancak davalı muhasebe şirketi verdiğimiz malların bedellerini ödemedi, biz de öderler ümidi ile istedikleri malları vermeye devam ettik, defalarca da ödeme talep etmemize rağmen bir ödeme yapmadılar, bizim şirkette firmaların istedikleri kaşe ve diğer kırtasiye malzemeleri teslimatı ben ve … ismindeki arkadaşım genelde yapmaktadır, ödenmeyen faturalarda belirtilen kaşe ve kırtasiye malzemelerini … firmasına ismini yanlış hatırlamıyor isem … isimli çalışana bizzat ben teslim ettim, hala bu malların bedelleri ödenmedi, bizler kurumsal bir firma olduğumuz için siparişi mail yolu ile bazen de telefon ile sipariş alıyorduk, ürünleri hazırlayıp aynı gün en geç ertesi gün teslim işlemleri gerçekleştirilirdi.” şeklinde beyan etmiştir.
Mahkememizin 01/12/2020 tarihli duruşmasında davacı tanığı … ifadesinde; ”Ben …firmasında çalışmaktayım, biz siparişleri mail ya da telefon ortamında alıyorduk ve en geç 1-2 gün içinde teslim ediyorduk, davalı … firması ile de bu şekilde çalışmaya başladık, çalışmaya başladığımız yıl 2018’dir . Ürünleri bizim firmamızdan daha çok … abi ve ben teslim ediyorduk, teslimat sırasında teslim ettiğimiz ürünlerin faturasını da imzalatıyorduk, … firmasından … isimli kişiye ürünleri teslim edip faturasını imzalattık, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyan etmiştir.
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafın davalı tarafla olan ticari ilişkilerinde alacaklı olduğu iddiası ile davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, davacının itirazın iptalini istediği, davalı tarafın cevap dilekçesi verme hususunda süre uzatım dilekçesi sunduğu ancak dosyaya herhangi bir dilekçe sunmadığı, sadece ticari defterlerinin yerini bildirdiği, mahkememizce taraf vekillerine ihtarat yapılmaksızın ticari defterlerin adreslerini bildirmeleri hususunda ara karar kurulduğu, ilk başta yalnızca davalı tarafın defterleri incelenmek suretiyle eksik rapor tanzim edildiği, bu haliyle rapora itibar etmenin mümkün olmadığı, davalının sunduğu belgeler incelenmek suretiyle ek rapor alındığı, ancak yine davacı tanıkları dinlenmeden alınan raporun iki adet fatura konusunda herhangi bir tespit yapılamadan düzenlendiği son alınan ek rapor ile birlikte, davacının davalıya aralarındaki ticari ilişki gereği malları teslim ettiği, davalı adına fatura düzenlendiği, davalının davalıdan olan alacağını ispat ettiği, bu hususun dosyadaki tüm deliller değerlendirilmek suretiyle alının bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşılmakla miktar bakımından kesin olmak üzere davanın kabulüne arada bulunan ticari ilişki ve bu ilişkiye dayanarak yapılan mal teslimleri ve düzenlenen faturalar değerlendirildiğinde mevcut bulunan bir borca yönelik olarak davalı tarafın somutlaştırılmış bir savunma sunamadığı, bu haliyle yapılan takibe itirazın haksız olduğu anlaşılmakla kötüniyet tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABÜLÜNE,
-İzmir ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE,
-Dava konusu alacak olan 3350,19 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli toplam 229,26-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 40,54-TL nin mahsubu ile 188,72-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 40,54-TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 206,70-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.033,14-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 3.356,19-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair miktar bakımından kesin olarak verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır