Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/4 E. 2022/151 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/4 Esas
KARAR NO : 2022/151

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun müvekkili şirkete olan cari hesap ilişkisine dayanan borcu nedeniyle davalı borçlu aleyhine İzmir …İcra Müdürlüğünün ……. E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığını iddia ederek borca faize ve ferilerine itiraz ettiği ve bunun neticesinde takibin durduğunu, ancak söz konusu iddia alacağın 8.875,57 TL lik kısmı bakımından gerçeği yansıtmadığını, davalı borçlu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlu müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura bedellerini ödememiş olup müvekkili şirkete borçlu olduğunu, davada gerçek ve likit alacağın takip tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte 8.875,57 TL üzerinden davalının haksız ve kötü niyetli olarak itirazının iptalini talep ettiklerini, davalının İzmir ……İcra Müdürlüğünün …… E.sayılı dosyasındaki itirazlarının 8.875,57 TL.lık kısmının iptali ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında müvekkili tarafından davacıya ait ……. Otel bünyesinde bulunan SPA merkezinde estetik ve güzellik merkezi işletilmesi amacıyla sözleşme imzalandığını, müvekkili tarafından Karşıyaka 5.Noterliği 19.06.2015 tarih …… yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeye aykırılıkların giderilmesi talep edildiğini, akabinde taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili tarafından Karşıyaka 5.Noterliği 20.07.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile müvekkili tarafından haklı nedenle fesih edildiği, fesih ihbarnamesinde müvekkile ait makine ve ekipmanların 10 gün içerisinde davalıdan teslim alınacağının ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalıya 22.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, müvekkilinin makine ve ekipmanları teslim almak için 25.07.2015 tarihinde davalıya ait otele gitmiş ise de makine ve ekipmanlar teslim edilmediğini, ihtarname ile cihazların teslimi ve kullanım bedellerinin talep edildiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir nedenden kaynaklanan borcu olmadığını, aksine müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, müvekkilin davacıdan alacaklı olduğunu, İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas ve İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi ……Esas sayılı dosyalar ile sabit olacağını, anılan dosyaların bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-İzmir ….İcra Müdürlüğünün…… esas sayılı dosyası,
-Bilirkişi ……’un 22/03/2021 tarihli kök raporu ile 17/01/2022
tarihli ek raporu,
-Bilirkişi ….’nın 27/09/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih …. Esas, …… Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde …….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında fatura alacağına dayalı olarak 16.485,69 TL alacak tutarında icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 14/06/2016 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalının itirazının 8.875,57 TL’lik kısım yönünden gerçeği yansıtmadığı, taraflar arasında davacıya ait otelde davalının estetik ve güzellik merkezi işletmesine ilişkin sözleşme bulunduğu, bu sözleşme kapsamında düzenlenen faturaları davalının ödemediğini iddia ettiği, davalının ise hak düşürücü süre itirazında bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin kendileri tarafından haklı nedenle feshedildiği, davalının feshe rağmen otelde bulunan ekipmanları iade etmediği, yine davacının 2015 yılına ait Nisan Mayıs gelirlerini kendileri ile paylaşmadığı, kendilerinin borçlu olmadığı aksine alacaklı olduğunu savunduğu, taraflar arasında işletme sözleşmesi bulunduğu hususu ihtilafsız olup, bu sözleşme kapsamında düzenlendiği bildirilen takibe konu faturalardan ötürü davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne kadar olduğu hususunda ihtilaf bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşme niteliğine göre davalının davacıya ait otelde estetik ve güzellik merkezi işlettiği, bu işletmenin gelir ve giderlerinin taraflar arasında eşit şekilde paylaşılmasının kararlaştırıldığı ve adi ortaklık sözleşmesi mahiyetinde olduğu, her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davalı tarafından davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davasını ikame etmediği savunulmuş ise de borca itirazın davacıya tebliğ edildiğine dair takip dosyası içerisinde herhangi bir belgeye rastlanmadığı gibi davalının itirazın tebliğ edildiğine dair herhangi bir savunmasının da bulunmadığı bu durumda somut olayda davalının hak düşürücü sürenin geçtiğine ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, mahkememizce takip konusu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğu ve davacının alacaklı olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, öncelikle davalının defter ve kayıtlarının incelendiği, bilirkişinin 22/03/2021 tarihli raporuna göre davalının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takip konusu olan 8 adet faturadan 7 adedinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 29/03/2016 tarihli 6.138,27 TL bedelli faturanın ise kayıtlı olmadığı, takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 1.762,44 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise, davacının defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin açık cari hesap olarak defterlere yansıdığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 8.624,64 TL alacaklı olduğu, taraf defterleri arasındaki farkın davacı tarafından davalıya muhtelif tarihlerde kesilen 5 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmaması ile davalı kayıtlarında yer alan davacı defterinde bulunmayan bir ödemeden kaynaklandığı görüş ve kanaatinin bildirildiği, mahkememizce takibin faturaya dayalı olduğu ve davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede cari hesap usulüne göre değerlendirme yapıldığı dikkate alınarak dosyanın kök rapor hazırlayan bilirkişiye tevdi edildiği ve takip konusu faturalarla ilgili sınırlı inceleme yapılmasının talep edildiği, bilirkişinin 17/01/2022 tarihli ek raporuna göre takip konusu 8 adet faturadan 7 adedinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerine göre davalının söz konusu faturalara ilişkin olarak davacıya toplam 11.154,39 TL ödeme yaptığı, davalı defterlerine kayıtlı olmayan 29/03/2016 tarihli fatura içeriği mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi halinde davacının 4.258,41 TL alacaklı olacağı, aksi halde davalının takip tarihi itibariyle davacıdan 1.879,76 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar davacı tarafından cari hesaba istinaden inceleme yapılması talep edilmiş ise de itirazın iptali davalarının niteliği gereği takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, dava konusu takip faturaya dayalı olduğundan takip konusu faturaların içeriğine konu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin ve bedelinin ödenmediğinin ispat külfetinin davacıda olduğu, mahkememizce yapılan incelemede taraf defterlerinin birbirleri ile uyumlu olmadığı, takip dayanağı olan 8 adet faturadan 7 adedinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 1 adedinin ise davalı tarafından davacıya iade edildiği, davalının defterlerinde kayıtlı olan faturalara ilişkin olarak ödeme kaydı bulunduğu, takip tarihi itibariyle davacının iddiasının aksine davalının davacıdan kendi defterlerine göre alacaklı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 8, 11, 13 ve 14. maddelerine göre estetik ve güzellik merkezi olarak işletilecek olan işletmede kullanılacak sarf malzemeleri, personel maaşları, bakım ürünlerinin ortak giderden ödeneceği, güzellik merkezinden elde edilecek gelir ve zararın eşit şekilde paylaşılacağı, her ay sonu o aya ilişkin işletme faaliyetinden kaynaklanan gelir ve giderin hesaplanacağı ve bir sonraki ayda davacı tarafından davalıya ödeneceği, davacı tarafından davalının sarf giderleri ile işletme gelirine ilişkin dönem karını paylaşmadığı ve söz konusu 29/03/2016 tarihli faturanın buna ilişkin olduğu ileri sürülmüş ise de sözleşme uyarınca bu hesap ve ödemelerin davacı tarafından davalıya yapılması gerektiği, ayrıca dosya kapsamı itibariyle takip dayanağı faturalara konu kar, zarar veya sarf giderlerine ilişkin hesaplamanın ne şekilde yapıldığı hususunda davacının herhangi bir somut delil ve belge sunmadığı, taraflar arasında bu konuda herhangi bir mutabakat bulunmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı, takibin niteliği, iddianın ileri sürülüş biçimi ve savunma kapsamına göre başka araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafından davacının kötüniyetli olduğu ileri sürülmüş ve kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklandığı, yargılamayı gerektirdiği ve davalı tarafından davacının kötüniyetli olarak hareket ettiğinin ispat edilemediği anlaşılmakla davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3- Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 151,58 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 70,88 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA