Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/279 E. 2021/786 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/279 Esas
KARAR NO : 2021/786

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Mahkememize verdiği 20/02/2018 tarihli dava dilekçesinde; davalı tarafından davacılar aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile kambiyo senedine mahsus icra takibi başlatıldığını, takibe konu olarak 11/12/2014 keşide tarihli 20/10/2017 vadeli,135.000,00 USD’lik senet gösterildiğini, davalının icra takibinden önce takibe konu senet hakkında İzmir … ATM’nin … D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, mahkemenin davacı şirket hakkında ” …. Ltd. Şti temsilen atandığı yönünde kanaat uyandıracak şekilde senette bir ibare bulunmadığı gibi şirket kaşesi de olmadığından ” davacı şirket açısından ihtiyati haciz talebinin reddine, diğer davacı açısından kabulüne karar verdiğini, bunun üzerine davalı tarafça icra takibinin başlatıldığını, davacı şirketin 28/06/2012 tarihinde tasfiyeye girdiğini, halen tasfiyenin devam ettiğini, bu sebeple davacı şirket için yapılacak tebligatın tasfiye memuru olan … adına … Mah. … Cad. … no: … Fatih-İstanbul adresine yapılması gerekirken şirketin adresine TK’nun 35. Maddesine göre yapılarak tebligatın usulsüz olarak kesinleştirildiğini, dava konusu senedin tanzim tarihinin 11/12/2014 olduğunu , o tarihte davacı şirketin tasfiye halinde olduğunu, şirketi temsile yetkili kişinin tasfiye memuru olduğunu, ayrıca dava konusu senette davacı şirketin kaşesi olmadığını ve şirketin ünvanı üstüne atılmış bir imza bulunmadığını, senette yalnızca davacı …’un imzasının bulunduğunu, davacının şirket ortağı ve tasfiyeden önceki müdürü olduğunu, davacı şirketin tasfiye memuru olan …’nun davacının sürekli yurt dışında olması nedeniyle tasfiye işleminin yavaş gittiğini, şirketin tasfiyesi için imzaya ihtiyacı olduğunu belirterek davacı …’un Türkiye de bulunduğu tarihte kendisinden bir kaç tane boş kağıda imza attırarak kağıt aldığını, tasfiye memurunun bu kağıtları şirketin diğer ortağından da aldığını, bu kişiyi tanık olarak dinletmek istedikleri, tasfiye memurunun daha sonra boş kağıda imza atılmış evrakları kendi ablası olan davalı …’na verdiğini, davalının da boşa imzalı kağıdın üstünü bilgisayarda senet gibi düzenlediğini, her iki davacıyı da borçlu gibi göstererek icraya verdiğini, tasfiye memuru ve davalı hakkında boş atılmış imzanın irade dışında doldurulması ve nitelikli dolandırıcılık suçları ile ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunulacağını, davacının kayıtları incelendiğinde böyle bir ticari ilişkinin olmadığının çok net ortaya çıkacağını, davacı … açısından da davalı ile arasında bir ilişki bulunmadığını, davacının yaklaşık 50 yıldır İsviçre de kendi işi olan bir kişi olup maddi durumunun iyi olduğu ve davalıdan borç para almasının söz konusu olmadığını, davalının icra takibine konu yaptığı senette davacı şirket hakkında da takip başlattığını, bunun usül ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu senet dikkatlice incelendiğinde davacı şirketin adının yazılı olduğu yerde imza bulunmadığını, imzanın senette diğer borçlu gözüken … adına atıldığını bu nedenle şirket hakkında kambiyo takibi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin icra tehdidi altında olup mal varlığına haciz konulduğunu, icranın devamının telafisi güç ve imkansız zararlar doğuracağını belirtmiş ,takibe konu senetten dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitine, % 20 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’nun dava tarihinden önce 25/01/2018 tarihinde vefat ettiği belirlenmiş ve davacı tarafça ölü kişi aleyhine dava açılmış ise de ; 6100 sayılı HMK’nun 114/1/d maddesinde taraf ehliyetinin dava şartlarından olduğunun belirtildiği, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca mahkemece dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği ancak dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilip bu süre içerisinde eksiklik giderilmediği takdirde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, kural olarak dava tarihinden evvel ölmüş kişiye karşı dava açılamayacağı, davalı …’nun dava tarihinden 1 ay kadar önce vefat ettiği, davacı tarafça yanılgı sonucu …’na karşı dava açıldığı, davacı vekilinin mirasçı … adına dava dilekçesinin tebliğini de talep ettiği, bu husus göz önüne alındığında davaya … mirasçısı … hakkında devam edilmesinin gerektiği belirlenerek mirasçıya gerekli tebligat yapılmış, davalı mirasçısı … vekili Mahkememize verdiği 23/05/2018 tarihli cevap dilekçesinde ; davanın süresinde açılmadığını, süre yönünden reddinin gerektiğini, davacıların öncelikle İzmir … İHM’ nin … E. Sayılı dosyasında gecikmiş itiraz, borca itiraz nedenlerine dayalı olarak dava açtıklarını, tedbir taleplerinin reddedildiğini ve 18/04/2018 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, davacının borçlular aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, asliye ticaret mahkemesinin borçlulardan … Ltd. Şti hakkındaki ihtiyati haciz talebini reddettiğini, borçlu … hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararının İzmir … İcra Müd’ nün … E. sayılı takip dosyasına konu edildiğini, takipte tasfiye halinde bulunan şirketin tüm adreslerine ödeme emri gönderildiğini aynı şekilde diğer borçlu …’ un da bilinen tüm adreslerine ödeme emri gönderildiğini, davacı borçluların ısrarla senette imzanın tek olduğunu, borçlu sayısının 2 olduğunu, bu nedenle borçlunun … olduğunu, … Ltd. Şti’ nin borçlu olmadığını iddia ettiğini, iddiaların doğru olmadığını, borçlu kısmında yer alan her iki borçluyuda kapsayacak şekilde senette imza bulunduğunu, şirketin borçlanması için senet metni üzerinde kaşenin olmasına gerek bulunmadığını, senetteki imzanın hangi borçluya yakıştırılacağının davacının insiyatifine bırakılamayacağını, tasfiye memuru olan …’ nun tasfiye memurluğundan alınması, yeni tasfiye memuru atanması, yeni atanan tasfiye memurunun vekaletname vermesi işlemlerinin usulüne uygun olmadığını, davacı borçluların senetteki imzanın …’ a ait olduğunu, senetteki imzanın beyaza imza olduğunu, bir kaç tane boş kağıda … tarafından imza atıldığını ve müvekkili vefat eden …’ nun bilgisayarda boşa imzalı kağıdın üstünü senet gibi düzenlendiğini iddia ettiklerini ve bu hususun şahit ile ispat edilmek istendiğini belirtiklerini, iddianın kabulünün mümkün olmadığını, iddianın niteliği gereği şahit dinletilmesinin mümkün olmadığını, şahit dinletilmesine muvafakat etmediklerini, davacı borçluların imzaları inkar etmemek ile birlikte senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ifade ettiklerini, davacıların iddialarında boşa imzayı açıkça kabul etmelerine göre beyaza imza atan sonuçlarına katlanır kuralı gereğince iddialarını yazılı belge ile ispat etmeleri gerektiğini, mahkemece 13/03/2018 tarihinde İzmir … İcra Müd’ nün … E. sayılı dosyasında İİK’ nin 72/3. Maddesine göre icra veznesine girecek paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, davacının talepleri arasında icra dosyasının her iki borçlusunu da kapsar nitelikte ihtiyati tedbir talebi bulunmadığını, davacının yalnızca şirket için ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, … yönünden talep olmadığını, mahkemenin talepten fazlaya hükmettiğini, tedbiri kabul etmediklerini belirtmiş ,davanın reddine , % 20 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … İcra Müd’nün … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının …, borçluların … Ltd Şti ve …, borç miktarının 137.568,70 USD + 528,70 TL, takip dayanağının 20/10/2017 tarihli 135.000,00 USD bedelli 1 adet senet ve İzmir … ATM’nin … D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olduğu belirlenmiştir.
İzmir … ATM’nin … D. İş sayılı dosyasının incelemesinde; ihtiyati haciz isteyenin …, aleyhine ihtiyati haciz istenenlerin … Ltd Şti ve …, ihtiyati haciz dayanağı belgenin 11/12/2014 tanzim 20/10/2017 ödeme tarihli , lehtarı …, borçluları … Ltd Şti ve … olan 135.000,00 ABD Doları olan 1 adet senet olduğu , mahkemece borçlu … yönünden talebin kabulüne, ihtiyati haciz isteğine konu senetteki imzanın şirket temsilcisi olan borçlu … tarafından … Ltd Şti ‘yi temsilen atıldığı yönünde kanaat uyandıracak şekilde senette bir ibare bulunmadığı gibi şirket kaşesi de olmadığından borçlu … Ltd Şti hakkındaki ihtiyati haciz isteğinin reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde … Ltd Şti. ‘nin sicil dosyası celb edilmiş, şirketin 28/06/2012 tarih … sayılı kararı ile şirketin faaliyetinin sona ermesi nedeniyle tasfiyeye geçilmesine, şirketin 28/06/2012 tarihinden itibaren tasfiyesine, tasfiye memurluğuna … ‘nun atanmasına, tasfiye ile ilgili işlemleri yürütmek üzere resmi dairelerde, bankalarda, kamu kurum ve kuruluşlarında, tapuda, ahzu kabza, her türlü işlemi yapmaya, tasfiye memuru …’nun şirket ünvanı veya kaşesi altında münferiden temsil ve ilzam etmek üzere yetkili kılınmasına karar verildiği ve şirketin halen tasfiyesinin devam ettiği belirlenmiştir.
İzmir CBS’nin … sayılı evrakın incelemesinde; mağdurun … Ltd Şti, müştekinin …, şüphelinin …, suçun hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, suç tarihinin 20/10/2017 olduğu, hazırlık evrakının derdest olduğu belirlenmiştir.
Davacılar vekili Mahkememize verdiği 08/09/2021 tarihli dilekçesinde ; dava konusu edilen senette davacılardan … Ltd Şti nin imzasının bulunmadığını, icra dosyasının satış aşamasına geldiğini , müvekkilinin teminatı ödeyememesi sebebiyle telafisi imkansız zararlar oluşabileceğini belirtmiş , dosyanın diğer davacı … yönünden tefrik edilerek Tasfiye Halinde … Ltd Şti yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş , talep doğrultusunda 09/09/2021 tarihli celsede , … hakkındaki davanın dosyamızdan tefriki ile Mahkememizin başka bir esasına kaydının yapılmasına karar verilmiş , yargılamaya davalı … Ltd Şti. yönünden devam olunmuştur.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça İzmir … İM’nin … sayılı dosyası ile takip konusu edilen 11/12/2014 keşide , 20/10/2017 vade tarihli , 135.000,00 USD bedelli senet dolayısıyla davalıya borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak Mahkememize menfi tespit davası açıldığı, dava dilekçesinde davacı olarak … Ltd Şti ve …’un gösterildiği, icra takibine konu senette borçlu olarak her iki davacının da isminin yazıldığı ancak senette yalnızca … ‘un imzasının bulunduğu ve senette şirket kaşesinin de mevcut olmadığı belirlenerek … hakkındaki davanın dosyamızdan tefriki ile Mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verildiği, dava ve takip konusu edilen senette davacı … Ltd Şti. ‘nin de borçlu olarak adının geçtiği ancak İzmir … ATM’nin … D. İş sayılı ihtiyati haciz kararında da belirtildiği üzere senet üzerinde 1 tek imzanın bulunduğu imzanın da borçlulardan … ‘a ait olduğu, söz konusu imzanın borçlu … Ltd Şti yi temsilen atıldığına yönelik kanaat uyandıracak şekilde senette bir ibare bulunmadığı gibi senedin tanzim tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili kişinin de tasfiye memuru olan … olup söz konusu tarihte senette imzası bulunan … ‘ un şirketi temsile yetkili olmadığı , bunun yanında senet üzerinde şirket kaşesinin de mevcut olmadığı tüm bu hususlar göz önüne alındığında dava ve takip konusu edilen senet yönünden davacı şirketin borçlu olarak sorumlu tutulamayacağı, davalı tarafça senette imzası ve kaşesi bulunmayan şirket hakkında alınmış bir ihtiyati haciz talebinin reddi kararı bulunmasına rağmen davacı şirket hakkında da icra takibi başlatıldığı, bu husus göz önüne alındığında yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu, kötü niyet tazminatı verilmesine ilişkin yasal koşulların oluştuğu incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın kabulü ile davacının dava ve takip konusu edilen senet dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin derhal durdurulmasına, takip konusu alacak üzerinden hesaplanacak %20 kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, dava ve İzmir … İcra Müd’ nün … E. sayılı dosyasında takip konusu edilen 11/12/2014 keşide , 20/10/2017 ödeme tarihli 135.000,00-USD bedelli bono dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Takibin davacı yönünden derhal DURDURULMASINA,
Takip konusu alacak üzerinden hesaplanacak % 20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 36.222,37-TL harçtan peşin alınan 9.055,60-TL nin mahsubu ile bakiye 27.166,77 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 43.563,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 14 davetiye gideri 199,00-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 9.096.70-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere kötü niyet tazminatı yönünden Hakim …’ın karşı oyu nedeniyle oy çokluğuyla diğer yönlerden oy birliğiyle ile verilen karar davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nun yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …

Üye …
Karşı oy

Üye …

Katip …

KARŞI OY : Borçlusu … Ltd Şti ve … tanzim tarihi 11/12/2014, ödeme tarihi 20/04/2017, bedeli 135.000 USD, lehtarı … olan bonoya ilişkin olarak davacı … Ltd Şti ‘nin iş bu dava ile menfi tespit isteğinde bulunduğu, Mahkememizce yapılan değerlendirmede oy birliğiyle senet üzerindeki imzanın borçlu … ‘a ait olduğu, borçlu şirket … Ltd Şti adına atılan herhangi bir imza bulunmadığından davacı şirketin söz konusu senet nedeniyle borçlu olmadığı kabul edilmiş ve yukarıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ancak sayın çoğunluk tarafından davalının dava konusu bonoya ilişkin ihtiyati haciz talebinin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/12/2017 tarih … D. İş sayılı kararı ile davacı şirket yönünden reddedildiği halde dava konusu takibe girişmiş olması haksız ve kötü niyetli olarak değerlendirilmiş ise de; bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 776/1-g maddesi uyarınca takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için ” Senedi düzenleyenin imzasını ” ihtiva etmesinin zorunlu olduğu, anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edildiği, birden fazla imzanın bulunmasının koşul olarak kabul edilmediği, bonodan kaynaklı olarak sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imzanın yeterli olduğu ayrıca bu imzanın düzenleyen şirket ünvanı veya şirket kaşesinin üzerine atılmasının gerekmediği, düzenleyenin imzasının bononun alt kısmında ve metni kapsar biçimde olmasının kafi olduğu, bu hali ile borçlu … tarafından bonoya atılan imzanın şirkete atfen atılıp atılmadığı, sadece adı geçeni veya kendisi ile birlikte şirketi borç altına sokup sokmadığı hususları yargılamayı gerektirdiği gibi yine adı geçenin düzenleme tarihinde şirketi temsile yetkili olup olmadığının davalı tarafından da bilinemeyeceği, bu nedenle davalı tarafından takip öncesinde alınmış olan ihtiyati haciz kararında davacı şirket yönünden ihtiyati haciz talebinin reddedilmiş olmasının başlı başına davalı yönünden kötü niyet oluşturmayacağı, ayrıca yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun davacı tarafından da ispatlanmadığı görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun davacı yararına kötü niyet tazminatı hükmedilmesine ilişkin kararına katılmıyorum (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/06/2016 tarih ve 2014/12-1091 Esas 2016/847 Karar ; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27/01/2016 tarih ve 2015/24302 Esas 2016/2329 Karar; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih ve 2015/5065 Esas 2016/956 Karar sayılı ilamları).

ÜYE …