Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/274 E. 2022/424 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/274
KARAR NO : 2022/424

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin17/12/2017 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada yaralandığı, kaza nedeniye iş gücü kaybı olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalması şartıyla 100 TL geçici iş göremezlik ve 100 TL sürekli İş göremezlik olmak üzere 200 TL maddi tazminatın olay tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yoluna gitmeden başvuru yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik teminat dışında olduğunu, poliçe limiti ile sınırlı sorumlulukları olduğunu, kusur raporu alınmasını, maluliyetin tespitini, TRH ve teknik faizin esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … (…) Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yoluna gitmeden başvuru yapılması gerektiğini, davanın dava dışı Sigortalı ve sürücüsüne ihbarı gerektiğini, diğer davalı sigortalısının asli kusurlu olduğunu, geçici iş göremezlik teminat dışında olduğunu, poliçe limiti ile sınırlı sorumlulukları olduğunu, kusur raporu alınmasını, maluliyetin tespitini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik ) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-…(…) Sigorta A.Ş nin 13/06/2018 tarihli yazısı ve eki hasar dosyası, poliçe,
-… Sigorta A.Ş’nin 02/05/2018, 04/05/2022 tarihli yazısı ve eki hasar
dosyası, poliçe
-İzmir CBS’nin …/… sayılı soruşturma dosyası sureti,
-İzmir Emniyet Müdürlüğünün 06/04/2018 tarihli yazısı,
-Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinin 24/04/2018, 24/02/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’in 26/11/2018 tarihli kusur raporu,
-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 29/04/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 15/06/2020 tarihli maluliyet raporu,
-İstanbul ATK’nun 14/12/2021 tarihli maluliyet raporu,
-Bilirkişi …’ın 25/03/2022 tarihli aktüerya raporu,
-SGK’nun 28/02/2022 tarihli yazısı ve eki.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 17/12/2017 tarihinde davacının yolcusu olduğu … plakalı araç ile … plakalı araçların çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, davacının iş bu kaza nedeniyle yaralandığından bahisle sürekli iş göremezlik zararı ile geçici iş göremezlik zararı olduğu iddiası ile … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalı Türkiye (…) Sigorta A.Ş ve … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’den iş bu dava ile maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı sigorta sürücülerinin ve üçüncü kişilerin dava konusu kazada kusur durumlarının belirlenmesi için mahkememizce dosyanın trafik bilirkişiye tevdi edildiği, 26/11/2018 tarihli kusur raporunda … plakalı araç sürücüsünün %75, … plakalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacının dava konusu kazada geçici ve sürekli iş göremez hale geldiği iddiası bulunduğundan mahkememizce davacının geçici ve sürekli maluliyetinin olup olmadığı, var ise oran ve süresinin belirlenmesi için dosyanın Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalına sevk edildiği, Ege ATK tarafından düzenlenen 15/06/2020 tarihli raporda davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olarak bildirildiği, davacının bu rapora itirazda bulunduğu, davacının itirazları doğrultusunda mahkememizce İstanbul ATK’dan yeniden rapor talep edildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun ön raporları doğrultusunda davacının hastaneye sevk edildiği, ancak davacı asilin usulüne uygun yapılan tebligata rağmen hastaneye sevk edilmek üzere mahkememize başvuruda bulunmadığı ve ATK 2. İhtisas Kurulunun 31/08/2020 ve 24/05/2021 tarihli ön raporlarında belirtilen ve istenen davacının son sağlık durumuna ilişkin tetkiklerin yerine getirilemediği, mevcut dosya kapsamına göre maluliyet yönünden değerlendirilme yapılmasının olanaklı olup olmadığı, olanaklı ise dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının maluliyet durumunun belirlenmesi için mahkememizce dosyanın yeniden ATK’ya gönderildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 13/12/2021 tarihli raporunda mevcut dosya kapsamına göre davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına göre davacının maddi zararının olup olmadığı, maddi zararı var ise miktarının ne olduğu hususunda dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce alınan 25/03/2022 tarihli raporda davacının 3 aylık geçici iş göremezlik süresine karşılık uğradığı zararın 3.213,54 TL olduğu ancak dava dışı SGK tarafından davacıya 715,17 TL, davalı … Sigorta tarafından ise 22.757,35 TL ödeme yapıldığı, buna göre davacının tüm zararının karşılandığı ve bakiye alacağının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacının yolcusu olduğu … plakalı araç ile … plakalı araçların 17/12/2017 tarihinde çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, soruşturma neticesinde davacının şikayetinin bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, mahkememizce taraflarca gösterilen tüm delillerin toplandığı, davacının kaza nedeniyle maluliyetinin tespiti için Ege ATK’dan rapor alındığı, davacının bu rapora itirazda bulunduğu, bu itiraz üzerine mahkememizce dosyanın İstanbul ATK’ya gönderildiği, İstanbul ATK’nun 31/08/2020 ve 24/05/2021 tarihli ön raporlarında davacının son sağlık durumuna ilişkin olarak ortopedi, radyoloji, plastik cerrahi v.s. polikliniklerine sevkinin sağlanarak muayenesinin yapılması, grafilerinin çekilmesi ve bu işlemler neticesinde raporlarının düzenlenmesinin istenildiği, mahkememizce davacı asile bu doğrultuda 15/02/2020 ve 09/08/2021 tarihlerinde usulüne uygun tebligat yapıldığı ve kesin süre verildiği halde davacının hastaneye sevk edilmek üzere mahkememize müracaatta bulunmadığı, davacının kesin süre içerisinde mahkememize müracaat etmemesi nedeniyle mahkememizce mevcut dosya kapsamına göre davacının maluliyetinin tespitinin İstanbul ATK’dan talep edildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 13/12/2021 tarihli raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğunun bildirildiği, her ne kadar davacı vekili bu rapora karşı 24/01/2022 tarihli dilekçesi ile itirazda bulunmuş ve ATK’dan yeniden rapor alınmasını talep etmiş ise de mahkememizce davacı asile hastaneye sevk edilmek üzere mahkememize başvurması için verilen ve kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, kendisine tanınan kesin süre içerisinde ATK ön raporu doğrultusunda gerekli tedavi belgelerini temin etmeyen ve mahkememize hastaneye sevk edilmek üzere başvurmayan davacının yeniden muayenesinin yapılmasını, gerekli tedavi belgelerinin temin edilmesini ve maluliyet raporunun alınmasını talep edemeyeceği, bu halde mevcut dosya kapsamına göre davacının maluliyetinin belirlenmesi gerektiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 13/12/2021 tarihli raporu ile mahkememizce alınan Ege ATK’nın 15/06/2020 tarihli raporu arasında çelişki bulunmadığı, söz konusu raporların kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik ve yerleşik Yargıtay uygulamasına uygun olduğu, mevcut dosya kapsamına göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğunun kabulü gerektiği, mahkememizce aktüer bilirkişiden alınan 25/03/2022 tarihli rapora göre dava dışı SGK ve davalı … Sigorta A.Ş tarafından davacıya ödeme yapılmakla davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, yine maluliyet raporlarında saptandığı üzere davacının sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, davacının iddiasının ileri sürülüş biçimi ile mahkememizce yapılan incelemenin kapsam ve mahiyetine göre başkaca araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı, mahkememizce alınan 26/11/2018 tarihli kusur raporu, Ege ATK’dan alınan 15/06/2020 tarihli maluliyet raporu ve İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 13/12/2021 tarihli maluliyet raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacının yargılama aşamasında davalı … Sigorta A.Ş yönünden de davadan feragat ettiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu, feragat beyanının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı … Sigorta vekilinin yargılama gideri talebi olmadığı anlaşılmakla davalı … A.Ş yönünden davacının zararının bulunduğu ve yapılan ödeme miktarlarını aştığı ispatlanmadığından davanın reddine, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … A.Ş dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 maddesi uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
5-Davalı … Sigorta A.Ş’nin vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)