Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/256 E. 2021/1105 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/256 Esas
KARAR NO : 2021/1105

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin davalı şirkete çeşitli tarihlerde fatura karşılığı mal sattığı, ancak faturaların bir kısmını tahsil edemediği, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhinde icra takibi başlatıldığı, ancak davalının icra takibine yapmış olduğu itiraz nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı tarafından esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
1-Takip ve davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosya takip dosyası getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı tarafça davalı adına düzenlenen ve her birinin sureti icra takip talepnamesi ekinde icra takip dosyasına sunulan 18 adet faturadan dolayı toplam 2.087,19 TL asıl alacak, 247,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.334,33 TL üzerinden davacı tarafça davalı aleyhinde 13.07.2017 tarihinde ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davalı şirket tarafından ihtaratlı davetiyeye rağmen ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için mahkememize ibraz edilmediği, incelemenin sunulan davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapıldığı, bu kapsamda mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 16.09.2019 tarihli raporda sonuç olarak ; davacı şirketin elektronik ortamdan ibraz ettiği 2015-2016 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, icra ödeme emrinde takip ve alacağın müstenidatı olarak 21.08.2015 tarih 62,75 TL, 28.08.2015 tarih 1.289,08 TL, 28.08.2015 tarih 134,81 TL, 31.08.2015 tarih 60,34 TL, 31.08.2015 tarih 83,99 TL, 07.09.2015 tarih 18,28 TL, 07.09.2015 tarih 38,16 TL, 21.09.2015 tarih 37,89 TL, 30.09.2015 tarih 219,60 TL, 07.10.2015 tarih 169,41 TL, 21.10.2015 tarih 312,43 TL, 21.10.2015 tarih 90,28 TL, 07.12.2015 tarih 96,25 TL, 07.12.2015 tarih 14,40 TL, 14.12.2015 tarih 49,20 TL, 14.12.2015 tarih 19,77 TL, 28.12.2015 tarih 6,37 TL ve 31.12.2015 tarih 18,46 TL olmak üzere toplam 2.721,53 TL’lik toplam 18 adet fatura dayanak gösterilmek suretiyle davacı tarafça davalı hakkında 2.087,19 TL asıl alacak, 247,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.334,33 TL üzerinden icra takibinin başlatıldığı, iş bu faturaların davacı şirkete ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davacı şirket ticari defterlerine göre takibe dayanak 21.08.2015 tarihli 62,75 TL bedelli ilk faturadan önceki davacı devir alacak bakiyesinin 2.265,69 TL olduğu, takibe dayanak 18 adet fatura toplamının ise 2.721,53 TL olduğu, davalı tarafça 27.11.2015 tarihinde …A.Ş’den havale yoluyla 2.500,00 TL ve 08.03.2016 tarihinde … nolu makbuzda 400,00 TL tahsilat yapıldığı, bu tahsilatlar mahsup edildiğinde davacı şirket defterlerine göre davacı alacak bakiyesinin 2.087,22 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 28.04.2020 tarihli ek raporda; davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesinden takip ve davaya konu faturalar dışında ve önceki dönemde 01.01.2015-21.08.2015 tarihleri arasında takip dışı olan ve davacı tarafça davalı adına düzenlenen 24.01.2015 tarih 24,31 TL, 14.02.2015 tarih 101,78 TL, 14.07.2015 tarih 1.582,18 TL, 14.07.2015 tarih 61,66 TL, 21.07.2015 tarih 61,22 TL, 28.07.2015 tarih 43,15 TL, 07.08.2015 tarih 58,17 TL, 07.08.2015 tarih 107,38 TL, 14.08.2015 tarih 303,20 TL olmak üzere toplamda 2.343,05 TL’lik 9 adet faturanın kayıtlı olduğu, ayrıca yine takibe dayanak 18 adet toplam 2.721,53 TL’lik faturaların her birininde davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, sonuç olarak takibe konu faturalardan önceki 01.01.2015-21.08.2015 dönemine ilişkin olan takip dışı toplam 9 adet fatura toplamı olan 2.343,05 TL davacı alacak kaydından 01.02.2015 tarihli … yevmiye kaydına konu 77,36 TL’lik avans tahsilatının mahsubu ve takibe konu toplam 18 adet fatura toplamı olan 2.721,53 TL’nin ilavesi ve yine irsaliyesi sunulmadığından teslimatı kanıtlanamayan emtiaya ilişkin 43,24 TL’nin mahsubu, yine davalı tarafça davalıdan yapılan 27.11.2015 tarihli 2.500 TL ve 08.03.2016 tarihli 400,00 TL’lik tahsilatların mahsubu ile davacı şirket defterlerine göre alacak bakiyesinin 2.043,98 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KABUL :
Dava ; İİK 67.maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça davalıya satılıp teslim edildiği bildirilen mallardan dolayı düzenlenen takip ve davaya konu faturalara ilişkin ödemelerin davalı tarafça yapılmadığından bahisle bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde davalının davacıya vadesi gelmiş herhangi bir borcunun bulunmadığı, ayrıca takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talep edilemeyeceği gibi faiz oranınında fahiş olduğundan davacının bir alacağının bulunmadığı belirtilerek takibe konu anapara, işlemiş faiz ve fer’ilerine itiraz edildiği bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu faturalardan dolayı takibe konu edilen tutar kadar bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından ihtaratlı davetiyeye rağmen ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, bilirkişi incelemesinin ibraz edilen davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırıldığı görülmüştür. Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen kök ve ek rapora göre sonuç olarak takip ve davaya konu 21.08.2015 tarih 62,75 TL, 28.08.2015 tarih 1.289,08 TL, 28.08.2015 tarih 134,81 TL, 31.08.2015 tarih 60,34 TL, 31.08.2015 tarih 83,99 TL, 07.09.2015 tarih 18,28 TL, 07.09.2015 tarih 38,16 TL, 21.09.2015 tarih 37,89 TL, 30.09.2015 tarih 219,60 TL, 07.10.2015 tarih 169,41 TL, 21.10.2015 tarih 312,43 TL, 21.10.2015 tarih 90,28 TL, 07.12.2015 tarih 96,25 TL, 07.12.2015 tarih 14,40 TL, 14.12.2015 tarih 49,20 TL, 14.12.2015 tarih 19,77 TL, 28.12.2015 tarih 6,37 TL ve 31.12.2015 tarih 18,46 TL olmak üzere toplam 2.721,53 TL’lik toplam 18 adet faturanın davacı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, ancak davacı şirkete ait ticari defterlerin incelenmesinden takibe dayanak 21.08.2015 tarihli ilk faturadan önceki dönemde yapılan incelemede 31.12.2014 – 01.01.2015 tarihi arasında devreden bir borç ya da alacağın bulunmadığı, ancak takibe konu 21.08.2015 tarihli ilk faturadan önceki dönemde 01.01.2015 tarihinden 21.08.2015 tarihine kadar davacı şirket defterlerinde takip dışı 4.01.2015 tarih 24,31 TL, 14.02.2015 tarih 101,78 TL, 14.07.2015 tarih 1.582,18 TL, 14.07.2015 tarih 61,66 TL, 21.07.2015 tarih 61,22 TL, 28.07.2015 tarih 43,15 TL, 07.08.2015 tarih 58,17 TL, 07.08.2015 tarih 107,38 TL, 14.08.2015 tarih 303,20 TL olmak üzere toplamda 2.343,05 TL’lik 9 adet faturanın kayıtlı olduğu, bu faturalardan sonra da takibe konu toplam 2.721,53 TL’lik 18 adet faturanın kaydının mevcut olduğu, bu şekilde takibe konu faturalardan önceki döneme ilişkin olan ve takibe konu olmayan toplam 9 adet fatura toplamı olan 2.343,05 TL ile takibe konu 18 adet faturaların toplamı olan 2.721,53 TL’lik faturalar toplamından davalı şirket tarafından yapılan 27.11.2015 tarihli 2.500,00 TL ve 08.03.2016 tarihli 400,00 TL ve yine 01.02.2015 tarihli … yevmiye kaydına konu avans tahsilatı ile irsaliyesi sunulmadığından teslimatı kanıtlanmayan emtialara ilişkin 43,24 TL düşüldüğünde (2.343,05 TL + 2.721,53 TL – 77,36 TL – 43,24 TL – 2.500,00 TL – 400,00 TL = ) 2.043,98 TL davacı bakiye alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında takip ve davaya konu olan 18 adet faturanın davacı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olması nedeniyle davacı tarafça mahkememizce oluşturulan ara kararı gereğince her bir faturaya bağlı sevk irsaliyesinin 03.12.2020 tarihli dilekçesi ekinde sunulduğu, bu kapsamda takip ve davaya konu 18 adet fatura ve her bir faturanın eki sevk irsaliyelerindeki imzaların davalı şirkete atfen atılıp atılmadığının tespiti açısından mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete isticvap davetiyesi çıkartılmış olup, davalı şirket yetkilisinin isticvap için tayin edilen duruşma gün ve saatinde mazeretsiz olarak mahkememiz duruşma salonda hazır olmaması nedeniyle takip ve davaya konu 18 adet faturaya dayanak her bir sevk irsaliyesindeki imzanın davalı şirkete atfen atıldığı, bu şekilde sevk irsaliyeleri içeriğininde davalı şirket tarafından kabul edildiği sonucuna varılarak davacı şirketin usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşılan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılan takibe konu 18 adet faturadan 21.10.2015 tarih ve 312,43 TL’lik faturaya bağlı 3 adet sevk irsaliyelerinden … seri numaralı irsaliyenin ibraz edilmemiş olması nedeniyle bu irsaliyeye konu mallara denk gelen KDV dahil 43,24 TL’lik tutar haricinde takibe konu 18 adet fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında bilirkişi kök ve ek raporun belirtilen ve davacı şirket kayıtlarında tespit edilen 2.500 TL’lik havale ve 400,00 TL’lik ödemeye ilişkin dekontların birer suretini sunmak ve iş bu ödemelerin hangi faturalara ilişkin olarak yapıldığı konusunda beyanda bulunmak üzere davacı vekiline süre verilmiş olup, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 03.12.2020 tarihli dilekçe ekinde 2.500 TL’lik havaleye ilişkin …A.Ş’ye ait banka dekontu sunulmuş olup, incelenmesinden yapılan ödemenin “cari hesaba mahsuben” açıklamasıyla yapıldığı, yine 400,00 TL’lik ödemeye ilişkin makbuz içeriğinde ise iş bu ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığına dair bir kaydın olmadığı görülmüştür.
Kısmi ifaya ilişkin hükümlerin, takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 100 ve devamındaki maddelerde düzenlendiği, TBK’nun 101/1.maddesi gereğince birden fazla borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına haiz olduğu, aynı yasanın 102/1.maddesine göre de kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı, veya makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde ödemenin muaccel olan borçtan mahsup edilmesinin gerektiği, birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceği, takip yapılmamış ise ödemenin vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış sayılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür. İlgili yasa maddeleri dikkate alındığında iş bu davanın itirazın iptali davası olup, takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğu, davacı tarafça takip talepnamesinde takibin, faturalardan kaynaklı taraflar arasındaki açık hesaba değil, sadece takibe konu 18 adet faturaya dayandırıldığı, bu nedenle bilirkişi kök ve ek raporunda belirtilen ve takibe konu edilmeyen ve takibe konu faturalardan ilk fatura tarihi olan 21.08.2015 tarihinden önceki dönemde davacı şirket defterlerinde 01.01.2015-21.08.2015 tarihleri arasında kayıtlı olan 9 adet fatura toplamı olan 2.343,03 TL’ninde davacı defterlerinde davacı alacağı olarak kayıtlı olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de, toplam 9 adet fatura tutarı olan 2.343,03 TL’nin takibe konu edilmediği, bu nedenle davacı alacağı hesaplanırken takip ve davaya konu olmaması nedeniyle dikkate alınamayacağı düşünülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında 24.11.2020 tarihli celsede oluşturulan ara kararı gereğince davacı vekili tarafından 03.12.2020 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulan banka dekontunda 2.500 TL’lik ödemenin “cari hesaba mahsuben” açıklamasıyla yapıldığı, 400,00 TL’lik ödemeye ilişkin makbuzun incelenmesinden ise iş bu ödemenin hangi faturaya ilişkin olarak yapıldığı konusunda bir kaydın mevcut olmadığı, bu kapsamda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun aşağıda belirtilen ilgili kararında da belirtildiği üzere takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 102/1.maddesi gereğince davacı şirket defterlerine göre 27.11.2015 tarihinde havale yoluyla ve 08.03.2016 tarihli makbuzla davalıdan tahsil edilen toplam 2.900,00 TL’nin davacı tarafça ilk olarak dava konusu takibe konu edilen 18 adet faturadan mahsup edilmesi gereği doğmuştur. Bu durumda takibe konu edilen 18 adet fatura toplamı olan 2.721,53 TL’lik fatura muhteviyatı mallardan 21.10.2015 tarih ve 312,43 TL’lik faturaya bağlı 3 adet sevk irsaliyelerinden … seri numaralı irsaliyenin ibraz edilmemiş olması nedeniyle bu irsaliyeye konu mallara denk gelen KDV dahil 43,24 TL’lik tutar haricinde kalan malların davacı tarafça davalıya teslim edildiği ve bu kapsamda iş bu faturalardan dolayı davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (2.721,53 TL – 43,24 TL =) 2.678,29 TL kadar alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak takibe konu toplam 18 adet faturadan mahkememizce takip tarihi itibariyle davacı alacağı olarak belirlenen 2.678,29 TL’den davalı tarafça yapılan toplam ödeme tutarı olan 2.900,00 TL mahsup edildiğinde (2.900,00 TL – 2.678,29 TL=) 221,71 TL fazla ödeme mevcut olup, bu kapsamda takibe konu faturalardan dolayı davacının davalıdan bir alacağının kalmadığı sonucuna varılmış olmakla yerinde görülmeyen davanın reddine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-919 Esas, 2019/886 Karar ve 17.09.2019 tarihli kararı ve bu karar içeriğinde belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.05.2006 tarih ve 2006/19-260 Esas, 2006/251 Karar, 09.06.2010 tarih 2010/19-262 Esas, 2010/304 Karar, 27.01.2016 tarih, 2015/15-1830 Esas, 2016/98 Karar, 25.04.2018 tarih, 2017/19-903 Esas, 2018/974 Karar sayılı kararları ve yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/15512 Esas, 2018/313 Karar ve 01.02.2018 tarihli, 2016/4521 Esas, 2017/7823 Karar ve 07.12.2017 tarihli, 2018/3125 Esas, 2018/6553 Karar ve 12.12.2018 tarihli kararları da bu yöndedir.)
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta mahkememize yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda dava değeri itibariyle kesin olarak karar verildi. 07/12/2021

Katip …

Hakim …