Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/235 E. 2022/802 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/235
KARAR NO : 2022/802

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2017 tarihinde trafik kazası meydana geldiği, işbu kazada davacının yaralandığı, … plakalı araç sürücüsü …’ın kazaya sebebiyet verdiğini, … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçesinin mevcut olduğu, davalı … şirketine 30/11/2017 tarihinde başvuru yapıldığı, başvuruya rağmen dava tarihine kadar davacıya ödeme yapılmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … şirketi tarafından trafik sigorta poliçesinin 09.11.2016 tarihinde tanzim edildiğini, sigorta şirketine yapılan başvuruya istinaden …….. numaralı hasar dosyasının açıldığı, başvuru yapılmasına rağmen ibrazı zorunlu evrakların şirkete sunulmadığı için yeterli değerlendirme yapılamadığı, dolayısıyla davalıya yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılamayacağı bu sebeple davanın reddi gerektiği, davacı vekili davacının daimi sakatlığı bulunduğu iddiası ile davalı şirketten sakatlık tazminatı talep etmiş ise de, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre kişinin tüm tedavi evrakları tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiği, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, ayrıca sağlık kurulu raporlarının da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, bu yönleriyle davanın reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Bilirkişi Av. ….’ın 20/06/2022 Tarihli Raporu,
-İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 02/09/2021 Tarihli ve …. Sayılı Raporu,
-İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 02/03/2022 Tarihli ve ……. Sayılı Raporu,
-Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun ….Sayılı Raporu,
-Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun … Sayılı Raporunda; Davacının; sağ el bilek diğer tarafa göre yaklaşık 40 derece fleksiyon, 10 derece civarında ekstansiyon kusuru mevcut olduğu, sağ el özellikle 2. Ve 3. parmaklarda olmak üzere yaklaşık 10 derece fleksiyon kusurları mevcut olduğu, duyu motor kusuru olmadığı, diğer eklem hareket açıklıkları tam olup kısalık, atrofi, pseudoartroz olmadığı tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 02/09/2021 Tarihli ve……Sayılı Raporunda; Davacının, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 02/03/2022 Tarihli ve ……Sayılı Raporunda; 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla, kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Bilirkişi Av. …’ın 20/06/2022 Tarihli Raporunda; 23.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu sürekli maluliyet durumuna girmeyen davacının ; 5.215,11 TL maddi zararının olduğu, Hesaplanan maddi zarardan davalı … şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
“Mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu:
Madde 91 – (Değişik: 17/10/1996 – 4149/33 md.)
İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu
Madde 85 – (Değişik birinci fıkra: 17/10/1996-4199/28 md.) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yukarıdaki yasa maddeleri gereği yapılan inceleme neticesinde Davalı Türkiye Sigorta Şirketinin davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu ve düzenlenen poliçede 2918 sayılı yasanın 85. Maddesinde yazılı zararların teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
“Zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar:
Madde 92 – Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.

k) (Ek:9/6/2021-7327/19 md.) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararlar,
…”
2918 sayılı yasanın yukarıda anılı hükmü gereği davacının gelir kaybına ilişkin iddia ettiği zararının zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı dışında olduğu anlaşılmıştır.
Tazminat ve giderlerin ödenmesi:
Madde 99 – Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Somut olayda davacının dava açmadan önce sigorta şirketlerinden herhangi birisine başvurduğuna dair herhangi bir belge dosyaya sunulmamıştır. Bundan dolayı davalı … şirketinin faiz sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başlayacağı anlaşılmıştır.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
6098 sayılı yasanın 49. Maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için; zarar verici bir fiil, bu fiilin hukuka aykırı olması, fiili icra edenin kusurlu bulunması, fiil ve zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir. Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir. Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
-Zorlayıcı neden
-Zarar görenin ağır kusuru
-Üçüncü kişinin ağır kusuru
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının davalının sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçta yolcu konumunda bulunduğu, kazanın oluşumunda yolcu konumunda bulunan davacının etken hukuka aykırı bir davranışının bulunmadığı, sigorta şirketinin yukarıda anılı yasa maddesi gereğince davacının zararından sorumlu olduğu, davacının kaza neticesinde cismani zarar uğradığı, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile davacının bedensel zararı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davacının bedensel zararına karşılık gelen maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı davacıda sürekli maluliyetin bulunmadığı ancak kaza neticesinde geçici maluliyet durumunun bulunduğu ve 4 ay kadar olduğu, bu hususta tazminat miktarının hesaplanması için aktüerya hesap bilirkişisinin görevlendirildiği, geçici maluliyet döneminde davacı %100 maluliyeti varmışçasına hesaplamanın yapıldığı anlaşılmakla bilirkişi raporundaki hesaba itibar edilerek sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, geçici iş göremezlik tazminatının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-5.215,11 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin REDDİNE,
4-Alınması gerekli olan 356,24 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile 320,34 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan toplam 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 2.202,00 TL Adli Tıp Kurumu Rapor Ücreti ve 574,00 TL posta-tebligat gideri olmak üzerek toplamda 3.597,80 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre (5.215,11 / 5.315,11 = 0,98) 3.525,84 TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 5.215,11-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair miktar bakımından kesin olmak üzere verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır