Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1465 E. 2021/1174 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1465 Esas
KARAR NO : 2021/1174

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin beton ve çimento alım satım işi ile iştigat ettiği, davalı tarafa müvekkili tarafından değişik tarihlerde beton satışı yapıldığı, davalı tarafa 7 adet fatura kesildiği, davalı tarafın müvekkiline toplam 20.474,77 TL ödeme yapması gerekirken hiçbir ödeme yapmadığı, bu sebeple müvekkili tarafından davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Öncelikli olarak dava dosyasının yetkili mahkemelerde açılmadığı, yetkili mahkemelerin Emet Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, ayrıca davacı tarafça müvekkili aleyhine düzenlenen ve müvekkili tarafından kabul edilmeyen dava konusu faturalardaki betonların müvekkiline teslim edilmediği, davacı tarafın haksız kazanç elde etmeye çalıştığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden 25.07.2018 tarihinde davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhinde 20.474,77 TL asıl alacak, 2.794,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.269,02 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 30.04.2020 tarihli raporda sonuç olarak; davalı tarafın yasal defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede davacı tarafça davalı adına düzenlenen toplam 20.456,77 TL’lik 7 adet faturadan 4 adet toplam 12.955,81 TL faturanın davalı şirket defterlerinde fatura tarihi itibariyle değil sonraki ay kayıtlara işlendiği ve günlük kayıtların “peşin kasadan nakit ödeme” olarak kayda geçirildiğinin görüldüğü, takip ve davaya konu toplam 7.518,96 TL bedelli diğer 3 adet faturanın ise davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında ayrıca davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 26.10.2020 tarihli raporda sonuç olarak; davacıya ait tutulması gereken tüm defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının yasal defterlerinin dayanağının incelenmesinden taraflar arasında 31.12.2016 tarihinde başlayan 31.03.2017 tarihinde sone eren mal satımına dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, mali müşavir … tarafından hazırlanan raporda sonuç olarak davalının davacıya kayıtlı bir borcunun bulunmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki cari hesabı oluşturan 7 adet faturadan davacı tarafından düzenlenen 2016 Aralık ve 2017 Şubat aylarına ait 12.955,81 TL tutarlı 4 adet faturanın her iki tarafın defterlerinde işli olduğu, 2017 Mart ayına ait 7.518,96 TL toplam tutarlı 3 adet faturanın sadece davacı defterlerinde işli olduğu, davalının kayıtlarında bulunmadığı, vergi dairesinden gelen Ba’larına göre de 2017 Şubat ayına ait 3 adet faturanın gecikmeli olarak 2017 Mart ayında düzenlenmiş 3 adet faturaya ilişkin herhangi bir beyan olmadığının anlaşıldığı, fatura ve sevk irsaliyelerinin içeriklerinin değerlendirilmesi hususunun teknik bilgi gerektirebileceği düşünülmekle birlikte takdirin mahkemeye ait olduğu, taraflar arasındaki faize ve vade farkına dair bir anlaşma olmadığı, davalının ihtar çekilerek temerrüde düşürülmediği ve temerrüdünün 25.07.2018 takip tarihi ile birlikte doğduğu, bu nedenle davacının takip tarihinde 2.794,25 TL işlemiş faiz alacağının bulunmadığının değerlendirildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL/
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça davalıya satılıp teslim edildiği bildirilen mallardan dolayı takip ve davaya konu 7 adet faturanın davacı tarafça düzenlendiği, ancak fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle tahsili için davacı tarafça davalı hakkında icra takibi başlatıldığından bahisle davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, öncelikli olarak iş bu davada yetkili mahkemelerin davalı şirketin ikametgahı itibariyle Emet Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, takip ve dava konusu faturaların davalı tarafça kabul edilmediği, fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edilmediği, buna rağmen iş bu faturaların takibe konu edildiğinden bahisle açılan davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takip ve davaya konu faturalardan dolayı takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı vekili icra takip dosyasına süresi içerisinde sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde davalının ikametgahı itibariyle yetkili icra dairelerinin Emet İcra Daireleri olduğu ve yine esasa cevap süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle de yetkili mahkemelerin Emet Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu yönünde yetki itirazında bulunmuş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının ikametgahının mahkememiz yargı alanı içerisinde bulunması nedeniyle TBK 89.maddesi gereğince reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından öncelikli olarak davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan rapora göre; takip ve davaya konu 7 adet faturadan 31.12.2016 tarih 364,62 TL, 07.02.2017 tarih 5.012,64 TL, 21.02.2017 tarih 3.331,73 TL, 28.02.2017 tarih 4.246,82 TL bedelli olmak üzere toplam 12.955,81 TL’lik 4 adet faturanın davalı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, ancak iş bu faturaların davalı şirket defterlerinde kayıt altına alındıktan sonra “peşin kasadan nakit ödeme” olarak kayıtlara geçtiği, takip ve davaya konu 14.03.2017 tarih 3.063,28 TL, 21.03.2017 tarih 835,44 TL, 31.03.2017 tarih 3.620,24 TL olmak üzere toplam 7.518,96 TL bedelli 3 adet faturanın ise davalı şirkete ait defterlerde kayıtlı olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan rapora göre ise, takip ve davaya konu toplam 20.474,77 TL bedelli 7 adet faturanın davacı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, bu faturalara ilişkin olarak herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığı, bu kapsamda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu 7 adet faturadan dolayı 20.474,77 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı şirket kayıtlarında kayıtlı olmadığı tespit edilen 14.03.2017 tarih 3.063,28 TL, 21.03.2017 tarih 835,44 TL, 31.03.2017 tarih 3.620,24 TL olmak üzere toplam 7.518,96 TL’lik faturalar üzerinde sevk irsaliyesi numarası bulunmadığından mevcut ise her bir fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edildiğine dair her bir fatura ile eşleştirilmek suretiyle sevk irsaliyelerini sunmak üzere davacı vekiline süre verilmiş olup, davacı vekili tarafından en son dosyaya sunulan 10.07.2021 tarihli dilekçe ekinde davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan 31.03.2017 tarih ve 3.620,24 TL’lik faturaya ilişkin olarak 4 adet sevk irsaliyesi sunmuş ise de, iş bu fatura üzerinde sevk irsaliyesi numarası bulunmadığı, sunulan sevk irsaliyelerininde iş bu faturaya ilişkin olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, bu nedenle iş bu sevk irsaliyelerinin takip ve davaya konu 3.620,24 TL’lik faturaya ilişkin olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığının kabulü gerekmiştir. Ayrıca davacı vekili tarafından sunulan 10.07.2021 tarihli dilekçede davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilen 14.03.2017 tarih 3.663,28 TL ve 21.03.2017 tarih 835,44 TL’lik faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin de temin edilemediği bildirildiğinden bu faturalar içeriği mallarında davacı tarafça davalıya teslim edildiği hususunun yazılı delillerle kanıtlanamadığının kabulü gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde takip ve davaya konu toplam 20.456,77 TL’lik 7 adet faturanın tamamının davacı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, takip ve davaya konu iş bu 7 adet faturadan toplam 12.955,81 TL’lik 4 adet faturanın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, toplam 7.518,96 TL’lik 3 adet faturanın ise davalı şirket defterlerinde kaydına rastlanmadığı anlaşılmıştır. Buna göre takip ve davaya konu toplam 12.955,81 TL’lik 4 adet faturanın her iki tarafa ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olması nedeniyle davacının takibe konu toplam 12.955,81 TL’lik 4 adet fatura muhteviyatı malları davalıya teslim ettiğinin kabulü gerekmiştir. Yine her ne kadar davalı şirkete ait ticari defterlerde kayıtlara alınan toplam 12.955,81 TL’lik 4 adet faturanın davalı şirket kayıtlarında “kasadan nakden ödeme kaydıyla” kapatılmış olduğu bilirkişi marifetiyle tespit edilmiş ise de, davalı şirket kayıtlarındaki tek taraflı “kasadan nakden ödeme” kaydına dayanak hiçbir yazılı belgenin dosyaya sunulmadığı, iş bu ödemenin davacı tarafça kabul edilmediği, bu kapsamda işbu 4 adet faturanın ödendiği hususunun davalı tarafça yazılı delillerle kanıtlanamadığı, davalı delilleri arasında açıkça yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle davalının kayıtlarına almış olduğu toplam 12.955,81 TL’lik 4 adet faturaya ilişkin ödemeyi kanıtlayamadığı düşünülmüş olup, davacının iş bu 4 adet faturadan dolayı takip tarihi itibariyle toplam 12.955,81 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yine takip ve davaya konu toplam 7.518,96 TL bedelli 3 adet faturanın ise davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, iş bu fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edildiği hususununda davacı tarafça yazılı delillerle kanıtlayamadığı sonucuna varılmış olup, davacı vekili tarafından da bu faturalarla ilgili olarak karşı tarafa yemin teklif edilmeyeceğinin 13.11.2021 tarihli dilekçe ile bildirilmiş olması karşısında takip ve davaya konu toplam 7.518,96 TL bedelli 3 adet faturaya ilişkin davanın davacı tarafça kanıtlanamadığı sonucuna varılmakla bu tutara ilişkin talebin reddine karar verme gereği doğmuştur.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 12.955,81 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yukarıda anlatılan gerekçelerle yerinde görülmediğinden reddine, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.591,16 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım üzerinden davalının tazminat isteminin ise İİK 67/2.maddesi gereğince davacının takibinde kötüniyetli olduğu hususunun ispatlayacak derece bir delil davalı tarafça dosyaya sunulmadığından yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Yine her ne kadar davacı vekili tarafından takip talepnamesinde asıl alacak yanında işlemiş faiz talebinde de bulunulmuş ise de, takipten evvel davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil dosyaya sunulmadığından kabul edilen kısımla ilgili olarak takip talepnamesindeki işlemiş faize ilişkin talebinde bu nedenle yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 12.955,81 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.591,16 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalının tazminat isteminin de REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan toplam 885,01 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan toplam 397,38 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 487,63 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 438,48 TL harç ile, tebligat ve posta gideri 159,50 TL, bilirkişi ücreti 900,00 TL olmak üzere toplam 1.059,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 582,72 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/12/2021

Katip …

Hakim …