Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1451 E. 2021/851 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1451 Esas
KARAR NO : 2021/851 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ilçesi, … beldesi, … mahallesinde bulunan su parkı işletmesinin belediye şirketi olan davacı şirket tarafından işletildiği, işletmenin 11/08/2017 tarihinde gelen su faturasının çok yüksek olması nedeniyle su kaçağı olup olmadığı hakkında araştırma yapıldığı, çalışmalar sonunda 16/08/2017 günü yapılan tespitte su parkı işletmesi için … adına tesis edilmiş olan aboneliğe bağlı sayaçtan sonra kaçak su bağlantısı yapıldığı ve bu kaçak bağlantı ile davalı işletmeye su aktarıldığının tespit edildiğini, kolluk kuvvetlerine haber verilerek soruşturma başlatıldığı, savcılık soruşturması sonucunda … … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, ceza davası açılmadan önce savcılık uzlaştırma görüşmelerinde, ilgili ay su faturalarının ödenmesinin davalı şirket tarafından üstlenilmesi halinde uzlaşma sağlanabileceği belirtilmiş ise de ödemelerin yapılmadığını, davalı ile ihtilaf konusunu oluşturan aylara ilişkin faturalar … tarafından sayaç abonesi olan … Belediyesinden tahsil edildiği, … belediyesinin de sayaçtan su kullanan işletmeci olarak davacı şirketten 05/10/2018 tarihinde 56.019,00-TL tutarındaki bedeli tahsil ettiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin … Belediyesine ait bir su parkı işlemesi olduğunu, davalı şirketle yolun karşılıklı iyi yanında bulunduklarını, davalı müvekkil şirketin işlettiği kurumun sorumlu müdür diğer davalı … yönetimindeki bir kurum olduğunu ve 2009 yılından beri hizmet verdiğini, kurumun kapatılması için 2015 yılı mayıs ayında önce kurumun ‘fuzuli işgalci’ olduğu gerekçesiyle kaymakamlığa başvurulduğunu, sonrasında … … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, söz konusu davanın görevsizlikle … Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, 09.02.2017 tarihli karar ile davacı belediyenin davasının reddedildiğini, davacı şirketin normalde su faturası yüksek geldiğinde gitmesi ve şikayet etmesi gereken makamın … olmasına rağmen hayatın olağan akışına uygun yolu izlemediğini, belediye ekipleriyle kazı yapıldığını, kazı işlemi bittikten sonra su musluğu açık duruma getirildiğini, belediye yetkililerinin …’ya herhangi bir itiraz ve başvuru olmamasına rağmen kendi kendilerine sayaç ve vanaların etrafını kazdıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … velilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı söz konusu davayı İzmir Ticaret Mahkemelerinde açmış ise de, İzmir Mahkemeleri yetkili olmadığını, HMK 16. Maddesine göre “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü düzenlendiğini, bu doğrultuda davanın görevli ve yetkili mahkeme olan … Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekirken, Mahkemenizde açılmış olması yerinde olmadığını, Müvekkil …, davalı … Merkezinde 2015 yılında engellilerden sorumlu hizmet uzmanı olarak göreve başladığını, 2017 yılının Temmuz ayında ise kurumda yaşanan müdür açığı nedeni ile sorumlu müdür görevini üstlenerek, görevine devam ettiğini, müvekkilin sorumlu müdür olarak çalıştığı süreçte, çalıştığı kurum adına davacı Su parkı işletmesinin sayacından kaçak su bağlantısı yapılmasına dair herhangi emri veya yetkisi bulunmadığı gibi, bu konuda bir bilgisi ve görgüsü de bulunmadığını, müvekkil göreve başlamasından yaklaşık 1 ay sonra çalıştığı kuruma gelen kolluk kuvvetlerinden bu konudaki problemler hakkında bilgi sahibi olduğunu, Kaçak su kullanımı yapıldığı iddia edilen su sayaçlarının yeri hakkında müvekkil dava konusu olaylar kendilerine kolluk kuvvetleri kuruma geldiklerinde bilgi sahibi olmadığını, bu süreye kadar müvekkilin sayaçların yeri hakkında herhangi bir bilgisi dahi bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 3. maddesinin ilk fıkrasında ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın görevsizlik sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-6100 sayılı yasanın görevsizlik kararı verildikten sonra yapılacak işlemlere ilişkin hükmü gereği karar kesinleştiğinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde istinaf yargı yolu açık olmak üzere verilen karar Davacı vekili Av. … Davalı … vekili Av. …, Davalı … Vekili Av. …’nın yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır