Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1338 E. 2021/849 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1338 Esas
KARAR NO : 2021/849

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiye özetle : Müvekkili ile davalı borçlular arasında nakide dayalı alacak verecek ilişkisinin bulunduğu, müvekkilinin davalı borçlulara senet karşılığı borç para verdiği, ayrıca verilen senetlerin üzerine nakden verildiği ibaresinin yer aldığı, iş bu senetlerin incelenmesiyle davalıların itirazının haksız olduğunun tespit edileceği, ayrıca davalılar tarafından imza itirazında bulunulmadığından bahisle davalıların İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : 1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı …’ya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, esasa cevap süresi içerisinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte davalı … vekili tarafından daha sonradan dosyaya sunulan 03.09.2021 tarihli yazılı beyan dilekçesinde; İcra takibinin dayanağının 5 adet bono olduğu, dayanak belgelerin incelenmesiyle belgelerin tümünde lehtar kaydının bulunmadığı, dört tanesinde de tanzim yerinin bulunmadığının sabit olduğu, ayrıca dayanak belgelerin kambiyo vasfında olmadığı, bu sebeple davacı tarafça iddia edilen alacağın ticari defterlerde kayıtlı olmasının gerektiği, müvekkilinin ve diğer davalı …’nun isimlerinin yanında kefil olarak yazıldığı, ortada kambiyo senedi olmadığından kefalet şartlarının mevcut olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı …’ya usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen bu davalı tarafından esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Dava ; Davacı tarafça davalılar hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile, icra inkar tazminatının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası getirtilmiş olup, icra takip dosyasının incelenmesinden takip dosyası içerisinde bulunan 27.09.2018 tarihli takip talepnamesi ile davacı alacaklı tarafından davalılar … ve … aleyhinde “27.09.2018 tarihinde 24.12.2017 tarihli 30.000 TL tutarlı asıl alacak, 31.12.2017 tarihli 30.000 TL tutarlı asıl alacak, 07.01.2018 tarihli 30.000 TL tutarlı asıl alacak, 14.01.2018 tarihli 12.000 TL tutarlı asıl alacak, 15.02.2018 tarihli 35.000 TL tutarlı asıl alacak” dayanak olarak gösterilmek suretiyle her bir asıl alacağa işletilen temerrüt faizi ile beraber toplam 149.626,38 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, yine icra takip dosyası içerisinde takip sebebi ve dayanağı olarak 30.000 TL tutarlı 11.12.2017 tanzim tarihli, 24.12.2017 vade tarihli, 30.000 TL tutarlı 11.12.2017 tanzim tarihli, 07.01.2018 vade tarihli, 5.000 TL tutarlı 11.12.2017 tanzim tarihli, 15.02.2018 vade tarihli, 30.000 TL tutarlı 11.12.2017 tanzim tarihli, 31.12.2017 vade tarihli ve 12.000 TL tutarlı 11.12.2017 tanzim tarihli, 14.01.2018 vade tarihli senetlerden dolayı toplam 149.626,38 TL’lik 28.09.2018 tarihli ödeme emri ve aynı yönde düzenlenmiş e-imzalı UYAP sisteminde kayıtlı takip talebinin bulunduğu, davalı borçlular tarafından icra takip dosyasına süresi içerisinde sunulan itiraz dilekçesiyle “dosyada adıma yollanan borcu kabul etmiyorum. Ben paraları ödedim. Senetleri geri vermediler. Böyle bir borcum yoktur.” şeklindeki gerekçeyle icra takibine itiraz edildiği ve bu kapsamda icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ve davaya konu takibe dayanak ve asılları mahkememiz kasasına davacı tarafça ibraz edilen senetlerin incelenmesinden her biri davalılar … ve … tarafından 11.12.2017 tarihinde düzenlenmiş 14.01.2018 vade tarihli 12.000 TL, 31.12.2017 vade tarihli 30.000 TL, 24.12.2017 tarihli 30.000 TL, 15.02.2018 vade tarihli 35.000 TL, 07.01.2018 vade tarihli 30.000 TL’lik senetler olup, senetlerin tamamında “lehtar” hanesinin boş olduğu ve 14.01.2018 vade tarihli ve 12.000 TL senet haricinde diğer senetlerde de ayrıca düzenleme yerinin bulunmadığı görülmüştür. Bu kapsamda TTK 776 ve TTK 777.maddeleri gereğince takip ve davaya konu senetler kambiyo vasfı taşımayıp, adi senet hükmündedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalıların tacir olup olmadığının araştırılması açısından İzmir ve Aliağa Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkere yazılmış olup, gelen yazı cevaplarının incelenmesinden davalıların her iki ticaret sicilde şahsi ticaret sicil kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca Aliağa Vergi Dairesi’nden gelen 16.01.2020 tarihli cevabi yazının incelenmesinden davalı …’nun potansiyel mükellef olup, herhangi bir vergi kaydının ve şirket ortaklığının bulunmadığı, yine davalı …’nun potansiyel mükellef olup, herhangi bir vergi kaydının bulunmadığı, ancak dava dışı … Ltd. Şti.’nin %90 hissesine sahip ortağı olduğu, bu şirketinde vergisel ödevlerini yerine getirmediğinden 30.11.2010 tarihinde vergi dairesince re’sen terk ettirildiğinin bildirildiği görülmüştür.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesini değiştiren ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı yasanın 2.maddesi ile “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır ” şeklindeki düzenleme ile , artık 01/07/2012 tarihinden sonra açılacak davalarda sözü edilen iki mahkeme arasındaki ilişki görev ilişkisi olup , görevin 6100 Sayılı HMK’nun 137,138 maddeleri gereğince dava şartları arasında sayılmış olması nedeniyle, mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her hal ve safhasında talep üzerine veya mahkemece re’sen incelenip gözetilmesi gerekmektedir.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 Sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerden bulunması, yahut özel bir yasal düzenleme ile davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Dava konusu somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında nakde dayalı alacak verecek ilişkisinin bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafça davalılara senet karşılığında borç para verdiği ve senetler üzerinde de bu kapsamda nakden kaydının bulunduğu senetler incelendiğinde davalıların icra takibine yönelik itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğu iddia edilmek suretiyle davalıların icra takibine vaki haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptaline karar verilmesi talep edilmiş ise de; mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların tacir olup olmadıklarının tespiti açısından yapılan araştırma neticesinde ticaret sicil ve vergi dairesinden gelen yazı cevaplarına göre davalıların her ikisi de tacir olmadığı gibi dava ve takibe konu olup, dava dilekçesinde belirtilen 5 adet senette “lehtar” hanesinin boş olduğu gibi, 4 adet senette de düzenleme yerinin bulunmadığı anlaşılmakla iş bu senetlerin kambiyo senedi vasfı taşımayıp, adi senet hükmünde olması nedeniyle TTK 4.maddesi gereğince mutlak ticari davanın da söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davaya bakma görevinin mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düşünülmekle, mahkememizin iş davada görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/2865 Esas, 2019/12307 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1058 Esas, 2019/6703 Karar sayılı kararları da bu yöndedir.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İş bu davada mahkememiz görevli bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulduğu takdirde dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 12/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır