Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1291 E. 2022/368 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1291
KARAR NO : 2022/368

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete faturalar düzenlendiği, müvekkili şirketin alacağının likit olduğu, davalı şirket ile yapılan 02.10.2017 tarihli mutabakat formu ile görüleceği üzere davalı şirketin borcunu açıkça kabul ettiği, müvekkili tarafından alacağının tahsili amacıyla İzmir 17.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafından esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir 17.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı alacaklı şirket tarafından davalı şirket aleyhinde takip talepnamesi içeriğinde belirtilen 08.08.2017 tarih 1.393,46 TL’lik faturanın 1.391,90 TL’lik kısmı, 10.08.2017 tarih 2.755,73 TL, 15.08.2017 tarih 3.258,41 TL, 17.08.2017 tarih 3.678,05 TL, 21.08.2017 tarih 1.839,02 TL, 25.08.2017 tarih 3.072,58 TL, 29.08.2017 tarih 1.839,02 TL, 07.09.2017 tarih 2.442,06 TL, 15.09.2017 tarih 735,61 TL olmak üzere toplam 21.012,38 TL asıl alacak, 610,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.622,68 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi açısından talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir … tarafından düzenlenen 16.07.2019 tarihli raporda sonuç olarak; davacı şirketin incelenen ticari defterlerine göre davacı şirketin 21.012,38 TL asıl alacak ve 610,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.622,69 TL üzerinden açılan iş bu davada davacı şirketin davalı şirketten cari hesap bakiyesinden kaynaklı 21.012,38 TL asıl alacağının bulunduğu, davacı şirketin 610,31 TL işlemiş faiz talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı kayıtları ile davacı şirket kayıtlarının karşılaştırılması açısından mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir … tarafından düzenlenen 04.01.2021 tarihli raporda sonuç olarak; raporun 2.bölümünde yer alan detaylı incelemelerden anlaşılacağı üzere yasal mevzuata göre aylık KDV hariç 5.000,00 TL beyan sınırı altında kalan faturaların BS ve BA formları ile beyan edilmemesi nedeniyle davalı BA form bilgilerine göre davacıya ait tüm faturaların davalıda kayıtlı olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, dosya kapsamında davacı defterlerinde yapılan inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporu tespitleri ve eklerinde inceleme yapılarak taraflar arasındaki ticari ilişkiye ait bakiye tespit edildiği, davacı defter kayıtlarına göre davalı adına toplam 48.242,23 TL bedelli 37 adet satış faturası düzenlendiği ve davacı defterlerinde davalının borcuna kaydedildiği, davalı tarafından davacı adına toplamı 2.229,85 TL olan 3 adet iade faturası düzenlendiği ve davacı defterlerinde davalının alacağına kaydedildiği, davalı tarafından toplam 25.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu ve davacı defterlerinde davalının alacağına kaydedildiği, ancak dosyada mevcut mutabakat formunda 30.09.2017 tarihi itibariyle davacının alacak bakiyesinin 22.512,38 TL olduğu konusunda mutabakat sağlandığı dikkate alındığında tüm faturaların davalı tarafça kabul edildiği sonucuna varılması mümkün olup, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 21.012,38 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
4-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirketin bağlı bulunduğu ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak ilgili yıllara ilişkin Ba/Bs kayıtları getirtilerek dosyamız arasına delil olarak eklenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL/
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesinde, davacı şirket tarafından davalıya satılıp teslim edilen mallardan dolayı takip ve davaya konu 08.08.2017 tarih 1.393,46 TL’lik faturanın 1.391,90 TL’lik kısmı, 10.08.2017 tarih 2.755,73 TL, 15.08.2017 tarih 3.258,41 TL, 17.08.2017 tarih 3.678,05 TL, 21.08.2017 tarih 1.839,02 TL, 25.08.2017 tarih 3.072,58 TL, 29.08.2017 tarih 1.839,02 TL, 07.09.2017 tarih 2.442,06 TL, 15.09.2017 tarih 735,61 TL’lik toplam 21.012,38 TL irsaliyeli faturalara konu malların davalı tarafa teslim edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle iş bu alacağın işlemiş faiziyle birlikte tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde davalının davacıya hiçbir borcunun bulunmadığı, bu nedenle icra takip dosyasına konu borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takibe konu faturalardan dolayı takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı … Gıda Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 10.08.2018 tarihinde tasfiyeye girdiği, dosyaya İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden getirtilen kayıtlardan anlaşılmış olup, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı gereğince davalı şirket tasfiye memuru olarak …’in atandığı bilgisi verilmekle mahkememizce yapılan yargılama sırasında tasfiye memuru …’e tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir … tarafından düzenlenen 16.07.2019 tarihli raporda; davacı şirketin incelenen 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, bu nedenle sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu, davacı şirketin incelenen 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre takibe konu faturaların tamamının davacı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, yine davalı tarafça yapılan ödemeler ile davalı tarafça düzenlenen iade faturalarının mahsup edilmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.012,38 TL alacaklı olduğunun davacı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, inceleme gün ve saatinin davalı şirket tasfiye memuruna usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından ticari defterlerin inceleme gün ve saatinde mahkememize ibraz edilmediği, bu şekilde ibrazından kaçınıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dosya kapsamı belgeler, davalı şirkete ait vergi dairesinden getirtilen Ba/Bs kayıtları ve davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan rapor değerlendirilerek mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda ise ; davalı tarafça ticari defter ve kayıtların inceleme gün ve saatinde sunulmaması nedeniyle davalı kayıtlarının incelenemediği, ancak davalıya ait vergi dairesinden gelen Ba’ların davacı kayıtları ile karşılaştırılması neticesinde davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarında Ba form ve Bs form ile beyan ettiği alış ve satış faturalarının yıllık toplam olarak listelendiği, yapılan incelemeye göre davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar toplamının KDV dahil 48.242,23 TL ve KDV hariç 44.668,73 TL olarak tespit edildiği, aylık beyan sınırı KDV hariç 5.000,00 TL’sine göre ay bazında inceleme yapılarak davacı tarafından davalı şirkete 2017 yılında düzenlenen sadece Haziran ve Ağustos 2017 aylarında sınırın üstünde olduğunun tespit edildiği ve davalı tarafça Ba formu ile beyan edilmesi gereken fatura sayısının 18 adet ve beyan edilmesi gereken fatura toplamının KDV hariç 28.346,02 TL olduğu, vergi dairesinden gelen cevabi yazıda davalının davacı şirketten aldığı mallara ait alış faturası beyanını 2017 yılında 16 adet olarak KDV hariç 26.653,00 TL olarak bildirildiği, aylık beyan sınırını geçen aylara ait faturalar yönünden yapılan karşılaştırma ile davalı şirket tarafından KDV hariç 1.693,02 TL (%8 KDV dahil 1.828,46 TL) olan 2 adet faturanın beyan edilmediği, aylık beyan sınırı olan KDV hariç 5.000,00 TL’nin altında kalan faturalar yönünden ise Ba formları ile bir değerlendirmenin yapılmasının mümkün olmadığı, davacı şirket ticari defterlerine göre 2017 yılında davacının davalıya KDV dahil toplamda 48.242,23 TL’lik fatura düzenlediği, iş bu faturaların davalı hesabına borç kaydedildiği, davalı tarafça 2017 yılında düzenlenen 2.229,85 TL’lik 3 adet iade faturasının ve yine davalı tarafça yapılan toplam 25.000,00 TL’lik ödemenin davalı hesabına alacak kaydedilmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.012,38 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, ancak dosyada bir sureti bulunan 02.10.2017 tarihli mutabakat mektubunda belirtilen 30.09.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacak bakiyesinin davacı kayıtlarına göre 22.512,38 TL olduğu, iş bu mutabakattan sonra davalı şirket tarafından 09.10.2017 tarihinde yapılan 1.500,00 TL’lik ödemenin mahsubu ile davacı alacak bakiyesinin takip tarihi itibariyle 21.012,38 TL olduğu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere 3095 Sayılı Yasa’nın 2.maddesine göre 09.10.2017 mutabakat tarihinden takip tarihine kadar yapılan hesaplama neticesinde davacının davalıdan 673,55 TL işlemiş faiz talep edebileceği, ancak davacı talebinin 610,31 TL olması nedeniyle bu taleple bağlı kalınması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında bir sureti dosyada mevcut olan 02.10.2017 tarihli Mutabakat Mektubu ile ilgili olarak tasfiye memuru …’e çıkartılan isticvap davetiyesiyle “02.10.2017 tarihli mutabakat mektubu fotokopisi ekli olup, 02.10.2017 tarihli mutabakat mektubu içeriği ve onay kısmındaki davalı şirkete atfen atılan kaşe ve imza hususunda beyanda bulunmak üzere davetiyede yazılı duruşma gün ve saatinde H.M.K..nun 171. maddesi uyarınca isticvabınıza karar verilmiştir.
Bu nedenle isticvap için tayin edilen duruşma gün ve saatinde mahkememiz duruşma salonunda mazeretsiz olarak hazır olmamanız halinde isticvaba konu 02.10.2017 tarihli mutabakat mektubunun onay kısmında bulunan kaşe ve imzanın davalı şirkete ait olduğunun kabul edileceği ve ayrıca mutabakat mektubu içeriği gereğince davacı şirketteki cari hesabınızın 30.09.2017 tarihi itibariyle davacı lehine 22.515,18 TL borç bakiyesi verdiği hususunda davacı şirket ile mutabık olduğunuz yönündeki 02.10.2017 tarihli Mutabakat Mektubu içeriğinin tarafınızca kabul edilmiş sayılacağına karar verileceği” ihtar edilmiş olup, davalı şirketin tasfiye memuruna iş bu tebligatın 11.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, isticvap davetiyesinde duruşma gün ve saati olarak bildirilen 25.05.2021 tarihli duruşmada davalı şirket tasfiye memurunun mazeretsiz olarak hazır bulunmadığı, bu nedenle isticvap davetiyesi içeriğindeki mutabakat mektubu içeriğinin ve iş bu mutabakatta davalı şirkete atfen atılan imzanın davalı şirket tarafından kabul edilmiş sayıldığı mahkememizce kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyanın incelenmesinden davalı şirket tasfiye memuruna 25.05.2021 tarihli duruşma için isticvap davetiyesi çıkartılmış ve iş bu davetiye davalı şirket tasfiye memuruna 11.05.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tasfiye memurunun 25.05.2021 tarihli duruşmada mazeretsiz olarak hazır bulunmadığı, ancak daha sonraki aşamada vekil edenler arasında davalı şirketin bulunmadığı, vekil eden olarak sadece tasfiye memuru …’in adının bulunduğu İzmir … Noterliği’nin 07.11.2012 tarihli vekaletnamesi ve iş bu vekaletname ile vekil olarak tayin edilen Av. … tarafından tasfiye memuru adına 10.06.2021 tarihli dilekçe sunulmuş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında tasfiye memuru …’e ve yine dosyaya tasfiye memuru …’in şahsı adına vekaletname sunan Av. …’ya ayrı ayrı meşruhatlı davetiyeler çıkartılarak verilen kesin süre içerisinde davalı şirket adına tasfiye memurundan alınmış usulüne uygun vekaletnamenin sunulması, aksi halde dosyaya ibraz edilen İzmir … Noterliği’inin … yevmiye nolu ve 07.11.2012 tarihli vekaletnamesi ve bu vekaletname kapsamında vekil Av. … tarafından yapılan işlemlerin geçersiz kabul edileceği, gerekli tebligatların tasfiye memuru …’e yapılmak suretiyle işlemlere devam edileceği, her ikisine çıkartılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen verilen süre içerisinde davalı şirket adına tasfiye memurundan alınmış usulüne uygun vekaletnamenin dosyaya sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde takip ve davaya konu faturaların tamamının davacı şirkete ait ve usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşılan 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarında aynen kayıtlı olduğu, 2017 yılı içerisinde davalı tarafça düzenlenen iade faturaları ile yapılan ödemelerin mahsubu neticesinde dosyada bir sureti bulunan 02.10.2017 tarihli Mutabakat Mektubu’nda belirtilen 30.09.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 22.512,38 TL alacaklı olduğunun davacı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, mutabakat tarihinden sonra davalı tarafça 09.10.2017 tarihinde yapılan ve davacı şirket defterlerinde kayıtlı olan 1.500,00 TL’lik ödemenin mahsubu ile davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 21.012,38 TL alacaklı olduğunun mali müşavir bilirkişiler tarafından tespit edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de, davalı şirket tasfiye memuruna mahkememizce inceleme gün ve saatinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından mazeretsiz olarak ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, ibrazından kaçınıldığı, bu nedenle davacı şirketin usulüne uygun olarak düzenlendiği anlaşılan ticari defter ve kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca dosyada bir sureti bulunan 02.10.2017 tarihli Mutabakat Mektubu içeriğine göre 30.09.2017 tarihi itibariyle davacı cari hesap bakiyesinin 22.512.38 TL olduğu hususu ile ilgili onay bölümünde davalı şirkete atfen atılan imza ve mutabakat içeriği ile ilgili olarak davalı şirket tasfiye memuruna çıkartılan isticvap davetiyesine rağmen davalı şirket tasfiye memurunun isticvap için mahkememizce tayin edilen duruşma gün ve saatinde mazeretsiz olarak hazır bulunmaması nedeniyle isticvap içeriğinin davalı şirket tarafından kabul edildiği sonucuna varılmak suretiyle mutabakat mektubu tarihi olan 02.10.2017 tarihinden sonra davacı şirket defterlerinde kayıtlı olan 09.10.2017 tarihli ve 1.500,00 TL’lik davalı ödemesi düşüldükten sonra davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (22.512,38 TL – 1.500,00 TL=) 21.012,38 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda anlatılan tüm gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 21.012,38 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, işlemiş faizle ilgili fazlaya ilişkin istemin ise takipten önce davacı tarafça davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge dosyaya sunulmadığından takipteki bu tutara ilişkin talebin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur. Ayrıca likit olduğundan yerinde görülen davacı talebi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.202,47 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 21.012,38 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.202,47 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.435,35 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 261,16 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.174,19 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 302,26 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 544,88 TL ve bilirkişi ücreti toplam 950,00 TL olmak üzere toplam 1.494,88 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.450,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır