Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1170 E. 2021/1115 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1170
KARAR NO : 2021/1115

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; Müvekkilinin 24.04.2015 tarihinde ortaklık talebi ile … üst birlik …’nden 99.000 TL bedelli arsa vasfındaki taşınmazı satın aldığı, müvekkilinin ödemelerini gününde ve düzenli olarak yaptığı, müvekkilinin ödemelerini tamamlamasının ardından taşınmazının ferdileşmesinin yapılarak kendi adına tescilini talep etmesine rağmen geçiştirildiği, davaya konu parsel ve bitişik parsellerin üst birlik olan … tarafından müvekkilinin ortaklık kaydının yapılmasından sonra ve ödemeleri devam ederken 05.10.2015 tarihinde yine bünyesindeki …’ne satıldığı, bu durumun müvekkiline hiçbir şekilde bildrilmediği, davalı kooperatifin üzerine düşen yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmediğinden bahisle müvekkilinin kooperatif ortaklığının ve ortak olunan arsaların davalılar tarafından bünyelerindeki başka bir kooperatife satışı nedeniyle fiilen imkansız hale gelmesi nedeniyle kooperatif ortaklığının sona erdiğinin tespitine, müvekkili tarafından davalılara ödenen 99.000 TL ortaklık bedelinin davalılara ödendiği tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline, kooperatif yöneticileri tarafından yüksek kar vaadiyle ortak edilen arsadan yüksek gelir beklentisi olan müvekkilinin belirlenecek maddi zararlarının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 21.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili sunmuş olduğu 28.10.2020 tarihli dilekçe ile; 120.000 TL bedelli olarak açılan davada yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde talep edilen tazminat tutarının 245.828,18 TL olduğu anlaşılmakla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 245.828,18 TL tazminatın müvekkilinin kooperatife ödediği 99.000 TL’nin ödeme tarihinden, 21.000 TL’sinin dava tarihinden, 125.828,18 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; müvekkilerinden …’nin işbu davada taraf olarak gösterildiği, oysa ki bu müvekkilinin kooperatifler üst birliği olduğu, birliğin ortaklarının kooperatifler olduğu ve ana sözleşme gereğince belirtilen hükümler gereğince faaliyetlerini sürdürmekte olduğu, herhangi bir ortaklık veya ferdileşme işlemi yapmadığı, davacıyla aralarında herhangi bir ilişkinin bulunmadığı, bu nedenle bu davalıya işbu davada husumet yöneltilemeyeceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere 2015 yılında davalılardan
…nden arsa tahsis edilmesi için başvuruda bulunduğu, işbu kooperatifin bir yapı kooperatifi olmadığı, herhangi bir inşaat yapmadığı, arsa tahsis edilmesinin isteyene 3. şahısların başvurusu doğrultusunda arsa tahsis işlemi yaptığı, davacınında arsa tahsisi için başvurduğu, gerekli ödeme planının yapıldığı ve davacıların ödemelerini yaptığı ancak henüz ortaklık işlemi gerçekleşmeden söz konusu ada ve parsele ilişkin olarak, mimari ve teknik yönden parselasyon işlemi devam ederken projenin parsel bazında örgütlenmesinin zorluğu, ortak kayıt taleplerinin azlığı ve idari yönden karşılaşılan sorunlar nedeniyle projenin tüm hukuki ve teknik hakları kooperatife ait olması nedeniyle parsel bazında örgütlenme işleminden vazgeçildiği, bu kapsamda davacıya talep etmiş olduğu arsanın ferdileşme işlemi teknik ve hukuki yönden imkansız olduğu için yapılamadığı, bu durumun davacı tarafça da bilindiği, davacının ilk kez İzmir … Noterliği’nin 05.07.2017 tarihli ihtarnamesi ile ferdileşme talebinde bulunduğu, akabinde İzmir … Noterli’ğinin 11.07.2017 tarihli ihtarnamesi ile ferdileşmenin teknik ve hukuki nedenlerle mümkün olmadığı, bu nedenlerle ödemiş olduğu bedelin iadesinin yapılacağı banka hesap numarasını bildirmesinin istenmiş olmasına rağmen davacının bu talebe cevap vermediği, ayrıca davacı tarafça talep edilen faiz ve maddi kazanç kaybı tazminatının kabul edilmesinin mümkün olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi …, kooperatif konusunda uzman bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 27.01.2020 tarihli raporda ; Davacı …’nın davalı …’ne ortak olmak için başvurulduğu, başvurunun kabul edildiği, kendisine 500,00 m2’lik bir arsa tahsis edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafça arsa tahsisinin iptali ile ilişkilendirerek ortaklığının sona erdiğinin tespiti istenilmiş ise de, arsa tahsisinin iptal edilmesinin ortaklığı sona erdiren hallerden olmadığı, bu nedenle ortaklık ilişkisinin devam ettiği, davalı ..’nin kendi imkanları ile ürettiği arsaları, bağlı kooperatifler aracılığı ile pazarladığı, diğer davalı …’ine de bu şekilde arsa tahsis edildiği, ancak yeterli talep gelmeyince projeden vazgeçildiği, arsa tahsisinin iptal edildiğinin anlaşıldığı, buna bağlı olarak da davacıya yapılan arsa tahsisinin de iptal edildiği, bu durumda davacıya arsa tahsis edilemeyeceğinin kabul edilmesinin gerektiği, ifa imkansızlığı ile karşılaşan davacıya ödenecek tazminat tutarının 245.828,81 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın kooperatife yapmış olduğu ödemelerin kendisine iade edilmesini istediği, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre kar amacı gütmeyen davalı kooperatiften ancak yasal faiz talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 12.10.2020 tarihli ek raporda ; kök raporda belirtildiği üzere davacının talep edebileceği tazminat tutarının 245.828,81 TL olarak hesaplandığı, ortaklık yükümlülükleri kapsamında yapılan ödemelerin ortağa iadesinin ortaklık ilişkisinin sona ermesi halinde mümkün olduğu, ortaklık ilişkisi devam ederken böyle bir hakkın bulunmadığı, ifa imkansızlığı ile karşılaşan davacıya ödenecek tazminatın, ortağın zararını da içermekte olduğu, davacı tarafın ortaklık ödemelerinin iadesinin yanı sıra maddi tazminat da talep etmiş ise de, maddi tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 06.09.2021 tarihli 2.ek raporda ; davacı tarafından yapılan ödemelerin davalılardan … tarafından emanette tutulduğu, arsa tahsisi gerçekleşmediği için davalılardan….’ne devredilmediği, davacının 18.04.2015 / 15 sayılı kararla davalılardan …’inin ortaklığına kabul edildiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin adı geçen kooperatifin hesabında göründüğünün tespit edildiği bildirilmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu taşınmazın tapu kaydı getirtilerek dosyaya eklenmiştir.
3-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraf delilleri arasında yer alan İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilerek dosya arasına eklenmiştir.
4-Yine Menemen Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden taşınmaza ilişkin kayıtlar getirtilerek dosya arasına eklenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL:
Dava; davalıların, kooperatifteki ortak olduğu arsayı davacının bilgisi dışında kendi bünyesinde bulunan dava dışı başka bir kooperatife sattığı ve bu nedenle davacının ortaklığının fiilen sona erdiği iddiası ile kooperatif ortaklığının sona erdiğinin tespiti ile davalı tarafa yapılan ödemenin ve bu nedenle davacının uğradığı kazanç kaybının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, davacının 24.04.2015 tarihinde davalılardan …’nin üst birlik olan diğer davalı …’nden satın aldığı davaya konu arsa vasfındaki taşınmazı 99.000,00 TL bedelle ve 10.000,00 TL’si peşin kalanı da 9.889,00 TL’den 9 eşit taksitle ödenmek koşuluyla kooperatife ortak olduğu ve ödeme planındaki tüm ödemelerin davacı tarafça yapıldığı, ödemeleri tamamlanan arsa vasfındaki taşınmazın ferdileşmesi sağlanarak tapuda davacı adına tescilinin İzmir … Noterliği’nin 05.07.2017 tarihli ihtarnamesi ile talep edilmiş olmasına rağmen davalı kooperatif tarafından davacıya keşide edilen İzmir … Noterliği’nin 11.07.2017 tarihli cevabi ihtarnamesiyle yerine getirilmeyeceğinin davacıya bildirildiği, daha sonra yapılan araştırmalar neticesinde davalılardan ….’un davacının ortağı olduğu arsa vasfındaki taşınmazı davacının ödemeleri devam ederken davacının bilgisi dışında bilinçli bir şekilde …. büyesindeki başka bir kooperatife satmak suretiyle davacının kooperatif ortaklığını fiilen sona erdirdiği, davalı kooperatifin bu şekilde üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden bahisle davacının kooperatif ortaklığının ve ortak olunan arsaların davalılar tarafından kendi bünyelerindeki başka bir kooperatife satışı nedeniyle fiilen imkansız hale geldiğinden davacının kooperatif ortaklığının sona erdiğinin tespitine, davacı tarafından davalılara ödenen 99.000,00 TL’lik ortaklık bedelinin ödendiği tarihten itibaren işletilecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, ayrıca yüksek kar vaadiyle ortak edilen davacının arsanın satışı nedeniyle uğradığı zarardan dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 21.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Ayrıca davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 28.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava dilekçesindeki talep sonucunun bilirkişi raporu doğrultusunda 245.828,18 TL’ye yükseltilmiş olup bunun davacı tarafça kooperatife ödenen 99.000,00 TL’sinin ödeme tarihinden, 21.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 125.828,18 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işletilecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, iş bu davada …ne husumet yöneltilmeyeceği, ayrıca davacının dava dilekçesinde de belirtildiği üzere 2015 yılında davalılardan …nden arsa tahsis edilmesi amacıyla başvuruda bulunduğu, işbu kooperatifin bir yapı kooperatifi olmadığı, 3. şahısların başvuruları doğrultusunda arsa tahsis işlemi yaptığı, davacınında başvurusu üzerine gerekli ödeme planının yapıldığı ancak ortaklık işlemi henüz gerçekleşmeden ortak kayıt taleplerinin azlığı ve idari yönden karşılaşılan sorunlar nedeniyle projenin tüm hukuki ve teknik hakları kooperatife ait olması nedeniyle parsel bazında örgütlenme işleminden vazgeçildiği, bu aşamada davacıyla yapılan görüşmelerde durumun kendisine izah edildiği ve yaptığı ödemenin iade edilmesi için İzmir … Noterliği’nin 11.07.2017 tarihli ihtarnamesiyle hesap numarası bildirilmesinin istenildiği, ancak davacının bu talebe bir cevap vermediğinden bahisle davacı iddialarının yerinde olmadığından açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının kooperatif ortaklığının sona erip ermediği, davacının kooperatif ortaklığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkin talebin yerinde olup olmadığı, yine davacı tarafından davalı tarafa yapıldığı bildirilen ödemelerin iadesinin gerekip gerekmediği, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu maddi tazminata ilişkin istemin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda sonuç olarak, ana sözleşmesi gereğince, gerçek kişileri üye kaydedip arsa tahsis etmesi mümkün olmayan davalı …’nin ürettiği arsaları ancak ortağı olan kooperatiflere tahsis edebilmekte olduğu, bu nedenle … tarafından geliştirilen projelerde arsanın üretilmesi yanı sıra reklam ve tanıtımların adı geçen kooperatifler birliği tarafından yapıldığı, projeye katılmak isteyen ortak adaylardan taahhüt alınarak arsa tahsis bedelinin tahsil edildiği, … çatısı altında bir kooperatif kurulduğu, yeterli sayıda ön kayıt yapıldıktan sonra arsanın belirli bir bedel karşılığında bağlı bir kooperatife tahsisinin gerçekleştirildiği, buna göre arsa tahsisi yapan …’un arsa tahsisini gerçekleştirmek ve ön kayıt aşamasında tahsil ettiği arsa bedelini kendi çatısı altında kurulmuş olan kooperatife devretmek, bu proje için … çatısı altında kurulmuş olan bağlı kooperatifin de aralarında kararlaştırılmış olan arsa tahsis bedelini ….’e ödemekle yükümlü olduğu, dava konusu somut olayda davalılardan ….’nun kendi bünyesindeki diğer davalı kooperatife arsa tahsis ettiği, ancak davalı ….’nin yeterli sayıda ortak kaydedemediği, daha doğrusu arsaların tamamını pazarlayamadığı, bunun üzerinde davalı kooperatif ile bağlı olduğu kooperatifler birliğinin kendi aralarında anlaşarak arsa tahsisini iptal ettikleri, böylece davaya konu arsayla ilgili tasarruf hakkının tekrardan …’ne geçtiği, bunun sonucunda davalı kooperatif tarafından yapılan arsa tahsislerinin de geçersiz hale geldiği, davacıya yapılan arsa tahsisinin iptalinin de her iki davalı arasındaki arsa tahsisinin iptal edilmesinden kaynaklandığı, bunun sonucu olarakta davacıya arsa tahsisinin gerçekleştirilemediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında sonuç olarak, davalı …. ‘ne ait yönetim kurulu defterinin incelenmesinden davacının 28.04.2015 tarih ve 15 sayılı kararla ortaklığa kabul edildiği, böylece davacının davalı kooperatife ortaklığının gerçekleştiği, nitekim davalı kooperatife ait defter ve kayıtlarda davacı tarafından yapılmış olan ödemelerin kayıtlı olduğu, iş bu kayıtlara göre davacı tarafça toplamda 2015 yılının Nisan ayı ile 2016 yılının Ocak aylarını kapsayan dönemde toplam 99.001 TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğunun görüldüğü, yine diğer davalı …’ne ait defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde ise davacı tarafından yapılan ödemelerin arsa tahsisinden sonra mahsuplaşmak üzere birlik tarafından, … kod numaralı diğer çeşitli borçlar hesabında emanete alındığı, ancak arsa tahsisi gerçekleşmediği için davalı kooperatifler birliğinin hesaplarında kaldığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine alınan kök ve ek raporlarda sonuç olarak, davalı …. ‘ne ait yönetim kurulu defterinin incelenmesinden davacının 28.04.2015 tarih ve 15 sayılı kararla ortaklığa kabul edildiği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişki olarak ele alınması ve incelenmesinin gerektiği, her ne kadar davacı tarafça arsa tahsisinin iptal edilmesiyle ilişiklendirilerek tesis edilen ortaklığın sona erdiği iddiası ile bu hususun tespit edilmesi talep edilmekte ise de, kooperatif ortaklığının hangi hallerde sona ereceğinin Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmede düzenlendiği, arsa tahsisinin iptal edilmesinin ortaklığı sona erdiren hallerden olmadığı, davacının ortaklıktan istifası veya ihracı söz konusu olmadığı gibi, ortaklığın devredilmesinin de söz konusu olmadığı, bu nedenle taraflar arasında tesis edilen ortaklığın halen devam ettiği sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında sonuç olarak, kooperatif ile ortak arasındaki ilişkide kooperatifin görevinin, ortağın ihtiyacı olan taşınmazı teslim etmek, ortağın görevi ise payına isabet eden giderleri ödemek olduğu, dava konusu olayda davacının kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek hesaplanan arsa bedelini ödediği, ancak arsa tahsisinin iptali ile davalı kooperatifin kendi üzerine düşen yükümlülüğü yani davacıya arsa teslimi yönündeki yükümlülüğünü yerine getirme imkanının ortadan kalktığı, Yargıtay kararlarına göre ortaklarına arsa veya konut teslimi gerçekleştirerek amacına ulaşan kooperatiflerde, bazı ortaklara arsa ve konut verilmesinin imkansızlaşması halinde bu ortakların mağduriyetinin tazminat ödenerek giderilmesi gerektiği kabul edilmekte ve ödenecek tazminat miktarının amacına ulaşan ortaklarla kıyaslanarak ve ortaklık nedeniyle edinilecek taşınmazın değeriyle orantılı olarak hesaplanmakta olduğu, parasal yükümlülüklerin noksansız olarak yerine getirilmesi halinde ise, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri ile eş değerde tazminat ödenmesi gerekmekte olup dava konusu parselin komşu parsellerle tevhid edilerek … ada, … parsel’e dönüştüğü, … ada … parsel üzerinde kat irtifakı tesis edilerek 3 blokta 32 bağımsız bölüm teşekkül ettirildiği, dava konusu taşınmazın Çiğli-Foça karayolu üzerinde bulunduğu, parsel üzerinde 32 adet bağımsız bölüm olduğu, çevresinde konut ve villa yoğunluklu, orta-üst gelir grubuna hitap eden bir mevkiinde bulunduğu, ulaşımı kolay, altyapı hizmetlerinden tam olarak yararlanmakta olduğu, dava konusu parselin devir tarihinden önce yürürlükte bulunan imar mevzuatına göre yapı yapmaya müsait olduğu, bölgede yapılan araştırmalar neticesinde piyasada satılık arsalar, bölge emlak ofislerinden elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin 245.828,81 TL olarak hesaplandığı, davacıya yapılan arsa tahsisinin iptali neticesinde davacıya arsa tahsis edilemeyeceğinin kabul edilmesinin gerektiği, ifa imkansızlığı ile karşılaşan davacıya ödenecek tazminatın taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri olan 245.828,81 TL olarak hesap ve tespit edildiği, ortaklık yükümlülükleri kapsamında yapılan ödemelerin ortağa iadesinin ortaklık ilişkisinin sona ermesi halinde mümkün olduğu, ortaklık ilişkisi devam edenlerin böyle bir hakkının bulunmadığı, ifa imkansızlığı ile karşılaşan davacıya ödenecek tazminatın ortağın zararını da içermekte olduğu, bu kapsamda davacı tarafça ortaklık ödemelerinin iadesinin yanı sıra maddi tazminatta talep etmiş ise de ayrıca maddi tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından davalılardan … açısından bu davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacı vekili tarafından 10.12.2012 tarihli dilekçe ekinde sunulan belgelerin incelenmesinden dilekçe ekinde sunulan 24.04.2015 tarihli belgeye göre davacının davalı kooperatife hitaben düzenlenen dilekçeyle davalı kooperatif tarafından diğer davalı ….’den satın alınan … ada , … parsel no’lu 500 m2’lik arsa için ortak olmak istediğini ve bunun karşılığında da 99.000,00 TL’yi ödemeyi beyan ve taahhüt ettiği, 99.000,00 TL’nin 10.000,00 TL’sinin peşin geriye kalanınında 9.889,00 TL’lik 9 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığı, her bir taksit için senet düzenlendiği, işbu senetlerin incelenmesinden keşidecisinin davacı,lehtarının ise davalı … …olduğu, davalı kooperatife ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı tarafından toplamda 99.001 TL ödemenin yapıldığının davalı kooperatif kayıtlarında mevcut olduğu, ayrıca diğer davalı kooperatifler birliği (…) ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceme neticesinde ise davacı tarafça yapılan işbu ödemelerin arsa tahsisinden sonra mahsuplaşmak üzere davalı … tarafından … kod numaralı diğer çeşitli borçlar hesabında emanete alındığı, ancak arsa tahsisi gerçekleşmediği için kooperatifler birliğinin hesabında kaldığının tespit edilmiş olması karşısında davalı vekilinin husumete ilişkin itirazı yerinde görülmemiş olup reddine karar verme gereği doğmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davacıya arsa tahsisinin fiilen imkansız hale gelmiş olması nedeniyle davacının kooperatif ortaklığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi talep edilmiş ise de, bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirtildiği ve mahkememizce de benimsendiği üzere davacıya arsa tahsisinin iptal edilmesinin ortaklığı sona erdiren hallerden olmadığı, kooperatif ortaklığının hangi hallerde sona ereceğinin Kooperatifler Kanunu ve yine kooperatifin ana sözleşmesinde belirlendiği, dava konusu olayda davacının kooperatif ortaklığından istifa ettiğine veya ortağın ihraç edildiği ve yine ortaklığını devrettiğine dair bir iddia ve delilinin dosya içerisinde bulunmadığından davacının bu yöndeki talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Ayrıca yine kök ve ek raporlarda belirtildiği üzere davacı tarafça davalı kooperatife sunulan 24.04.2015 tarihli dilekçe ile toplam 99.000,00 TL karşılığında 500m2’lik 1 adet arsanın kendisine tahsis edilmesi için davacı tarafça talepte bulunulduğu, davalı kooperatif tarafından davacının talebi kabul edilmek suretiyle davacının 28.04.2015 tarih ve 15 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edildiği ve kendisine 500 m2’lik bir arsanın tahsis edildiği, davacı tarafça arsa karşılığı olan 99.000,00 TL’nin tamamının ödendiği, davalı … Birliği’nin kendi imkanları ile ürettiği arsaları bağlı kooperatifler aracılığıyla pazarlamakta olduğu, diğer davalı …’ne bu şekilde arsa tahsis edildiği, ancak yeterli talep gelmeyince projeden vazgeçildiği, arsa tahsisinin de iptal edildiği, buna bağlı olarak tüm ödemelerin yapılmış olmasına rağmen davacının kusuru dışında davacıya yapılan arsa tahsisinin de davalılarca iptal edildiği, bu şekilde bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacıya arsa tahsisinin imkansız hale geldiği ve sonuç olarak davalı tarafın yerine getireceği edim açısından ifa imkansızlığının doğduğunun kabulünün gerektiği, yine bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporda belirtildiği üzere ifa imkansızlığı nedeniyle davalılarca davacıya ödenecek tazminatın dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla rayiç değerinden ibaret olduğu, keşfen yapılan inceleme neticesinde davaya konu arsanın dava tarihi itibarıyla rayiç değerinin 245.828,81 TL olduğu bilirkişi heyeti tarafından hesaplanmış olmakla mahkememizce aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu gereğince davacı tarafın bu yöndeki talebinin kabulüyle davacı tarafın 28.10.2020 tarihli ıslah dilekçesindeki talebi dikkate alınarak ve davacı tarafça ıslah dilekçesindeki 99.000,00 TL’lik kısımla ilgili olarak davadan önce davalıların temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge dosyaya sunulmadığından 245.828,18 TL’nin 120.000,00 TL’ sine dava tarihi olan 11.10.2018, bakiyesi olan 125.828,18 TL’sine ise ıslah tarihi olan 28.10.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
a) 245.828,18 TL’nin 120.000,00 TL’sine dava tarihi olan 11.10.2018, bakiyesi olan 125.828,18 TL’sine ise ıslah tarihi olan 28.10.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacının kooperatif ortaklığının sona erdiğinin tespitine ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 16.792,52 TL nispi karar ve ilam harcı ile reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının toplamı olan 16.851,82 TL karar ve ilam harcından başlangıçta ve sonradan tamamlanan toplam 4.198,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.653,22 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Reddedilen kısım üzerinden davacı taraftan tahsiline karar verilen 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan ve davacıdan tahsil edilen toplam (4.198,30 TL – 59,30 TL=) 4.139,00 TL harç, tebligat ve posta gideri 224,30 TL, keşif aracı ücreti 230,00 TL, keşif harcı 314,00 ve bilirkişi ücreti 2.550,00 TL olmak üzere toplam 7.457,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 25.657,97 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın reddedilen kısmı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)