Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1042 E. 2022/522 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1042
KARAR NO : 2022/522

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2016 tarihinde sürücü …’ın sevk idaresindeki … plakalı aracıyla Yavuzselim Mahallesi Yeni Saniyi 4 nolu caddeden 30 nolu cadde istikametine seyir halinde iken 28 nolu cadde kavşağına geldiğinde aracının sağ ön kapı kısımları ile, Yavuzselim Mahallesi 28 nolu caddeden gelerek 6 nolu cadde istikametine gitmek isteyen sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarının çarpışması sonucu çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda sürücü konumunda bulunan müvekkil ağır derecede yaralandığı, davacının belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazmini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ekte bir örneğini ibraz ettikleri … numaralı poliçe ile sigortalı olduğuklarını teyit ettiklerini, teminatlarının poliçenin ön yüzünde kayıtlı olduğunu, mezkur poliçede meydana gelen riziko hallerinde azami poliçe teminatları belirtildiğini, fakat poliçelerde gösterilen ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağlar muaccel ve maktu meblağlar olmayıp, ancak uğranılan gerçek zararı karşılamak için ihdas edilmiş meblağlar olduğunu, başka bir deyişle zarar veren aracın neden olduğu riziko sebebi ile sigortalıya ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigorta şirketince poliçede gösterilen üst limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödeme yapılması gerektiğini, davacının maddi tazminat talebine konu kalemler net olmamakla birlikte kalıcı ile geçici iş göremezlik gibi taleplerin 6111 sayılı yasa uyarınca reddi gerektiğini, yasa gereği davacının talep hakkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 09/10/2019 Tarihli ve 2019/90129 Sayılı Raporunda; …’ın 17.02.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’nın 23/01/2020 Tarihli ve 2020/1248/445 Sayılı Raporunda; Sürücü …’ın %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’nın %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Hesap Bilirkişisi Dr. …’in 25.10.2020 Tarihli Raporunda; 17.02.2016 tarihinde yaralanan …’ın geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.125,30 TL olduğu, kusur indirimi sonrası bakiye maddi tazminat alacağının 1.237,59 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat zararının bulunmadığı tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 09/04/2021 Tarihli ve 2021/29503 Sayılı Raporunda; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu ve İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi ………..’ın 31.01.2022 Tarihli Raporunda; Davacı için %30 haklılık oranı üzerinden ve kaza tarihinde yaşlılık aylığı aldığı, pasif dönemi içinde bulunduğu anlaşıldığından AGİ hariç net asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucunda 1.059,71 TL geçici iş göremezlik evresi zararının bulunduğu tespit edilmiştir.
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
“Mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu:
Madde 91 – (Değişik: 17/10/1996 – 4149/33 md.)
İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu
Madde 85 – (Değişik birinci fıkra: 17/10/1996-4199/28 md.) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yukarıdaki yasa maddeleri gereği yapılan inceleme neticesinde Davalı … Sigorta Anonim Şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu ve düzenlenen poliçede 2918 sayılı yasanın 85. Maddesinde yazılı zararların teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Tazminat ve giderlerin ödenmesi:
Madde 99 – Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Somut olayda davacının dava açmadan önce sigorta şirketine yaptığı başvuru neticesinde sigorta şirketinin 20.07.2016 tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
6098 sayılı yasanın 49. Maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için; zarar verici bir fiil, bu fiilin hukuka aykırı olması, fiili icra edenin kusurlu bulunması, fiil ve zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
-Zorlayıcı neden
-Zarar görenin ağır kusuru
-Üçüncü kişinin ağır kusuru
Bu açıklamalarla birlikte tüm dosya kapsamı incelendiğinde; sürücü … meskun mahalde sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında geldiği dört yönlü kontrolsüz kavşakta, seyrine göre sağındaki yoldan kavşağa giriş yapan araca kural gereği ilk geçiş hakkı bırakması gerekirken, bu kurala riayet etmeyip girdiği kavşakta meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz davranışı ve kurallara aykırı hareketi ile asli kusurlu bulunmakla %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü … meskun mahalde kullandığı minibüs ile seyri sırasında geldiği dört yönlü kontrolsüz kavşakta, solundan kavşağa giren araca nazaran her ne kadar geçiş hakkına haiz ise de, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde seyir hızıyla kontrolsüzce kavşağa girmesiyle, seyrine göre solundaki yoldan kavşağa giriş yapan otomobille önlemsizce çarpışmasıyla meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla tali kusurlu bulunmakla %30 oranında kusurlu olduğu, ihlal içeren davranışlar sonucunda bir zararın meydana geldiği, meydana gelen zarar ile ihlal içeren fiiller arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, zararın nitelik, nicelik ve parasal yönünün hesaplanmasının teknik bir alan oluşu ve bilirkişi incelemesini gerektirdiği, yukarıda raporların değerlendirilmesi kısmında ayrıca açıklandığı üzere gerekli ve hükme elverişli bilirkişi incelemelerinin yaptırıldığı, davacının sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı, kaza tarihi itibarıyla yapılan maluliyet incelemesi gereği, kazanın davacı üzerinde sürekli maluliyet tayinine mahal bırakacak düzeyde araz bırakmadığının tespit edildiği anlaşılmakla davacının geçici iş göremezlik tazminatı isteminin kabulüne kalıcı iş göremezlik istemine ilişkin talebin reddine , k yargılama giderlerinin kabul edilen kısım oranında davalı üzerinde, reddedilen kısım oranında davacı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-Sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin REDDİNE,
3-1059,71 TL geçici iş göremezlik tazminatını 20.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli toplam 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye 44,80-TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 153,80-TL toplam harç, 450,00 TL bilirkişi ücreti, 885-TL Adli Tıp Kurumu rapor ücreti ve 284,13-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.772,93-TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre (1059,71/1159,71=%91) 1.613,36-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Eksik ödenen 583,13 TL Adli Tıp Kurum Ücreti’nin kısmen kabul kısmen red oranına göre 530,64-TL’nin davalıdan, 52,49-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 1.059,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne madde 13/2 ye göre 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022
Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır