Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1018 E. 2021/1230 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1018 Esas
KARAR NO : 2021/1230

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 10/09/2018 tarihli dava dilekçesinde ; davacı şirketin 5 ortaklı bir şirket olup davalının %11 oranındaki hissesi ile davacı şirketin hem ortağı hem de yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının davacı şirkete ait olup üzerinde faaliyet gösterilmeyen bir taşınmazın satışına kasten engel olarak davacı şirkete karşı olan özen ve bağlılık hükümlerini ihlal ettiği ve davacıları zarara soktuğunu, davalının taşınmaz satışı konusunda yönetim kurulu kararı nezdinde bizzat görevlendirilmiş olmasına rağmen ilk önce görevini kasıtla yapmayarak satışı engellemeye çalıştığı ve yönetim kurulu üyesi olarak şirkete karşı özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihmal ettiğini, davalının satın almak amacı ile davacı şirkete başvuran alıcı namzetlerine telefonlar etmek ve gerçeğe aykırı beyanlar içeren ihtarnameler göndermek suretiyle satışa mani olduğunu, davalının hileli, hukuka ve vicdana aykırı davranışlarıyla ileri yaştaki hakim hissedarı satışın olması halinde intihar edeceği bahanesiyle korkutarak iradesini sakatladığını ve satıştan nihai olarak vazgeçilmesine sebep olduğunu, davalının eylemleri ile satışın engellenmesi sonucunda davacı şirketin hem ciddi bir kazançtan yoksun kaldığı hem de kullanılmayan taşınmazın mali külfetlerini üstlenmeye devam etmek zorunda bırakıldığını, davalının bankalara yazılar yazmak suretiyle şirket hesaplarından işlem yapılmasını ve şirkete kredi verilmesini önlemeye çalışarak şirket menfaatini hiçe saydığı özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ederek davacıları itibar kaybına uğrattığını, davalının 24/04/2018 tarihinde muhtelif bankalara yazmış olduğu yazılar ile hukuka aykırı olarak davacı şirket hesaplarındaki işlemlerin durdurulmasını talep ettiğini, davalının 06/07/2018 tarihinde de muhtelif bankalara yazı yazarak davacı şirket lehine kredi taleplerinin kabul edilmemesini talep ettiğini, davacının bu eylemleri ile davacı şirketin itibarının zarar görmesine sebebiyet verdiğini belirtmiş , davalının 6102 sayılı TTK dan doğan özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ve davacı şirketi uğratmış olduğu maddi ve manevi zararların tespiti ile tespit edilen maddi ve manevi tazminatın davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 25/10/2018 tarihli cevap dilekçesinde; davalının davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, yaptığı tek şeyin yasal ve barışçıl yöntemler ile babasının ve babasının kurucusu, büyük ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu davacı şirketin yasalar ve hakkaniyete uygun yönetilmesini sağlamak ve yönetim değişene kadar her zaman karlılıkla çalışan şirketin aktifinde bulunan … Mahallesi Bölgesi İzmir … Caddesi No:… … İzmir adresinde bulunan taşınmazın keyfi bir şekilde satılmasına izin vermeyerek korunmasını sağlamak olduğunu, şirketlerin ticari faaliyetleri ile karlılıklarını artırmaları gerektiğini, duran varlıkları elden çıkarmanın basiretli bir tacirin başvuracağı yöntem olmadığını, satışın gerekliliği konusunda diğer ortak ve yönetim kurulu üyelerinin açıklıkla ikna edilmesi gerektiğini, davalının babası …’nun vesayet altına alınması için Urla SHM nin … sayılı dosyası ile başvuruda bulunulduğunu, mahkeme kararı ile …’ nun vesayet altına alındığını, yasal yollara başvurmak ve ilgili yerlere dilekçe vermenin kusur ya da haksız fiil sayılamayacağını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … AŞ’nin sicil dosyası celb edilmiş, şirketin No … … … … İzmir adresinde kayıtlı olduğu, şirket ortaklarının …, …, …, … ve … olduğu, şirketin 17/03/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 6. Maddesi ile …, … ve … ‘ün 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri, yönetim kurulunun 17/03/2017 tarih 2017/4 sayılı kararı ile yönetim kuruluna seçilen … ve …’nun şirket ünvanı altında münferiden vaz edecekleri imzaları ile şirketi her sahada ve her hususta temsil ve ilzam etmelerine oy çokluğu ile karar verildiği, şirketin halen faal olduğu belirlenmiştir.
İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …, davalının … AŞ, davanın genel kurulun iptali davası olduğu, Mahkemece 30/09/2020 tarihinde davalı şirketin 02/05/2019 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline ilişkin davasının reddine karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …, davalının … AŞ , davanın şirketin feshi davası olduğu, dosyanın halen derdest olduğu belirlenmiştir.
Urla SHM’nin … Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …, kısıtlının …, davanın vasi tayini davası olduğu, 05/10/2018 tarihinde davanın kabulü ile …’nun kısıtlanmasına, kendisine vasi olarak … ‘in atanmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Davalının özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal edip etmediği, etmiş ise bundan bir zarar doğup doğmadığı, doğmuş ise bunun miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve şirket kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan SMMM ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanından oluşan bilirkişi kurulunun 09/06/2020 havale tarihli raporunda ; davalı …’ün, davacı şirkette temsil yetkisi bulunmadığı halde ve davacı şirketin münferiden temsile yetkilileri mevcutken, şirket yetkilisi gibi gerek … ve gerekse anılı taşınmazı satın almak için kaparo gönderen … Anonim Şirketi ile ilgili 3.şahıslara karşı, davacı şirketin itibarını etkileyecek ihtarnameler gönderilmesi, Yönetim Kurulu toplantılarına katılmaması, TTK 18. Maddesine göre basiretli davranması gerekirken ve anılı taşınmazın satışı ile ilgili 31 Temmuz 2017 Tarih 2017/06 yönetim kurulu kararı mevcut iken ve bu yönetim kurulu kararına karşı TTK 391. Maddeye göre işlem tesis etme hakkı mevcutken, bu yönde herhangi bir işlem yapmaması ,dava konusu taşınmazın, 31/07/2017 tarih ve 2017/06 sayılı Yönetim Kurulu kararıyla satılması yönünde karar alındığı halde 3.şahıslara yanıltıcı ihtarname gönderilmesi, davalının cevap dilekçelerindeki anılı taşınmazın keyfi bir şekilde satılmasına izin vermeyerek korunmasını sağlandığı iddiasıyla ilgili olarak değerlendirme neticesinde, atıl durumdaki kullanılmayan taşınmazın satılması halinde davacı şirketin aktifinde eksilme olmayacağı, Duran Varlıklar (Binalar hesabındaki) varlık tutarının, yine şirketin Dönen Varlıklar içindeki (kasa, banka, vb.) hesaplarda yer alacağı birlikte değerlendirildiğinde Yönetim Kurulu görevini özenle bağlılık yükümlülüğünü takdiri mahkemeye ait olmak üzere, ihlal ettiği tespit ve kanaatine varıldığı, bilirkişi heyetince yapılan 2020 yılında anılı taşınmazın rayiç değerinin 10.153.000,00 TL. olarak tespit edildiği, taşınmazın davacı … A.Ş. nin ticari defter kayıtlarında 252 binalar Hesabı altında Amorte Edilmemiş Binalar Muavin Hesabında 325.722,94 TL. kayıtlı değerle kayıtlarda yer aldığı, Türk Lirası yönünden taşınmazın değer kazanmadığı, 2020 yılı Rayiç değerinin 2018 yılı teklif edilen fiyatla eşdeğer olduğu, dava konusu taşınmaza 3. Şahıs … A.Ş. tarafından Kasım 2017 döneminde 10.500.000,00 TL. ; Aralık 2019 döneminde 9.500.000,00 TL. satın alınmak üzere teklifte bulunulduğu, Kasım 2017 dönemindeki satın alınması ile ilgili mutabakatın davalı … tarafından gönderilen ihtarname neticesinde iptal edildiği, davacı şirket … A.Ş.nin 2018 yılı ile 2019 yılı arasındaki teklif edilen satış tutarları arasındaki USD karşılığında menfi farkın 2.767.000 – 1.640.000 =1.127.000 USD olduğu , dolayısıyla zararın 1.127.000 USD olarak tespit edildiği, davacı şirket … A.Ş.nin 2018 yılı ile 2019 yılı arasındaki teklif edilen satış tutarları arasındaki TL karşılığında menfi farkın 10.350.000 – 9.500.000 = 850.000,00 TL olduğu , dolayısıyla zararın 850.000,00 Türk lirası olarak tespit edildiği, davacı … A.Ş. tarafından taşınmazın satışının iptal edilmesi sonrası 2018 ve 2019 yıllarında toplam 78.427,72 TL. masraf yapıldığı, davacı … A.Ş. Yönetim Kurulunun, Kasım 2017 ayında … Bankasından kullanılan kredi ile ilgili yapılan incelemede, finansman yönetimi bakımından kredi masraf ve faizlerine katlanılması yönünde karar verdiği görülmekle, anılı taşınmazın satılması/satılmaması yönünden kredi kullanımına etkisinin bulunmadığı , kullanılan kredi yönünden taşınmaz yönünden oluşan zararın bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Rapora taraflarca itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmiş, alınan 14/10/2020 havale tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; davacı vekilinin itirazları doğrultusunda döviz cinsinden hesap edilen zararın 30/09/2020 tarihli kura göre hesabında zararın 8.736.729,40 TL enflasyon farkından doğan yasal faizin 2.391.275,34 TL olarak hesap ve tespit edildiği, davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesinde kök raporda sonucu etkileyecek hususlara rastlanılmadığından kök raporda bir değişikliğe gerek olmadığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Davacı tarafça 25/11/2021 tarihinde ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah dilekçesinde dava dilekçesindeki maddi tazminat talebinin 11.205.432,46 TL yükseltildiği ve bu bedele dava tarihi itibariyle yasal faiz talep edildiği belirlenmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı … ile davacı şirket tarafından davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davalının davacı şirkete ait taşınmazın satışına kasten engel olarak şirkete karşı olan özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği ve davacı şirketi zarara uğrattığı, davalının bankalara yazılar yazmak suretiyle şirket hesaplarından işlemler yapılmasını ve şirkete kredi verilmesini önlemeye çalışarak şirket menfaatini hiçe saydığı, özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ederek davacı şirketin itibar kaybına uğramasına sebebiyet verdiğinden bahisle şirket nezdinde oluşan maddi ve manevi zararın giderilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememizde dava açıldığı, davacı şirket adına kayıtlı bulunan ve şirket aktifinde bulunan … … İzmir … Caddesi No … … İzmir adresinde kayıtlı bulunan taşınmaz ile ilgili davacı şirket yönetim kurulunun 17/06/2016 tarihli 5 nolu bendi ile taşınmazın ” uzun vadeli kiraya verilmesi veya satışı cihedine gidilmesi ” ne yönelik karar alındığı yine davacı şirket yönetim kurulunun 31/07/2017 tarih 2017/6 sayılı kararı ile firma aktifinde bulunan taşınmazın satış fiyatının belirlenmesi için piyasa araştırması yapılmasına ve sonuçlarının ivedilikle yönetim kuruluna sunulmasına, bu görevi yönetim kurulunu temsilen yerine getirmesi için … ‘e yetki verildiği, söz konusu yetki ile ilgili yönetim kurulu kararında davalı … ‘ün imzasının mevcut olmadığı, söz konusu taşınmaz ile ilgili dava dışı … AŞ ile davacı şirket arasında ön anlaşma yapıldığı ,davacı tarafça davalının söz konusu … AŞ ‘ye 15/02/2018 tarihli ihtarname göndermek suretiyle satışı engellediği iddiasıyla satışın yapılmamasından kaynaklanan şirket zararının sorumluluk davası kapsamında davalıdan tahsilinin talep edildiği ancak … AŞ tarafından … AŞ yönetim kuruluna hitaben gönderilen 05/12/2019 tarihli belgedeki ” Ancak bir diğer şirket yönetim kurulu üyeniz olan … tarafından şirketimize satışın iptali için gönderilen ihtarnameler akabinde şirketiniz satıştan vazgeçerek 08 Mart 2018 tarihinde ödemiş olduğumuz kapora tarafımıza iade edilmiştir. ” ibaresi göz önüne alındığında satıştan taşınmazı satın alacak … AŞ ‘nin değil, bizzat davacı şirket tarafından vazgeçildiği, bu husus göz önüne alındığında varsa şirket zararının davalıdan talep edilemeyeceği, bunun yanında şirket yönetim kurulu veya şirket genel kurulu tarafından söz konusu taşınmazın satışına yönelik olarak alınmış net bir kararda bulunmadığı, alınan kararın satış fiyatının belirlenmesine yönelik araştırma yapılması veya taşınmazın uzun vadeli kiraya verilmesi veya satışı şeklinde belirsiz olarak kaldığı yine bunun yanında taşınmazın niteliği ve değeri göz önüne alındığında taşınmazın satışının şirket mal varlığının önemli bir bölümünün satışı olarak değerlendirilebileceği ve söz konusu taşınmazın satışı için yönetim kurulu kararı dışında TTK 408/f maddesi kapsamında genel kurul varlığının da gerekebileceği ve alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığından yönetim kurulu kararının dayanaksız kalabileceği , davacının dava dilekçesindeki davalının bankalara yazılar yazmak suretiyle şirket hesaplarından işlemler yapılmasını ve şirkete kredi verilmesini önlemeye çalışarak şirket menfaatini hiçe saydığı, özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ederek davacı şirketin itibar kaybına uğramasına sebebiyet verdiği iddiaları yönünden yapıldığı iddia edilen eylemler ile davacı şirketin maddi zarara uğradığına ilişkin talepte bulunulmadığı ,iddiaların manevi zarar kapsamı altında değerlendirilmesinin gerektiği, davacının manevi tazminat talebi yönünden Türk Medeni Kanunun 24,25 ve TBK’ nun 58. Maddelerinin ön gördüğü, manevi tazminat ödenmesini gerektirir şekilde kişilik haklarının saldırıya uğradığı hususunun kanıtlanamadığı , davalı tarafça şirketin mevcut hali değerlendirilerek ve şirketin zarar görmesini önlemek adına söz konusu yazıların yazıldığı , yapılan eylemin davacı iddiasının aksine şirket menfaatini hiçe sayma, özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal kapsamında kalmadığı ve manevi tazminat talebinin yasal koşullarının oluştuğunun ispat edilemediği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, her iki davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan ve daha sonra tamamlanan harç fazla olduğundan 191.318,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücreti ile reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 7 davetiye bedeli 38,30 TL , bilirkişi ücreti 208,90 TL , posta masrafı 32.,80 TL olmak üzere toplam 280,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı asil … ile davacı şirket vekili Av…. ile davalı vekili Av. …’in yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …