Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1011 E. 2023/553 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1011
KARAR NO : 2023/553
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 15.09.2017 tarihli “Mobil Uygulama Web Tasarım ve A ylık Bakım Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşme ile müvekkili tarafından ödenecek ücret karşılığında davalı tarafından … adı verilen mobil uygulamalar ve içerik yönetim sistemi oluşturulması konusunda anlaşıldığını, sözleşme ile üstlenilen yükümlülük karşılığında davalı yana 26.000,00 TL artı KDV ödeme yapıldığını, davalı taraf sözleşmenin 6. Maddesinde belirlenen 120 günlük sürede projeyi oluşturmadığı ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin imzalandığı tarihten itiboren davalı iler sözlü ve mail yoluyla iletişim halinde olunduğunu, davalı yan sözleşme ile yerine getirmeyi toahhüt ettiği sorumlulukları süresinde ve heredeyse hiç yerine getirmemesi üzerine, Karşıyaka … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 09.05.2018 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek, davalı tarafa sözleşmeye aykırılığın giderilmesi ve projenin teslimi için 7 gün süre verildiğini ve sözleşmeye aykırılığın bu sürede giderilmemesi halinde tek taraflı olarak sözleşmenin feshedileceğini ve sözleşmeye aykırı davranış sebebiyle ortaya çıkan zarar ve ziyanın tahliye edileceğinin ihtar edildiğini, davalı yanın sözleşmeyle kendisine verilen süre içerisinde sözleşmeye aykırılığı gidermediğini, bu nedenle uğramlan zarar ve ziyanın karşılığı olarak İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı icra takip dosyasının açıldığını, davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı takip dosyasındaki itirazı ile takibin durduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 15.08.2018 tarihinde Mobil Uygulama, Web Tasarım ve Aylık Bakım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında taraflar arasında oluşturulan story board çerçevesinde … adında mobil uygulama ve içerik yönetim sistemi oluşturulması üzerinde anlaşıldığını, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 120 gün içerisinde bitirilerek projenin tamamlanacağının kararlaştırıldığını, işin ifası için davacı tarafından tasarım için gerekli modüllerin ve planlamaların müvekkiline gönderilmesinin sorunlu olduğunu, davalının bu bilgileri müvekkiline zamanında göndermediğini, davacı çalışanları ile yapılan yazışmalardan sürecin gecikmesinde davacı firmanın kendisi olduğunu, bu yazışmalardan işin tamamlanması için gönderecekleri son modül tarihini 31.01.2018 olarak verdiklerini, sözleşmenin imza tarihini 15.09.2017 olduğunu, 120 günlük sürenin 13.01.2018 torihi olduğunu, davacının bu tarihten sonra farklı modülleri göndereceğini bildirdiğini, yaşanan gecikmenin tamamen tek taraflı kusuru İHle davacı firmadan kaynaklandığını, davolı müvekkilinin zarara uğratılarak ücretini alamadığını proje bitirilmediği için başka proje alamadıklarını, toplam 22.500,00 TL artı KDV ödeme yapıldığını, 3.500,00 TL’lik ödemeni farklı bir proje ve iş için alındığını, davacı firma yetkilisi …’in 23.01.2018 tarihli maili ile; kendilerinden kaynaklanan gecikmeler nedeniyle davalı müvekkilinin mağdur olduğunu, davacının müvekkilinin mağduriyetini gidermek istediğini, kendilerinden kaynaklı gecikmeden dolayı işin yetişemeyeceğini fark ettiklerinden, davalı müvekkilinin insan üstü çoba ile olabildiğince hızlı şekilde süreci tamamlayabilir ise, modül başına ekstra 1.000 TL’den toplam 6.000,00 TL fazla ödemeyi teklif ettiklerini, davacının bu mail tarihinin 120 günlük sözleşme süresinin sonlanmasından 10 gün sonrası olduğunu, kalan modüller sıralaması ile 5 modül daha göndereceklerinin bildirildiğinin, 10.02.2018 tarihinde davacı firma çalışanı tarafından gönderilen mail ile, 3 ay önce göndermesi gereken modülün yeni gönderildiğini, kalan modülün walker uygulaması olduğunu, davacı firmanın gönderdiği modüller uyarınca tamamlanan tasarımlara revize edilecekler olarak bildirildiğini, 21.02.2018-12.04.2018- 13.04.2018-17,04.2018 ve 20.04.2018 tarihli mailler ile tasarımlara ilişkin eksikliklerin bulunduğu, davacı tarafından müvekkiline Karşıyaka … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 09.05.2018 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname tarihinden çok önce taraflar tamamlanan tasarımın teslimi konusunda anlaştıklarını ve sözleşmeyi karşılıklı olarak sonlandırdıklarını, 02.05.2018 tarihinde sözleşme gereği hazırlanan tüm tasarım kodlarını davacı firma çahışanına gönderilerek teslim edildiğini, asıl mağdur olanın ve fazla çalışma yapmak zorunda kaların müvekkili olduğunu, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Hesap Bilirkişi … ve Bilgisayar Mühendisi …’nın 16/08/2021 Tarihli Bilirkişi Heyeti Raporunda; Taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının ücret ödeme edimini yerine getirdiği, davalının yüklenmiş olduğu edimi süresinde teslim etmediği, her ne kadar davalı edimi yerine getirilmesi için mailler vasıtasıyla bir takım modüllerin gerekli olduğu ileri sürülmüş ise de, sözleşmede bu kapsamda hüküm bulunmadığı, bu nedenle iş sahibi tarafından sunulması zorunlu teknik eleman (veri) bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmedeki tüm edimlerin davalı tarafından tamamen yerine getirilerek, projenin 96100 bitmiş olması halinde, davacının talep ettiği Dava dışı Müşterisince ödenmeyen proje ücreti ve aylık bakım ve destek ücretinde belirtilen proje ve dava dışı şahıslara karşı yüklendiği projelere tesiri olmayacağından, ileri sürülen gerçekleşemeyen projeler davalının sözleşmedeki eksik ifası sebebiyle yarıda kalmış olmadığı, Taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki projenin 9620 lik kısmının davalı tarafından tamamlandığı, davalının 9680 lik kısmı yapmadığı, davacı 9620 lik tamamlanan kısım üzerinden yeni firmalara işi yaptırabileceğinden, ancak sözleşme gereği 9680 lik kısmını davalıdan talep edebileceği, toplam proje bedeli 40.000,00 TL artı KDV olmakla, 9680 lik kısmın 32.000 TL olacağı, KDV ilavesiyle 37.760,00 TL bakiye ödenmesi gereken tutar olacağı, Davacı yan, davalıya Karşıyaka … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 09.05.2018 tarihli ihtarnamesi keşide etmiş ise de, davalıya ödeme için süre vermediğinden TBK.m. 117 hükmü uyarınca işlemiş faiz hesabı yapılmamıştır. Ancak Sayın Mahkemece işlemin tamamlanması için verilen 7 günlük sürenin davalının temerrüdü için yeterli olduğu kanaatine varılması halinde, ihtarın tebliğ tarihi olan 18.05.2018’e 7 gün eklenmesiyle, 26.05.2018 tarihinde temerrüt hasıl olmuş sayılacaktır. Takip tarihi de 07.06.2018 olmakla, takip tarihine dek takipte talep edildiği şekilde 969 yasal faiz üzerinden işlemiş faiz hesabı yapılabileceği, dava konusu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün 2018/7514 esas sayılı takip dosyasında 37.871,73 TL takip çıkışı üzerinden asıl alacağa işletilecek %9 yasal faiziyle birlikte takibe devam edilebileceği tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde mobil uygulama, web tasarım ve aylık bakım sözleşmesinin bulunduğu, ilişkinin her iki tarafında kabulünde olduğu, davacı tarafça davalının sözleşmedeki edimini süresinde yerine getirmediği, bunun sonucunda davacı tarafça başkaca kişilere sözleşme konusu işin yaptırıldığı, dava dışı kişilere yaptırılan iş sebebiyle davacı tarafın bu kişilere de ödeme yaptığı, ayrıca davacının davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesinden kaynaklı olarak dava ve sözleşme konusu işi teslim etmesi gereken dava dışı başkaca firma ile aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak süresinde işi teslim edemediğinden dava dışı firmaya da sözleşmedeki sürenin aşımından dolayı tazminat ödediği iddiasında bulunduğu, davalının ise sözleşmedeki işin yapıldığı ve teslim edildiği, gecikmenin ise davacının kendisine sözleşme konusu işin tasarımı için vermesi gerekli modülleri vermemesinden kaynaklı davacının kusuru ile meydana geldiği savunmasında bulunduğu, yapılan inceleme neticesinde taraflar arasında yapılan ve dosya içerisindeki maillerin tarafların kabulünde olduğu, uyuşmazlığın bilişim alanında teknik bir konu olması sebebiyle bilirkişi deliline resen başvurulduğu, dosyada birden fazla bilirkişi raporunun yer aldığı, sözleşme konusu işin tamamlanması ve tesliminde gecikmenin meydana geldiğinin tarafların kabulünde olduğu, bilirkişiler tarafından her ne kadar sözleşme de davacının modül teslim etme zorunluluğunun bulunmadığı yönünden tespitler yapılmışsa da bilirkişilerin bu tespitinin hukuka aykırı olduğu sözleşmenin uyuşmazlıkla birlikte yorumlanması işinin hakime ait olduğu, her ne kadar sözleşmede yer almasa bile eser sözleşmesinin de niteliği gereği davalının davacıdan aldığı talimatlar doğrultusunda eseri meydana getirdiğinin getireceğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumda gecikmeye davacının modülleri geç teslim etmesi sebep olduğundan sözleşme konusu işin süresinde bitirilememesinden davalının bir sorumluluğunun bulunmadığı, bundan dolayı geç teslimden kaynaklı olan istemlerin davalıya yükletilemeyeceği, ancak bilirkişi raporlarıyla davalının sözleşme konusu işi davacının kabul edeceği surette meydana getirip teslim etmediği, sözleşme konusu bedelin davalıya da ödendiği gözetildiğinde, sözleşme konusu bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesi isteminin kabulü, geç teslimden kaynaklı davacının uğradığını iddia ettiği zarar kalemlerinin davalıdan tahsili isteminin reddine icra takibine yapılan itirazın sözleşme bedeli kadar iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2)İzmir … İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE TAKİBİN 27.140,00 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA,
3)Hüküm altına alınan alacak miktar olan 27.140,00 TL ‘nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4)Alınması gerekli olan 1.853,93 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.476,11 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 377,82 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5)Davacı tarafından yatırılan 1.476,11 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 3.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 131,60 posta-tebligat gideri olmak üzere toplamda 4.943,61 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 1.087,59 TL davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 15.212,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8)Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı