Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1003 E. 2021/389 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/194 Esas
KARAR NO : 2021/308

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu … ile müvekkil banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve Tüketici Kredi Sözleşmesine istinaden borçluya kredi kullandırıldığını, davalı/borçlu …’ın ise bu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davalı/borçlu …’ın eşi …’ın da 22.02.2017 tarihli muvafakatname ile eşinin kefil olmasına muvafakat ettiğini, davalı borçlunun kullanmış olduğu krediden kaynaklanan borcunu ödemediğini, bunun üzerine borçluya 06/03/2019 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen verilen süre içinde borç ödenmediği için borçlu hakkında İzmir … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu vekili tarafından verilen dilekçe ile kötüniyetli olarak borca ve faize, itiraz edildiğini, borçlunun sözleşmeden doğan borcunu ifa etmediğini, borçlunun bu yöndeki itirazı haksız ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu, davalı borçlunun faiz oranlarına da itiraz ettiğini, talep edilen faiz oranının yasal olduğunu, müvekkil banka ile davalı borçlu arasında imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, dava açmadan önce arabulucuya başvurulduğunu, fakat anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle borçlunun takibe yönelik tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı olan …’ın davacı bankadan 50.000,00-TL kredi çektiğini, kredinin çekildiği dönemde dava dışı olan …’ın kızı … ile evli bulunduğunu, çekilen krediye bu sebeple kefil olduğunu, evlilik süreci boyunca …’ın kredi ödemelerini gerektiği gibi yaptığını, … ile boşandıktan sonra borçlunun ödemeleri kasten kendisine zarar vermek için yapmadığını, dava dışı borçlu …’ın hayvan ticareti yapmakta olup, gelir kaynağının vergi kayıtlarında gözükmediğini, bu sebeple ödemeleri yapmadığı takdirde kendisinden birşey alamayacakları düşüncesiyle hareket ettiğini, asıl borçlu olan …’ın dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, bu nedenle alacaklının itirazının iptaline ilişkin talebin reddine, masrafların davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazların iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası sureti,
-Genel kredi sözleşmesi, cari hesap sözleşme, hesap hareketleri,
-Bilirkişi …’in 21/12/2020 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı banka ile … arasında 22/02/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın bu kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olarak imza attığı, sözleşme kapsamında ödenmeyen kredi alacağı bulunduğu iddiası ile davacının davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas esas sayılı dosyasında takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 31/05/2019 tarihinde yasal süresinde takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, mahkememizce davaya konu kredi sözleşmesi ve ekleri ile dosya kapsamına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi … tarafından düzenlenen 21/12/2020 tarihli rapora göre, davacı ile dava dışı … arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğu, davalının bu sözleşmeyi 50.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, yine davalının eşinin 22/02/2017 tarihinde kefalete muvafakat ettiği, bu sözleşmeye istinaden dava dışı …’a iki ayrı hesaptan ticari kredi kullandırıldığı, kredilerin geri ödemesi yapılmadığından kredilerin 06/03/2019 tarihinde kat edildiği, davacı banka tarafından davalıya ve kredi asıl borçlusuna kat ihtarnamesinin gönderildiği, ancak ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge sunulmadığından davalının takip tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, kredi hesapları 06/03/2019 tarihinde kat edildiğinden davalının asıl borcunun 27.476,10 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı tarafından talep edilebilecek temerrüt faiz oranının %53,82 olduğu, buna göre takip tarihi itibariyle davacı tarafından talep edilebilecek asıl alacağın 27.460,10 TL, akti faizin 2.080,01 TL, faizin %5 gider vergisinin 104,00 TL, masrafın ise 14,13 TL olmak üzere toplam 29.658,24 TL olduğu, davalının kefalet limiti gözetildiğinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hesaplanan bu alacaktan sorumlu olduğu ve davacının takip tarihinden itibaren %53,82 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini talep edebileceği yönünden görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar bilirkişi tarafından raporun sonuç bölümünde asıl alacak miktarı 27.460,10 TL olarak gösterilmiş ve hesap edilmiş ise de, rapor içeriğine göre asıl alacak miktarının 27.476,10 TL olduğu, raporun sonuç bölümünde bu hususta maddi hata bulunduğu, buna göre asıl alacağın 27.476,10 TL, akti faizin 2.080,01 TL, faizin %5 gider vergisinin 104,00 TL, masrafın ise 14,13 TL olmak üzere toplam 29.674,24 TL olduğu, davacı banka tarafından talep edilen temerrüt faiz oranının sözleşmeye uygun olduğu, davalının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, ayrıca eşinin kefalete ilişkin muvafakatinin alındığı, kefaletin usul ve yasaya uygun olduğu, asıl alacak miktarı, işlemiş akdi faiz, faizin gider vergisi yönünden davalının itirazının kısmen haksız kısmen ise yerinde olduğu, takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispatlanmadığından takip itibariyle davalının temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun yapılan açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacı bankanın elindeki kayıtlara rağmen asıl alacak miktarının takipte hatalı gösterildiği gözetildiğinde takibe konu alacak miktarının davalı yönünden yargılamayı gerektirdiği, likit olmadığı, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin;
27.476,10 TL asıl alacak,
2.080,01 TL işlemiş akdi faiz,
104,00 TL faizin % 5 gider vergisi,
14,13 TL masraf olmak üzere toplam 29.674,24 TL alacağın;
27.476,10 TL asıl alacak için yıllık %53,82 olmak üzere takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İcra inkar tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 2.027,04 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 363,81 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.663,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 363,81 TL peşin harç, 450,00 TL bilirkişi ücreti ve 165,70 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.023,91 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (29.674,24/30.123,19=0,98) 1.008,64 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 4.451,14 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA