Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/847 E. 2022/392 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/847 Esas
KARAR NO : 2022/392

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/07/2017

İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
BİRLEŞEN …ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/09/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ESAS DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle ; Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafça davalıdan aradaki fason sözleşmesine istinaden ihraç edilmek üzere 31.08.2016 tarihli …. nolu fatura karşılığı ürünlerin satın alındığı, söz konusu ürünlerin bedelinin KDV dahil 65.139,28 TL olduğu, bu faturaya istinaden 08.08.2016 tarihinde 29.850,00 TL nakit ve 09.09.2016 tarihinde 23.11.2016 vadeli 35.290 TL bedelli çekin davalıya ödendiği, davalı tarafından da bilindiği ve kabul edildiği üzere ihraç edilmek üzere davalıdan satın alınan ürünlerden toplam bedeli KDV dahil 24.577,53 TL olan 1.190 adet CALPHOMİNE 3 kg, 200 adet LYTE MİX C 10 kg ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine iş bu ürünlerin davalının bilgisi dahilinde 21.03.2017 tarihinde ambargo gümrük müdürlüğünde imha edildiği, imha ve gümrük bedeli olan 26.883,26 TL’nin davacı şirket tarafından karşılandığı, ayıplı mallar ile bu malların imha edilmesi için yapılan masrafların ödenmesi için davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde davalının davacıya 30.000 TL ödenmesinin taraflar arasında kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davalı tarafından davacıya gönderilen 16.05.2017 tarihli e-postada davalının bu bedelin imha edilen malların gümrük masrafı yansıtması olduğunu kabul ettiği ve 30.000 TL ödeyeceğini açıkça belirttiğinin görüldüğü, bu kapsamda davalının zaten dava konusu alacağı açıkça kabul ettiğini gösterir e-posta mevcut iken borcunu ödememekte ısrar ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı tarafça davalıya keşide edilen Kartal … Noterliği’nin 25.05.2017 tarihli ihtarnamesinin gönderildiği, iş bu ihtarnamenin 30.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak buna rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığından bahisle bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında Kemalpaşa İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya ile icra takibinin başlatıldığından bahisle davacının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; davacının TTK 23/c maddesi gereğince muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının cevap dilekçesi ekinde bir sureti sunulan 18.05.2016 tarihli maili ile belirttiği özellikteki ve miktardaki malları sipariş ettiği, bu sipariş doğrultusunda davalı tarafça ürünlerin imalatına başlandığı, davacı şirket yetkilisinin imalat aşamasında gelerek tüm ürünlerin numunelerini detaylı olarak incelediği ve ürünleri almak istediğini belirttiği, bunun üzerine 14.06.2016 tarihli Satış ve Sipariş Formunun düzenlendiği ve davacı yana ürünlerin gönderildiği, davacı tarafça temin edilen nakliye aracı ile 01.09.2016 tarihinde davalı şirket fabrikasında ürün yüklemesinin gerçekleştiği ve iş bu ürünlerin 31.08.2016 tarihinde davacıya fatura edildiği, 01.09.2016 tarihinde davalı şirket fabrikasından ayıpsız bir şekilde teslim alındığı, faturada da görüleceği üzere bu malların ihraç edilmek kaydıyla teslim alındığı ve bu şekilde davacının davalıya ait fabrikadan kendi temin ettiği nakliye aracıyla aldığı ürünleri doğrudan yurt dışına ihraç ettiği, ihraç işlemlerinin tamamlanmasının ardından 28.09.2016 tarihli “İhraç Kayıtlı Mal Teslimleri” başlıklı yazıyı gönderdiği, bu süreçte davacı tarafça davalıya hiçbir ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacı tarafça iddia edildiği şekilde 1200 adet “Calphomine” ile 200 adet “Lyte Mix C” ürünlerinin ayıplı olduğuna dair süresi içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı, yine bu malların imha işlemlerinin de davalının bilgisi dışında gerçekleştiği, yine işbu malların ayıplı olduğuna dair yapılmış bir tespitinde dosya arasına sunulmadığı, davalıya ürünleri gümrükte denetleme ve kontrol etme imkanının dahi tanınmadığı, imha edilen malların hangi mallar olduğu, kime ait mallar olduğu, malın niteliği ve neden imha edildiğinin belli olmadığı, davacı tarafın kendisince belirlenen dayanaksız masraf kalemlerini davalıdan talep ettiği, dava dilekçesinde ileri sürülenin aksine davacının davalıya yasaya uygun bir ayıp ihbarı bildiriminin bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü yazışma mal tesliminden 9 ay sonra şirket yetkilisi olmayan kişilerle yapılmış olup, bunun ayıp ihbarı veya ayıbın kabulü şeklinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ayıp ve zararın kabul edilmediği bir yana bu görüşmelerin HMK 188/3.hükmü gereğince davalıyı bağlamayacağının açık olduğundan bahisle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle ; Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalıya mal satıldığı, iş bu mallar karşılığında düzenlenen takip ve davaya konu fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle tahsili için davacı tarafça davalı hakkında İzmir 18.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığından bahisle davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep emiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Davalı şirketin adresi itibariyle icra takibi ve davalarda genel yetki kuralı gereği İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazının kabulü ile davanın yetki bakımından reddine karar verilmesinin gerektiği, ayrıca taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, davacı tarafın davaya konu icra takibinde borcun sebebini cari hesap bakiyesi alacağı olarak gösterdiği, taraflar arasında yapılmış yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalının davacıdan aradaki fason sözleşmesine istinaden ihraç edilmek üzere 31.08.2016 tarihli … nolu faturaya konu ürünleri ihraç edilmek kaydıyla KDV hariç 65.139,28 TL bedelle alındığı ve karşılığında davalı tarafça davacıya 08.08.2016 tarihinde 29.850 TL ve 09.09.2016 tarihinde 23.11.2016 vadeli 35.290 TL bedelli çek ile ödendiği, davacıdan satın alınan 6 adet üründen sadece Calphomine 3 kg 1.200 adet ve Lyte Mix C 200 adet yem katkılarının ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine yurt dışı müşteri tarafından iade edildiği ve 27.03.2017 tarihinde gümrük müdürlüğünce resen imha edildiği, yapılan bu imha karşılığında davalı tarafça 26.883,86 TL’lik masrafın karşılandığı, bu kapsamda davalının ayıplı malların bedeli ve imha masrafları olmak üzere toplam 51.461,39 TL’nin ödenmesinin davacıdan ihtarname ile talep edildiği, ancak ödenmemesi üzerine Kemalpaşa İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibinin başlatıldığı, itirazın iptali amacıyla İzmir 1. ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile davanın başlatıldığı, yargılamaya devam edilmekte olduğu, bu kapsamda davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, aksine alacağının bulunduğu, ayrıca İzmir 1. ATM’nin … Esas sayılı dosyasındaki alacakla ilgili olarak takas mahsup talebinde bulunduklarından bahisle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Esas davaya konu Kemalpaşa İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, davacı tarafça davalı hakkında 15.06.2017 tarihinde 24.577,53 TL ayıplı ürün bedeli, 26.883,86 TL ayıplı ürünlerin imhasından kaynaklı asıl alacak olmak üzere toplam 51.461,39 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Birleşen davaya konu İzmir 18.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup , incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 02.06.2017 tarihinde 4.396 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirketin bağlı olduğu SGK’ya müzekkere yazılarak 2016 ve 2017 yılına ait çalışanlar listesinin bir sureti getirtilerek dosyamız arasına konulmuştur.
4-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı şirketin yetkili temsilcilerini gösterir şekilde ticaret sicil kayıtları getirtilerek dosyamız arasına delil olarak eklenmiştir.
5-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında imha edilen ürünlerle ilgili olarak Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış olup, 04.06.2020 havale tarihli cevabi yazı ve ekleri dosyaya delil olarak eklenmiştir.
6-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi için İstanbul Anadolu ATM’ye talimat yazılmış olup, mali müşavir …. tarafından düzenlenen 16.07.2018 tarihli raporda ; davacı şirketin incelenen 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak düzenlendiği, 2016 yılından 2017 yılına 3.092,20 TL davalı alacağının devredildiği, 2017 yılında herhangi bir borç kaydına rastlanmadığından davacı şirketin kendi defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıya toplamda 3.092,20 TL borçlu gözüktüğü, davalı …-… tarafından davacı… Tic Ltd. Şti.’ye 31.08.2016 tarihli KDV dahil 76.864,35 TL’lik faturanın düzenlendiği, iş bu fatura karşılığında davacı tarafça davalıya 23.11.2016 keşide tarihli 35.290 TL bedelli çek ile ve yine 08.08.2016 tarihinde 29.850 TL nakit olmak üzere fatura bedelinin ödendiği, fatura içeriği malların davalı tarafça davacıya teslim edildiğinin dosya kapsamı belgelerle sabit olduğu ve yine iş bu fatura içeriğindeki mallardan KDV dahil 24.577,53 TL olan kısmının iadesi ve Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nden imha masraflarının 26.873,36 TL masraf ile usulüne uygun şekilde imha edildiği hususunun sabit olduğu, malın ayıplı olup olmadığı, usulüne uygun bildirim sonrası iade ve imha işleminin yapılıp yapılmadığı hususlarının hukuki değerlendirme olarak mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
7-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup, mali müşavir …, ziraat mühendisi bilirkişi …. ve gümrük uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.12.2018 tarihli raporda; davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre dava konusu satış faturalarının ve ödemelerinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davaya konu faturanın yıl içinde ödendiği, birleşen dava yönünden aralarındaki ticari ilişkinin 2012 yılında başlayıp 2016 yılında dava konusu faturalarda belirtilen ödenen mallarla son bulduğu, ancak 2015 yılından devreden 4.395,23 TL borç bakiyesinin bulunduğu, birleşen dosya davalısı olan… ve Tic Ltd Şti’nin ticari defterlerine göre ise birleşen dosya davacısı …’in davalı…’dan 3.092,92 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, asıl dava dosyası açısından davacı … … Ltd. Şti tarafından davalı … A.Ş’den satın alınan ve … tarafından davacı … … Ltd. Şti.’ye düzenlenen 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL’lik fatura muhteviyatı mallardan calphomine ve Lyte Mix C ürünlerinin (yem katkıları) satışa hazır bir biçimde karton kutulara yerleştirildiği ve plastik kutularda naylon torbalar içerisinde olduğu, dosyalarda delil olarak sunulan DVD’lerden incelendiği, dosyada delil olarak yer alan ürünler içerisinde satın alınan ürünlerin analiz sertifikası ve sağlık mektubu ile satın alındığının belgelendiği, ambalajlar kapalı olduğu için bu belgelerin varlığı olmakla birlikte üründe gizli ayıbın olup olmadığının tüketiciye ulaşmadan tespitinin mümkün olmadığı, ürünlerin alıcıya ulaştırıldığında bu ürünlerde renk değişimi bulunduğu, koku geldiği ve yem katkılarının katılaştığı, buna istinaden iade edildiğinin iddia edildiği, dosya incelendiğinde mevzuat gereği iade edilen ürünlerin gümrük müdürlüğünce incelendiği, ayıplı olduğu ve ekonomik değerini kaybettiği hususunun tespit edildiğinin beyan edilmekte olduğu, bitkisel ve hayvansal üretimde katkı maddelerinin bitki ve hayvan besleme ürünlerinin bozulduğu takdirde çevreye zarar verme ihtimalinin bulunduğu, dolayısıyla bu ürünlerin imha edilmesinin çevreye ve hayvan sağlığına zarar vermemesi adına doğru olduğu, dosyada mevcut belge ve delillerin hukuki değerlendirilmesininde mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir
Yine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup, düzenlenen 25.07.2019 tarihli ek raporda ; dava konusu ürünlerin alıcı tarafından etrafa koku saçtığı ve katılaştığı gerekçesiyle geri gönderildiği, davacının bahse konu ürünü davalıdan kapalı kutu içerisinde ihracata hazır halde satın aldığı ve kendisinin ürünlerle ilgili herhangi bir işlem yapmadığı, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nün dava konusu emtiayı gümrük yönetmeliğinin 102.maddesi hükümkerini dikkate alınarak usulüne uygun olarak imha ettiği, yine imha edildiğine dair dosyada tasfiye mevzuatına uygun imhanın aşamalı olarak CD’ye alındığı, bu yönüyle de emtianın imha edildiğinin sabit olduğu, ihraç sonrası geri gelen emtianın ayıplı olduğunun tespiti halinde emtianın geldiği gümrük müdürlüğünde imha edilmesinin gerektiği, imhaya ilişkinin davacının davalıya bilgi verip vermemesinin imhaya bir etkisinin bulunmadığı, imhaya ilişkin masrafların imhayı yapan kuruluş ve gümrük müdürlüğü tarafından belirlendiği, burada davacı yanın bir etkisinin ve fonksiyonunun bulunmadığı, sonuç olarak dava konusu emtianın kapalı kutu içerisinde ihraç edildiği ve geri geldiği sabit olup, ayıplı emtia olduğu ve ayıplı malın üretici tarafından ayıplı üretildiği, davacının bunda herhangi bir kusurunun bulunmadığının sonucuna varılmıştır.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişi heyetinden 2.kez ek rapor alınmış olup, düzenlenen 27.11.2020 tarihli 2.ek raporda sonuç olarak ; davaya konu ürünlerin imhasına ilişkin davacı … şirketi tarafından ödenen tutarlar toplamının 26.883,86 TL olduğu ve bu tutarın imha evrakları ile uyumlu olduğu, bu sebeple davacının imha bedeline ilişkin davalıdan 26.883,86 TL alacaklı olduğu, yine davacı … şirketinin yine ayıplı ürünler bedelinin de 24.577,53 TL olması nedeniyle her iki kalemden dolayı davacının davalıdan toplam 51.461,39 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişi heyetinden birleşen dava dosyası açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar arasındaki cari hesap farkı da giderilmek suretiyle ek rapor düzenlenmesi istenilmiş olup, düzenlenen 09.07.2021 tarihli ek raporda ; … Tic Ltd Şti.’nin 02.01.2013 nolu yevmiye açılış fişinde devir olarak 194,87 TL borç bakiyesi devrettiği kayıtlı olduğu, … defterlerinde ise 01.01.2013 nolu yevmiye açılış fişinde devir olan 388,14 TL alacak bakiyesinin devrettiği, 2 kayıt arasındaki farkın (388,14 TL – 194,87 TL=) 193,27 TL olduğu, yine … … Ltd. Şti.’nin 03.07.2013 sayılı yevmiye kaydı ile ithalat giderleri olarak kesilen faturaya istinaden gider yansıtması açıklamasıyla 1.533,28 TL borç bakiyesi olarak yasal defterlere işlendiği, ancak iş bu işleme ilişkin fatura suretine ulaşılamadığı, … defterlerinde böyle bir kayda rastlanmadığı, her iki kayıt arasındaki farkın 1.533,28 TL olduğu, yine … … Ltd. Şti yasal defterlerinde 17.12.2013 tarih yevmiye numarası ile 10.000 USD gelen havalede TL karşılığının 20.373 TL olarak alacak bakiyesi yasal defterlerine işlendiği, …. defterlerinde ise gelen havale karşılığının 20.337 TL olarak kayıtlı olduğu, ikisi arasındaki farkın (20.373 TL – 20.337 TL=) 36,00 TL olduğu, bu durumda taraf defterleri arasındaki farkın 193,27 TL alacak bakiyesi + 1.533,28 TL borç bakiyesi + 36,00 TL borç bakiyesi olmak üzere toplam 1.304,01 TL + küsurat farkı 0,02 TL’den oluştuğu, bu hesap farkının 2013 yılından kaynaklanmakta olup, sonraki yıllarda küsurat farkı hariç fark bulunmadığı, … San Ltd. Şti.’nin defterlerine göre 3.092,92 TL alacak bakiyesi devrettiği, buna göre … … Ltd. Şti defterlerine göre davalıya 3.092,20 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, davalı … defterlerine göre davalıdan davacıdan 4.396,23 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, bu nedenle … Ltd. Şti.’nin yasal defterlerinin kabul edilmesi halinde birleşen dosya açısından …’in 3.092,20 TL alacaklı olduğu, …’in ticari defterlerinin kabul edilmesi halinde de 4.396,23 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerektiği, yine bitkisel ve hayvansal üretimde katkı maddeleri bitki ve hayvan besleme ürünleri ve benzeri maddeler bozulduğu takdirde çevreye zarar verme ihtimalinin muhtemel olduğu, bu sebeple sağlığa zarar vermemesi adına imhasının doğru olduğu kanaatine varıldığı, dava konusu emtianın kapalı kutu içerisinde imha edildiği ve geri iade edildiğinin sabit olduğu, bu nedenle ayıplı emtia olduğu ve ayıplı malın üretici tarafından ayıplı bir şekilde üretildiğinin davacının bunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ /KABUL :
Esas ve birleşen dava dosyası açısından dava ; İİK 67.maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davası olup, her iki davanında bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Esas dava dosyası açısından davacı vekili, taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisi kapsamında davacı tarafça davalıdan satın alınan bir kısım mallarla ilgili olarak davalı tarafça davacıya 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL bedelli faturanın düzenlendiği, iş bu fatura karşılığında da davacı tarafça davalıya ödemelerin yapıldığı, ihraç edilmek üzere davalıdan satın alınan söz konusu fatura muhteviyatı mallardan toplam bedeli KDV dahil 24.577,53 TL olan 1190 adet calphomine ile 200 adet Lyte Mix C ürünlerinin ayıplı olması nedeniyle yurt dışı alıcı firma tarafından iade edildiği ve iş bu ürünlerin davalının bilgisi dahilinde 21.03.2017 tarihinde Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından imha edildiği, imha ve gümrük bedeli olan 26.883,86 TL’nin davacı tarafça karşılandığı, davacı tarafça davalıya keşide edilen Kartal … Noterliği’nin 25.05.2017 tarihli ihtarnamesine rağmen ayıplı ürünler bedeli ile imha bedellerinin davalı tarafça davacıya ödenmediğinden bahisle bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili esas dava dosyası açısından sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, davacı tarafça davalıdan sipariş edilen ürünlerin üretim aşamasında imalatı tamamlanan tüm ürünlerin numunelerin davacı taraf yetkilisi tarafından incelendiği ve hiçbir sorun olmadığı ve ürünleri almak istediğini belirtmesi üzerine 14.06.2016 tarihli Satış ve Sipariş Formu’nun düzenlenip davacı tarafa gönderildiği, dava konusu ürünlerle ilgili olarak 31.08.2016 tarihli faturanın düzenlendiği ve ürünlerinde 01.09.2016 tarihinde davalıya ait fabrikadan ayıpsız bir şekilde davacının kendi temin ettiği nakliye aracına yüklendiği ve davacı tarafça davalıya 28.09.2016 tarihli “İhraç Kayıtlı Mal Teslimleri” başlıklı yazının gönderildiği, bu süreçte davacı tarafça davalıya hiçbir ayıp ihbarında bulunmadığı, yine malların imha işlemlerininde davalının bilgisi dışında gerçekleştiği, bu kapsamda davalı tarafça TTK 23/c.maddesi gereğince süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacının dava dilekçesinde ayıp ihbarı olarak ileri sürdüğü mail yazışmasının mal tesliminden 9 ay sonra şirket yetkilisi olmayan kişilerle yapılmış olduğu, bunun ayıp ihbarı ve ayıbın kabulü şeklinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, iş bu yazışmanın davalıyı bağlamadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Esas dava dosyası açısından taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafça verilen sipariş üzerine davalı şirket tarafından üretimi yapılıp 01.09.2016 tarihinde davalı şirkete ait fabrikadan davacı tarafça temin edilen nakliye aracı vasıtasıyla 01.09.2016 tarihinde teslim alınan ve davacı tarafça davalı adına düzenlenen 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL’lik fatura muhteviyatı mallardan 1190 adet Calphomine 3 kg ve 200 adet Lyte Mix C 10 kg olarak KDV dahil 24.577,53 TL’lik kısmına tekabül eden kısmının ayıplı olup olmadığı, süresi içerisinde davacı tarafça ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayrıca iş bu ürünlerin Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından imha edilmiş olması nedeniyle imha masraflarına ilişkin 26.883,86 TL’den davalının sorumlu olup olmadığı, sonuç olarak takip tarihi itibariyle takibe konu edilen tutar kadar davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Birleşen dava dosyası açısından ise; davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça davalıya satılıp teslim edildiği bildirilen mallardan dolayı davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar bakiye 4.396 TL alacağının bulunduğu, iş bu alacağın ödenmediğinden bahisle davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, öncelikli olarak yetkili icra dairelerinin İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğu, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar bir alacağının bulunmadığı gibi İzmir 1 .ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine açılan dava nedeniyle esasında davalının davacıdan alacaklı olduğundan takas mahsup savunmasında bulunduklarından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyası açısından taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarih itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar faturalardan kaynaklı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Esas dava dosyası açısından dosya kapsamı belgelerin incelenmesi neticesinde davacı şirket tarafından davalıya verilen sipariş kapsamında davalı tarafça üretimi yapılan mallar nedeniyle davalı tarafça davacı hakkında 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL’lik faturanın düzenlendiği, iş bu fatura karşılığında davacı tarafça davalıya 08.08.2016 tarihinde 29.850 TL ve 23.11.2016 keşide tarihli 35.290 TL’lik çek verilmek suretiyle ödemenin gerçekleştirildiği, iş bu fatura muhteviyatı malların davalıya ait fabrikada davacı tarafça temin edilen nakliye araçlarına 01.09.2016 tarihinde kapalı kutular içerisinde teslim edildiği ve yurt dışına ihraç edildiği, davacı vekili tarafından 03.10.2017 tarihli dilekçe ekinde Ek-7 olarak sunulan ve dava dışı yurt dışı alıcı firma tarafından davacı şirkete gönderildiği belirtilen 01.11.2016 tarihli yazıda davalı tarafından üretilen ve kendilerine gönderilen 6 adet üründen sadece calphomine 1200 adet ve Lyte Mix C 200 adet yem katkılarının kokusunun değişerek kötü koktuğu, toz halinde değilde topaklaşma ve katılaşma meydana geldiği, renk değişimi bulunduğundan bahisle ayıplı olduğunun belirtildiği ve akabinde iade edildiği ve Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen 23.02.2017 tarihli belge ile imha edildiği ve belge içeriğinde “Yukarıdaki listede yer alan bir kalem eşyanın ekonomik değerini kaybettiği ambarda yapılan tespit sonucu anlaşılmış olup, imha komisyonunca imhasının gerektiğine karar verilmiştir.” ibaresinin yer aldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı ekindeki davacı şirket tarafından Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne hitaben düzenlenen 20.02.2017 tarihli yazı içeriğinde geçen dava konusu yem katkı maddesi ile ilgili Tarım İl Müdürlüğü’nün yazısı davacı taraftan ara kararıyla talep edilmiş olmasına rağmen davacı tarafça dosyaya ibraz edilmemiştir. Dava konusu ayıplı olduğu iddia edilen ürünler Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından davadan önce imha edilmiş olduğundan mahkememizce incelenememiş olup, davadan evvel davacı tarafça mahkeme aracılığıyla yaptırılmış bir delil tespitinin de davacı delilleri arasında bulunmadığı görülmüştür.
Yine dosya kapsamı belgelerin incelenmesinden Kartal … Noterliği’nin 25.05.2017 tarihli ihtarnamesi ile de davaya konu ayıplı ürünlerin bedeli olan KDV dahil 24.577,53 TL ve imha ve gümrük bedeli 26.883,86 TL olmak üzere toplam 51.461,39 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesinin davalı taraftan istendiği, iş bu ihtarnameninde davalı tarafa 30.05.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup, düzenlenen kök ve ek raporlarda sonuç olarak ; dava konusu ayıplı olduğu belirtilen Calphomine ve Lyte Mix C ürünlerinin satışa hazır biçimde karton kutulara yerleştirilmiş plastik kutularda naylon torbalar içinde olduğunun dosyada mevcut olan ve delil olarak sunulan DVD’lerin incelenmesi neticesinde anlaşıldığı, dosyada yer alan deliller arasında bulunan ürünlerin analiz sertifikası ve sağlık mektubu ile davacı tarafça davalıdan satın alındığı, ambalajların kapalı olması nedeniyle bu ürünlerde gizli ayıbın olup olmadığının ancak nihai tüketiciye ulaşmadan tespitinin mümkün olmadığı, iş bu ürünlerin davacı tarafça yurt dışına ihraç edildiği, ve yurt dışındaki alıcı firmaya ulaştıktan sonra bu ürünlerde renk değişimi bulunduğu, koku geldiği ve yem katkılarının katılaştığı belirtilerek ürünlerin iade edildiği ve mevzuat gereğince de iade edilen ürünlerin Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından imha edildiği, imha işleminin CD’ye alındığı, bu nedenle emtianın imha edildiğinin sabit olduğu, imhaya ilişkin masrafların imhayı yapan kuruluş ve gümrük müdürlüğü tarafından belirlendiği, burada davacının bir etkisinin bulunmadığı, dava konusu emtianın kapalı kutu içinde ihraç edildiği ve eaynı şekilde geri geldiği sabit olup, bu ürünlerin ayıplı olduğu ve ayıplı malın üreticisi olan davalı tarafından ayıplı bir şekilde üretiminin gerçekleştirildiği, davacının bunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, ayıplı ürünlerinde içerisinde bulunduğu davalı tarafça davacı adına düzenlenen 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL’lik faturanın ve bu fatura karşılığında davacı tarafça davalıya yapılan ödemelere ilişkin kayıtların her iki tarafa ait defterlerde kayıtlı olduğu ve fatura muhteviyatı malların üretiminin davalı tarafça yapılarak davacıya teslim edildiği konusunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, ve yine davalı tarafça davacı adına düzenlenen 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL’lik fatura içeriğinden KDV dahil 24.577,53 TL’lik kısmının ayıplı mallara ilişkin olduğu ve bu ayıplı malların Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından imha edilmesi nedeniyle toplamda 26.783,36 TL’lik masrafın davacı tarafça ödenmiş olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
TTK 18/3.fıkrasında ise “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
TTK 23/c.maddesi gereğince “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya inceletmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TTK’nın 223.maddesinin 2.fıkrası uygulanır. ” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Dava konusu somut olaya gelindiğinde davacı tarafça davalıya verilen sipariş üzerine davalı tarafça üretimi yapılan ve yurt dışına ihraç etmek üzere davalıdan satın alınan ürünlerin yurt dışına ihraç edildikten sonra davalı tarafça davacı adına düzenlenen faturaya konu bir kısım malların ayıplı olduğu, bu nedenle yurt dışı alıcı firma tarafından ayıplı ürünlere ilişkin olarak 01.11.2016 tarihli itiraz mektubunu davacı şirkete gönderdiğini davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 03.10.2017 tarihli dilekçe içeriğinde belirtildiği ve dilekçe ekinde de Ek-7 olarak ilgili itiraz mektubunun bir suretinin sunulduğu, bu şekilde davacı tarafça da belirtildiği üzere davaya konu ürünlerdeki davacı tarafça iddia edilen ayıbın davacı tarafça 01.11.2016 tarihi itibariyle öğrenildiğinin kabulü gerekmiştir. Dosyada bulunan belgeler ile mail yazışmalarının incelenmesinden davacı şirket … … Ltd. Şti adına … tarafından davalı şirket çalışanı olduğu belirtilen ….’ya ait mail hesabına 15.05.2017 tarihinde yurt dışı firmadan gelen 01.11.2016 tarihli itiraz mektubu ve telefonla yapılan görüşmeye istinaden proforma faturalarının gönderildiğinin bildirildiği, daha sonra sırasıyla aynı kişiler arasında 16.05.2017, 17.05.2017, 22.05.2017, 23.05.2017 tarihlerinde yapılan yazışmalara ilişkin maillerin birer suretinin dosyaya sunulduğu, ayrıca en son davacı tarafça davalıya Kartal … Noterliği’nin 25.05.2017 tarihli ihtarnamesi keşide edilmek suretiyle ayıplı olduğu belirtilen ürünlere ilişkin bedelin ve yine ürünlerin Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından imha edilmesi nedeniyle imha ve gümrük masraflarının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesinin davalıdan istendiği görülmüştür. Bu kapsamda davacı tarafça davaya konu ürünlerdeki ayıbın yurt dışı alıcı firma tarafından gönderilen 01.11.2016 tarihli itiraz mektubu ile öğrenildiği bizzat davacı tarafın dilekçeleriyle sabit olup, bu öğrenme tarihinden itibaren taraflar arasındaki mail yazışmaları ve yine ihtarname tarihleri dikkate alındığında TTK 23.maddesi gereğince ayıbın süresi içerisinde yapılmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından dosyaya birer sureti sunulan 15.05.2017 16.05.2017, 17.05.2017, 22.05.2017, 23.05.2017 tarihli mailler incelendiğinde davalı tarafça ayıbın kabul edildiği, bu nedenle davalı vekilinin ayıbın süresi içerisinde yapılmadığı yönündeki savunmasının dinlenemeyeceği iddia edilmiş ise de, dosyada birer sureti mevcut 15.05.2017, 16.05.2017, 17.05.2017, 22.05.2017, 23.05.2017 tarihleri arasında davacı şirket adına … tarafından davalı şirket adına … isimli kişiyle yapılan mail yazışmalarının incelenmesinden her ne kadar 23.05.2017 tarihli yazışmada konu olarak “iade ürün faturası ve gümrük masrafları yansıtma faturası” açıklamasıyla “Cari hesabınızda 4.396,23 TL borç bakiyeniz vardır. Bu tutar düşüldükten sonra kalan 25.603,77 TL ödeme yapılacaktır.” ibaresinin bulunduğu ve yine diğer yazışmalar içeriğinde de iade ürün faturası ve gümrük masraflarına ilişkin bir takım yazışmalar mevcut ve iş bu yazışmaları davalı adına yapan …’nın SGK’dan gelen kayıtların incelenmesinden yazışmaların yapıldığı tarih itibariyle davalı şirket çalışanı olduğu anlaşılmış ise de, davalı vekili tarafından iş bu yazışmaları yapan ….’nın ayıbı kabul etme yönünde davalı şirketi bağlayacak şekilde bir yetkisinin bulunmadığı ileri sürülmüş olup, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen davalı şirkete ait kayıtların incelenmesi neticesinde bu kişinin davalı şirket yetkili temsilcileri arasında da bulunmadığı, bu nedenle davalı şirketi bağlar şekilde dava konusu ürünlerdeki ayıbı kabul etme yetkisinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde esas dava dosyası açısından, her ne kadar davacı vekili tarafından davalıdan 31.08.2016 tarih ve KDV dahil 76.864,35 TL’lik fatura kapsamında satın alınan davaya konu bir kısım malların ayıplı olması nedeniyle yurt dışı alıcı firma tarafından geri iade edilmesi ve iş bu ürünlerinde ayıplı olması nedeniyle Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından imha edilmesinden kaynaklı olarak 24.577,53 TL ayıplı ürün bedeli ve 26.883,86 TL imha ve gümrük masrafları olmak üzere toplam 51.461,39 TL’nin davalı taraftan tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de, yukarıda anlatılan gerekçelerle davacı tarafça dava konusu ürünlerde meydana geldiği iddia edilen ayıbın yurt dışı alıcı firma tarafından davacıya gönderilen 01.11.2016 tarihli itiraz mektubu ile öğrenildiği, ancak buna rağmen TTK 23.maddesi gereğince süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı sonucuna varılmış olup, ayrıca davacı tarafın, taraflar arasındaki mail yazışmaları ile ayıbın davalı şirket tarafından kabul edilmesi nedeniyle ayıbın süresi içerisinde yapılmadığı yönündeki davalı savunmasının dinlenemeyeceği yönündeki iddiasının yukarıda anlatılan gerekçelerle mahkememizce yerinde görülmediği sonuç ve kanaatine varılmış olmakla esas dava dosyası açısından açılan davanın reddine karar verme gereği doğmuştur. Yine her ne kadar davalı vekili tarafından davanın reddi halinde %20’den az olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi yönünde talepte bulunulmuş ise de, davacının takibinde kötüniyetli olduğuna dair ayrıca bir delil dosyaya davalı tarafça sunulmadığından davalı vekilinin bu yöndeki talebi yerinde görülmemiştir.
Birleşen dava dosyası açısından ise her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde birleşen dosya davacısı olan … A.Ş’ye ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacı defterlerine göre davacının davalıdan 4.396,23 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, birleşen dosya davalısına ait … … Ltd. Şti.’ye ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde ise takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.092,92 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, her iki taraf ticari defter ve kayıtlar arasında (4.396,23 TL – 3.092,92 TL=) 1.303,31 TL fark bulunduğu, iş bu farkın dayanakları ile birlikte incelenerek açıklanması için daha önce rapor düzenleyen bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 09.07.2021 tarihli ek raporda, … Tic Ltd Şti.’nin 02.01.2013 nolu yevmiye açılış fişinde devir olarak 194,87 TL borç bakiyesi devrettiği kayıtlı olduğu, …. defterlerinde ise 01.01.2013 nolu yevmiye açılış fişinde devir olan 388,14 TL alacak bakiyesinin devrettiği, 2 kayıt arasındaki farkın (388,14 TL – 194,87 TL=) 193,27 TL olduğu, bu durumda iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar arasındaki 193,27 TL’lik farkın dayanağının davalı tarafça ispatlanmasının gerektiği, ancak bu yönde bir belgenin dosya kapsamı belgeler arasında bulunmadığı ve davalı tarafça bu farkın dayanağının ispatlanamadığı, yine … … Ltd. Şti.’nin 03.07.2013 sayılı yevmiye kaydı ile ithalat giderleri olarak kesilen faturaya istinaden gider yansıtması açıklamasıyla 1.533,28 TL borç bakiyesi olarak yasal defterlere işlendiği, birleşen dosya davacısı …. defterlerinde böyle bir fatura kaydına da rastlanmadığı, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa verilen süreye rağmen ilgili fatura ve dayanağı belgelerin dosyaya sunulmadığı, bu nedenle bu fatura ve işleme ilişkin dayanak belgeler sunulmadığından davacı kayıtlarındaki bu faturaya ilişkin işlemin davacı tarafça ispatlanamadığı, yine … … Ltd. Şti yasal defterlerinde 17.12.2013 tarih yevmiye numarası ile 10.000 USD gelen havalenin TL karşılığının 20.373 TL alacak bakiyesi olarak yasal defterlerine işlendiği, birleşen dosya davacısı …. defterlerinde ise gönderilen havale karşılığının 20.337 TL borç bakiyesi olarak defterlerine kaydedildiği, bu durumda birleşen dosya davalı şirket olan … … Ltd. Şti.’nin kendi defterlerindeki kaydın esas alınmasının gerektiği ve bunun sonucunda aradaki 36,00 TL’lik farkın birleşen dosya davalı defterlerinde birleşen dosya davacı yararına olan kaydın esas alınmasının gerektiği, bu durumda sonuç olarak birleşen dosya davalı … … Ltd. Şti defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen birleşen dosya davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilen 1.533,28 TL’lik faturanın dayanağının birleşen dosya davalısı … … Ltd. Şti tarafından kanıtlanamadığı sonucuna varılmakla iş bu tutarın davalı … … Ltd. Şti defterlerindeki davalı alacak bakiyesi olan 3.092,20 TL’ye ilavesinin gerektiği, buna göre (3.092,20 TL + 1.533,28 TL=) 4.625,48 TL’ye ulaşıldığı, bunun dışında birleşen dosya davacı defterlerinde 01.01.2013 yılı yevmiye defterinin açılış fişinde devir bedeli 388,14 TL alacak bakiyesi vermekteyken birleşen dosya davalı … … Ltd. Şti defterlerinde ise 194,87 TL borç bakiyesi verdiği, ikisi arasındaki fark olan 193,27 TL alacak bakiyesinin dayanağının birleşen dosya davacısı … A.Ş tarafından kanıtlanamadığının sonucuna varılmış olmakla belirlenen 4.625,48 TL’den düşülmesinin gerektiği, buna göre (4.625,48 TL – 193,27 TL=) 4.432,21 TL’ye ulaşıldığı ve yine 10.000 USD havalenin “TL” karşılığı ile ilgili olarak taraf defterleri arasında bulunan 36,00 TL’lik farkında bu tutardan düşülmesi neticesinde (4.432,21 TL – 36,00 TL=) 4.396,21 TL’lik sonuca ulaşıldığı, bu tutar ile birleşen dosya davacı defterlerinde alacak olarak kayıtlı olduğu bilirkişilerce tespit edilen 4.396,23 TL’lik tutar arasında 0,02 TL’lik küsurat farkının bulunduğu görülmekle birleşen dava dosyası açısından takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takipteki talep ile bağlı kalınarak 4.396,00 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, birleşen dava dosyası yönünden davanın kabulüne, davalı borçlunun İzmir 18.icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 4.396,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, kabul edilen kısım likit olduğundan %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Esas dava dosyası açısından;
Davanın REDDİNE,
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin de REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 621,53 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 540,83 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.489,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı birleşen dava dosyası açısından ;
Davanın KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir 18.icra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 4.396,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 879,20 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 300,29 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan toplam 75,08 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 225,21 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 111,08 TL peşin harç, 50,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 161,08 TL’nin yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 4.396,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza