Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/805 E. 2021/305 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/805 Esas
KARAR NO : 2021/305

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/07/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; davalı borçlunun cari hesap alacağından doğan borcu nedeniyle müvekkilinin ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu tarafından iş bu takibe haksız şekilde itiraz edildiği, davalı borçlu ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, müvekkili şirket tarafından davalıdan bir çok kez borcunun talep edildiği, ancak davalı borçlu tarafından icra takibi başlayıncaya kadar herhangi bir ödeme yapılmadığından bahisle İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itiraz iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Davacı tarafın cari hesap bakiyesini tek taraflı olarak düzenlediği, davacı tarafın bir belgeye dayanak alacağının bulunmadığı, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığı, davacının, müvekkili tarafından yapılan işlerin kayıtlarını gösterir tutanakların bir kısmını kayıtlarına işlemeyerek hesaplama dışında bıraktığı, 14.810,00 Euro servis ücreti ve 4.000,00 TL yol ücreti alacağı tutarındaki bu servis formları davacı tarafından kayıt dışı bırakıldığı, davacının müvekkilinin borçlu olduğundan bahisle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğinden bahisle açılan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 24.02.2017 tarihinde 96.394,63 TL asıl alacak, 746,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 97.141,36 TL üzerinden öncelikli olarak İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesindeki yetki itirazının davalı alacaklı tarafından kabulü neticesinde dosyanın İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına kaydedildiği ve iş bu icra takip dosyası içerisinden çıkartılan ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine davalı borçlu tarafından süresi içerisinde sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 19/03/2018 tarihli raporda sonuç olarak; davalının incelemeye konu olan 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tutulduğu, icra takibine dayanak cari hesap bakiye tarihi olan 26.01.2017 tarihi itibariyle davalının defter kayıtlarında davacının davalıdan 28.073,81 TL cari hesap alacağının bulunduğu, tarafların 26.01.2017 tarihinden sonra birbirine fatura düzenlemeye ve ödeme yapmaya devam ettiği, icra takip tarihinden sonra düzenlenen fatura ve ödeme işlemleri sonucunda 30.05.2017 icra takip tarihi itibariyle davalının defter kayıtlarında davacının davalıdan 7.499,24 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davacı tarafın 30.05.2017 icra takip tarihinden sonra davalı tarafa 01.06.2017 tarihinde 2.913,43 TL bedelli fatura düzenlediği, davalı tarafın da yine takip tarihinden sonra davacı tarafa 01.06.2017 tarihinde 4.500,00 TL ve 2.900,00 TL olmak üzere toplam 7.400,00 TL ödeme yapmış olduğu, bu işlemler sonucunda 12.07.2017 dava tarihi itibariyle davalının defter kayıtlarında davacının 3.012,67 TL cari hesap alacağının bulunduğu, 26.01.2017 icra takibine dayanak cari hesap tarihi, 30.05.2017 icra takip tarihi ve 12.07.2017 dava tarihi itibariyle davalı defter kayıtlarında tespit edilen davacının davalıdan alacaklı olduğu tutara raporun 11.2.2nolu bölümünde açıklanan 53.301,41 TL 2014 yılından gelen devir farkının dahil edilmediği, bu tutarın davacı tarafın defter incelemesi sonucu tespit edilmesinin gerektiğinin sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarla ilgili olarak talimat ile mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 27.12.2018 tarihli raporda sonuç olarak; Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalı firmadan 79.332,89 TL kaydi alacağının bulunduğu, dosyada mübrez bilirkişi raporunda ise davalı firmanın kayıtları muvacehesinde davacı şirkete 11.012,07 TL kaydi borcunun bulunduğu, taraflar arasında (79.332,89 TL – 11.012,07 TL=) 68.320,82 TL mutabakatsızlık bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
4-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında mali müşavir bilirkişi …’ndan ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 25.06.2019 tarihli ek raporda; Tarafların 2014 yılı defter kayıtlarında davacının 2013 yılından devreden açılış bakiyesinin 510.848,37 TL, davalının 2013 yılından devreden açılış bakiyesinin 457.735,97 TL olduğu, davacı kayıtlarında davalıya göre 53.112,40 TL fazla borç kaydının bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatsızlığını netleştirebilmek için öncelikle 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılına ait davalı kayıtlarının, davacı defterlerini inceleyen bilirkişi tarafından davacı kayıtları ile karşılaştırmak suretiyle incelenerek devirden kaynaklanan 53.112,40 TL’lik farkın kaynağının tespit edilmesinin gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
5-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı ve davalı kayıtlarının karşılaştırılabilmesi açısından yeniden talimat ile daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınmış olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 27.08.2020 tarihli raporda sonuç olarak; Davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı firmadan 78.624,47 TL asıl alacağının bulunduğu, taraflar arasında temerrüt halini belirlemeye yönelik yazılı bir sözleşme veya takip konusu alacağa ilişkin keşide edilmiş yasal nitelikli bir temerrüt ihtarının dosya kapsamında yer almadığı gibi iddia da edilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, KABUL:
Dava: İİK 67.maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davası olup, davaya konu icra takip dosyası açısından davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ödenmemiş bakiye 96.394,63 TL alacağının bulunduğu belirtilerek iş bu alacağın faiziyle birlikte tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptaliyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, davalının davacıya davacı tarafça iddia edildiği şekilde herhangi bir borcunun bulunmadığından açılan davanın reddine ve kötüniyetli olarak takip başlattığı iddia olunan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen miktar kadar bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir … tarafından düzenlenen kök ve ek raporda sonuç olarak davalı şirketin incelenen 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının 2013 yılından devreden açılış bakiyesinin 510.848,37 TL olduğu, davalının 2013 yılından devreden açılış bakiyesinin ise 457,735,97 TL olduğu, davacı kayıtlarında davalıya göre 53.112,40 TL fazla borç kaydının görüldüğü, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatsızlığının netleştirilebilmesi için öncelikli olarak 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılına ilişkin davalı kayıtlarının davacı defterlerini talimat ile inceleyen bilirkişi tarafından karşılaştırılmak suretiyle devirden kaynaklanan 53.112,40 TL’lik farkın kaynağının tespit edilmesi ve buna göre dava konusu alacak tutarının belirlenmesinin gerektiği bildirilmiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlara ilişkin olarak talimat ile alınan ve mali müşavir … tarafından düzenlenen 27.12.2018 tarihli raporda ise; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 79.332,89 TL kaydi alacağının bulunduğu, davalı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre ise takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 11.012,07 TL alacaklı bulunduğunun kayıtlı olduğu, her iki taraf kayıtları arasında (79.332,89 TL – 11.012,07 TL=) 68.320,82 TL’lik mutabakatsızlığın bulunduğu, iş bu mutabakatsızlığın 11.400,00 TL’sinin davacı şirket kayıtlarında yer alan ancak davalı defterlerinde yer almadığı tespit edilen ve davacı şirketçe davalı firma adına gerçekleştirilen 14.10.2014 tarihli 3.000,00 TL, 23.02.2016 tarihli 3.000,00 TL’ ve 27.04.2016 tarihli 5.400,00 TL olmak üzere toplam 11.400,00 TL’lik banka ödemesinden kaynaklandığı, 708,00 TL’sinin ise rapor ekinde dosyaya sunulan “10.10.2016 tarihli … Ltd. Şti KDV dahil 708,00 TL bedelli fatura” olan 30.12.2016 tarihli 708,00 TL tutarlı virman işleminden kaynaklandığı, 53.301,41 TL’nin ise hiçbir dayanağı olmayan, olsa da bu şekilde yapılması yasal olarak mümkün olmayan davalının hatalı devir kayıtları sonucunda davalı firma lehine davacı şirket aleyhine olacak şekilde (220.437,18 TL – 40.101,91 TL= 180.335,27 TL) – (320.216,14 TL – 203.182,28 TL= 127.033,86 TL) = 53.301,40 TL’Lik 2015, 2016 davalı firma devir farkından kaynaklandığı, yine 2.911,41 TL’lik mutabakatsızlığın ise davalının 2014 yılı kayıtlarında yapılacak inceleme ile tespit edilebileceği, bu kapsamda taraf kayıtları arasında (11.400,00 TL + 708,00 TL + 53.301,41 TL + 2.911,41 TL’lik işlemlerden kaynaklanmak üzere) 68.320,82 TL mutabakatsızlık bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında mali müşavir … tarafından davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen kök ve ek raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde davalının kayıtları ile davacı şirket kayıtları karşılaştırılarak tarafların ticari defterleri arasındaki mutabakatsızlığın tespiti açısından daha önce rapor düzenleyen mali müşavir bilirkişiden talimat ile ek rapor alınmış olup, düzenlenen 27.08.2020 tarihli ek raporda; davacı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 79.332,89 TL kayıtlı alacağının gözüktüğü, davalının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre ise takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 11.012,07 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, bu kapsamda takip tarihi itibariyle taraf defterlerine göre taraflar arasında (79.332,89 TL – 11.012,07 TL=) 68.320,82 TL’lik mutabakatsızlığın bulunduğu tespit edilmiş olup, dosyada mevcut olan rapor ve ek raporlar ile … Bankası’ndan dosyaya gelen yazı cevapları, davalıya ait 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılları C/H ekstreleri, davacı tarafa ait 2009, 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılına ilişkin C/H ekstreleri üzerinde kapsamlı olarak yapılan karşılaştırma neticesinde;
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2009 yılı Nisan ayından başlayarak 2017 yılına kadar devam ettiği, davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı 2009 yılı dahil olmak üzere ticari kayıtlarını bilanço usulüne göre borç/alacak şeklinde kayıt ve takip ettiği, davalının ise taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı 2009 yılından 2013 yılına kadar ticari kayıtlarını basit usulde vergilendirilen gerçek vergi mükellefi olarak işletme defterinde kayıt altına aldığı, 2013 yılından itibaren de bilanço usulüne geçtiği, taraflar arasında 2010, 2012 arası düzenlenen alım satım faturalarına ilişkin kayıtların davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 13.06.2012 tarihli 84,84 TL bedelli fatura hariç diğer tüm faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 2012 yılı sonu itibariyle davacı şirketin davalıdan 205.149,08 TL alacaklı durumda olduğu ve bu tutarın davalı firmadan alacak olarak 2013 yılına devrettiği, davalının ise 2012 yılında işletme defteri tutuyor olması nedeniyle borç alacak bakiye tespitinin yapılamadığı, 2013 yılında bilanço usulüne göre defter tutmaya başlayan davalı firmanın ticari defter ve kayıtlarında 2013 yılı açılış maddesinde davacı şirkete 2012 yılından devir gelen borç bakiyesi olarak 151.847,67 TL borç kaydı ile başlangıç yaptığı, dolayısıyla 2013 yılı açılış maddesi bakiye tutarları karşılaştırıldığında taraflar arasında 2013 yılı başı itibariyle (205.149,08 TL – 151.847,67 TL=) 53.301,41 TL mutabakatsızlık bulunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporunda tarafların 2013 yılı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde ise davacı şirketin 2013 yılı açılış bakiyesinin 205.149,08 TL, davalı açılış bakiyesinin ise 151.847,67 TL olduğu, taraflar arasındaki açılış kaydından gelen 53.301,41 TL mutabakatsızlığın 2013 yılının sonunda 189,01 TL azalarak 53.112,40 TL’ye indiği, 189,01 TL azalışın davacı tarafından düzenlendiği halde davacı şirket kayıtlarında yer almayan ancak davalı firma kayıtlarında yer alan 17.09.2013 tarihli 188,99 TL’lik faturadan kaynaklandığı, davacı şirket kayıtlarına göre 2013 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 510.848,37 TL alacaklı göründüğü ve bu alacağın 2014 yılına devredildiği, davalı kayıtları itibariyle ise 2013 yılı sonu itibariyle 53.112,40 TL mutabakatsızlıkla 457.735,97 TL borç bakiyesinin 2014 yılına devredildiği, 2014 yılında davacı açılış bakiyesinin 510.848,37 TL, davalı açılış bakiyesinin ise 457.735,93 TL, davacı kapanış bakiyesinin 416.342,04 TL, davalı kapanış bakiyesinin ise 363.129,17 TL olduğu, bu kapsamda taraflar arasındaki mutabakatsızlığın 2014 yılı kapanış kayıtlarına göre (416.342,04 TL – 363.129,17 TL=) 53.213,87 TL olduğu, açılış kaydındaki mutabakatsızlığın 53.112,40 TL olması nedeniyle 100,47 TL’lik artışın davalı tarafından 23.09.2014 tarihinde davacı şirkete gönderilen 15.000,00 Euro’nun davacı kayıtlarında 43.249,50 TL, davalı kayıtlarında ise 43.350,00 TL olarak kayıtlı olmasından diğer bir ifadeyle kur farkından kaynaklanmakta olduğu, incelenen davacı şirket kayıtlarına göre 2014 yılı kapanış kaydında davacı alacağı olarak kayıtlı olan 416.342,04 TL’lik alacağın 2015 yılına devredildiği, davalı kayıtlarında ise 2014 yılı sonu itibariyle 363.127,17 TL olan borç bakiyesinin kendi aleyhine 47.301,41 TL farkla 410.438,58 TL olarak 2015 yılına devredilmiş olduğu ve davacı şirket defterlerine göre 2015 yılı kapanış kayıtlarında davacı alacağının 168.991,78 TL, davalının 2015 yılı kapanış kayıtlarına göre ise davacı alacağının 163.080,37 TL olduğu, bu nedenle her iki tarafa ait 2015 yılı kayıtları incelendiğinde açılış kaydından gelen (416.342,04 TL – 410.430,58 TL=) 5.911,46 TL mutabakatsızlık dışında taraf kayıtları arasında 2015 yılı itibariyle herhangi bir mutabakatsızlığın bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporuna göre taraflara ait 2016 yılı defterlerinin incelenmesi neticesinde ise davacı şirketin 2015 yılındaki kapanış kaydında davacı alacağı olarak kayıtlı olan 168.991,78 TL’nin aynen 2016 yılı açılış kayıtlarında davacı alacağı olarak kayıtlı olduğu, ancak davalı firmanın davacı şirkete 2015 yılı sonu itibariyle 5.911,41 TL mutabakatsızlıkla mevcut olan 163.080,37 TL’lik borç bakiyesini 2016 yılı ticari defterlerinde davacı şirket aleyhine olacak şekilde 53.301,41 TL farkla davacı şirkete (163.080,37 TL – 53.301,41 TL=) 109.778,96 TL borç olarak açılış maddesine kaydettiği, böylelikle taraflar arasındaki mutabakatsızlığın (5.911,41 TL + 53.301,41 TL=) 59.212,82 TL tutarına yükselmesine sebebiyet verdiği, taraflar arasındaki açılış kaydından gelen 59.212,82 TL mutabakatsızlığın 2016 yılının sonunda 9.108,00 TL daha artarak 68.320,18 TL’ye yükseldiği, 9.108,00 TL’lik artışın davacı şirket kayıtlarında yer alan ancak davalı firma kayıtlarında yer almadığı tespit olunan 23.02.2016 tarihli 3.000,00 TL, 27.04.2016 tarih 5.400,00 TL ve 30.12.2016 tarihli 708,00 TL tutarlı virman kaydından kaynaklandığı, dolayısıyla taraflar arasındaki 68.320,18 TL’lik mutabakatsızlığın davalı firmanın dayanaksız devir farklarından kaynaklanan 59.212,40 TL ile davacı kayıtlarında yer alan ancak davalı kayıtlarında yer almadığı belirtilen toplam 9.108,00 TL’lik ödeme ve virman işleminden kaynaklandığı, davalı firmanın hiçbir dayanağı olmaksızın yıl sonu devir gelmesi gereken borç bakiye tutarını davacı şirket aleyhine olacak şekilde eksik devretmesi nedeniyle toplamda 59.212,40 TL’lik mutabakatsızlığın oluştuğu, bu kapsamda hiçbir dayanağı olmayan ve olsa da bu şekilde yapılması yasal ve usuli olarak mümkün olmayan açılış ve kapanış maddesi devir farkları hususunda davalı firmanın davacı aleyhine olacak şekilde 2013 yılı ve öncesinden devir gelen bakiyeleri davacı şirket aleyhine 59.212,40 TL olacak şekilde açılış maddelerine farklı kaydetmesinin yerinde olmadığı, bu nedenle davalı firma defterlerinde yer alan bu bakiyelere itibar edilemeyeceği, ayrıca davacı kayıtlarında yer alan ve davalı kayıtlarında yer almayan 23.02.2016 tarihli 3.000,00 TL tutarlı ödeme, 27.04.2016 tarihli 5.400,00 TL tutarlı ödemenin de … Bankası … Şubesi’nden dosyaya gelen dekont örneklerinin incelenmesinden davacı şirket tarafından davalıya gerçekleştirilmiş olduğunun tespit edildiği, dekont örneği dosyada bulunan 14.10.2014 tarihli 3.000,00 TL tutarlı ödemenin ise 30.10.2014 tarihinde davalı firma defterlerine kaydedildiği, mutabakatsızlığı oluşturan 708,00 TL’lik virman işleminin ise herhangi bir fatura veya virman dekontu düzenlenmeksizin yapılmış olduğu, davalı firma kayıtlarında yer almayan ve kabul edilmeyen bu işlemin davalı firma aleyhe borç külfeti getirmeyeceği, sonuç olarak takip tarihi itibariyle davalı kayıtlarında takip tarihi itibariyle yer alan borç bakiyesi olan 11.012,07 TL’ye davalı ticari defter ve kayıtlarına göre de davalı firma tarafından hiçbir dayanağı olmaksızın yıl sonundan devir gelmesi gereken borç tutarının davacı aleyhine olacak şekilde eksik devretmesi nedeniyle toplam 59.212,40 TL ve davacı kayıtlarında yer almasına rağmen davalı kayıtlarında yer almayan ve banka dekontlarıyla ödendiği sabit olan 8.400,00 TL’nin toplanması neticesinde (11.012,07 TL+59.212,40 TL+8.400,00 TL=) 78.624,47 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama toplanan deliller, her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde her ne kadar davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 79.332,89 TL’lik kaydi alacağının bulunduğu ve yine davalının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 11.012,07 TL kayden alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu bilirkişi tarafından bildirilmiş ise de; her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar arasında (79.332,89 TL – 11.012,07 TL=) 68.320,82 TL’lik mutabakatsızlığın bulunduğu alınan bilirkişi raporlarıyla belirlenmiştir. Yine alınan bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtların karşılaştırılması neticesinde davacı kayıtlarına göre 2015 yılı açılış bakiyesinin 2014 yılından devreden 416.342,04 TL davacı alacak bakiyesi ile davalı defterlerinde ise 2014 yılından devreden 410.430,58 TL’lik davacı alacak bakiyesi ile başladığı, taraflar arasındaki 2015 yılı açılış kaydından kaynaklanan farkın (416.342,04 TL – 410.430,58 TL=) 5.911,46 TL olduğu, 2015 yılı kapanış kayıtlarında ise davacının davalıdan 168.991,78 TL alacak kaydının devam ettiği ve 2016 yılına devrettiği, yine davalı defterleri 2015 yılı kapanış kaydında ise 163.080,37 TL davacı alacağının aynen kayıtlı olduğu, bu kapsamda 2015 yılı kapanış kayıtları arasındaki farkın (168.991,78 TL- 163.080,37 TL=) 5.911,41 TL olduğu, bu şekilde her iki tarafa ait 2015 yılı ticari defter ve kayıtlara göre her iki taraf arasındaki mutabakatsızlığın 5.911,41 TL olduğu, bu tutar mutabakatsızlık açısından her iki taraf defterlerindeki kayıtların birbirini doğruladığı mali müşavir bilirkişi tarafından saptanmış olup mahkememizce de aynen kabul edilmiştir. Buna göre tarafların 2015 yılı ticari defterlerine göre taraflar arasındaki mutabakatsızlığın kapanış kaydında 5.911,41 TL olduğu, davacı tarafça 2015 yılı kapanış kaydındaki 168.991,78 TL’lik davacı alacağının aynen 2016 yılına devredildiği, ancak buna rağmen davalı tarafından hiçbir yasal dayanağı olmaksızın 2015 yılı kapanış kayıtlarında davacı alacağı olarak kayıtlı olan ve 2016 yılına devretmesi gereken 163.080,37 TL davacı alacağının, davacı aleyhine olacak şekilde 53.301,41 TL farkla 109.778,96 TL olarak 2016 yılı açılış kayıtlarına alındığı anlaşılmakla, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı tarafça bu yönde yapılan işlemin tüm dosya kapsamı belgeler ile alınan bilirkişi raporları kapsamında yasal dayanağı bulunmadığı kabul edilmiştir.
Sonuç olarak her iki tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde 2016 yılına gelendiğinde, 2016 yılı kapanış kayıtlarında davacı şirket defterlerine göre davacının davalıdan 95.812,54 TL alacak kaydının bulunduğu, davalı kapanış kayıtlarında ise davacının davalıdan 27.491,72 TL’lik alacağının kayıtlı olduğu, bu kapsamda her iki taraf defterleri arasında (95.812,54 TL – 27.491,72 TL=) 68.320,82 TL’lik farkın bulunduğu, bu kapsamda her iki taraf defterleri arasında bu tutarda mutabakatsızlığın olduğunun kayıtlı olduğu, iş bu mutabakatsızlığın 59.212,40 TL’lik kısmının davalı şirket tarafından hiçbir yasal dayanağı bulunmaksızın 2015 yılı kapanış kayıtlarında davacı alacağı olarak kayıtlı olan 163.080,37 TL’nin 2016 yılı açılış kaydına davacı aleyhine olacak şekilde 53.301,41 TL’lik farkla 109.778,98 TL olarak kaydedilmesinden kaynaklandığı, tüm dosya kapsamı belgeler ve alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı tarafın bu işleminin muhasebe tekniği açısından usulüne uygun ve yasal olmadığı anlaşılmıştır. Yine taraf defterleri arasında davalının yukarıda belirtilen ve usulüne uygun olmadığı kabul edilen 59.212,40 TL’lik işlemi dışında kalan ve 68.320,82 TL’lik mutabakatsızlığın (68.320,82 TL – 59.212,82 TL=) 9.108,00 TL’lik kısmının da, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 23.02.2016 tarihli 3.000,00 TL, 27.04.2016 tarihli 5.400,00 TL ve 30.12.2016 tarihli 708,00 TL tutarlı davacı virman işleminden kaynaklandığı, dosyaya … Bankası … Şubesi’nden gelen yazı cevabının incelenmesinden 23.02.2016 tarihli 3.000,00 TL bedelli ve 27.04.2016 tarihli ve 5.400,00 TL bedelli olmak üzere toplam 8.400,00 TL’lik ödemelerin davacı tarafça davalıya yapıldığının anlaşıldığı, aradaki mutabakatsızlığın 708,00 TL’lik kısmını oluşturan davacı virman işlemi ise herhangi bir fatura ya da dayanak belgeye dayanmadığından yerinde görülmemiş olup, sonuç olarak bilirkişilerden alınan kök ve ek raporların birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, davalı defterlerinde takip tarihi itibariyle borç bakiyesi olarak kayıtlı olan 11.012,07 TL’ye, taraf defterleri arasındaki 2015 ve 2016 yılları kapanış/açılış devir farklarından oluşan ve davalı tarafça davacı aleyhine sonuç doğuracak şekilde dayanaksız olarak yapıldığı kabul edilen 59.212,40 TL’lik kapanış/açılış devir farkı ve davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalıda kayıtlı olmayan ancak banka dekontları ile davacı tarafça ispatlandığı düşünülen 8.400,00 TL’lik ödemenin ilavesiyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (11.012,07 TL + 59.212,40 TL + 8.400,00 TL=) 78.624,47 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 78.624,47 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren 78.624,47 TL asıl alacağa davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 15.724,89 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, ayrıca İİK 67.maddesi gereğince koşulları oluşmadığından reddedilen kısım üzerinden davalı tarafın tazminat isteminin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaliyle 78.624,47 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren 78.624,47 TL asıl alacağa davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 15.724,89 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalı tarafın tazminat isteminin yerinde görülmediğinden reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.370,83 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 1.137,23 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.233,60 TL nispi karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça başlangıçta yatırılan toplam 1.173,23 TL harç ile, tebligat ve posta gideri 327,30 TL, bilirkişi ücreti 1.550,00 TL olmak üzere toplam 1.877,30 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.501,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.021,18 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır