Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/555 E. 2021/1192 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/555 Esas
KARAR NO : 2021/1192

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirket müvekkili ile ticari ilişki içerisinde olup söz konusu ticari faaliyetleri dolayısıyla taraflar arasında cari hesap ilişkisi mevcut olduğu, müvekkili şirketçe satışı ve teslimatı yapılan ürünler karşılığında davalı şirketin müvekkili şirkete borçlandığını, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı borçlu şirketle görüşmeler yapıldığı, ödemeler alınmaması sonrası müvekkili şirket tarafından İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile cari hesap ve fatura alacağına dayalı olarak borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak karşı tarafça hukuka aykırı bir şekilde takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz edildiğini belirterek davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasına konu yapılan takipte alacaklı görünen kişiye müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını, müvekkili hakkında bu takibin yapılması haksız ve mesnetsiz olduğunu, haksız yapılan icra takibini ve bu takibe dayanak açılan usul ve yasaya aykırı işbu davanın reddini talep ettiğini, borcu kabul etmemekle birlikte davacı davasını yasal sürede açmadığından davanın zamanaşımına uğradığını, işbu nedenle davacının davasını esasa girmeden usulden reddi gerektiğini, davacının borcun faturadan kaynaklı olduğunu beyan etmesi üzerine sırf fatura kesilmesinin borcun doğumu için yeterli olmadığını, fatura kesiminin muhasebesel işlem olduğunu ve borcun talep edilebilmesi için sözleşmesinin tam olarak ifa edilmesi gerektiğini, davacının davasını yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, davacının ibraz ettiği fatura tek taraflı düzenlendiği için yalnız başına davayı ispat için yeterli olmayacağı, davacı faturada yazılı malı ve hizmeti teslim ettiğini de kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 13/10/2020 havale tarihli yazısı ve ekleri,
-Bilirkişi …’un 05/03/2020 tarihli bilirkişi raporu,
-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası sureti,
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-Bilirkişi …’un 28/07/2021 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağına ilişkin toplam 28.065,32 TL alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 29/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/03/2016 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde 10/05/2017 tarihinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, mahkememizce dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği, mahkememizce davalı şirketin ticari sicil adresi tespit edilerek bu adrese tebligat yapılmak suretiyle yargılamanın sürdüğü, ancak davalı şirketin tüzel kişiliğinin 20/10/2017 tarihi itibariyle … A.Ş ile birleşme suretiyle sona erdiğinin 02/10/2020 tarihli duruşmada belirlenmesi üzerine bu duruşma ve sonrasında davalı şirketin ticaret sicil dosyasının ilgili yerden istenildiği, davacıya husumet düzeltme konusunda süre verildiği, taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edildiği, bu kapsamda öncelikle davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün gösterilmediği, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazının bulunmadığından yetki itirazının yerinde görülmediği, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak tarafların ticari defter ve kayıtlarının smmm bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, öncelikle davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacının defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı şirketin davalı şirkete teknik servis ve bakım hizmeti verdiği, bu hizmete karşılık davalı adına fatura düzenlediği, bu ilişkinin 2012 yılı öncesinde başladığı 2014 yılına kadar devam ettiği, davacının defterlerine göre 31/12/2014 tarihi itibariyle davalıdan 22.915,66 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya gönderilen borç mutabakatına göre ise davacının 21.794,83 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davalının defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde ise, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı sadece davacı tarafa 01/01/2015 tarihi itibariyle 21.794,83 TL borçlu olduklarına dair cari hesap ekstresi ile mutabakatını sundukları, tarafların cari hesap mutabakatına konu miktarda davalının borçlu olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacının cari hesap mutabakat metnine istinaden davalı aleyhinde takip yaptığı davalının takibe itiraz ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın cari hesap mutabakatına konu alacak tutarında davacının alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde davacının defterlerine göre davacının davalıdan 22.915,66 TL alacaklı olduğu, davalının defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise davalının davacıya 21.794,83 TL borçlu olduğu, taraf defter ve kayıtlarının davacının takip konusu olan 21.794,83 TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğu hususunda uyuştuğu, mahkememizce takip dayanağı olan cari hesap mutabakatına ilişkin olarak davalı şirket yetkililerin beyanının alınması için mahal mahkemesine 21/04/2021 tarihli ara karar ile talimat yazıldığı, davalı şirket yetkililerin isticvabının talep edildiği, talimat mahkemesince davalı şirkete usulüne uygun cari hesap mutabakat mektubu ekli olarak isticvap davetiyesinin tebliğe çıkartıldığı, usulüne uygun tebliğe rağmen davalı şirket yetkililerin isticvap için belirlenen gün ve saatte duruşmaya katılmadığı, bu halde takibe dayanak cari hesap mutabakat mektubu içeriği ve altındaki imzanın davalı şirketten sadır olduğunun kabulü gerektiği, bu halde kendi defter ve kayıtlarına göre davacıya borçlu görünen ve bu borcu da takibe dayanak mutabakat mektubunda belirttiği şekilde kabul eden davalının takibe konu cari hesap borcunu ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, bu nedenle dosya kapsamına göre davacının asıl alacak yönünden iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, davalının takibe itirazının asıl alacak yönünden yerinde olmadığı ve itirazında haksız olduğu, davacının takipte işlemiş faiz ve tazminat talep ettiği ancak asıl alacak üzerinden davayı ikame ettiği dikkate alınarak mahkememizce 10/11/2021 tarihli celsede davacı vekiline talebini açıklamak ve varsa eksik harcı ikmal etmek üzere süre verildiği, davacı vekilinin 23/11/2021 tarihli dilekçesine göre davacının asıl alacak yönünden talepte bulunduğu buna göre mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalının takiple temerrüde düştüğü, tarafları tacir olan uyuşmazlıkta uygulanması gereken faiz türünün avans faizi olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 21.794,83 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans reeskont faizi ile birlikte DEVAMINA,
2-21.794,83TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 4.358,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.488,80 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 374,07 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.114,73 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 374,07 TL peşin harç, 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 534,88 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.840,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA